20 Eylül 2008

Aydin Dogan ve Adamlarini Aklama Konseyi (ADAAK)

Basın Konseyi mi ADAAK mı?


BMİ''nin 12.maddesi ile "Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır" şeklindeki 13'ncü maddesinin ihlal edilmediğine, şikayetin yersizliğine oy çokluğuyla karar vermiştir.

Aydin Dogan ve Adamlarini Aklama Konseyi (ADAAK)

Basin Konseyi

8 Ocak 2008

BASIN KONSEYİ, HÜRRİYET GAZETESİ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ERTUĞRUL ÖZKÖK'ÜN SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞI YAPTIĞI ŞEKLİNDEKİ ŞİKAYETİN YERSİZLİĞİNE KARAR VERDİ

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Tarık Ziya Ekinci ve 11 kişinin Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök hakkında 'savaş kışkırtıcılığı yaptığı, Kürtlerle PKK'yı özdeşleştirdiği ve sivil halkı hedef gösterdiği' şeklindeki şikayetini değerlendirdi. Yüksek Kurul, Özkök'ün şikayete konu yazılarının şiddet ve zorbalığı özendirici olmadığı gerekçesiyle oy çokluğuyla şikayetin yersizliğine karar verilmekle birlikte, ele alınan sorunun önemi nedeniyle 25 Ekim 2007 günlü açıklamanın hatırlatılmasını uygun görmüştür.
Karar şöyle :

KARAR

ŞİKAYETÇİ: Tarık Ziya Ekinci, Emel Işıtan, Av. Ruşen Aslan, Alper Açık, Ulaş Sunata, Müjgan Arpat, Nurdan Arca, Nimet Bal, Ayşe Çavdar, Fatma Melek Taylan, Mebuse Tekay, Sırma Evcan

ŞİKAYET EDİLEN: Ertuğrul Özkök –Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve yazarı

ŞİKAYET KONUSU YAYININ İÇERİĞİ: Özkök'ün 19, 22, 23, 24 Ekim tarihli köşe yazıları şikayetin konusunu teşkil etmiştir. Özkök'ün yazılarında şikayet edilen cümleler cümleler şöyledir :

"19.10.2007 GÜNLÜ YAZIDA: 'Türk ordusunun sınır ötesi harekatı nedeniyle Kuzey Iraklı Arap'ın, Diyarbakırlı Kürt'ün ekonomisinin alt üst olmasından dolayı kaybedeceği çok şey var.'

22.10.2007 GÜNLÜ YAZIDA: 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve silahlı kuvvetlerinin Iraklı Kürtlere son sözü bu olmalı; Ya muhatabım ya düşmanım olacaksın.(…) oradaki Kürt rüyasını Türk kabusuna çevirmektir. "
23.10.2007 tarihli yazının başlığı 'Sefer Görev Emri'dir.

24.10.2007 GÜNLÜ YAZIDA: 'Serinkanlı olmayın. Her şehidin başında bir hesap defteri açılıyor… Toprağa verdiğimiz çocuğumuzun karşısına, bir alacak, bir borç yazılıyor. Ve hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, o borç katil sürüsünün, ona yardakçılık yataklık edenlerin boğazından söküle söküle alınacak.'

Şikayet başvurusunda,

1. PKK ile adeta tüm Kürtleri özdeşleştirdiği,

2. Vatandaşlarımız olan Diyarbakırlıları, kendi ülkemiz sınırları dışındakilerle aynı kefeye koyduğu,

3. Sınır ötesinden söz ederken sıradan halkı, sivilleri hedef gösterdiği iddia edilmiştir

Başvuruda , Özkök'ün yazıları değerlendirilirken , "Bu ülkenin meclisini, hükümetini, ordusunu, güvenlik güçlerini, karar organlarını yok sayan; vatandaşı sefere çağıran, kana kan, intikam isteyen bu yazılar; savaşa, yeni cinayetlere, Kürt etnik kökenli vatandaşlarımıza yönelik saldırgan tutumu teşvike ve kışkırtmaya, kin ve düşmanlığı tahrike açıkça davetiye çıkarmaktadır." denilmiştir.

Başvuru şöyle devam etmiştir :

"Ertuğrul Özkök, kendi yazılarında meslek kurallarını açıkça çiğnemiştir. Anılan yazılar, halkın haber alma, bilgi edinme hakkıyla ilgili olmadığı gibi, ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkının sınırlarını da bariz bir şekilde zorlamaktadır.
Gazetecinin halka karşı sorumluluğunu öteki tüm sorumluluklarının üstünde gören meslek kuralları; gazeteciliğin herhangi bir ticari mal ve hizmetten farklı olarak toplumsal bir nitelik taşıdığını, gazetecinin özgürlüğünün içeriğini ve sınırlarını, öncelikle sorumlulukları ile meslek ilkelerinin belirlediğini kabul eder.

Meslek kuralları, ' Gazetecinin, başta barış, demokrasi ve insan hakları olmak üzere insanlığın evrensel değerlerini, çok sesliliği, farklılıklara karşı saygıyı savunması' zorunlu görür.
Özkök'ün "yazdıklarının düşmanlık tohumu serptiğini, yeşerttiğini bilebilecek konumda" olduğu kaydedilen başvuruda, "Benzer içerikli yazıları tekrarlaması, anlık bir tepki olmadığının da kanıtıdır." denilmiştir.

Başvuruda Basın Konseyinin iki kararı da örnek gösterilerek şu görüşlere yer verilmiştir:
"Nitekim, ülkemizde henüz Hakkari'deki olaylar olmadan, terör nedeniyle toplumsal psikoloji bu ölçüde bozulmadan ve gerginlik bu düzeyde değilken bile, Basın Konseyi Yüksek Kurulu 09 Ekim 2007 tarihli (2007/072) kararı ile etkisi ve okuyucu kitlesi çok sınırlı bir dergide yer alan yazılarda; 'değişik görüş taşıyan kişi ve kesimlere karşı, kin, nefret ve düşmanlık yaratacak bir çizgi izlendiği, şiddetin açıkça övülüp özendirildiği ve desteklendiği sonucuna varılarak, asla görüş açıklama veya eleştiri niteliği taşımayan düzeyi çok düşük küfürlerle dolu bu yayınlar nedeniyle B… dergisinin kınanmasına oybirliğiyle'karar vermiştir. Basın Konseyi'nin iş bu kararda vurguladığı gerekçe ve yaklaşımın , ülkemizin en yaygın okuyucu kitlesine sahip gazetesinin genel yayın yönetmeni açısından da, imtiyaz tanınmaksızın dikkate alınacağını umuyoruz.

Tersi durumda Basın Konseyi Yüksek Kurulunun 25 Ekim 2007 tarihli kamuoyuna yaptığı açıklamada dile getirilen;

'Hakkari Yüksekova'daki PKK baskını çok büyük bir öfke patlamasına yol açtı. Doğal olarak zor günler yaşıyoruz. İnsanlarımız gergin ve tepkili. Elbet, böyle bir ortamda, görsel işitsel ve yazılı medyanın daha duyarlı ve dikkatli olması gerekir. Çünkü tahrik edici bir kıvılcım, bazı kesimlere karşı düşmanca duygular yaratıp şiddet kullanılmasına ve çok tehlikeli sonuçlar yaşanmasına yol açabilir. Nitekim tahrik edici yayınların daha önce nasıl sorunlar ve sonuçlar doğurduğunu unutmayalım.'

Doğru ve önemli saptamalarının inandırıcılığı olmayacaktır."
Şikayetçinin , ihlal edildiğini iddia ettiği Basın Meslek İlkelerinin 12'nci ve 13'ncü maddeleri şöyledir : " Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır." Madde 12. "Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır" Madde 13
ŞİKAYET EDİLENİN CEVABI: Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ten cevap alınmamıştır. Ancak Özkök, daha sonraki yazılarında kendisine bu yönde gelen eleştirilere cevap vermiştir. Örnekler: "Karşımızdakiler bizim caydırıcılığımızı imtihan etmeye çalışıyor. Bu imtihandan sınıfta kalmak gibi bir lüksümüz asla yok. Bunu yapmak savaş istemek değil asıl savaşı önlemektir." (25.10.2007) , " Türkiye PKK'nın kalleş baskınından itibaren tarihi bir milli siyaset uygulamıştır. Bu milli siyasetin sloganı şudur: Barışsa sonuna kadar barış, Anlamayan ikna olmayan varsa, yani savaşsa sonuna kadar savaş" (17.12.2007)

DEĞERLENDİRME VE KARAR:

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, 4 Ocak 2008 toplantısında başvuruyu ele almıştır. Yüksek Kurul, şikayet konusu yazılarda, Basın Meslek İlkelerinin "Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır" şeklindeki 12.maddesi ile "Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır" şeklindeki 13'ncü maddesinin ihlal edilmediğine , bu nedenle şikayetin yersizliğine oy çokluğuyla karar vermiştir. Bununla birlikte Yüksek Kurul, ele alınan sorunun önemi nedeniyle "insanlarımızın gergin ve tepkili olduğu bugünlerde görsel, işitsel, yazılı medyanın daha duyarlı ve dikkatli olması gerektiği" yolundaki 25 Ekim 2007 günlü açıklamamızın tekrar hatırlatılmasını gerekli görülmüştür. (Dört üye Çalışma Kuralları 19'ncu madde gereği oy kullanmamış, dört üye uyarı verilmesi istemiyle muhalif kalmıştır.) (2008/3)

****
Basin Konseyi'nin e-mail adresine gonderdigim fakat, "Ancak faksla veya sahsi basvuru yapilabilir" gibi bir gerekceyle isleme konmayan basvurumu asagida veriyorum. Yogunluktan dolayi ilk gunlerde gonderemedim, daha sonra okudugum bir roportajda, yapacagim basvurunun bir benzerinin yapildigini gorunce gondermekten vazgectim.

****

Sikayet konusu edilen kisi: Ertugrul Ozkok, Hurriyet Gazetesi
Sikayet konusu yazi: "3-5 F-16; 30-40 sorti", 22 Ekim 2007, Hurriyet
Sikayet sebebi: Kurd Halkini tahkir, basin meslek ilkelerini ihlal

Sayin Basin Konseyi Baskani ve Yuksek Kurul Uyeleri;

Cok hassas bir donemden geciyoruz. Bir ay icinde bircok evladimizi kaybettik. Bu manzara karsisinda insan kendini kaybedebilir, kaybetmemek elde degil. Ama Turkiye'de ve dunyada en cok takip edilen gazetelerden birinin Genel Yayin Yonetmeni kendini kaybedemez, kaybetse bile yazisina aksettiremez. Bunu yaparsa ulkeyi kiskirtmis olur. Ozellikle Ozkok'un sozkonusu yazisindan sonra Kurd vatandaslarimiza yonelik saldirilarda artis saglandigi, Kurd vatandaslarimizi tasiyan sehirlerarasi otobuslerin durdurulup Kurd vatandaslara Istiklal Marsi okutturuldugu (sanki savasta dusman askeri esir aliniyor) ve bunun gibi bircok nahos hareketlerin oldugu hepimizin malumu.

Bir gazetecinin gorevi, ici ne kadar yanarsa yansin, savas cigligi atmak, savas ilan etmek degildir. Turkiye'de aksak yuruse de demokrasi vardir, demokratik ulkelerde her kurumun gorevi vardir. Medyanin gorevi de gelismeler hakkinda insanlari bilgilendirmektir. Ayrica, birinci degil, dorduncu kuvvettir medya.

Etrugrul Ozkok'un sozkonusu yazidan alintilar yaparak sadece "Basin Meslek Ilkeleri"nin (BMI) degil, Kurdlerin onurunun da cignendigini orneklerle gostermek istiyorum. Bu basvurumun amaci, Ozkok'un Kurd halkindan ozur dilemesini ve Konsey'inizce kinanmasini istemektir. Ozkok'un asagidaki ifadeleri gozonunde tutuldgunda, en agir bir sekilde kinanmasi gerektigi aciktir. Bir Kurd vatandas olarak Ozkok'un ifadelerini onur kirici ve saldirgan buldum. Kurdleri asagilamaya, onlara saldirmaya hakki olamaz.

"Geldiğimiz bu noktada muhatabımız kimdir? Aşağılık cani sürüsü olmadığına göre, kimdir yakasına yapışacağımız asıl sorumlu? Ve cevabını buldum. Onu koruyan, ona yataklık eden, ona kol kanat gerenler. Yani artık bizim muhatabımız Barzani''dir."

Ozkok'un yazidindan aldigim bu birkac cumlede birkac ihlal goruyorum. Mesela, BMI'nin (http://basinkonseyi.org.tr/basin-meslek-ilkeleri) 4ncu maddesinin (Kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan veya iftira niteliği taşıyan ifadelere yer verilemez) ihlal edildigi dusuncesindeyim. Ozkok kabul etmese de Barzani Irak Kurdleri'nin lideridir ve Turkiye'de de azimsanmayacak kadar sempatizani vardir. "Asagilik cani surusune yataklik eden kisi" suclamasi, sadece Barzani'ye degil, kime yoneltilirse yoneltilsin, elestiri sinirlarini asan, insan onurunu rencide eden bir ifadedir.

Ayni alintida 6nci maddenin de ihlal edilgini goruyoruz (6. madde: Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz). Barzani ve Kuzey Irak Kurd Yonetimi yetkilileri defalarca PKK'yi desteklemediklerini soyledigi halde ve Ertugrul Ozkok'un bunu ogrenme imkani oldugu halde sanki Barzani mutlak sucluymus gibi okuyuculari yanlis bilgilendiriyor. Oysa PKK'nin Barzani tarafindan degil, Imrali Adasi'ndaki Abdullah Ocalan tarafindan yonetildigini, PKK'ya atamalarin onun tarafindan yapildigini, ateskes ilanlarini feshederek yuzlerce vatanasimizin (asker ve sivil) oldurulmesine sebep oldugunu, milyarlarca dolarlik zarara sebep oldugunu hepimizi biliyoruz. Kimsenin aklina, "Ocalan'in devam eden bir mahkemesi yok, 'basin toplantisi' mahiyetinde olan avukat gorusmelerine kim izin veriyor? Butun mahkumlara 'haftalik basin toplantisi' hakki veriliyor mu? En az Ocalan kadar Imrali Adasi'ni kontrol eden yetkililer de suclu sayilmaz mi?

Herbir gencimiz katledilirken sanki PKK'yi yoneten Barzani'ymis gibi Kuzey Irak'a yonelip ona ve halkina kufur ediliyor. Kimse, sadece 3 aylik egitim goren askerlerin neden catismaya gonderildigini, haydi gonderildiler diyelim, neden çelik yelek verilmedigini; Jammer cihazi olmadan mayinli tarlalara neden suruldugunu sorgulamiyor. Askerleri bile bile olume gonderenlerin hic mi sucu yok? Ertugrul Ozkok, saldiri taktigini kullanarak bu tur sorularin sorulmasina engel oluyor.

Ozkok'un yazisindan birkac alinti daha yapmak istiyorum:

"Ona son, ama son defa şu mesajı, anlayacağı en direkt dille söylemeliyiz. 'Önünde iki yol var. Ya komşumuz olacaksın, ya hedefimiz.' Evet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin ve Silahlı Kuvvetleri''nin, Iraklı Kürtlere son sözü bu olmalıdır: 'Ya muhatabım, sınır komşum kalacaksın, ya da düşmanım olacaksın.' Karar onların. Eğer Amerika Birleşik Devletleri''ne güvenip, düşmanımız olma yolunu seçerlerse kendileri bilir. Bundan böyle, namlularımız, Barzani''ye çevrilmiştir. Hedefimiz, Barzani''nin, askeri ve ekonomik hedefleridir. Amacımız, oradaki 'Kürt rüyasını', 'Türk kábusuna' çevirmektir. Barzani, eğer PKK üzerinden bir 'Kürt megalo idea'sını gerçekleştirmeyi hayal ediyorsa, biz de onun karşısına bir yeni 'misak-ı milli' haritası çıkarmalıyız."

Eminim ki bu satirlari okuyan herkesin kani donuyordur. Hicbir gerekce bu satirlari hos gosteremez. Bir gazetecinin Turkiye Cumhuriyeti ve Turk Silahli Kuvvetleri adina konusma, onlarin adina savas ilan etme, baska bir ulkeyi isgal etme, hatta oradaki halkin ruyalarini bile kabusa cevirme gorevinin oldugunu bilmiyordum! Ertugrul Ozkok, sadece Barzani'nin sahsina degil, butun Kurdlere kin kusuyor adeta. Kim olursa olsun, hangi gazetenin Genel Yayin Yonetmeni olursa olsun bir gazetecinin bu ifadeleri kullanmaya hakki olamaz. Ozkok'un, bu tehdit ve kiskirtmalarla, BMI'nin 12ni (Gazeteci görevini, taşıdığı sıfatın saygınlığına gölge düşürebilecek yöntem ve tutumlarla yapmaktan sakınır) ve 13ncu (Şiddet ve zorbalığı özendirici, insani değerleri incitici yayın yapmaktan kaçınılır) maddelerini ihlal ettigi anlasiliyor. Eger hala Ozkok'un yazisini masum goruyorsaniz, sizi yazidan aktaracagim bu ifadelerle basbasa birakip yazimi bitirmek istiyorum:

"Üç beş F-16, otuz kırk sorti; neticesi yirmi yıl geriye gitmiş bir Kuzey Irak''tır. Karşımıza Amerikan F-16''ları mı çıkacaktır? Çıkarsa, onlar bilir. Bir İran, artı bir Suriye... Üzerine bir Rusya ekleyin. Ta Afganistan''a kadar uzanan bir coğrafya çıkar karşınıza. Buna, şimdi senden nefret eden eski arka bahçen Latin Amerika''yı ekle. Kala kala, her olayda nötr kalan bir Avrupa... Bunu sadece biz değil, 14 bin kilometre ötedeki Amerika da düşünmelidir. Hesap oradaysa, terazi burada."

Ertugrul Ozkok yazisi hakkinda gereginin yapilmasini arz ederim.

Cevdet Akbay
Ogretim Gorevlisi
Fayetteville Eyalet Universitesi
Fayetteville, North Carolina
ABD
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.