8 Ağustos 2008

CHP'nin Kavgası

HASAN AHMET EVLİYAOĞLU
Chp'nin kavgasıChp'nin sistemle bütünleşmiş görüntüsü sona mı eriyor? Bu kavganın temelinde yatan nedenleri irdelemek gerekmektedir. Çeteler olayıyla sistemden beslenen bir partinin elinden giden bir sistemin bağırtılarını duyuyoruz.Chp'nin kendisi de çetenin bir parçası olma kanısını güçlendirmektedir. Sistem sorgulamasının toplumumuza ve sisteme faydaları sayılamazsa da CHP için ayni şeyleri söylemek mümkün gözükmemektedir.CHP adeta arkaplanı olarak gördüğü askerlerle kavga çizgisini netleştirmektedir. Kuzey Irak dönüşünde, Büyükanıt'a alınan araba konusunda siyasi eleştirileriyle gündemde olan ve gündemi dolduran konuşmalarını toplum olarak görüyoruz.Bunlara baktığımızda bütün tartışmalarını laiklik ve sistemle birlikte yürütmektedir. Bu da onu siyasi bir çete hüviyetine kavuşturuyor. Bir parti olarak halka arz edilen bir söylemi bulunmuyor. Rejimle beslenen ve rejimi de kendi beslenmesinin bir parçası kılan illegal bir durusun ifadesi gibi görünüyor. Dünyadan kopuk sosyal demokrasiden uzak sistem ve laiklik argümanlarıyla nereye kadar siyaset yapılabileceğini bize gösterecekler. CHP'yi ana muhalefette tutan tek şey laiklik söylemleridir diyemeyiz. Kendi bünyesinde ki varlığın büyüklüğü onu solun cazibesi kılıyor. Şayet Hindistanlı Müslümanların gönderdiği paralar CHP'den tekrar alınıp kullanılması gerekli yere harcanırsa, CHP diğer partiler gibi bir parti olup, şirket olmaktan çıkarsa biter giderCHP'ye verilen paraların sorgulanmasını da bu sistem mi engellemektedir ki CHP bu sistemi biraz da ondan destekliyor diye de soru işaretlerine sahip olmamak mümkün mü?CHP yaptığı kavgalarda veya söylemlerinin sertliğinde samimiyet testine halkça tabi tutulduğunu da görmesi lazım gelir. CHP secim çalışmalarında verdikleri sözlerin muhalefetinde bir muhalefet sergilemesini de halk takip etmektedir. Son olarak da rektörlük atamlarıyla ilgili olarak gazetecilerin sorusuna cevap veren Kılıçtaroglu "şecaat ederken sirkattin söyler" hesabi yaptıklarının yanlışlığını yine rejimle bütünleşik bir görüntü ile adlandırarak örtbas etmeye çalıştılar.Hakki söylemekten kaçınmakla haksızlığa duşmuş olduklarını da Kabul etmemekle ve bunu da rejim meselesi olarak kabullenip ifade etmekteler. Eğer rejim kendini CHP'nin istediği yapıdan çıkaracaksa ve kendini halka karşı korumak yerine halkına güven duyacak ve kendini halkının kucağına bırakacaksa ki görüntüler o istikameti gösteriyor, Chp'nin konuşabileceği bir şey de kalmayacaktır.CHP bütün fırsatları tepmiştir. Rejimi korumak adına bazen avukat, bazen savcı olmakla, parti olunamayacağını da anlaması gerekir. Halkın meselelerine biraz da eğilmesi gerekir. Devletin teokratik yapısı (Laik Teokrasi)nin, dini tek partisi gibi duruyor. Despot bir laik uygulamanın savunucusu olduğu izlenimini veriyor. Hak ve Özgürlükleri de rejim sorunu haline getirmeyi basardı. Rejimin kollayıcıları halktan kopuk olup, halka iktidarı teslim etmeye niyetlerinin olmadığını ve hatta halka küfrettiklerini bu halk her gün gazete ve internetten okuyor, duyuyor ve görüyor. Halkımız ve demokrasimiz adına üzülüyorum, CHP gibi bir ana muhalefet partimiz oluğu için. Halkımıza ve demokrasimize müdahaleleri savunan koyu bir faşist laiklik taraftarı olduğu için. Bizi ileri ülkeler seviyesine çıkarabilecek bir katkıları ve söylemleri olmadığı için. Bütün mesaisini illegal bir rejimin, gerici, totaliter bir yapıda kalmasına harcadığı için. Halkla ve cumhuriyetle alakası olmayan bir parti olduğu için. İsmini taşıyacak kadrolardan yoksun olduğu için…CHP deki kadroların iktidara gelmek gibi bir ümit ve arzuları da yok. Askerin rejimi koruma kadrosu için atadığı gizli sivil ve siyasi memurlar gibi davranıyorlar. Tek dertleri Halkın dertlerinin azalması olması gerekenler, halkın dertlerini artırmak için gerekeni yapıyorlar. Rejimi korumak adına, dünyada ki bütün evrensel değerleri çiğnemekte bile beis görmüyorlar.CHP devamlı hırçın görünmekle kendi kalesine kol atmaya devam ediyor. Halkın içinde ve halkla birlikte görüntüleri yok. Halkla bütünlesen hiçbir söylemlerini de duymadık. Bir kaç sıra dışı söylemler ve çete avukatlığından ve darbe çığırtkanlığından başka bir şeyler hatırıma gelmiyor. Çetenin yaptıklarıyla, bütünlesen siyasi jargonlarıyla CHP tükenişin eşiğindedir. Allah bu millet güçlü bir iktidar vermiştir ama güçlü bir muhalefet vermemiştir. Güçlü bir muhalefetle, güçlü iktidarlar halkımızı mutlu ve demokrasimizi güçlü kılacaktır.Chp'nin kavgasının demokrasi olduğunu söylemek oldukça güçtür. Kargaşa ve darbelerin savunulduğu adres olması, halkın istek ve arzularının önemsenmeyip, rejim sorunu haline getirilen birinci adres olması da gerçek halkçı ve solcu olanların sadece sağ iktidarlar gelmesin diye CHP'ye yüklenme mantıklarını da çürütmektedir.CHP ebedi ana muhalefet olarak kalmayacak da. Ama iktidar yüzü de göremeyecekleri belli. Acaba hırçınlıkları buradan mı kaynaklanıyor? Sorgulamadan ilerleme olmaz. CHP bilimsel ve uluslararası konjektörü takip etmemekle, hem kendini hem de halkımızı ve demokrasimizi yaralamaktadır.Ahmet Altan'ın dediği gibi Başbakan daha fazla halk içinde, Sayın Baykal'ı ise göremiyoruz. Oval ofisinde mutlu kahkahalar diliyoruz. Bu arada anjiyodan dolayı da geçmiş olsun diliyoruz.CHP tarihin derinliklerinde kendini sırlı ve gizemli kılan halktan gizli belge ve bilgilerin sorumluluğunda en az bu çeteler kadar sorumlu olma telaşından olmasın bu hırçınlıkları ve kavga nedenleri.CHP'nin tarihi, en az Cumhuriyetin gizli tarihiyle örtüşüyor. Tarihle ve kendisiyle yüzleşme cesaretini göstermek yerine kavgacı bir üslubu seçiyorlar.Yazdığım yazılardan yola çıkarak beni şu veya bu partinin sempatizanı ya da savunucusu zanneden okurlarıma o zannı vermişsem üzgünüm. Halkın içinde ve halktan biri olarak düşünmeye çalışıyorum. Asla hiçbir partiyi tutmam söz konusu değil. Ama bu halk ve demokrasi adına sessizliği tercih etmemi gerektirmez. Bütün güzel şeyleri halk adına ve haktan yana taraf olarak kutlamak, övmek, sevmek benim de insani bir yönümün ferdi yansımalarıdır; kaçınılmaz olarak. Açık yüreklilikle ifade ediyorum ki sevdanın gözünü kor ettiklerinden olmadım, kimsenin de sevdasını karasevdaya dönüştürmesinden yana da değilim. Herkesin hesabi kendine aittir.

--
Tarihine sahip çıkmayanların,istikballeri olmaz.
اللهم صلي وسلم وبارك عليك يا حبيبي ياشفيعي يا قرة عيني يا محمد
Yavuz Sultan Selim Diyor ki:

Bu seferlerimiz, bu sıkıntılarımız ve bu perişanlıklarımız, hep gönülleri birleştirmek, İslam Birliğini tesis etmek içindir.

Mülk Allah'ındır. Kim Allah'ın yardımı olmadan istediğini elde etmede zafere ulaştığını söylerse, Allah onu kahreder ve aşağı derecelere indirir.

Vükela ve ümeranın süslü elbiseler giymesi, padişahlarına tazimden ileri gelir. Biz Allah'tan başka kime tazime mecburuz ki, bu külfeti ihtiyar edelim? Bizim Padişahımız vücudu saran libasa değil, ruhun içindeki inanca bakar.



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.