11 Ağustos 2008

Sevr ve Bitmeyen Emperyalist Hayaller Prof.Dr.Muzaffer Eryılmaz


Sevr ve Bitmeyen Emperyalist Hayaller Emperyalizm, son 20 yıldır uygun bulduğu her ortamda Sevr'i parça parça yeniden masaya taşımaya başladı. Güneydoğu sorunu, Kıbrıs sorunu, Ermeni sorunu, yerelleşme ve federasyonlaşma tartışmaları, Türk ordusunun güçsüzleştirilmesi ve tümüyle denetim altına alınması vb. vb.. hepsi ama hepsi Türkiye'ye Sevr'de biçilen kötü ve kişiliksiz geleceğin unsurlarıydı ve bugün yeniden ülkemize dayatılmaktadır. Prof. Dr. Muzaffer ERYILMAZ Çankaya Belediye Başkanı İç Anadolu Belediyeler Birliği Başkanı Hepimiz biliriz ki; tarihte emperyalizmin hazmedemediği, kendi ekonomik, siyasal ve moral hegemonyası açısından mevzi ve prestij kaybı olarak gördüğü bazı olaylar, gelişmeler vardır. Bu gelişmeleri o tarihsel dönemdeki güç dengelerinin zorunlu gereği olarak kabul etmek zorunda kalsa da, bu durum aslında emperyalizm için bitmiş bir hesaplaşma anlamına gelmez; yalnızca bu hesaplaşma ertelenmiştir. Emperyalizm kendi dünya egemenliğine yapılan bu meydan okumaları asla unutmaz, bu meydan okumaya haddini bildirmek, rövanşı ibret verici bir biçimde alabilmek için kirli hesaplarını zihninin bir kenarında saklar ve günü geldiği zaman yeniden ortaya çıkarır. Sovyetler Birliği ile, Castro Kübası ile, İran ve Irak ile ve daha niceleri eklenebilecek örneklerle zaman zaman uzlaşmış gibi gözükse de emperyalizmin hep bitmeyen bir hesabının olması, bu anlamda hiç şaşırtıcı değildir. Türk bağımsızlık savaşı Emperyalist dünyanın hiç ama hiç hazmedemediği en önemli meydan okumaların başında da hiç kuşku yok ki, Mustafa Kemal'in önderliğinde gerçekleştirilen Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı gelir. Türk Bağımsızlık Savaşı öyle etkili bir meydan okumadır ki, kazandığı büyük başarı ile yalnızca gerçekleştirildiği Anadolu topraklarında emperyalizmin çıkarlarına çomak sokmakla kalmamış, emperyalizmin güvenli arka bahçeleri olarak gördüğü ülkelerde de halkın ulusal bir bilinç kazanarak büyük devletlerin karın tokluğuna amelesi, kölesi olmaya karşı mücadelesini alevleyen bir fitil işlevi görmüştür. Düşününüz ki, bir Dünya Savaşı'nı kazanmış olmanın güveni ve fütursuzluğu içerisinde emperyalist güçler, kendi çıkarları ekseninde her türlü düzenlemeyi yapabilmek için önlerinde hiçbir engel kalmadığını düşünüyorlar. Artık Osmanlı'yı da, Ortadoğu'yu, Balkanlar'ı da ellerine bir cetvel alarak kendi dünya hegemonyalarının ifadesi olacak şekilde bölüp paylaşacaklar, bu coğrafyanın bir kısmını doğrudan denetimlerine alırlarken, bir bölümünü de kendi işbirlikçisi ve taşeronu olan ya da olmaya heveslenen güçlere bu çıkar bekçiliği görevinin karşılığı olarak lütufta bulunacaklardı. Mevcut Osmanlı yönetiminin ise bu emperyalist güçlerin ellerinde basit bir oyuncak haline dönüşmüş bulunduğu için, ne yazık ki bu güçlerin gözünde hiçbir kıymeti harbiyesi yoktu. Osmanlı'nın işbirlikçi ve teslimiyetçi yönetimine görüş sormak bir yana, bilgi vermek gereğini bile duymuyorlardı. İşgalci güçler İşte böyle bir manzara vardı. Ve bu genel manzara içinde Dünya Savaşı'nın galibi işgalci güçler Osmanlı'yı tümüyle tarihten silmeyi hedefleyen; Balkanlar'ı, Ege'si, doğusu batısı, güneyi kuzeyi ile Anadolu'nun büyük bölümünü Türk toprağı olmaktan çıkarmayı amaçlayan Sevr'i hazırlıyorlar ve Türk varlığının yok oluşunu hedefleyen bu planı dikensiz gül bahçesi rahatlığı içinde de uygulayacaklarını düşünüyorlardı. Ama Türk halkının özgürlük ve bağımsızlık isteğinin Mustafa Kemal'in büyük önderlik yeteneğiyle birleşmesi, inançla iradenin doruğu olan büyük bağımsızlık savaşımızın başlamasına ve başarıya ulaşmasına, emperyalizmin paylaşım heveslerinin ise acı bir tat olarak kursaklarında kalmasına yol açacaktı. Emperyalizm açısından Sevr, kendi gücünü ve planlarını Türk halkına tartışmasız biçimde kabul ettirme niyeti idi. Kurtuluş Savaşı ve Lozan ise, emperyalizmin yıkıldı, tükendi sanılan bir halkın, Türk halkının, efsanevi direnişine teslim olmak zorunda kaldıkları tarihsel başarılar oldu. Ne var ki, emperyalizm bunu asla unutmadı. Sevr, emperyalizmin kirli ve kanlı düşüydü. Sevr emperyalizmin Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu'da kurmak istediği tam ve kesin hegemonyanın en net, en açık tarihsel belgesi ve ifadesiydi. Ve emperyalizm bu düşünden hiçbir zaman vazgeçmedi. Dünya'daki, bölgedeki ve ülkedeki güç dengelerinin bu planı yeniden canlandırmaya uygun olduğu bir konjonktürde bu planı yeniden devreye sokabilmek için sinsice ve sabırla bekledi. Ermeni sorunu Son 20 yıldır uygun bulduğu her ortamda Sevr'i parça parça yeniden masaya taşımaya başladı. Güneydoğu sorunu, Kıbrıs sorunu, Ermeni sorunu, yerelleşme ve federasyonlaşma tartışmaları, Türk ordusunun güçsüzleştirilmesi ve tümüyle denetim altına alınması vb. vb.. hepsi ama hepsi Türkiye'ye Sevr'de biçilen kötü ve kişiliksiz geleceğin unsurlarıydı ve bugün yeniden ülkemize dayatılmaktadır. Bir farkla, o zaman içeride kendilerine teslim olmuş, kendi kişisel ikbal ve yaşamları için ülkenin geleceğini ve yaşamını emperyalizme ipotek etmiş kuklalarını önemsememiş, onlara bu planda önemli bir rol vermemişlerdi. Bunun büyük bir hata olduğu sonucuna varmış olmalılar ki, bu sefer ki Sevr dayatmasında bu tür güçlere sahnenin en önünde ve önemli bir rol vermektedirler. Lozan'ın rövanşı Dışarıdaki ve içerideki Sevr'ciler bugün Türkiye'yi bağımsız, demokratik, laik bir cumhuriyet rejimi olmaktan çıkararak, küçülterek ve etkisizleştirerek küresel emperyalizmin bölgedeki planlarını yeniden vizyona sokmak istiyorlar… Lozan'ın rövanşını almaya çalışıyorlar… Demek ki "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen bir ulusun, büyük bir inanç ve irade ile verdiği o tarihsel dersten yeterince öğrenemediler; ve bu dersi yeniden almaya gereksinimleri var.



Cumhuriyet 11.08.2008

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.