Cumhuriyet 14.08.2008 - Haber:c0207
Cumhuriyet 14.08.2008Laik Hukuk Devletini Savunmak...Prof. Dr. Nuray SENEMOĞLU Biz eğitimciler, geleceğimiz olan çocuklarımızı, gençlerimizi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nda ifade edilmiş olan Türk Milli Eğitiminin Amaçları, Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası'nın 4. maddesinde yer alan amaçlar ve 5. maddesinde yer alan ana ilkeler doğrultusunda yetiştirmeye çalışırız. Bu genel amaçlardan birincisi nedir? "Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;" (1739 Sayılı Yasa Madde 2, 1. Bend). "...Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı ve yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır." (1739 Sayılı Yasa Madde 2, 3. Bend). O halde biz geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı, gençlerimizi hangi özelliklerle donatmaya çalışıyoruz? Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam felsefesine, ilkelerine, devrimlerine uygun olarak ulusunun çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde gören, aile, vatan ve ulus sevgisi ile dolu, beynine ve yüreğine fiyat etiketi koymayan bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi kültürel özelliklerini benimseyen, geliştiren; farklı kültürleri tanıyıp hoşgörülü davranan, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanlara adil davranan, özgür, eleştirel, bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, demokratik yaşamı benimsemiş bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi yeteneklerini en üst düzeyde geliştirerek kendini gerçekleştirebilen, kendi mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin gerektirdiği özelliklere sahip ve aynı zamanda insanlığa katkıda bulunan bireyler yetiştirmeye uğraşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen, birey olarak haklarını koruyabilen sosyal hukuk devletinin gerektirdiği özellikleri kazanmış bireyleri yetiştirme çabasındayız.. Kısacası, ülkesinin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını sağlayacak ve dünyanın sürdürülebilir kalımına katkıda bulunacak bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Çünkü, Atatürkçüyüz; elbette ulusal bütünlüğümüzü ve çıkarlarımızı kendi kişisel çıkarlarımızın üstünde görerek insan hak ve özgürlüklerine değer veririz; ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı yapmaksızın herkesle barış içinde yaşarız; demokratik yaşama biçimini tüm kural ve kurumlarıyla savunup yaşama geçirmeye çalışırız. Bu durumda anayasaya, Milli Eğitim Temel Yasası'na, Yükseköğretim Yasası'na uygun birey yetiştirmeye çalışan biz eğitimciler, suç mu işliyoruz; acaba dedikleri gibi statükocu muyuz? Son günlerde, çok üzücü olarak, bazı görsel ve yazılı basında yer alan, köşe yazıları ve söyleşilerde; çeşitli kanallardaki açık oturum ve konuşmalarda; Atatürkçülük, ulusal çıkarlardan yanalık; sözde terör örgütü üyesi olmaya, statükocu olmaya, demokratik olmamaya referans olarak gösterilmekte... 'Ezber bozma' ifadesiyle ulusal bütünlüğümüze, devletin saygın kurumlarına saldırılar yapılarak aslında bazı karşıt ezberler çocuklarımızın, gençlerimizin, vatandaşlarımızın kafasına işlenmeye çalışılmaktadır. Bu durum, tam da Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde ifade ettiği gibi acaba 'Hıyanet ve dalaletin bir göstergesi midir'? Kimsenin bu tür söylemlerle kargaşa, kaygı, umutsuzluk yaratarak çocuklarımızın, gençlerimizin, tüm vatandaşlarımızın ülkelerine, geleceklerine olan güvenlerini yıkmaya, ruhsal, sosyal, sonuçta bedensel sağlıklarına zarar vermeye; ulusun insan gücü ve diğer kaynaklarını, enerjisini boşa harcamaya hakkı yoktur. Acaba, kendisini 'entelektüel' gören, 'yazar' gören bu kişiler hayatlarında hiç kendi ulusal çıkarlarını, küçük bireysel çıkarları için başka uluslara peşkeş çeken, şikâyet eden, gelişmiş ülke, çağdaş ülke yurttaşına, 'entelektüel'ine rastlamışlar mıdır? Demokrasiyi benimsemiş gelişmiş hiçbir ülkede vatandaşlarının, ulusal bütünlüğü, demokrasiyi, sosyal hukuk devletini savunmak için yaptığı yasal izinli gösteri yürüyüşü bir terör gösterisi olarak kabul edilmiş midir? Nasıl bir demokratik dönüşümdür ki insan hak ve özgürlükleri engellenmekte; kendisinden farklı düşünenler, ulusal çıkarları savunanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkanlar susturulmakta, sindirilmeye çalışılmaktadır. Hiç kimse unutmasın ki demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin ortağı olarak ilelebet yaşamasını sağlayacak yurttaşları, kurum ve kuruluşları her zaman vardır ve var olacaktır.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Cumhuriyet 14.08.2008Laik Hukuk Devletini Savunmak...Prof. Dr. Nuray SENEMOĞLU Biz eğitimciler, geleceğimiz olan çocuklarımızı, gençlerimizi, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Yasası'nda ifade edilmiş olan Türk Milli Eğitiminin Amaçları, Türk Milli Eğitiminin Temel İlkeleri ve 2547 sayılı Yükseköğretim Yasası'nın 4. maddesinde yer alan amaçlar ve 5. maddesinde yer alan ana ilkeler doğrultusunda yetiştirmeye çalışırız. Bu genel amaçlardan birincisi nedir? "Atatürk inkılap ve ilkelerine ve anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı Türk milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;" (1739 Sayılı Yasa Madde 2, 1. Bend). "...Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu arttırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini çağdaş uygarlığın yapıcı ve yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır." (1739 Sayılı Yasa Madde 2, 3. Bend). O halde biz geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı, gençlerimizi hangi özelliklerle donatmaya çalışıyoruz? Mustafa Kemal Atatürk'ün yaşam felsefesine, ilkelerine, devrimlerine uygun olarak ulusunun çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde gören, aile, vatan ve ulus sevgisi ile dolu, beynine ve yüreğine fiyat etiketi koymayan bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi kültürel özelliklerini benimseyen, geliştiren; farklı kültürleri tanıyıp hoşgörülü davranan, din, dil, ırk, cinsiyet ayrımı gözetmeksizin insanlara adil davranan, özgür, eleştirel, bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, demokratik yaşamı benimsemiş bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Kendi yeteneklerini en üst düzeyde geliştirerek kendini gerçekleştirebilen, kendi mutluluğunu sağlayacak bir mesleğin gerektirdiği özelliklere sahip ve aynı zamanda insanlığa katkıda bulunan bireyler yetiştirmeye uğraşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen, birey olarak haklarını koruyabilen sosyal hukuk devletinin gerektirdiği özellikleri kazanmış bireyleri yetiştirme çabasındayız.. Kısacası, ülkesinin çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkmasını sağlayacak ve dünyanın sürdürülebilir kalımına katkıda bulunacak bireyler yetiştirmeye çalışıyoruz. Çünkü, Atatürkçüyüz; elbette ulusal bütünlüğümüzü ve çıkarlarımızı kendi kişisel çıkarlarımızın üstünde görerek insan hak ve özgürlüklerine değer veririz; ırk, din, dil, cinsiyet ayrımı yapmaksızın herkesle barış içinde yaşarız; demokratik yaşama biçimini tüm kural ve kurumlarıyla savunup yaşama geçirmeye çalışırız. Bu durumda anayasaya, Milli Eğitim Temel Yasası'na, Yükseköğretim Yasası'na uygun birey yetiştirmeye çalışan biz eğitimciler, suç mu işliyoruz; acaba dedikleri gibi statükocu muyuz? Son günlerde, çok üzücü olarak, bazı görsel ve yazılı basında yer alan, köşe yazıları ve söyleşilerde; çeşitli kanallardaki açık oturum ve konuşmalarda; Atatürkçülük, ulusal çıkarlardan yanalık; sözde terör örgütü üyesi olmaya, statükocu olmaya, demokratik olmamaya referans olarak gösterilmekte... 'Ezber bozma' ifadesiyle ulusal bütünlüğümüze, devletin saygın kurumlarına saldırılar yapılarak aslında bazı karşıt ezberler çocuklarımızın, gençlerimizin, vatandaşlarımızın kafasına işlenmeye çalışılmaktadır. Bu durum, tam da Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'nde ifade ettiği gibi acaba 'Hıyanet ve dalaletin bir göstergesi midir'? Kimsenin bu tür söylemlerle kargaşa, kaygı, umutsuzluk yaratarak çocuklarımızın, gençlerimizin, tüm vatandaşlarımızın ülkelerine, geleceklerine olan güvenlerini yıkmaya, ruhsal, sosyal, sonuçta bedensel sağlıklarına zarar vermeye; ulusun insan gücü ve diğer kaynaklarını, enerjisini boşa harcamaya hakkı yoktur. Acaba, kendisini 'entelektüel' gören, 'yazar' gören bu kişiler hayatlarında hiç kendi ulusal çıkarlarını, küçük bireysel çıkarları için başka uluslara peşkeş çeken, şikâyet eden, gelişmiş ülke, çağdaş ülke yurttaşına, 'entelektüel'ine rastlamışlar mıdır? Demokrasiyi benimsemiş gelişmiş hiçbir ülkede vatandaşlarının, ulusal bütünlüğü, demokrasiyi, sosyal hukuk devletini savunmak için yaptığı yasal izinli gösteri yürüyüşü bir terör gösterisi olarak kabul edilmiş midir? Nasıl bir demokratik dönüşümdür ki insan hak ve özgürlükleri engellenmekte; kendisinden farklı düşünenler, ulusal çıkarları savunanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan Atatürk ilke ve devrimlerine sahip çıkanlar susturulmakta, sindirilmeye çalışılmaktadır. Hiç kimse unutmasın ki demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin ortağı olarak ilelebet yaşamasını sağlayacak yurttaşları, kurum ve kuruluşları her zaman vardır ve var olacaktır.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.