T a r a f s ı z D e ğ i l i z

ZİNDANCI DARBECİLER


Türker Akın Sağlık


Toplumsal kargaşaların, az gelişmişliğin, ekonomik bağımlılığın ve sömürü araçlarının güçlenmesindeki ana gövdeyi besleyenler darbeciler olmuştur.


Kendilerini ‘Sirk Terbiyecileri’ toplumu ‘Islah Edilecek Sürü’ olarak görerek aşağılamışlardır.
Zindancılıkla işe başlamışlar, siyasetçileri ezmek için her yolu mubahlaştırmışlardır.
Ne yazık ki hiç biri yargılanmamıştır.


15–20 yaşındaki gençlerin ‘Anayasal düzeni zorla değiştirmek fiilinden’ yargılanıp hüküm aldığı bir ülke de, darbe yaparak, zorla ve silah zoruyla ‘Anayasal Düzeni Alenen Yıkan Darbeciler’ adliye koridorlarına bile getirtilememiştir.


Sakine Evren ve Emin Paksüt efendinin haber aldığı darbe planları ve gününü ülkenin Başbakanı Süleyman Bey haber alamamıştır.


Sn. Ecevit’in göreve getirdiği ve desteklediği ’Darbeci/Cuntacı Evren’ ilk önce Sn. Ecevit’in sürgüne ve adliye koridorlarına sürüklenişini tetiklemiştir.


Toplumu kendi iradelerine göre şekillendirmek, yarınlardaki tablonun nasıl olması gerektiğini planlamak için zor kullananlar, her türlü vasıtayı devreye sokanlar, ülke gençliğinin yüz binlercesini işkencelerden geçirtmek gibi adımları atanlar hakkında yasal işlemler yapılmadı.
Yapılmadığı içindir ki, arkasına 28/Şubat darbesini alarak yıllarımızı karanlıklara sürüklediler.
Siyasetçileri ‘Kazıklara Oturtmakla’ tehdit eden ‘Darbe Özentileri’ devreye girdi.
Demokrasi ve insan hakları kavramlarını yıllardır tartışıyoruz.
Sadece tartışılıyor.
Yasalaşmıyor.
Kaideleşmiyor.
Seçilenlerin, milletin iradesiyle parlamento çatısı altında karar alıcı iradenin üzerine ipotekler koymaya çalışanların ‘Derinleşmiş Operasyonlarını’ görüyoruz.


Sokak ortasında suikastlara kurban giden gazetecilerin, Danıştay saldırısını gerçekleştiren piyonun arkasındaki karanlık suretli ‘Kargaşadan Beslenen’ uzmanların oyunları senelerdir aydınlatılamadı.


Halk seçecek ve karanlıktaki tasarımcılar istediği an ve zamanda seçilenleri istifa ettirtecek, yeni particikler kurdurarak hükümetler devireceklerdi.
Sermaye güdümlü, medya emirlere itaat eden patronlarıyla itaate mecbur ve meydana Kalkancıları, kılıç ekiplerini, Aczimendileri bir yerde eğiterek devreye sokan Çekiçli Çevikleri toplum yeni tanıyacaktı.


‘İrtica Hortladı’ türündeki manşetleri planlı ve güne uygun olarak atabilen medya bu ülke de.
Talimat aldıkları unsurların darbe heveslisi planlamacılar olduğu alenen ve itirafçıların beyanlarıyla ortada.


12/Eylül/1980 darbesinde 20 yaşında olan gençler şimdi 50 yaşlarına geldi.
Hala ülke de darbe ve cuntalar tartışılıyor.
Bu büyük bir ayıp ve rezilliktir.


ABD zorlamasıyla ve sermayenin patronlarının desteğiyle devreye sokulan darbelerden sıyrılamayan ülkeler geri kalmıştır.
Sömürülmektedir.


Halkı fukaradır.
Hiçbir güvence ve insanların yarına itimatla bakacağı koşullar olamaz.
Korku ve endişe yoğundur.
Yatırımlar olmaz.
İşsizlik ve açlık, sefalet sınırları aşmıştır.
Özgür siyaset anlayışı köreltilmiştir.
Üniversiteleri darbecilerin oluşturduğu talimatlarla kadrolaşmış ve halkın çocukları ‘Tek Tip Modelle’ eğitilmiştir.


İşkence mağdurları on binler ve hatta yüz binlercedir.
Böylesi bir ülke de sıhhatli özgürlük ve demokrasi oluşur mu?
Oluşmadığı kesin.


Büyüteç veya hoparlöre gerek yok.
Gören, görme ve kavrama yeteneği olan gelişmeleri yaşamıyla anlayacaktır.
Anlamaya niyeti olmayan sürünmeye alışacaktır.


İnsan olarak doğan ve insanlık ahlakından nasiplenen, insanca yaşamaya karar veren her birey iradesine müdahaleyi kabul etmez.

İşkencelerle ve baskılarla fikirleri kabul ettiremezsiniz.
İnsan doğasına aykırıdır.


Toplumun kararlarına ve seçimine saygı göstermeyenlerin darbeleri ve cuntaları bu ülkeyi perişan etmiştir.


Toplumu karşısına alan ve seçilmişleri zindanlara gönderen darbecilerin dayandığı ABD ve sermaye devamlı olarak genişlemiş ve toplumun perişan oluşuna sebep olan darbeciler kendilerini sağlama alan yasalarla ‘Özel Koruma’ altına alınmışlardır.
Hiçbir demokrasi düzeninde darbecileri ‘Anayasa Maddeleriyle’ koruma kalkanı oluşturulmamıştır.


Ülkemiz için büyük bir sorun olan Anayasanın geçici 15.maddesi süratle kaldırılmalı ve 12/Eylül darbecileri yasalar önünde zaman geçirilmeden yargılanmalı ve o dönem işkencelerle öldürülen 300 gencin hakları aranmalıdır.


O dönem yargı dosyaları ve ifade tutanakları ele alınmalı, araştırılmalı ve masumiyeti belli, işkencelerle ifadeleri alınarak mahkûm edilen vatandaşlarımızın hakları iade edilmelidir.
Suç ve suçluyla hukuk ve yasalarla mücadele edilir.


Yasa dışı oluşumlarla ve çetelerle mücadelenin yapılacağı sistem meşru ve yasal güvenlik birimleridir.


Yasa dışı oluşumlar meydana getirerek, silahlanan ve çeteleşen, mafyalaşan bazı kişilerin oluşturduğu yapılanmalarla hareket edenlerin üreteceği sistem Susurluk ve Ümraniye bombacıları olur.


12/Mart öncesi darbe planlayan Cumhuriyet Gazetesi yazarı İlhan Selçuk ve 12/Eylül döneminde TKP militanı olarak itirafçılığı kendi arkadaşı tarafından afişe edilen Mustafa balbay.
PKK kamplarının ziyaretçisi ve Mao hayranı Doğu Perinçek ve TİP mensupları; eski bir rektör, emekli zevat, bir kilise görevlisi bayan ve yine bayan bir gazeteciyi bir araya getiren çeteleşmelerin ülkemizi hangi karanlıklara sürüklediğini toplum görmektedir!


Bu çeteleşmeyi muhafaza edenler ve bir dönem ‘Topal Lütfü Olayında’ birilerine kimlikler veren ve salıverilmelerine yardımcı olan M.Ağar mutlaka yargı önüne çıkmalıdır.


12/Eylül dönemi görevli Şükrü Balcı hakkındaki raporlar ve o dönem görevli M.Ağar dosyaları ele alınmalıdır.


N.Menzir’in görev yaptığı yerler incelenmelidir.
Bilhassa Manisa’da görev yaptığı dönemlerde Ülkücüler ağır işkencelere uğramışlardır.
Bu isimler DYP saflarında yer almışlar ve Susurluk himayecisi DYP Genel Başkanı Tansu Çiller olmuştur.


O dönem açıklamaları ortadadır.
Yasalar ve hukuk hepimize lazım.
Suç ve suçlu korunmamalıdır.
İşkence insanlık suçudur.
Ülkücülere en ağır işkenceleri yapanlar ve arkalarına darbecilerin desteğini alanlar vicdanlarda suçludur.
İlahi adalet var.
Unutmayınız.
Şükrü Balcı hakkındaki raporlar incelenmedi..Fakat,oğlu şu anda bir masumu katletmekten cezaevinde.


Birçoğunun siyasi hayatını millet bitirdi.
Bugün DYP yok..Bitti.
O dönem Susurluk avukatlığı yaptılar.

Şimdilerde Ümraniye dosyası yapan CHP avukatlığının da bitişini önümüzdeki seçimlerde göreceğiz.


Suç ve suçlunun arkasında olanlar biter.
Tükenirler.
Hepimiz faniyiz.
Bu dünya da kim ne yaptıysa ahiret var….
İşkence gören binlerce Ülkücünün hakkının aranacağı öte dünya ya inanıyoruz.!
İnanmayanlar inanmasın!


Önem de arz etmiyorlar!

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.