Her ekonomik sistemin temelinde bir doktrin, bir düşünce vardır. İnsanların,düşünceleri, kötü veya iyi diyerek yaptıkları değerlendirmelerden doğan inançlar, moral ve ahlâkî kurallar,gelenekler ve bunlara dayanarak hazırlanmış kanunlar, ekonomik sistemlerin müesseselerini hazırlarlarve oluştururlar. Böyle olunca, her ekonomik sistemin müesseselerini,işleyişini, gelişim ve geleceğini incelemeden önce, bu sistemlere temel teşkil etmekte olan düşünceleri gözden geçirmek gerekir ki, bu meselebize, mihraksız bir “ekonomi” anlayışıyerine, ekonominin dayandığı“tez”i bildirme borcu yükler. Hangi hayat tarzına ait ekonomi?
Bizim içinne olduğu malûm; İslâm!” (SalihMirzabeyoğlu, İktisat ve Ahlâk, s.22,İBDA Yayınları, 2. baskı)
Yazımıza bu iktibasla girmemizin sebebi, bugünlerde büyük bir çöküşyaşayan AB-D, ve onun güdümündeki küreselleşmiş dünya ekonomisine,sadece basit finans, borsa krizi olarakbakılmaması gerektiğidir. Batı ve ABD ekonomisinin bugünkü çöküşü,temelinde sınırsız “üretim-tüketim”anlayışı içerisinde, bir “meta” olarak görülen insanın en dip noktadaki tepkisinden kaynaklanmaktadır. Batı’nın ekonomiyi, insandan nasıl soyutlayıp,sanki, insan dışı canlı birsistem- bir varlık gibi algılamasını,kapitalizmin babalarından Adam Smith şöyle ifade eder: “ güncel dünya ekonomisinin ana hatları, bir düzenleyicinin beyninden çıkmış ve zekibir toplum tarafından bilinçli olarak yürürlüğe konulmuş genel birplâna göre çizilmiş değil, aksine içgüdüselve ulaşılacak hedef konusunda bilinçsiz bir kuvvete boyun eğenbir bireyler yığını tarafından çekilmişsayısız çizgilerin toplamıyla belirlenmiştir.
(Milletlerin Zenginliği).
“Piyasa, dışarıdan bir müdahaleyegerek duymadan kendiliğinden işlerve her ferd kendiçıkarına uygun davranışlarda bulunduğunda toplumsal çıkarda gerçekleşir.”Anlayışına sahip, bugünkü Batı hayat tarzı,insanı hiçbirahlâkî değer bırakmadan,sınırsızbir şekilde tüketen bir hayvanolarak algılamaktadır.İnsan,kapitalist hayat nizamı içerisinde, “sırf nefsî arzularını yerine getirdiğinde vardır” ölçüsü,nasıl olurda, ötekinin faydasına da çalışmış olur?
Batı’yı bu özüyle kavradıktan sonra, gelelim, son günlerin “çöküş”feryatlarına… Bu görünüşte bir finans krizi şeklinde tecelli etmektedir.Ama bu tecelli burada durmayacak,hemen ardından üretim ve tüketim krizine dönüşecektir. Sınırsız “üretim ve tüketime” dayalı kapitalist sistem,geliştirdiği ve hayattan tamamıylakopuk, sanal borsa sistemiyle de, insansızbir ekonominin(!) nihayetindekendini vuran canavara dönüşmesini yaşamaktadır. Bugünkü buhranın kaynağı, bizzat, bu sistemin dinamikleridir.“Haddini aşan herşey, zıddına tekamül eder” hikmeti gereği, hayattanbu kadar kopuk bir sistemin dahafazla yaşaması zaten eşyanın hakikatine aykırıdır. AB-D’yi çöküş noktasına götüren zahirî hakikat ise, Irak ve Afganistan direnişleridir.Güvendiği büyük teknolojik askerî gücüyle,birkaç ayda işgale dip, işini tamamlamak üzere giriştiği bu işgaller,iç ekonomilerindemeydana getirdikleri trilyonlarca dolarlık bütçe açıkları ve dış borçlanmalarla,onu sadece askerî olarak çöle gömmekle kalmayıp,bizzat sisteminin kalbinden yaralamıştır. Her şeyi para harcamakla düzeltebileceğineinanan liberal- kapitalizm,bizzat paranın tuzağına düşmüştür.Bugünkü krizi patlatan doların oldukça bol olması ve artık, sanal sistemde bile bir kâr imkânına yer kalmadığındandır.Nitekim krizi durdurmakiçin 1 yıl önce 400 milyar dolar piyasaya sürülmüş fakat kriz durmadığıgibi bugün 2 trilyon dolarlık birkurtarma fonu oluşturulmaya başlanmıştır.ABD’de, 1929 buhranın da bile yıkılmayan bir çok banka daha krizin başlangıcında sapır sapır dökülmeyebaşlamıştır. “Lehman Brothers (4.büyükyatırım bankası), Merryll Lynch,Bearn Sters, Sanny Fae. AIG sigorta,Citibank, General Motors vs. dahadüne kadar insanlığın kanını emen yüzlerce büyük banka, şirket ya yerin dibini boylamakta veya en çok karşıçıktıkları şey olan devletleştirmeye kurban gitmektedirler.
Çöküşün getireceği gelişmeler,Batı’yı bir ânda “faşizm”le yüzyüze bırakabilir.
1. Emperyalist Paylaşım savaşı neticesinde yaşanan ve Hitler’in iktidara geldiği bir Almanya manzarası yakın gelecekte ABD içinde geçerlidir. Dünyaya yayılmış veha bire para yiyen 650 işgal üssü bu emperyalist canavarın sırtındaki enbüyük kamburdur. Eski bir ABD’li bakanının ifade ettiği gibi, bir ân daçökebilir ve bu üslerdeki yüz binlerce asker esir durumuna düşebilir. Ülkeiçinde ise, orta tabakadan ve hızlıtüketime alışmış milyonlarca Amerikalı patlamaya hazır ayaklı bombalarolarak bir tehlike arzedecektir.
Zengineyaletler, fakir eyaletleri sırtındataşımaktan çekinecektir. Zenciler veHispanikler en ufak bir buhran anındabüyük isyanlara kalkışacak, bu daABD’nin, doğudan, batıya, kuzeydengüneye parçalanmasını gündeme getirecektir.Şimdi üzerinde düşünülen şey, yıkılacakolan bu iktisadî sistemin yerinehangisini geleceğidir.
Bu pek tabiiki, Batı kaynaklı olmayacaktır...
Baran Dergisi/FAZIL DUYGUN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.