20 Eylül 2008

Türklerin büyük çoğunluğu devlet ve dinin ayrılmasından yana.

Cemal UŞŞAK - BUGÜN
Türkiye'de ne laiklik tehlikede ve ne de onu herhangi bir İslamcı akım tehdit ediyor. Türklerin büyük çoğunluğu devlet ve dinin ayrılmasından yana.
"Türkiye'de ne laiklik tehlikede ve ne de onu herhangi bir İslamcı akım tehdit ediyor. Türklerin büyük çoğunluğu devlet ve dinin ayrılmasından yana. Türklerin düşünce ve günlük hayatında laiklik zaten uzun yıllardır yer etmiştir. Türklerin çoğunluğu dindar Müslüman, inançlı, fakat aşırı değiller. Çatışma, sekülerizmle siyasal İslam arasında geçmiyor. Kırılma noktası çok farklı. İlk bakışta hayat tarzı olarak iki kutup farklılık arz ediyor. Bir kutup dinî olan her şeyi kamu hayatından söküp atmak istiyor, diğeri ise kamuda da kendi kültürel kimliğinin bir parçası olarak İslamı yaşıyor.

Bu izlenim bile eksik. Zira Türkiye'de 1997-2007 arasında bazı şeyler değişti. Toplum devlete rağmen daha güçlendi. Devlet doktrininin monopol hakkına karşı, çeşitlilik kendine yer buldu ve bu süreçlerde siyasal İslam'ın en mühim kanadı demokratik bir reform partisine dönüştü. Bugüne kadar asker, yargı ve merkezi bürokrasi devleti oluşturdu. Devlet ve belli kurumları, seçilmiş hükümet ve topluma karşı daha güçlü idi.

Son on yılda bu değişti. Türkiye daha özgürlükçü ve demokratik hale geldi, toplum da devlet ideolojisi korsesini kırdı. Anadolu kendi elitlerini ortaya çıkardı ve artık hükümette ve artarak devlet içinde de yerini almak istiyor."(*) Bu hacmi sınırlı sütunu, uzun bir iktibasla doldurmak istemezdim.

Ancak birbiriyle fevkalade irtibatlı ve isabetli olan tesbitleri bölemedim. Bu satırlar, on yıldan fazla bir süredir Türkiye'de yaşamakta olan, Frankfurter Allgemeine Gazetesi' nin Türkiye ve Orta Doğu temsilcisi Dr. Rainer Hermann'a ait ve yakınlarda yayınlanan "Türk Toplumu Nereye Gidiyor? Sembollerle Türkiye'de Kültür Çatışması " (Wohin geht die türkische Gesellschaft? Kulturkampf in der Türkei Mit Abbildungen) adlı kitabında yer alıyor. Gaziantepliler'e ait bir tabir vardır:"

Doğru söze Hacı Ağa ne desin yavrum!" Ne var ki, Türkiye'de Dr. Rainer Hermann'ın gördüğünü göremeyenler veya görmek istemeyenler var. Ve bu kisiler maalesef, parlemento işi veya dışı; görünür görünmez siyasetin köşe başlarını tutmaktadırlar. Bunlar, laikliği ve rejimi tehdid altında gösterip, kendilerini de "hod be hod" onun muhafızlığı konumuna yerleştirerek, adeta bir hayelet taşlıyorlar. Ve bu hayalet taşlama yüzünden de, hem siyaseti hem de toplumu geriyorlar.

Sayın Hermann'in dediği gibi, laiklik tehdid altında değil ve hele hele İslami kesimden bir tehdit asla söz konusu değil. Belki kimilerinin zihnine gelir ki, rejimle mücadele eden, kimi sözde İslami marjinal gruplar da neyin nesidir? Efendim, bunların her birinin Ergenekon çetesiyle doğrudan veya dolaylı irtıbatlı, "ÖZEL ÜRETİM", adrese teslim sun'i proje yapılar olduğu, konumlarına göre ilgili semtlerde görevlendirildikleri ayan-beyan ortada değil mi? Onların sistemle kavgası (!) ise boksörle, ona antrenman veren kişi arasındaki ilişki gibidir. Meşhur deyiş: "Bir boksörün en çok sevdiği kimdir? Cevap: Onun en çok dövdüğü kişidir.

Çünkü ona eğitim verir, onu güçlendirir ve iyi de bir karşılık öder." İşin bir antrenman olduğunu bilmeyenler ise, bunun sahici bir kavga olduğunu zannederler. Kitaptaki, Fethullah Gülen ve Tayyip Erdoğan'la ilgili değerlendirmeler de çok anlamlı: "Gülen için siyasi meselelerden öte, eğitim ve ahlaki meseleler ön plandadır. Eğitim modern bilgiyi vermeli, ahlak da davranışlara etik bir temel olmalı. Bu ikisiyle modern insan dünyanın yapılanmasında söz sahibi olabilirken, kendi Müslüman kimliğini de koruyabilir...

Gülen yeni bir Anadolu orta sınıfının oluşmasına zemin hazırladı, aynen Ali Bulaç gibi yeni Müslüman entelektüellerinin ve Tayyip Erdoğan gibi yeni Müslüman demokratların siyasi düşüncelerinin oluşmasına zemin oluşturduğu gibi... Erdoğan 'zenci Türklerin' siyasetçisi, Gülen de vaizi. " Bu tespitleri değerlendirmeyi ise bir başka yazıya bırakalım.

(*) İktibaslar, Muhammed Mertek'in , 13.09.2008 tarihli Zaman /Avrupa nüshasındaki makalesinden alınmıştır.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.