Fransa'nın dile getirdiği Akdeniz Birliği Türkiye açısından gerçekten de Avrupa Birliğinin alternatifi olabilir mi?
Bu soruya cevap vermek için Akdeniz Birliğini oluşturacak ülkelerin hangileri olduğunu bilmekte yarar var. Türkiye, Fas, Lübnan, Mısır, Cezayir, Tunus, Libya, İsrail ve Suriye. Görüldüğü gibi Türkiye dışında, Akdeniz ülkelerinden ziyade, daha çok Ortadoğu ve K. Afrika ülkeleri söz konusu.
Akdeniz'e kıyısı olan İspanya, Fransa, Yunanistan ve İtalya zaten Avrupa Birliği üyeleri. Bahsedilen Akdeniz Birliğini oluşturacak ülkelerden bir tek bizim AB'ye üyelik başvurumuz var. (Fas'ın Avrupa Birliğine başvurusu 1987 yılında reddetmişti.) Görünüşte Akdeniz Birliği; Türkiye için Avrupa Birliğinin alternatifi olacak bir birlik değil.
Peki Sarkozy ve diğer AB ülkeleri sadece Türkiye'yi Avrupa Birliğine üye yapmamak için mi bu birliği hayata geçirmek istiyor? Tabi ki hayır. Bu sorunun birkaç cevabı var.
Avrupa Birliği üyelerinden; Belçika, Fransa, Almanya, Hollanda, İtalya, İngiltere için "GERÇEK GÜÇ"; Avrupa Birliğine sonradan üye olan; Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Kıbrıs Rum Kesimi, Macaristan gibi ülkeler için "GERÇEK PAZAR" tanımlamasını yapabiliriz. Bu durumda Akdeniz Birliğini oluşturacak ülkeler için de; "GERÇEK SÖMÜRGE" tanımını yapmak yanlış olmaz. Bu şekilde Avrupa ülkeleri ihtiyaç duydukları yeni pazarlarına kavuşmuş olacaktır. Kurulacak Akdeniz Birliğinin ekonomi açısından tamamen Avrupa Birliğine bağlı inşa edilecek olması bu durumun kanıtıdır.
Ayrıca Avrupa ülkelerinin; Akdeniz Birliği içine almayı tasarladığı bu ülkelerle başı dertte. Terör, uyuşturucu, yasadışı göç, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık, insan hakları ihlalleri gibi bir çok sorun Akdeniz'e komşu olan AB üyesi ülkeler için tehdit oluşturturmaktadır. İşte bu tehdit unsurları ile tek tek uğraşmaktansa, bir birlik oluşturup bu birliği kendilerine bağlı halde, belli kurallar ve politikalar çerçevesinde siyasi olarak yönetmeyi tercih etmektedirler.
Özellikle Fransa'nın; geçmişte sömürgesi olan K. Afrika ülkelerinde tekrar söz sahibi olmayı istemesi, Akdeniz Birliği girişiminin başını neden çektiğinin cevabını oluşturmaktadır. Ayrıca; soğuk savaş döneminde Amerika'nın Sovyetlere karşı NATO çatısını kurması gibi, Avrupa Birliği de; Amerika'nın Ortadoğu'ya tek başına hakim olmasını önlemek amacıyla Akdeniz Birliğinin kurulmasını istemektedir.
Akdeniz Birliği, Avrupa Birliğinin ilk ve en büyük atılımıdır. Bu şekilde birliğin Avrupa ülkeleriyle sınırlandırılmasını sağlamış olmakla kalmayıp özellikle son yüzyıldır sürekli dünya gündeminde olan K. Afrika ve Ortadoğu'da söz hakkına da sahip olmayı hedeflemektedirler.
Prensipte tüm Avrupa Birliği üyesi ülkelerin kabul ettiği Akdeniz Birliği düşüncesinin, hayata geçirilme çalışmaları Fransa'nın ısrarlı çabaları sayesinde hız kazanmış durumda. 13 Temmuz'daki Paris görüşmelerinde detaylar konusunda henüz tam açıklamalar yapılmamış olsa da; birliğin ana hatları az çok belirlenmiştir.
Paris'teki toplantıda Akdeniz Birliği ile ilgili şu açıklamalar yapıldı: Birliğe 2 yılda bir dönüşümlü olarak iki ülke başkanlık yapacak. Bu ülkelerden biri Avrupa Birliği, diğeri Akdeniz Birliği üyesi olacak. İlk yıl başkanlığı için Fransa ve Mısır'ın ismi geçiyor. Tunus, Fas ya da İspanya birliğin merkezine ev sahipliği yapacak. Üye liderleri 2 yılda bir, Dışişleri Bakanları ise, her yıl bir kere toplanarak gelişmeleri değerlendirecek ve geleceğe yönelik projeler üretecek.
Paris görüşmelerine Libya lideri Kaddafi; Akdeniz Birliği'ne üye olmayacağını açıklayarak katılmadı. Ancak Türkiye; Akdeniz Birliğinin, Avrupa Birliği alternatifi olmayacağı yönünde söz alması karşılığında Erdoğan ve Babacan tarafından temsil edildi. Gerçi milletlerarası ilişkilerde sözler tutulmak için verilmez. Tutulacak sözler zaten kağıda dökülür. AB'nin geçmişte bize verdiği sözleri tutmadığını düşünürsek bu sözün güvenirliğinin boyutunu bir kez daha düşünmemiz gerekir.
Birliğin ilk etapta çözeceği sorunun; İsrail Filistin sorunu olduğu dile getiriliyor. Tabi ki bir Haçlı Birliği olan Avrupa Birliğinin; Filistin lehine bir çözüm önereceğini düşünmek hayalcilik olacaktır.
Ortadoğu'nun en büyük su kaynaklarını barındıran ülkelerden biri olan Türkiye'nin; bu konuda geçmişte Suriye ile nasıl; Amerika, İngiltere ve İsrail tarafından birbirine düşürüldüğünü de unutmak mümkün değil. 1946 yılına kadar Suriye'de "işgalci güç" olarak bulunan Fransa'nın, tarihten gelen kuyruk acısını göz önüne aldığımızda geleceğin savaş sebebi olacak su konusunda, Türkiye'den yana tavır sergileyeceğini söyleyemeyiz. Kaldı ki; bize sunulan AB'ye giriş ön koşullarından biri de "Fırat ve Dicle Havzasındaki suların idaresinin Türkiye'nin elinden alınıp, Avrupa Birliği ve İsrail'in -ki İsrail AB üyesi bile değil- oluşturduğu konsorsiyuma devredilecek" olması idi. Bu durumda; Akdeniz Birliğine girişte de aynı şart öne sürülebilir.
Söz konusu Akdeniz Birliğinin; AB üyesi ülkelerin; kendini koruma altına almak, sömürge pazarına duyduğu ihtiyacı gidermek ve Amerika'nın Ortadoğu'daki hegemonyasını kırmak amacıyla kurulmaya çalışıldığını düşünürsek; Türkiye'nin birliğe dahil olması, geleceği açısından kaygı verici gibi görünmektedir.
Özellikle Avrupa'nın; Akdeniz Birliğini, Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesine alternatif olarak üretildiğini de göz önüne alırsak, zaten tüm politikasını Amerika'ya göre belirlemiş bir Türkiye'nin, Amerika'nın onayı olmaksızın birliğe katılması söz konusu olamaz. Nitekim sırtını Amerika'ya dayamış olan Erdoğan'da Paris görüşmesinde "Akdeniz Birliği üyesi olmayız" açıklaması yapmıştır.
ŞEBNEM ÖZBEK
23-07-2008
--
YA YOLUNDA YÜRÜRÜZ...
YA BU UĞURDA ÖLÜRÜZ...
ŞEBNEM...
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.