ERMENİSTAN’IN SON AKILLISI


Ermenistan’ın yeni Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, yalan/yanlış iddialar üzerine kurulu politikalarla bir milletin idare edilemeyeceğini ve er veya geç gerçeğin ortaya çıkacağını anlamış olmalı ki –inşallah yeni bir kandırmaca değildir–, son dönemde dünyayı, Türkiye’ye karşı düşmanlık ve nefret içeren klasik Ermeni mantalitesinin değiştiğine inandırma ve en sevimli pozunu takınarak Türkiye’ye Türkçe mesajlar yollamaya başladı.

Ancak, kısa süre önce ülkede (Ermenistan) yolsuzluk ve seçim hileleri nedeniyle muhalefetin kıyametler koparmasına neden olan bir seçimle Devlet Başkanı olan Sarkisyan’ın, ilk beyanatında; “Türkiye’nin soykırımı itiraf etmesini sağlayacağız.” “Diplomatik ilişkiler için garip istekleri olan Türkiye’dir. Ülkeler arasındaki sorunları tartışmanın medeni yolu ilişki kurmaktır. Ne yazık ki Türkiye henüz buna hazır değil.”

Genç Ermenilere seslendiği konuşmasında ise; “Türkiye karşıtı siyaset, düşünce ufkumuzu kısıtladığı için Ermeniler açısından tehlikeli. Ermenistan’ın çıkarları uğruna uzun vadeli düşünmeliyiz.” şeklindeki açıklamaları, hem kafa karıştırıyor, hem de kafasının karışık olduğunu ortaya koyuyor. Ancak, Ermeni politikacıların gerçek yüzünü bilen herkes, ne yazık ki –şükürler olsun– Sarkisyan’ın beyanlarının; “Türkiye karşıtlığı temelli Ermeni dış politikası ülkeyi çıkmaza soktu, ekonomi battı, bölgeden dışlanmasına neden oldu. Onun için şu aralar akıllı taklidi yapalım, uzun vadede yine özümüze döneriz.” anlamına geldiğini biliyor.

Gelelim şu meşhur futbol davetine. Hani bizim medyanın da –kim bilir kim emretti ise- “Ermenistan’ın dostluk girişimi” diye üzerine atladığı ve ballandıra ballandıra anlattığı davete.

Bilindiği gibi Sarkisyan, Cumhurbaşkanımızı 2010 Dünya Kupası elemeleri için 6 Eylül'de Erivan’da yapılacak Türkiye-Ermenistan maçına davet etti. Amacını da iki ülkenin normal bir ilişkiye girebilmesi için Ermenistan’ın attığı bir adım olarak açıkladı. Oysa, Devlet Başkanlığı gibi üst düzey sorumluluk gerektiren makamı işgal eden bir kişinin, iki ülke sorunlarını bir top oyununun düzeltemeyeceğini, daha ciddi adımlar atmak gerektiğini bilmesi gerekmiyor mu?.

Bugün olayları bir top oyununa indirgeyecek kadar basite alan Sarkisyan’ın, Türkiye’ye karşı duyguları nasıl oldu da değişti bilinmez ama iki ülke arasındaki sorunların, ne Sarkisyan’ın “Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ü futbol maçına davet etmesi” ile çözülecek kadar basit, ne de Cumhurbaşkanı seçilmeden önce söylediği;

-(“…Türkiye'nin inkârcılığını sürdürmesiyle Ermeniler, tutumlarını gittikçe sertleştirmek zorunda kalıyor. (Ekim 2007)

-“Türkiye’nin askeri tehdidinin bittiğine inanmıyorum. Ermenistan’daki Rus askeri üssü, "Türkiye’nin tehdidine karşı bir garantidir.”(Temmuz 2007)

-"Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olmaya çalışıyor. Ancak, biz, AB ilkeleriyle uyuşmayan bir ülkenin Avrupa evine kabul edilmesini hayretle karşılarız.” (Eylül 2007)


şeklindeki cümleleri kuracak/kurduracak kadar komplike ve karışık. Gerçek şu ki; Ermeni siyasetçiler önce kendi halkına, sonra da uluslararası topluma ve Türkiye’ye karşı samimi ve dürüst olmayı başarabilirler ise, Ermenistan ile Türkiye arasında çözüme kavuşmayacak bir konu yok.

Ermenistan’ın yeni dönemde yumuşadığını ileri sürenlere, Sarkisyan’ın, “Türkiye sınırı açmıyor, milli gelirimizin üçte biri gidiyor” cümlesini iyi anlamaları tavsiye edilmektedir.

Evet, Ermeni kuvvetlerinin Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ'ı işgal etmesi üzerine, Türkiye Nisan 1993'te Alican Karayolu Sınır Kapısı ile Akyaka Demiryolu Sınır Kapısı’nı kapatmıştır. İyi de, Ermenistan ekonomisini düzeltmek Türkiye’nin mi görevi? Sen komşularının topraklarını işgal et, dağına/ovasına sahip çık, hatta bunu resmi belgelerine koy, her yerde Türk düşmanlığını haykır, sonra da aman açlıktan kırılıyoruz, şu sınırını aç diye yalvar. Kin kus, nefret aşıla, sonra hadi futbola. Adama gülerler.

Sarkisyan’ın üzülmesine gerek yok. Ermenistan’ın, medeni dünyaya ayak uydurmayı ve komşularının topraklarını işgal etmemeyi/göz dikmemeyi öğrendiği gün, Türkiye-Ermenistan futbol karşılaşması olay olmaktan çıkıp kendiliğinden mahalle maçına dönecektir. Çünkü düşmanlık tohumları ekilmeden önce iki halk zaten aynı mahallelerde yaşıyordu.

Tuna AKTURA

http://www.globalyorum.com/inc/newsread.asp?readid=2457

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.