7 Eylül 2008

Ahmet KABAKLI ve Alperenlik Ruhu

İnsanlar yaşadıkları mekânlardaki siyasi iktidardan etkilenmeden çeşitli amaçlar doğrultusunda bir araya gelerek faaliyette bulunma gayreti içine girerler.
AHMET KABAKLI VE ALPERENLİK RUHU

İnsanlar yaşadıkları mekânlardaki siyasi iktidardan etkilenmeden çeşitli amaçlar doğrultusunda bir araya gelerek faaliyette bulunma gayreti içine girerler. İşte bu faaliyetler de sivil toplumun özünü oluşturur. İnsanların bir amaç doğrultusunda organize olabilmesinin yolu ise içlerinden çıkacak aksiyoner ve idealist fertlerin varlığına bağlıdır. Bu fertler bir toplumda nasıl yetişir sorusu, üzerinde uzun uzadıya düşünülmesi gereken bir meseledir. Fakat en azından şunu belirtmem gerekir ki, bu insanların içimizden çıkması, sağlıklı bir kültürel hayatın yaşantımıza hâkim olmasıyla mümkündür. Bahsi geçen kültürel ortamın oluşmasında birinci görev aydınlara düşmektedir. Aydın kendini yaşadığı toplumun ruh ikliminde hissetmeli, ürettiği fikirlerle toplumunu daha ileriye götürecek değerlerin oluşmasına katkıda bulunmalıdır. Fakat şurası unutulmamalıdır ki, aydının ürettiği fikirler, içinde yaşadığı toplumun öz değerleriyle örtüşmelidir. İşte bunu gerçekleştirebilen aydın, hem aksiyoner gençlerin yetişmesine zemin hazırlamış olur, hem de kendisi milletin önünde sürükleyici bir fonksiyon icra eder konuma getirir. Böylece de bizim için tam bir sivil toplum önderi modeli olur.

Yakın geçmişimizi bu açıdan incelersek aklımıza gelen ilk isimler, Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serdengeçti, Fethi Gemuhluoğlu, Mehmet Akif İnan, Erol Güngör, Seyid Ahmet Arvasi ve Ahmet Kabaklı gibi değerli aydınlarımızdır. Bu değerlerden mütefekkir Ahmet Kabaklı Hocamızın, Sivil Toplum Önderliği özelliği hakkında konuşarak, bizim diyebildiğimiz aydınlarımızın nasıl bir çizgide hareket ettiklerini ortaya koymak istersek, şöyle bir tablo karşımıza çıkar: 40,50,60'lı yıllardan sonra 1970'li yıllara gelindiğinde ülkemizde, inançlıların, milliyetçi ve muhafazakar insanların sanki sanat yapmaya hakkı yokmuş gibi bir kanat oluşmuş, her şeye rağmen bu kesimden sanat yapmaya çalışanlarında gericilik ve kafa tasçılıkla suçlandığı bir kültürel ortam oluşmuştu. İşte böyle bir ortamda Ahmet Kabaklı, Allah'ına olan içten samimi bağlılığı, kültürünü tam özümsemiş bir düşünce yapısı, yüksek medeni cesareti, geniş görüşlülüğü ve aksiyoner yapısıyla çevresindeki olumsuzlukları pozitife çevirme gayreti içinde olarak; bu toplumun değerleri, kültürü, sanat ve edebiyatla yıkılmaya çalışılmaktadır, eğer bu toplum ayağa kalkacaksa bu nedenden dolayı yine sanat ve edebiyatla ayağa kalkacaktır diyerek, harekete geçmiştir. 1970'li yıllarda Türk Edebiyat Vakfını kurmuştur ve yayın organı olan Türk Edebiyatı Dergisini çıkarmaya başlamıştır. Belirli kesimlerce örselenmeye ve yok edilmeye çalışılan, fakat bizi biz yapan değerleri savunarak işlemeye çalışmıştır. Necip Fazıl Kısakürek, Mümtaz Turhan, Arif Nihat Asya, Erol Güngör, Mehmet Kara, Gültekin Samanoğlu, Emine Işınsu, Sevinç Çokum ve Tarık Buğra gibi önemli ilim, sanat ve fikir adamlarını Türk Edebiyatı Dergisi altında bir araya getirmiştir. Yine Ahmet Kabaklının ve Türk Eğitim Vakfının öncülüğünde Necip Fazıl Kısakürek'e, Sultan-ı Şuara unvanı verilerek hem üstat, iyice bayraklaştırılmış, hem de üstadın şahsında kültürümüzün ve sanatımızın yücelmesine katkıda bulunulmuştur. Hocamız, Anadolu'yu karış karış gezerek Ahmet Yesevi ve Yunus Emre hakkında verdiği konferanslar neticesinde şu kanaate vardığını ifade eder: "Anadolu insanının, Ahmet Yesevi ve Yunus Emre'nin temsil ettiği ruh ve mana iklimine kavuşması yani Selçuklunun ve Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarındaki sahip olduğu ruha kavuşması gerekmektedir. Gençlerimize bu ruhtan beslenen bir mefkûrenin verilmesi lazımdır. Bu mefkûrenin adı ise alperenlik mefkûresidir". Alperenlik mefkûresinin üç zaman ve mekânda aranması gerektiğini söyleyerek, gençliğin kendi özüne dönüş adresini aşağıdaki zaman ve mekânları sıralayarak net olarak izah eder: 1- Sultan Alparslan'ın, Ahmet Yesevi ve talebeleriyle birlikte Selçuklu Devletini kurduğu zaman ve mekânda… 2- Sultan Osman ve Orhan Gazi'nin, Yunus Emre ve talebeleriyle birlikte İslami-milli devletin kurulduğu zaman ve mekânda… 3- Erzurum, Sivas ve Ankara'da toplanan Çanakkale gazilerinin, Batıcılığa, taklitçiliğe, vurgunculuğa ve yolsuzluğa savaş açarak "Asımın Nesli" halinde devlet kurmaya giriştikleri 1919 ile 1923 arasındaki zaman ve mekânda… Evet, Ahmet Kabaklı Hocamız, bu görüşlerini açıklayarak, hem gençliğimize yol göstermeye, hem de ülkemizin geleceğinin mutlu ve huzurlu olması için gayret eden Sivil Toplum Kuruluşlarına hedef tayin etmeye çalışmıştır, diyebiliriz. Ayrıca Ahmet Kabaklı Hocamızın, Sivil Toplum Önderliği noktasındaki kabiliyeti ülkemizin sınırlarıyla da kayıtlı kalmamıştır. O, dünyanın neresinde olursa olsun, mazlum durumdaki her soydaşına, müslümana, insana yol göstermeye gayret ederek, önderlik yapmaya çalışmıştır. Örnek verecek olursak, Doğu Türkistanlı bir muhacir olarak, İstanbul da yaşayan ve Doğu Türkistan'ın bağımsızlığı için mücadele eden Mahmut Kaşgarlı ile görüşerek, mücadelelerinin daha geniş kitlelere mal edilebilmek için yapılması gerekenler hususunda yol göstermiştir. Şöyle ki; Ahmet Kabaklı, Kaşgarlı Bey'e, Doğu Türkistan davası için seviyeli, ciddi ve ilmi bir derginin çıkarılmasının önemini anlatmıştır. Bu derginin Türkiye Türkçe'si, Arapça ve İngilizce olarak çıkarılmasının faydalı olacağını izah etmiştir. Kabaklı Hocanın bu fikirleri makbul görülerek, İsa Yusuf Alptekin'in sahibi olduğu Doğu Türkistan'ın Sesi Dergisi, 1984 tarihinde Türkçe, Arapça ve İngilizce sayfalardan oluşan bir yayın organı olarak hayata geçti ve günümüzde de halen yayınına devam ederek, Doğu Türkistan'ın halkının haklı mücadelesini anlatmaya devam etmektedir. Yukarıdaki örnekleri arttırarak Ahmet Kabaklı Hocamızın, Sivil Toplum Önderliği hakkındaki meziyetlerini çoğaltabiliriz. Yıllarca çizgisinden taviz vermeden haksızlıklarla mücadele eden büyük tefekkür ve aksiyon adamını rahmetle anarken, gençliğimizi de hocamızın eserlerini titizlikle okumaya davet ediyoruz. MUSTAFA GÜÇLÜEğitimci-Yazar
MİLLİ OCAK HABER
URL: http://www.milliocak.com/haberdetay.asp?bolum=1374&uyeid=57




--
Türk Milletinin üzerine çökmüş karabasan giderek çözülmekte ve zayıflamaktadır. Hainlerin planları bozulmakta, figüranları sürekli açığa düşmektedir. Milletin rağmına sürdürülen derin yolculuk sona yaklaşmıştır. Millet artık egemenliğine, iradesine sahip çıkmaktadır.

http://dava-vatan.blogspot.com/

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.