T a r a f s ı z D e ğ i l i z

“Ulan pezevenkler” deyince, niye bakıyorlar?

Ali Karahasanoğlu - Vakit
akarahasanoglu@vakit.com.tr

"Ulan pezevenkler" deyince, niye bakıyorlar? Fıkralardan, hele hele itikadî kavramlarımızı da alaya alan malûm kişilerin fıkralarından pek bahsetmek istemem.
Ama, bugünlük bana izin verin, gündemle paralel, kısa bir fıkra aktarayım.
Neyzen Tevfik, bar-pavyonları bol bir caddede, kalabalık önünden yürürken, birden bağırmış: "Ulan pezevenkler!"
Önünde gidenlerin hemen hepsi, dönüp Neyzen Tevfik'e bakınca da, cevabı almışlar: "Amma da çokmuşsunuz!"
Önceki gün, Başbakan TayyipErdoğan, isim vermeden bazı gazetelerin haberlerindeki yalandan şikâyet etti.
Yorum katmadan, Başbakan'ın sözlerini birebir aktarayım.. Başbakan'ın ifadesi aynen şöyle: "Siz mi bize karşı yalan; bu tür yalan yanlış kampanyaları yapıyorsunuz? Tamam, biz de en doğal, en tabiî olan hakkımızı kullanıyoruz, size karşı bu kampanyayı başlatıyoruz, almıyoruz. Hangi dilden anlarsanız o dilden konuşacağız."
Bu ifadelerden sonra, yalan habercilik yapmadığını iddia edenlerin, dönüp bakmasına, laf yetiştirmesine ihtiyaç var mı?
Bence yok.
Şahsen ben, Başbakan'ın bu sözünden hiç alınmadım. Alınmam için de bir sebeb göremedim.
Çünkü yalan haber yapmadık, yapmıyoruz. Menfaatlerimiz için haber üretmedik.
Fakat haberlerinde yalancılığın envai çeşidini sergileyenler, hemen dönüp baktılar..
Baktılar ve dört koldan da atağa geçtiler.
Kendileri yetmiyor, maaşlı elemanlarını yerleştirdikleri sözde gazeteci derneklerini de harekete geçirdiler.
Hep bir ağızdan bağırmaya başladılar: "Basın özgürlüğüne saldırı. Bu sansürdür" vs. vs..
İşe bakın; Başbakan "Yalan haber yapanları almayın" diyor..
Bunlar "basına sansür" diyorlar!
Ne yani, "basın" demek, "yalan haber" demek mi?
Bu kadar mı büyüttünüz siz işi!
Bu kadar mı pervasızlaştınız?
Şunu deseler, anlarım; "Başbakan, yalan haber yaptığını ileri sürdüğü gazeteleri somut olarak açıklamalı. Açıklamalı ki; yalan haber yapmayanlar da bu açıklamadan zarar görmesin."
Hayır, beyefendiler bunu söylemiyorlar. Kendilerinin yalan haber yaptıklarından o kadar eminler ki; direkt savunmaya geçip, "Boykot çağdışıdır" diyorlar!
Yalan haber nedir peki?
Boykot çağdışıdır da, yalan haber çağdaşlık mıdır?
Yalan haber çok doğru bir davranıştır da, yalan haber yapanları boykot etmek; çok kötü bir davranış mıdır?
Yaşını başını almış, şu dünyada artık gözü olmaması gereken illegal Basın Konseyi'nin Başkanı bile, bakın ne diyor: "Başbakan'ın bu çağrısı, eşi az bulunur ayıp ve eşi az bulunur bir antidemokratik zihniyet örneğidir!"
Vay canına beee.. Muhterem, "ayıp"tan da anlarmış. Demokrasiden de haberdarmış!
Daha 3 ay önce, Vakit gazetesi için kullandığı hakaret sözcüklerini unutmuş olmalı.. Kendisi, sözde bir basın derneğinin başkanı.. Ama bir gazeteye, salt küfür sözcüğü ile sesleniyor.. Yaşına başına bakmadan.. Şimdi de utanmadan, "ayıp"tan bahsediyor, "demokrasi"den dem vuruyor!
Bir generalden gelen talimatı, yalakalık amacıyla manşete taşıyan, köşesindeki yazısının başına da "Alçakları tanıyalım" diye konduran bu muhterem değilmiş gibi, şimdi demokrasiden bahsediyor!
Haydi oradan yalancılar.
Yalancı olduğunuz; yalanlarınız yüzünüze vurulduğu için de, "yalan haber yapan gazeteyi almayın" denildiğinde, hemen yerinizden zıplıyorsunuz!
Yalan haber yapmıyorsanız, niye zıplıyorsunuz?
Yalan haber yapmıyorsanız, size ne Başbakan'ın açıklamasından?..
Öyle değil mi?
Yok; eğer yalan haber yapıyorsanız, o zaman da bu sözleri hakkediyorsunuz demektir. Hakkettiğiniz sözlerden dolayı niye şikâyetçi oluyorsunuz?
Buradan, Başbakan'a da bir çağrım var..
Yalan haber yapanlara boykot çağrısı yaptınız, güzel.. Ama, yalan haber yapanlarla, yalan haber yapmayanlara, kamu kurumlarında eşit muamele çağrımızı da bir zahmet dikkate alıverin..
Ne demek eşit muamele?
Evet, evet.. Yanlış okumadınız. Yalan haber yapanlarla eşit muameleye tâbi olmak istiyoruz.
Çünkü şu an, eşit bile değiliz biz!
Kamu kurumlarındaki gazete alımlarına bir bakın..
Kamu kurumlarına, yalan haber yapan gazeteler kaç tane alınıyor, yalan yazmayan gazeteler kaç tane...
Uyanıklar itiraz edeceklerdir: "Ama onların tirajları fazla!"
Sanki biz, yalan yazanlara kamu kurumlarında ayrımcılık uygulansın istiyoruz..
Biz de biliyoruz tirajlarının fazla olduğunu. Biliyoruz ve diyoruz ki, "Tirajına göre, her gazete orantılı alınsın!"
Doğru olan da bu değil mi?
Ama bakıyorsunuz; bu kadar yalan haberinden şikâyetçi olunan Hürriyet'ten 100 tane alınan bir kamu kurumuna, Vakit 3 tane, bilemediniz 5 tane alınıyor..
Hürriyet, Vakit'in 20 misli mi satıyor?
Yooo... Yıllar öncesinden bu yana, beslemişler bürokratları, sattırıyorlar gazetelerini..
Özel işyerlerinde boykotu uygularken, kamu kurumlarında da, en azından bundan sonra eşit muamele başlasın.. Gazeteler, tirajları ile orantılı alınsın!
Yalancılara, devlet kasasından haksız destek verilmesin!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.