Olmak ya da Olmamak
Mehmet Bedri Gültekin
"Sistemin çöküşü"
Başlık bana ait değil. Amerika'da 630 milyar dolarlık Lehman Brothers iflasını istedikten ve Merill-Liynch 50 milyar Dolara, Bank of America tarafından satın alındıktan sonra, basınımızdaki Amerikancı yayın organlarından bazıları olayı bu şekilde değerlendirdiler.
Amerikan Merkez Bankasının eski başkanlarından Alan Greenspan'a göre yaşananlar, "yüzyılın en büyük krizi"dir.
Gerçekten de artık orta yerde sistemin sahiplerinin bile inkâr edemediği bir gerçek duruyor. Kriz bütün şiddetiyle yaşanıyor. 1980'lerden sonra yeniden kutsallık mevkiine yerleştirilen, Adam Simith'in piyasaları düzene sokacak olan o meşhur "görünmez eli"ne düzülen methiyeler artık duyulmuyor.
Özel sektörün burunlarından kıl aldırmayan en büyükleri bile, şimdi devletin müdahalesini bekliyorlar. Ama konumuz bu değil.
Yaşanan krizin nedenleri üzerinde durmak istiyoruz:
KÖPÜK EKONOMİSİ
Tüm dünyada yaratılan toplam hasıla, yıllık 40 trilyon Dolara yaklaşıyor. Ama dünya ekonomisinin; verilen krediler, borsada işlem gören hisse senetleri, defalarca el değiştirerek her seferinde yeni bir değer yarattığı varsayılan kağıtlarla toplam olarak, bir katrilyonluk bir hacme ulaşıldığı tahmin ediliyor.
Ortaya çıkan manzara şudur: Yüz trilyonlarca değerli kâğıt ortalıkta dolaşıyor; alınıyor, satılıyor ama gerçek hayatta bu kâğıtların karşılığı yok!
Bol keseden yaratılan kredi olanaklarıyla şişirilen ekonomiyi rakamsal olarak ifade edecek olursak; 1990 yılında krediler toplam hasılanın ancak yüzde 27'si kadar iken, 2006'da bu oran yüzde 772'sine fırlamıştı.
Şişirilen kredilerle yaratılan köpüğün sadece bir kısmını, hatta küçük bir kısmını oluşturdu. Menkul Kıymetler Borsaları aracılığı ile yaratılan sanal değerler de gerçek ekonominin dışında, onunla alakası olmayan bir hayalet ekonomi yarattı.
Gerçek piyasaların yanı sıra bir de "türev piyasalar" var.
Dünyanın dört bir yanında yaratılan gerçek değerlerin emperyalist metropollere aktarılmasının bir aracı olarak işlev gördüğü müddetçe bu "sanal ekonomi" yürüdü.
GERÇEK DEĞERE YAKLAŞMA
Lehman Brothers'ın hisselerinde son on ay içinde yaşanan değer kaybı çok çarpıcıdır. Bu tablo; "sanal ekonomi"den kastettiğimizin ne olduğunu ortaya koyuyor.
14 Kasım 2007 tarihinde şirketin hisseleri 67 Dolardan alınıp satılmış. Bu değer Şubat başında 66 Dolara, 14 Martta 38 Dolara, 11 Temmuz'da 28 Dolara ve iflasını istediği 15 Eylül'de de 20 Cent'e düşmüş.
Elbette, çıkmaza giren bir şirketin hisselerinin gerçek değerin altına düşmesi gerçeği de var burada. Ama bunun yanı sıra geçmişteki değerin, gerçek değer olmadığı, yaratılan sanal ekonominin bir parçası olarak değerinin çok çok üzerine çıktığı da bu gelişmelerle birlikte açığa çıkıyor.
Sadece Lehman Brothers değil değer kaybeden. Veya başka bir deyişle gerçek hayattaki varlığının ifadesi olan fiyatlara yaklaşan.
Merrill-Liynch son aylar içinde yüzde 62.2, AIG (American Internatıonal Group) ise yüzde 79.2 değer kaybetmiş.
Köpük delindi. Sanal değerlerin buhar olup uçması, dalga dalga sistemin içinde yer alan bütün şirketlere yayılması kaçınılmazdır.
Kriz sadece ABD ile sınırlı kalmayacaktır. Bütün kapitalist dünya kaçınılmaz olarak krizden payına düşeni alacaktır. Tıpkı 1929 Büyük Krizi'nde olduğu gibi.
Ancak sistemin dışında olan ve kendi bağımsız mekanizmalarına sahip olan ekonomiler yaşanan bu fırtınadan kurtulabilirler.
GERİYE DÖNÜŞ
Yaşanan kriz, ülkeleri ve insanları sanal ekonomiden gerçek ekonomiye geri getirmektedir.
Gelişmeleri değerlendiren ETX Capital adlı Amerikan finans kuruluşunun tespiti son derece gerçekçidir:
"Görünen o ki, insanlar paralarını emtia piyasalarına, altına ve gümüşe geri yatırıyor."
Peki, son zamanlarda teklese de yaklaşık otuz yıldır işlemekte olan sistem niçin çöktü?
ÖLÜME ÇARE YOK
Bugüne kadar bu değerli kâğıtlar, esas olarak Amerikan Doları cinsindendi veya Dolara bağlı olarak yaratılıyordu.
Amerika'nın, dünya sisteminin hegemonik gücü olarak borusunun öttüğü arkada kalan dönemde bu durum, çok büyük bir sorun olmadan bugüne kadar geldi.
Ama artık dengeler değişti. Amerika'nın tek kutuplu Dünya rüyası, Irak çöllerine ve Afganistan dağlarına gömüldü.
Hala durumu kavramayanların aklını ise, Gürcistan'da ABD'ye atılan tokat başlarına getirdi.
Bu gelişmeler birdenbire olmadı. Amerika'nın dünya ekonomisi içindeki payı yarım yüzyıldır azalıyordu.
Uluslar arası rezerv para olarak doların payı 1970'lerde yüzde 80'lere varmıştı. O zamandan bu yana bu oran da düşüyor
Ama bütün bunlara rağmen ABD'nin devasa askeri gücü, en büyük rakibi Sovyetler Birliği'nin 1990'larla birlikte devreden çıkması; bu ülkenin en azından 2000'li yıllara kadar tartışmasız hegemonyasını sürdürebilmesini sağladı.
Büyük Ortadoğu Projesi, Afganistan ve Irak saldırıları, ABD'nin; kaçınılmaz çöküşünü durdurmak için giriştiği hamlelerdi.
Ama ölüme çare daha bulunmadı. ABD'nin çırpınışları da kaçınılmaz sonunu daha da yakınlaştırmaktan başka bir şeye hizmet etmedi.
mbgultekin@ip.org.tr ************************************************************************
25 Eylül 2008 Olmak ya da Olmamak Mehmet Bedri Gültekin Sistemin krizi (2) Genel olarak Batı ekonomilerinin bir durgunluk içine girdikleri, buna karşılık başta Çin olmak üzere Asya ekonomilerinin bir yükseliş içinde olduğu, konuyla ilgilenen hemen herkesin üzerinde birleştiği bir gerçek. Geleceğe ilişkin öngörüler ise genellikle şu şekilde yapılıyor: Çin'in ve Asya ülkelerinin gelişme hızları göz önüne alınıyor, Batı Dünyası ve ABD'nin şu andaki gelişmeleri hesaplanıyor ve ondan sonra 10 yıldan 30 yıla kadar uzanan bir süre içinde Çin'in ABD'yi geçeceğine ilişkin öngörülerde(!) bulunuluyor. Oysa en büyük yanlış burada yapılıyor. Şu anda söz konusu olan veriler önümüzdeki yıllarda olmayacak. Şimdi söz konusu olmayan yeni etkenler devreye girecek. Bütün bunlar Amerikan ekonomisini ve genel olarak Kapitalist dünya ekonomisini, beklentilerden çok çok önce kaçınılmaz sona ulaştıracak. Bu gerçeği en iyi görenlerden biri George Soros. Bütün varlığını, Doların uluslararası rezerv para olarak başrolü oynadığı mali piyasalarda başarıyla gerçekleştirdiği spekülasyonlarla elde eden Soros, durumu şöyle değerlendiriyor: "Bugünkü kriz daha önceki, 4 ile 10 yıllık devreler halinde yaşanan krizlere bazı açılardan benziyor. Ancak çok derin bir fark da var: Bugünkü kriz uluslararası bir rezerv para olan Dolara dayalı bir kredi genişleme döneminin sonunu vurguluyor." (Financial Times, 23 Ocak 2008) Olay budur. Doların hakimiyet dönemi bitmektedir. Tabi bu durum Amerika'yı, beş Cent'e mal ettiği kağıt parçasını 100 dolara satma olanağından mahrum edecektir. Hatta başlamıştır bile. Sadece bu durum bile, şimdiye kadar olan verilerden hareketle geleceğe ilişkin öngörülerde bulunulamayacağını gösterir. BÜYÜK DEĞİŞİM Gelişmeler giderek baş döndürücü bir hıza ulaşmaktadır. Financial Times Gazetesinde Dünyanın en büyük beşyüz şirketi konusunda verilen bilgiler çarpıcıdır. 2007 Mart'ı ile 2008 Mart'ı arasındaki bir yıllık dönemde, en büyük beşyüz şirketin sıralaması ile ilgili olarak meydana gelen değişiklikler, gelecek hakkında önemli bir ipucu değerindedir. Dünyanın en büyük beş şirketi Mart 2007 Mart 2008 1. Exxon Mobil ABD 472.5 milyar Dol. Exxon Mobil ABD 465.6 milyar Dol. 2. Gen. Electric ABD 393.8 milyar Dol. Petro China Çin 380.2 milyar Dol. 3. Microsoft ABD 281.9 milyar Dol. Gazprom Rusya 281.9 milyar Dol. 4. R.D. Shell Hollanda 266.1 milyar Dol. Petrobrass Brazil Brezilya 287.6 milyar Dol. 5. AT&T ABD 265.9 milyar Dol. China Mobil Hong Kong 268.4 mil.Dol. (Aktaran: Mustafa Sönmez, Cumhuriyet, 5 Eylül 2008) Bir yıl içinde en büyük beş şirketten dördü Batı dünyasından Doğu ve Güney'e geçmiştir. Dikkat çeken noktalardan biri, büyük bir hızla yeni güçlerin ortaya çıkmasının yanı sıra eski büyük güçlerin de aynı hızla sahneden çekilmeleridir. Örneğin bir yıl önce ilk beşte yer alan ve 300 ile 400 milyar dolar arasında varlığa sahip ABD şirketleri sıralamanın ilk sıralarındaki yerlerini kaptırmalarının yanı sıra, o büyük varlıklarını da kaybetmişlerdir. Bu duruma istikrar dönemlerinde rastlanmaz. Bir geçiş dönemindeyiz. Eskinin hakimleri tepetaklak olmakta, yeniler çok büyük bir hızla yükselmektedirler. Aynı tablo Bankacılık alanında da görülmektedir. Çin'in iki Bankası, dünyanın en büyük on Bankası arasına girerken, bir Brezilya Bankası da 11. sıraya yerleşmiş durumdadır. Dünyanın en büyük 500 şirketi sıralamasında son bir yıl içinde meydana gelen değişimler de aynı şekildedir. ABD'nin, Dünyanın en büyük 500'ü arasında yer alan şirket sayısı bir yıl içinde 183'ten 168'e düşerken, Çin şirketleri ise 12'den 38'e çıkmıştır. Gene Dünya ticareti içinde ABD'nin payı 1995'ten 2005'e; yüzde 12.5'tan yüzde 9'a düşerken Çin'in payı yüzde 3'ten, yüzde 8'e yükselmiştir. Bu ülkelerin 2008 yılındaki performansları göz önüne alınacak olursa Çin'in bu yıl sonunda Amerika'yı bu alanda geride bırakacağı rahatlıkla söylenebilir. Aynı şekilde 2007 yılı itibariyle satın alma gücü esas alınarak yapılan hesaplamalarda ABD ekonomisinin büyüklüğü 13 milyar Dolar, Çin ekonomisi ise 10.5 milyar Dolar kadardı. Yani 2009 yılında, Çin ekonomisinin dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceği de görülmektedir. Dünya dengelerinin kökten değiştiği bir tarihi dönüm noktasındayız. ATLANTİK'İN SONU Kısaca toparlayacak olursak; "Türev piyasaların" geliştirilmesi ile pompalanan tüketime bağlı olarak canlı tutulan ekonomi ve bu şekilde sağlanan büyümenin artık sınırlarına gelindi. Sanal ekonominin balonu patladı. Batıdaki toplumsal çürüme, bu ülkelerin yeni bir hamle gerçekleştirme yeteneğini ortadan kaldırmıştır. Son bir yılın gelişmelerinin de gösterdiği üzere Dünya dengelerinin beklenenin çok ötesinde büyük bir hızla değişeceğini, Yani "Atlantik uygarlığı"nın devrini tamamlamaya doğru yol aldığını söyleyebiliriz. mbgultekin@ip.org.tr
--
***************************
İŞÇİ PARTİSİ
Telefon: (0312) 231 81 11
Faks: (0312) 229 29 94
www.ip.org.tr
www.doguperincek.gen.tr
www.oncugenclik.gen.tr
AYDINLIK: www.aydinlik.com.tr
ULUSAL KANAL: www.ulusalkanal.com
KAYNAK YAYINLARI: www.kaynakyayinlari.com
BİLİM ve ÜTOPYA: www.bilimutopya.com.tr
TEORİ Her ay bayilerde!
-----------------------------------
İşçi Partisi
Soma İlçe Başkanlığı
Kurtuluş Mah. Başaran Sok. No:3 Soma/Manisa
Tel:(0236) 612 10 55 E-Posta: ipsoma@gmail.com
Mehmet Bedri Gültekin
"Sistemin çöküşü"
Başlık bana ait değil. Amerika'da 630 milyar dolarlık Lehman Brothers iflasını istedikten ve Merill-Liynch 50 milyar Dolara, Bank of America tarafından satın alındıktan sonra, basınımızdaki Amerikancı yayın organlarından bazıları olayı bu şekilde değerlendirdiler.
Amerikan Merkez Bankasının eski başkanlarından Alan Greenspan'a göre yaşananlar, "yüzyılın en büyük krizi"dir.
Gerçekten de artık orta yerde sistemin sahiplerinin bile inkâr edemediği bir gerçek duruyor. Kriz bütün şiddetiyle yaşanıyor. 1980'lerden sonra yeniden kutsallık mevkiine yerleştirilen, Adam Simith'in piyasaları düzene sokacak olan o meşhur "görünmez eli"ne düzülen methiyeler artık duyulmuyor.
Özel sektörün burunlarından kıl aldırmayan en büyükleri bile, şimdi devletin müdahalesini bekliyorlar. Ama konumuz bu değil.
Yaşanan krizin nedenleri üzerinde durmak istiyoruz:
KÖPÜK EKONOMİSİ
Tüm dünyada yaratılan toplam hasıla, yıllık 40 trilyon Dolara yaklaşıyor. Ama dünya ekonomisinin; verilen krediler, borsada işlem gören hisse senetleri, defalarca el değiştirerek her seferinde yeni bir değer yarattığı varsayılan kağıtlarla toplam olarak, bir katrilyonluk bir hacme ulaşıldığı tahmin ediliyor.
Ortaya çıkan manzara şudur: Yüz trilyonlarca değerli kâğıt ortalıkta dolaşıyor; alınıyor, satılıyor ama gerçek hayatta bu kâğıtların karşılığı yok!
Bol keseden yaratılan kredi olanaklarıyla şişirilen ekonomiyi rakamsal olarak ifade edecek olursak; 1990 yılında krediler toplam hasılanın ancak yüzde 27'si kadar iken, 2006'da bu oran yüzde 772'sine fırlamıştı.
Şişirilen kredilerle yaratılan köpüğün sadece bir kısmını, hatta küçük bir kısmını oluşturdu. Menkul Kıymetler Borsaları aracılığı ile yaratılan sanal değerler de gerçek ekonominin dışında, onunla alakası olmayan bir hayalet ekonomi yarattı.
Gerçek piyasaların yanı sıra bir de "türev piyasalar" var.
Dünyanın dört bir yanında yaratılan gerçek değerlerin emperyalist metropollere aktarılmasının bir aracı olarak işlev gördüğü müddetçe bu "sanal ekonomi" yürüdü.
GERÇEK DEĞERE YAKLAŞMA
Lehman Brothers'ın hisselerinde son on ay içinde yaşanan değer kaybı çok çarpıcıdır. Bu tablo; "sanal ekonomi"den kastettiğimizin ne olduğunu ortaya koyuyor.
14 Kasım 2007 tarihinde şirketin hisseleri 67 Dolardan alınıp satılmış. Bu değer Şubat başında 66 Dolara, 14 Martta 38 Dolara, 11 Temmuz'da 28 Dolara ve iflasını istediği 15 Eylül'de de 20 Cent'e düşmüş.
Elbette, çıkmaza giren bir şirketin hisselerinin gerçek değerin altına düşmesi gerçeği de var burada. Ama bunun yanı sıra geçmişteki değerin, gerçek değer olmadığı, yaratılan sanal ekonominin bir parçası olarak değerinin çok çok üzerine çıktığı da bu gelişmelerle birlikte açığa çıkıyor.
Sadece Lehman Brothers değil değer kaybeden. Veya başka bir deyişle gerçek hayattaki varlığının ifadesi olan fiyatlara yaklaşan.
Merrill-Liynch son aylar içinde yüzde 62.2, AIG (American Internatıonal Group) ise yüzde 79.2 değer kaybetmiş.
Köpük delindi. Sanal değerlerin buhar olup uçması, dalga dalga sistemin içinde yer alan bütün şirketlere yayılması kaçınılmazdır.
Kriz sadece ABD ile sınırlı kalmayacaktır. Bütün kapitalist dünya kaçınılmaz olarak krizden payına düşeni alacaktır. Tıpkı 1929 Büyük Krizi'nde olduğu gibi.
Ancak sistemin dışında olan ve kendi bağımsız mekanizmalarına sahip olan ekonomiler yaşanan bu fırtınadan kurtulabilirler.
GERİYE DÖNÜŞ
Yaşanan kriz, ülkeleri ve insanları sanal ekonomiden gerçek ekonomiye geri getirmektedir.
Gelişmeleri değerlendiren ETX Capital adlı Amerikan finans kuruluşunun tespiti son derece gerçekçidir:
"Görünen o ki, insanlar paralarını emtia piyasalarına, altına ve gümüşe geri yatırıyor."
Peki, son zamanlarda teklese de yaklaşık otuz yıldır işlemekte olan sistem niçin çöktü?
ÖLÜME ÇARE YOK
Bugüne kadar bu değerli kâğıtlar, esas olarak Amerikan Doları cinsindendi veya Dolara bağlı olarak yaratılıyordu.
Amerika'nın, dünya sisteminin hegemonik gücü olarak borusunun öttüğü arkada kalan dönemde bu durum, çok büyük bir sorun olmadan bugüne kadar geldi.
Ama artık dengeler değişti. Amerika'nın tek kutuplu Dünya rüyası, Irak çöllerine ve Afganistan dağlarına gömüldü.
Hala durumu kavramayanların aklını ise, Gürcistan'da ABD'ye atılan tokat başlarına getirdi.
Bu gelişmeler birdenbire olmadı. Amerika'nın dünya ekonomisi içindeki payı yarım yüzyıldır azalıyordu.
Uluslar arası rezerv para olarak doların payı 1970'lerde yüzde 80'lere varmıştı. O zamandan bu yana bu oran da düşüyor
Ama bütün bunlara rağmen ABD'nin devasa askeri gücü, en büyük rakibi Sovyetler Birliği'nin 1990'larla birlikte devreden çıkması; bu ülkenin en azından 2000'li yıllara kadar tartışmasız hegemonyasını sürdürebilmesini sağladı.
Büyük Ortadoğu Projesi, Afganistan ve Irak saldırıları, ABD'nin; kaçınılmaz çöküşünü durdurmak için giriştiği hamlelerdi.
Ama ölüme çare daha bulunmadı. ABD'nin çırpınışları da kaçınılmaz sonunu daha da yakınlaştırmaktan başka bir şeye hizmet etmedi.
mbgultekin@ip.org.tr ************************************************************************
25 Eylül 2008 Olmak ya da Olmamak Mehmet Bedri Gültekin Sistemin krizi (2) Genel olarak Batı ekonomilerinin bir durgunluk içine girdikleri, buna karşılık başta Çin olmak üzere Asya ekonomilerinin bir yükseliş içinde olduğu, konuyla ilgilenen hemen herkesin üzerinde birleştiği bir gerçek. Geleceğe ilişkin öngörüler ise genellikle şu şekilde yapılıyor: Çin'in ve Asya ülkelerinin gelişme hızları göz önüne alınıyor, Batı Dünyası ve ABD'nin şu andaki gelişmeleri hesaplanıyor ve ondan sonra 10 yıldan 30 yıla kadar uzanan bir süre içinde Çin'in ABD'yi geçeceğine ilişkin öngörülerde(!) bulunuluyor. Oysa en büyük yanlış burada yapılıyor. Şu anda söz konusu olan veriler önümüzdeki yıllarda olmayacak. Şimdi söz konusu olmayan yeni etkenler devreye girecek. Bütün bunlar Amerikan ekonomisini ve genel olarak Kapitalist dünya ekonomisini, beklentilerden çok çok önce kaçınılmaz sona ulaştıracak. Bu gerçeği en iyi görenlerden biri George Soros. Bütün varlığını, Doların uluslararası rezerv para olarak başrolü oynadığı mali piyasalarda başarıyla gerçekleştirdiği spekülasyonlarla elde eden Soros, durumu şöyle değerlendiriyor: "Bugünkü kriz daha önceki, 4 ile 10 yıllık devreler halinde yaşanan krizlere bazı açılardan benziyor. Ancak çok derin bir fark da var: Bugünkü kriz uluslararası bir rezerv para olan Dolara dayalı bir kredi genişleme döneminin sonunu vurguluyor." (Financial Times, 23 Ocak 2008) Olay budur. Doların hakimiyet dönemi bitmektedir. Tabi bu durum Amerika'yı, beş Cent'e mal ettiği kağıt parçasını 100 dolara satma olanağından mahrum edecektir. Hatta başlamıştır bile. Sadece bu durum bile, şimdiye kadar olan verilerden hareketle geleceğe ilişkin öngörülerde bulunulamayacağını gösterir. BÜYÜK DEĞİŞİM Gelişmeler giderek baş döndürücü bir hıza ulaşmaktadır. Financial Times Gazetesinde Dünyanın en büyük beşyüz şirketi konusunda verilen bilgiler çarpıcıdır. 2007 Mart'ı ile 2008 Mart'ı arasındaki bir yıllık dönemde, en büyük beşyüz şirketin sıralaması ile ilgili olarak meydana gelen değişiklikler, gelecek hakkında önemli bir ipucu değerindedir. Dünyanın en büyük beş şirketi Mart 2007 Mart 2008 1. Exxon Mobil ABD 472.5 milyar Dol. Exxon Mobil ABD 465.6 milyar Dol. 2. Gen. Electric ABD 393.8 milyar Dol. Petro China Çin 380.2 milyar Dol. 3. Microsoft ABD 281.9 milyar Dol. Gazprom Rusya 281.9 milyar Dol. 4. R.D. Shell Hollanda 266.1 milyar Dol. Petrobrass Brazil Brezilya 287.6 milyar Dol. 5. AT&T ABD 265.9 milyar Dol. China Mobil Hong Kong 268.4 mil.Dol. (Aktaran: Mustafa Sönmez, Cumhuriyet, 5 Eylül 2008) Bir yıl içinde en büyük beş şirketten dördü Batı dünyasından Doğu ve Güney'e geçmiştir. Dikkat çeken noktalardan biri, büyük bir hızla yeni güçlerin ortaya çıkmasının yanı sıra eski büyük güçlerin de aynı hızla sahneden çekilmeleridir. Örneğin bir yıl önce ilk beşte yer alan ve 300 ile 400 milyar dolar arasında varlığa sahip ABD şirketleri sıralamanın ilk sıralarındaki yerlerini kaptırmalarının yanı sıra, o büyük varlıklarını da kaybetmişlerdir. Bu duruma istikrar dönemlerinde rastlanmaz. Bir geçiş dönemindeyiz. Eskinin hakimleri tepetaklak olmakta, yeniler çok büyük bir hızla yükselmektedirler. Aynı tablo Bankacılık alanında da görülmektedir. Çin'in iki Bankası, dünyanın en büyük on Bankası arasına girerken, bir Brezilya Bankası da 11. sıraya yerleşmiş durumdadır. Dünyanın en büyük 500 şirketi sıralamasında son bir yıl içinde meydana gelen değişimler de aynı şekildedir. ABD'nin, Dünyanın en büyük 500'ü arasında yer alan şirket sayısı bir yıl içinde 183'ten 168'e düşerken, Çin şirketleri ise 12'den 38'e çıkmıştır. Gene Dünya ticareti içinde ABD'nin payı 1995'ten 2005'e; yüzde 12.5'tan yüzde 9'a düşerken Çin'in payı yüzde 3'ten, yüzde 8'e yükselmiştir. Bu ülkelerin 2008 yılındaki performansları göz önüne alınacak olursa Çin'in bu yıl sonunda Amerika'yı bu alanda geride bırakacağı rahatlıkla söylenebilir. Aynı şekilde 2007 yılı itibariyle satın alma gücü esas alınarak yapılan hesaplamalarda ABD ekonomisinin büyüklüğü 13 milyar Dolar, Çin ekonomisi ise 10.5 milyar Dolar kadardı. Yani 2009 yılında, Çin ekonomisinin dünyanın en büyük ekonomisi haline geleceği de görülmektedir. Dünya dengelerinin kökten değiştiği bir tarihi dönüm noktasındayız. ATLANTİK'İN SONU Kısaca toparlayacak olursak; "Türev piyasaların" geliştirilmesi ile pompalanan tüketime bağlı olarak canlı tutulan ekonomi ve bu şekilde sağlanan büyümenin artık sınırlarına gelindi. Sanal ekonominin balonu patladı. Batıdaki toplumsal çürüme, bu ülkelerin yeni bir hamle gerçekleştirme yeteneğini ortadan kaldırmıştır. Son bir yılın gelişmelerinin de gösterdiği üzere Dünya dengelerinin beklenenin çok ötesinde büyük bir hızla değişeceğini, Yani "Atlantik uygarlığı"nın devrini tamamlamaya doğru yol aldığını söyleyebiliriz. mbgultekin@ip.org.tr
--
***************************
İŞÇİ PARTİSİ
Telefon: (0312) 231 81 11
Faks: (0312) 229 29 94
www.ip.org.tr
www.doguperincek.gen.tr
www.oncugenclik.gen.tr
AYDINLIK: www.aydinlik.com.tr
ULUSAL KANAL: www.ulusalkanal.com
KAYNAK YAYINLARI: www.kaynakyayinlari.com
BİLİM ve ÜTOPYA: www.bilimutopya.com.tr
TEORİ Her ay bayilerde!
-----------------------------------
İşçi Partisi
Soma İlçe Başkanlığı
Kurtuluş Mah. Başaran Sok. No:3 Soma/Manisa
Tel:(0236) 612 10 55 E-Posta: ipsoma@gmail.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.