2 Temmuz 2008

AYLIK DERGİSİ 46. SAYI


AB-D emperyalizminin bu toprakları istilası yüzyıllık bir mesele... Onlar Türkleri haritadan silmek için geldiler ve İslâm topraklarına saldırılarında her türlü vasıtayı kullandılar.




Vahşi Batı istilacılarının gelişiyle, bir "insan tarifi" yapıldı. Demokrasiye iman etmiş ve onun getirdiği teamülleri içselleştirmiş bir "insan". Sömürge tipi olmak için bunu bir vaka olarak kabul etmek, sadece duymak ve görmekle mümkün değil tabi. Uzun bir süreç ister. Zehirli kavramlarla zihinlere zerk ediliyor.

Büyük Doğuculuktan Vahşi Batıcılığa geçmiş Abdullah Gül'ün, İngiltere kraliçesi Elizabeth'in Türkiye'ye gelişinde üniversitelilere "Erasmus Programı"nı hararetle telkin edişi, adı Batı'da Allah'ın adıyla beraber hatırlanan Türk'e karşı "büyük bir hamle"dir.

Batılı, kendisi müdahaleye gerek görmeden istediği sonuçları alacağına inandığı sömürge tipi insan kaynağını buldu. Bu sömürge tipi insan önce tarihini-geçmişini-soyunu hor gördü, akabinde bu topraklardan kökten bir kopuşla aradığı ilk hazzını tattı. Bu haz başka hazları getirdi. Yüzde 90'ı Batı hayat tarzından nefret eden insanımızın önünde, bir batılıyla kadeh tokuşturan siyaset adamı türedi. İçeride tedaviye cevap vermez halde ve kökten kazınmalıyken yılların nesilleri önünde resmi geçit yapan bu tip, "adam" sayıldı, "ehil" kabul edildi. Onun ehil kabul edilmesi için aldıkları hazzın aşağılık atmosferinin solunması şart.

Bu vasatı, demokrasi oyununu oynarken aralarında kurdukları sahte kutuplaşma ile kurdular. Oyun, siyasî-askeri-iktisadi-kültürel-sosyal vs tüm sahalarda görünen bütün kesimlerin hainlerince oynanıyor. Bu 'devlet propagandası' havasında içeride kurgulanıyor ve perdeleniyor.

Hafızalarımızı biraz zorlarsak öz insanımız nasıl bir insandı, dostu-düşmanı kimdi, bu tipi görünce nasıl bir tepki koyardı, bunun zengin misâllerini hatırlayacak bir tarihe sahibiz.

Her tarafı işgal altında olan bir vatanda bu şartları tersine çevirecek, batı hayat tarzıyla yetişip sömürge tipi insanı bu topraklardan sürecek irade, ancak yeni bir "insan" idrakiyle mümkündür.

Bu cümleden olarak, Büyük Doğu Projesi Başyücelik Devleti etrafındaki çalışmalarımız devam edecek...

TEMA vakfı kurucusu Sayın Hayrettin Karaca'yla gerçekleştirdiğimiz röportajda anlatılanlar bu mânâda ibretliktir.

Bu sayımızda ayrıca İtalyan müslüman yazar William Schwarz'a ait, dergimize gönderilen değerli bir çalışmayı ilgilerinize sunuyoruz.

İbn-i Arabî araştırmalarıyla Türkiye'de de tanınan Sayın William Chittick ile, İbn-i Arabî ve tasavvuf üzerine konuştuk.

Ve bir başka araştırmacı yazar Sayın Yılmaz Dikbaş'ın Amerikan terörünü ele alan çarpıcı incelemesi de bu ayki sayımızda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.