16 Eylül 2008

Vakit yazarı Arseven sınırlarını zorluyor...

Arseven sınırlarını zorluyor
"Ben Isırırım Ama Köpeklerin Yalamasına Bile Müsaade Etmem" başlığını kullanan Arseven, "Önyargılıyım. İtham Müslüman'a yönelikse 'iftira' derim, kafire yönelikse 'doğru' derim" demişti. Bu yazısına Vakit'ten yazar İrfan Sönmez bile tepki gösterirken, mantık çerçevesinde Bugün yazarı Gülay Göktürk'ün uyarı yazısı karşısında iyice sınısrlarını zorlayan Arseven, 'Çocuk pornosu'nda "liberalizm" aramak! başlıklı son yazısında Saygın gazeteci Göktürk'e "çocuk pornocusu" diye hakaret etti. Yazısında ayrıca, "Ben ısırırım ama köpeklerin yalamasına bile müsaade etmem" başlıklı yazısını savunmaktan geri kalmadı. Bu yazısından sonra ise Vakit ailesinin nasıl bir tepki koyacağı merak konusu oldu.


Serdar Arseven - Vakit
sarseven@hotmail.com

2008-09-16"Çocuk pornosu"nda "liberalizm" aramak!.. Geçtiğimiz Perşembe, "kartel" kaynaklı "D. Feneri" gündemine kendi usullerimce girmiştim!..
Baktım;
"Ergenekoncusundan pornocusuna kadar" bir dolu zevat "makalemde olmayan ifadeleri bana mal etmek" konusunda anlaşmışçasına saldırmış, saldırmakta…
Arada, birkaç muhafazakâr da var… Onları şimdilik "muhafaza" edelim!..

"Müslümanlar Kardeştir!.."
Ben buna inanırım…
Bu "Müslüman olmayana haksızlık yapılmalıdır" anlamına mı gelir, ne alakası var!..
Sadece; bir Müslüman hakkında "suçlama" söz konusu olmuşsa…
Ve hele bu suçlama, "Pornoculukları, yalancılıkları mahkeme kararlarıyla belgelenmişlerden" sadır olmuşsa…
Ve hele de… Suçlayanın suçlanandan bir şeyler istediğini, ancak alamadığını biliyorsam… Araştırmaya, iddianın "asılsız" olabileceği "önyargısından" hareketle başlarım!..
Mevzu budur!.. İsteyen kudurur!..

Ya; aslında girmek istemiyordum…
"Tarif" için kullanmak mecburiyetinde kaldığım "pornocu" tabiri, yazımı "saptırmak" suretiyle beni hedef gösteren bir "yazar"ın "çocuk pornografisi"ne dair "iğrenç" yaklaşımını (!) getirdi aklıma…
Hadi ismini de vereyim; Gülay Göktürk, bana saldırmış!..
Hem de ne saldırma!..
Belki bilirsiniz; "Liberal"dir…
"Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" ekolünden…
Baktım, özgürlük alanını bu kadar geniş tutması "gereken" bir yazar, benim "Müslümanları diğerlerinin üzerinde tutma" özgürlüğüme müdahale etmeye yelteniyor!..
Ve beni… Bu tercihimden dolayı, tavrını "sürmanşet"ten verdiği destekle ortaya koymuş olan "Vakit Yönetimi"ne şikâyet ediyor!..
Burada; "Liberalizmin iflası" var!..
Peki hangi durumda iflas eder liberalizm?..
Örneğimizden hareketle ifade edeyim:
Bir kişi, hem "liberal" hem "ateist" ise…
Ve bir gün, "liberal"liği ile "ateist"liği karşı karşıya gelirse…
İkincisini yani "inancını" tercih edecektir!..
Göktürk de, "Müslümanları üstün tutan" yaklaşımıma "özgürlük hakkı" tanımayan tavrı ile…
Seçimini yapmış oluyor!..
***
Göktürk'ün D. Feneri tartışmasını "yolsuzlukla mücadele" kapsamında değerlendirdiğine gerçekten de inanmak isterdim…
Lakin, ne yapayım bu konuda da bazı önyargılarım var!..
Ben diyorum ki;
"Göktürk söylediklerinde samimiyse…
Hoş bakar mı, hırsızın elinin kesilmesine!.."

Bir hassasiyet daha;
Yazısının bir yerinde "eş aldatmasından" bahsetmiş…
Yani… "Zina"dan!..
Kocasının zina yapmasına aile şerefi adına göz yuman kadınları alenen "şerefsizlikle" suçluyor…
Ne güzel!..
Ben de katılırım buna, hem göz yumandır "şerefsiz", hem de aldatan!..
Katılırım da…
Yetmez; "Zina edenin en ağır cezaya çarptırılmasını" talep ederim…
Göktürk ise… "Zinanın suç olmasını öngören düzenlemeye karşı çıkışı"yla kalmıştır zihinlerimizde!..
"Şerefsizlik suç olmasın!.."
Bu ne perhiz böyle!..
***
Şu "porno" meselesine gelince… Ben bir "liberal-ateist" olmadığımdan… "Çocuk pornosu"na sonuna kadar karşıyım!..
Göktürk ise, "çocuk pornosunu" –belli şartlara bağlayarak- savunur!..
Nasıl mı?
Sabah'ın 9 Ocak 2002 tarihli sayısında "nasıl"a cevap var!..
Göktürk'ten "Çocuk pornosu" başlıklı bir makale!..
Bakın; insanı insanlıktan çıkartıp, "Belhum Adal" yani "hayvandan aşağı" pozisyonuna düşüren bu iğrenç fiil hakkında neler diyor, Göktürk:
"…Bence biz büyüklerin çocuk pornosunu neredeyse 'insanlığın tanıdığı en büyük suç' haline getirişimizin altında yatan psikolojiye dikkatle bakmamız lazım. (…) Benim görebildiğim kadarıyla, çocuk pornografisini lanetleyip yasaklama isteğinin iki farklı kaynağı var. Bunlardan biri sübyancı büyüklerin bir fantezilerinin yasaklanması... 'Koskoca adamlar nasıl olur da bacak kadar çocuklara cinsel haz nesnesi olarak bakarlar!' İşte sansürün (!!!) asıl dürtüsü bu. Asıl bu arzu lanetleniyor, yasaklanmaya ve cezalandırılmaya çalışılıyor. Çünkü mevcut cinsel ahlak, (!!!) çocuk bedeninin arzulanmasını en büyük cinsel suç olarak görüyor."

Hale bak…
"Çocuk pornosu şerefsizliğine" nasıl da sahip çıkmış, Göktürk…
O makaleden bir bölüm daha: "Ben, arzunun bu lanetlenişini haklı bulmuyorum. (!!!) Yani, insanların çocuklara zarar vermedikleri sürece (!!!) "sübyancı olma hakkı"nı savunuyorum. (!!!)
(Ünlemler bana aittir. Ve de, o iğrenç yazının tam metnine www.habervaktim.com'dan ulaşılabilir. S.A.)

Bir sübyancı, nasıl olur da çocuğa zarar vermeden icra edebilir bu "şerefsizliği?!.."
Hakkını yemeyelim; Göktürk bunun da cevabını veriyor…
Burada tekrarlamaktan hicap duyduğum tarif biçimleriyle, uygun şartların ve ortamların sağlanması halinde sübyancı erkeklerin özgürlüklerinin kısıtlanmamış olacağından (!!!) bahsediyor, Göktürk!..
Hey hey!..
Karşımızda "sübyancı erkeklerin özgürlüğünü" savunabilen bir "liberal kadın" var!..
Ve anladığım kadarıyla bunu yapmak "ateizm"e de zeval vermiyor!..
Ha bu arada; "Göktürk'ün çocuk pornografisine ilişkin yazısı günü birlik heyecandan kaynaklanmıştır. Kendisi devam etmemiştir" diye düşünenler de olabilir…
Maalesef, öyle değil…
Bu iğrenç yazıdan dört gün sonra yine "çocuk pornosu" mevzuuna girmiş, Göktürk…
Orada da aynen şu ifadeyi kullanıyor:
"Bir sübyancının arzusunu tehdit gibi algılamak ve cezalandırmak neye benziyor biliyor musunuz? Erkekler kadınları arzularlarsa mutlaka tecavüz edeceklerdir diye düşünüp kadına duyulan arzuyu yasaklamaya!.."
***
Göktürk'e ait bu "çirkin ifadeleri", tepki gösterdiği yazımın "doğruluğunu" gösteren bir misal olarak yansıttım, efendim.
"Ben çocuk pornografisini savunabilen kişilerin iddialarını esas alarak, Müslüman kardeşime saldırmam!" diyerek bağlıyorum bu yazıyı!..


-----------------------------------

HIRSIZLIK YAPAN KIZIM FATIMA DA OLSA….. İrfan Sönmezhaber@habervaktim.com http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=7173 Hırsızlığın,arsızlığın her türü kötüdür.
Kim yaparsa yapsın, kimden sadır olursa olsun onu takbih etmek, onunla mücadele etmek inancımızın bir gereğidir.
Hırsıza, zani'ye, katile,mücrime kimlik sorulmaz.
Kimsenin kimliği onu aklamaya,günahlarını örtmeye, onu masum göstermeye yetmez.
Dağdaki çoban için günah olan, saraydaki padişah için de günahtır.
Tarladaki köylü için yasak olan, şehirdeki bürokrat için de yasaktır.
Adamına göre suç, adamına göre günah olmaz. Adamına göre bir din, din olmaz zaten.
Yüce peygamber, hırsızlık yapan kızım Fatıma'da olsa cezasını çekecektir, derken buna işaret etmiştir.
İslam'ın kuralları, emir ve yasakları geneldir.
Bu kuralları birileri yararına gevşetmek, esnetmek o kuralı çiğnemekten daha ağır bir cürümdür.
Onun için,Müslüman olmakla, Müslümancı olmayı birbirinden ayırmak zorundayız.
Müslüman olmak,İslam'ın kurallarına bağlı bir iman ve hayat pratiğine sahip olmayı gerektirir.
Müslümancı olmak ise icabında herhangi bir Müslüman için o kuralları gevşetmeyi, esnetmeyi hatta bazen görmezden gelmeyi icap ettirir. Böyle bir Müslümanlık ölçülere bağlı bir Müslümanlık değil,ölçülerin yerine kör bir tarafgirliği ikame eden bir Müslümanlıktır.
Müslümanı sevelim,tamam!
Müslümanı müslümanın kardeşi bilelim, ona da tamam.
Hatta kurallardan taviz vermemek şartıyla –müslümancı-da olalım.
Ama Müslümanlığın ölçülerini herhangi bir Müslüman için feda etmeyelim.
Hiçbir sevgi, bizi Hakkı söylemekten alıkoymamalıdır.
Hiçbir yakınlık bizi, yalanın, yanlışın,suçun ortağı etmemelidir.
Adaletin ışığı bizde tecelli ederse başkalarını da aydınlatır.Zulme, gadre uğrayanlar bize sığınır,bizim ışığımızı paylaşırlar.
Ama biz, adaletin keskin kılıcını körleştirir, iltimas yaparsak karanlığa gömülürüz. Kimse bu karanlıktan kendisine bir çıkış yolu aramaz.
Müslüman olalım, müslümanı da Müslümanlığı kadar sevelim.
Müslümanın zinasını sevmeyelim,
Hırsızına göz yummayalım.
Yalanını,dolanını meşrulaştırmayalım.
Bilakis suç işleyen müslümana iki defa kızalım,
Bir,Müslüman olduğu için,
İki, suç işlediği için.
Aksi takdirde, bu ışığı üç-beş mücrimi korumak için kendi elimizle soldurmuş oluruz.
Bir doğrunun İmanı ile bin eğriyi düzeltmek mümkün iken, eğri bir iman ile doğruların imanından yayılan ışığı da karartmış oluruz.
Evet, Yüce Peygamberin dediği gibi, Hırsızlık yapan kızım Fatıma da olsa cezasını çekecektir.
Var mıyız, yok muyuz?
http://www.habervaktim.com/yazaroku.php?id=7173

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.