[ANADOLU HABER] Fwd: Fw: Arkadaşım Bu Filme Gidip Vereceğin 10 YTL'yi Bir Garibana Verde Sevaba Gir(çok önemli bir yazı)

Çok önemli bir yazı,lütfen okumadan geçmeyin,sevgiler.Sili
 

 

 
 
 
CAN DUNDAR, ATATURK UZERINDEN PSIKOLOJIK SAVAS YAPIYOR !!!
 
 
' MUSTAFA ISIMLI FILIME NEDEN GIDILMEMELI '
 
 
Daha oncelerde , Turk diye belledigimiz ,yazarlar,cizerler,sanatcilar ,akademisyenler
soz konusu yasadiklari,dogduklari,bayragi altina toplastiklari ulkelerinin selameti  
soz konusu oldugunda ,bugunlerde oldugu gibi hainlik yapmaz ,
vatanlarinin selameti icin var edilen ulku birligine katilarak savasa el verirlerdi.
 
Tabii ki her devrin hainlerini kast etmiyorum.
Onlar her devirde var olmustular .
Arada bir aykirilar ciksa da bu gunlerde oldugu cok gibi degildiler.
 
Delikli demir icad edildi mertlik bozuldu var ya ,
Psikolojik harbin de gucu kesfedilince ,
Araya da Soros ve benzerleri eklenince ,
Icinden geldikleri topluma ihanetler ,
Paranin ve menfaatin gucune tapanlar cogaldilar.
Bir ari ogulu gibi oldular !!!
 
Ulkelerine ve ulkelerinin degerlerine ,
milli menfaatlerine ,
Ulkenin degerli kahramanlarina ,
Hatta ulkelerini kuranlara da ,
El ogullarinin yaninda saf tutarak saldirilara basladilar ...
 
Atatürkümüzün manevi kızı Ülkü Adatepe soyle diyor ;
 
' filmin ilk bölümlerini beğenmekle beraber Gazi'nin sürekli içki içen,
hep yalnız adam ve sinirli halinin gerçek olmadığı ve bunun derhal düzeltilmesi için uyarıda bulundu'
 
Tarikat yuvalarinin cemaatleri de ,
Ataturk'un Devlet adamligini ve askeri basarilarini goz ardi ederek ,
Ataturk icin senelerdir ,
 
' sarhos , ickici , raki sofrasindan ulke yoneten ' demiyorlar miydi ?
 
Can Dundar , Baykal'in soyledigi gibi ,
Ataturk'un insani zaaflarini abarti ile one cikartarak,
Ataturk'un basarilarini ve Devlet adami kimligini golgelemeye gitmistir
 
Oyun,
Cok buyuk oyun,
Aklimizi karistiracak kadar farkli yerlerde sahneye konuldu ,
 
Silivri'de , Umraniye'de, Susurluk'ta ,
Vurulan ulke aydinlarinin yazamadigi gerceklerde ,
Irak Kuzeyinde ,
Kibris'da ,
Ermenistan'da ,
Tarikat cemaat yuvalarinda,
ABD'de cemaat ciftliklerinde ,
Isik evlerinde ,
Zeytinli koyunun ardinda,dagda tarikat kamplarinda
Eniste,bacanak evlerinde ,
Yuce Mahkeme reisinin tebdil*i kiyafet gizli ziyaretlerinde ,
Yimpas,Kombassan, Denizfeneri derneginde ,
Savcilik kapilarinda,
AB komiserlerinde ,
Semdinli , Hakkari daglarinda ,
Sehit Mehmet'ilerin yasanamamis yillarinda ,
Taraf ve benzerlerinin satilmis kirik kalemlerinde ,
Baskentlerin buyuk binalarinda ,
Ankara'da,
Washington' da !!!
 
KURGULANDI !!!
 
Simdi de sinema perdelerinde !
 
Can Dundar bir zamanlar ,
Mehmet Ali Birand'in comezi degil miydi ?
 
Al birini ,
Vur otekine ,
 
Sevgili vatandasim ,
MUSTAFA isimli filime verecegin ON kagidi ,
garip , gurebaya ver de ,
sevaba gir ...
 
NOT :
 
Sevgili okur , Can Dundar ve Mustafa filmi icin yazilan yazilarin
bir kismini sevabima asagiya derledim.
Dilerim okursun ...
 
Naci Kaptan 30.10.2008
 
 
***
 
From:  Bozkurt Şenler
 
Değerli grup üyeleri,
Aşağıda, Can Dündar'ın 'Mustafa' filmi ile Turkcell'in sponsorluktan çekilmesi hakkında
gelen tepkilerden üçünü veriyorum. Bu tepkilerde:

1- Atatürk'ün, Kürtleri cumhuriyetin kurucu unsurları arasında gördüğü savı
2- Atatürk'ü Samsun'a Vahdettin'in gönderdiği savı
3- Atatürk'ün insani yanlarının, her insanda bulunabilecek zayıflıklarını ön plana
çıkartarak ya da abartarak verilmesi

en çok dikkati çeken yanları oluşturuyor. Sabancı'nın da bu konulardaki sabıkasına (sorosçu, 2. cumhuriyetçilerin desteklenmesi vb.) değinilen tepkiler de geliyor. Bütün bunları düşünürken,  vaktiyle Sinan Çetin'in çektiği 'MUTLU OL' adındaki kısa filmi anımsatan bir yazı ulaştı: 'film 1934 yılında bir köyde geçiyor ve filmdeki temel mesaj 1934 yılının baskıcı olduğu ve halk kültürü yerine zorla batı kültürünü yerleştirmeye çalıştığı yönünde halk müziği icra eden bir gurup köylünün evi basılır ve türkünün yasaklandığı türkü söyleyemeyecekleri bildirilirken silahlar üzerlerine doğrultulmuştur ve klasik müğzik üstadlarının zorlanarak bir kağıttan isimleri okunur artık bunları çalın ve mutlu olun mutlu olsana lan,şeklinde devam eden bir film'.

Akıllarda, düşüncelerde ve hele körpe beyinlerde Atatürk ile ilgili yanılsamalar yaratarak O'nun değerini düşürmeye çalışmak, her geçen gün daha sinsice ve akıllıca tezgahlanıyor. Uyanık olmak ve gerekli tepkileri vermek gerekir. Saygılarımla,
Bozkurt Şenler
 
****
 
From: Kemal Bagdatli <kemal.bagdatli@safplastik.com>
 
Sevgili arkadaşlar,
 
Bu filmi izledim. Film için yapılan eleştirilerin hepsi doğrudur. can dündar'ı şiddetle kınıyorum.
Lütfen bu filmi çocuklarınıza izlettirmeyin.  Bu film  TÜRKİYE için oynanan oyunun bir parçasıdır.
 
Ulu önder MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'Ü sinsice yıpratmaya çalışıyorlar.
 
 
Saygılar
 
 
****
 
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Can Dündar'ın Cumhuriyet'in 85. yıldönümünde vizyona giren 'Mustafa' filmini beğenmedi. Önceki gece galasına katıldığı filmle ilgili görüşlerini yakın çevresiyle paylaşan Baykal, şu yorumu yaptı: 'Can Dündar Sarı Zeybek'i yapmıştı. Şimdi 'Can Dündar 2008' olarak gördüm. Yani Türkiye'nin başta Ergenekon olmak üzere yaşadığı 2008 sürecinin yansıması olan Can Dündar yaklaşımı var.' Baykal'ın eleştirisi şöyle:

YALNIZ ADAM
* Atatürk'ün sofrası, içki içilen, coşku bulunmayan, sanki başarısız olmuş, bıkmış, umutsuz, yalnız ve yaşlı bir adamın sofrası olarak lanse ediliyor. Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk'ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır.

* Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı.

* Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi.

* Filmde, cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaşlarını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösteriliyor. Bunlar gerçek değil. Arkadaşlarına saygı duymuş, sevmiş ama devrimler sırasında yolları ayrılmış. (1)
 
MILLIYET
 
****
 
 
Atatürkümüzün manevi kızı Ülkü Adatepe filmin ilk bölümlerini beğenmekle beraber Gazi'nin sürekli içki içen, hep yalnız adam ve sinirli halinin gerçek olmadığı ve bunun derhal düzeltilmesi için uyarıda bulundu. Yavuz Selim DEMİRAĞ 

 30.10.2008
 

Cumhuriyetimizin 85. yılında vaziyetimizin her haliyle parlak olmadığı ortada. Büyük reklam kampanyalarıyla tanıtılan Mustafa filmi de vizyona girdi. Geçtiğimiz hafta Yeniçağ'ın ortaya çıkardığı haberde 'ünlü gazeteci, belgeselci' Can Dündar'ın Mustafa adlı filminin 1944 yılında Rakım Çalapala'nın aynı adlı kitabından apartıldığına dikkat çekilmişti. Dündar'ın daha babasının aklında olmadığı yıllarda ilk baskısı yapıldığını köşesinde yazan Sadık Özcan, Mustafa adlı kitabın 1944'ten itibaren 25 baskı yaptığını ifade etmişti.

Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan filmin galası sırasında NTV canlı yayın yaptı. Atatürkümüzün manevi kızı Ülkü Adatepe filmin ilk bölümlerini beğenmekle beraber
Gazi'nin sürekli içki içen, hep yalnız adam ve sinirli halinin gerçek olmadığı ve bunun derhal düzeltilmesi için uyarıda bulundu.
Kimi televole sakinleri gözyaşlarını tutamadıklarını söyleyerek sanat harikasından bahsettiler. İki gündür Vatan gazetesi de Turkcell'in sponsorluktan çekilmesini eleştirip filmin reklamını manşetten yapmaya devam ediyor. Gala gecesi Can Dündar'ı tebrik edip filme övgüler dizen Güneri Civaoğlu dünkü Milliyet'te, 'Atatürk'ün Kürtlere yerel özerklik verilmelidir söylemi de polemiklere neden olacaktır. Belki kullanılacaktır.

Oysa o günün koşullarında söylenmiş sözleri değişmez bir kalıp olarak görmek hata olur. Buna karşılık Atatürk'ün daha o zamanlar Kürt kökenli yurttaşlarımız için nasıl geniş bir açıyla sorunu gördüğünün de kanıtıdır' diyor. Bir nevi filmdeki o sahneyi tevil etme ihtiyacı hissediyor.
Okurlarım mutlaka hatırlayacaklardır. Kurtlar Vadisi Irak filmine ciddi bir tavır takınmıştım. Başımıza geçirilen çuvalın intikamını sanal ortamda almaya kalkışırken Irak'taki işgale dini inançlar gereği direnmenin günah sayıldığı sahneleri de eleştirmiştik. Filmin yapımcıları bizi Basın Konseyi'ne kadar şikâyet ettiler.
 
Amerikan destekli söz konusu film gişe rekorları kırmasına rağmen izleyici geç de olsa işin altında psikolojik propaganda olduğunu fark etmişti. Defalarca yazdığım halde Hollywood'daki film sektörünün Pentagon'a bağlı psikolojik harp dairesinin devamı olduğunu yeniden hatırlatıyorum.  

Mustafa filmini eleştirirken kimse yanlış anlamasın. Canım memleketimde kimi yorgun demokratların, kimi onmaz muhaliflerin her şeye karşı olma alışkanlıklarıyla okumadığı kitap, seyretmediği filmle ilgili yorum yapma kolaylığına hiç başvurmadım. Günler öncesinden kızım Aybuke Han ve oğlum Erdem Kutalmış öğretmenlerinin Mustafa filmini seyredin ödevinden bahsederek sinema bileti bulmam için adeta yalvarmışlardı.

 Bu devirde çocuk yetiştirmek zor. İçimi kemiren şüphenin sesini dinleyerek çocuklardan önce filmi seyredip düşüncelerimi aktardıktan sonra biletlerini vermek amacıyla sabahın köründe torpilli bir koltuk bulup Dündar'ın belgeselini izledim. Keçiboynuzundaki şeker misali duygulu sahneleri verilen emeği inkâr edecek değilim. Ancak 10 gram şeker için 10 kilo odun yemeye de hiç niyetim yok.
Ömrünün 55 yılını belge toplayarak geçirip sonunda şu Çılgın Türkler gibi muhteşem eser yazan Turgut Özakman dururken, fikir çizgisinde sürekli zikzaklar olan sosyalist düşüncenin etkisiyle zaman zaman demokrasi adına bölücülüğe prim dağıtan Can Dündar'ın Atatürk'ü anlatmasını reva görmediğimi belirtmeliyim.

Son söz olarak Mustafa filminin ilk olmasına rağmen bundan sonrakiler için örnek teşkil etmesi gerektiğine inanıyorum. Umarım daha sonra gerçek Mustafa'yı çekebilecek bir heyet oluşur.  (2)



Konuk Yazar

© Copyright Solbirlik.org

****
 
 
Kimden: Aytun Çıray <aciray@mynet.com>

Can Dündar yanılıyorsun, Atatürk yalnız ölmedi
 
 
Sevgili Necati (Doğru) ağabey,
 
Sevgili Can Ataklı,
 
Sevgili Ruhat Mengi,
 
Sevgili Mustafa Mutlu,
 
Sizin inançlarınızdan en ufak bir şüphem olmadan…
 
Bu mektubu samimi duygularımla yazıyorum.
 
Dün Vatan gazetesinin birinci sayfasına göz attınız mı?
 
***
 
(Sür)Manşette, 'Atatürk'e minnet duyuyoruz' yazıyordu.
 
Ama hangi Atatürk'e?
 
Genelkurmay'ın arşivlerinden yararlanarak(!) yapılan Can Dündar'ın Atatürk'üne(!)
 
Vatan gazetesinin alt başlıklarını okuduğunuza göre, beni anlarsınız herhalde.
 
***
 
'Atatürk'ün manevi oğlu gerçek evlâdı mı?'
 
Abdürrahim Tunçak öldüğü için gerçek cevabı almak imkânsız ama…
 
İspatı imkânsız cevap Can Dündar'da.
 
Ölmeden önce Tunçağ ona, 'Bazı sırlar benimle mezara gidecek saygı gösterin' demiş.
 
Atatürk genel geçer değerlerimiz dışında çocuk sahibi olmuş, demek istiyor Dündar.
 
Sahibi olduğu çocuğu inkâr etmiş biri yani!!!!
 
***
 
Sevgili yukarıdaki isimler…
 
Vatan'daki diğer alt başlıklara bakalım.
 
'İnançları, ölüme gitmelerini kolaylaştırıyor.'
 
Bu başlık altında Atatürk adeta Müslümanların şehitlik anlayışını küçümsüyor.
 
'Orada Allah'ın en güzel kadınları hurileri onları karşılayacak ve ebediyen
onların arzusuna tabi olacaklar.'
 
***
 
'Kürtlere muhtariyet tanıyacağız.'
 
Bu da 'Mustafa' filminden.
 
Güya Atatürk bazı gazetecilere, 'Hangi sancağın halkı Kürt ise, onlar kendi
kendilerini idare edeceklerdir' demiş.
 
O halde Ruhat Hanım ve bizler, enayi olmalıyız!
 
Tesadüf bu ya…
 
Filmin gösterime girdiği gün birkaç dilde 'Federatif Cumhuriyet' isteyen broşür yayınlayan
DTP haklı olmalı!
 
Atatürk ise öyle aciz biri ki…
 
Sağken bu düşüncesini Anayasa'sına yazdıramamış.
 
***
 
Bitmedi…
 
Sözde 'Ermeni Soykırımı' tartışmalarının ev sahibi Sabancı Üniversitesi'nin patronlarının desteklediği 'Mustafa' filminin başka bir mesajı daha 'Vatan'da yer almış:
 
'Günde bir büyük rakı, 3 paket sigara'
 
Alkolik Mustafa(!) yani.
 
'Çevresinde kimse kalmadı yalnız öldü' final alt manşeti Vatan'ın.
 
Daha ne diyebilirdi ki Said-i Kürdi belgeselini de yapan Dündar Atatürk'ümü aşağılamak için!
 
Öyleyse film ile ilgili en güzel açıklamayı filmin galasından sonra Hilmi Güler söyledi:
 
'Atatürk gökten yere indi.'
 
***
 
Necati ağabey,
 
Ruhat Hanım,
 
Can Bey,
 
Mustafa kardeş,
 
'Atatürk yalnız öldü' sözü doğruysa eğer…
 
Biz neciyiz?
 
Not: Baykal'ın 'Kutlamalar bir anlam taşımıyor' sözünün altına imza atıyorum.
 
Dr. Aytun Çıray
 
 
****
 
From: Bandırma Gemisi melike_f@gmx.net
 
Sizlere Önkibar'ın makalesi ile PKK destekçisi DTP'nin bir haberini gönderiyorum. ..
Göreceğiniz gibi 'Mustafa' filmi tesadüf değil, eşgüdümlü bir bölme-parçalama operasyonudur. ..
Yalnız unuttukları birşey var: Üniter Devlet kalmakta kararlı olan Türk Milleti'nin kendisi... Bu parçalama harekatında hazırladıkları komploları kimin ağzından söyletirlerse söyletsinler boşa çaba harcamış olacaklar!
Aytun Çıray, Sabahattin Önkibar gibi bu gerçeği gözler önüne seren cesur
yazarlara sonsuz saygılarımla.. ..

Melike

 
'Mustafa' filmi Kürtlere özerklik adına operasyondur!
 
Hayır ben komplo teorisi bilmem, hamaseti de sevmem.
Dolayısıyla yazacaklarım bu çerçevede değildir.
Tarih: 29 Ekim 2008, yani Cumhuriyet'imizin 85. kuruluş yıldönümü.
Tam bu tarihe ilginç bir olay denk getiriliyor.
Can Dündar'ın hazırladığı Atatürk'ü anlatan 'Mustafa' filmi büyük gürültülerle vizyona sokuluyor.
Önce Can Dündar'ın kimliğini hatırlatalım.

Babası MİT görevlisi, kendisinin ne olduğu ise meçhul.
Dündar bir gün devrimcidir, öbür gün AB taraftarı. Bir gün İslamcıları ve PKK'yı bile kucaklayan sözde özgürlükçüdür, öbür gün Kemalist. Bir gün masa başı belgesellerini finanse eden şirketlerin sözcüsüdür, ertesi gün özel girişim düşmanı. Bir gün ÖDP'lidir, ertesi gün Ecevitçi, yani kısacası ne olduğu belli olmayan bir meçhul adamdır.

Boğuk sesli romantik Che Guavera pozlarındadır ama köşeli, yani tarif edilebilir değildir. Çizgisi ve tutarlılığı yoktur. İlişkileri ise kafa karıştırmaktadır.
Haksızlık mı ediyorum...

Son teşebbüsü 'Mustafa' filmini sorgulayalım.
Dündar bu belgesel filmde güya insan Mustafa Kemal'i anlatıyor, ama gerçek bu değil.
İnsani boyut sadece kamuflaj, yani kılıftır.
Gerçekte yapılan psikolojik bir operasyondur.
Önce filmde gizlenerek verilen ince mesajlara bakalım:
 
1) Atatürk'ün kendi sözleriyle güya Kürtlere özerklik verilmesi fikrinde olduğu ortaya konuyor.
 
2) Atatürk'ün, cahillerin seviyesine inmem diyerek halkı güya aşağıladığı mesajını veriyor.
3) Kendi heykellerini diktiren bir diktatör olduğu imajı  bilinçaltına pompalanıyor.
4) Atatürk için günde bir büyük rakı ve üç paket sigara  içiyordu denilerek dolaylı olarak
adeta içki düşkünü ayyaş portresi çiziliyor.
5) Atatürk için çevresinde kimse kalmamıştı ve yalnız öldü denilerek kişiliğiyle ilgili
şüpheler uyandırılmaya çalışılıyor.
6) Atatürk'ün manevi oğlu için gerçek oğluydu havası verilerek gayrimeşru ilişkileri
ve de çocuğu olduğu imaları yapılıyor.
 

Sorarım size böylesine uçuk mesajların ustalıkla yerleştirildiğ i filmin Cumhuriyet'in
kuruluş gününde farklı bir ambalajla vizyona konması operasyon değil de nedir?
Hayır hayır, ben Atatürk için Peygamber misali günahsızdır  diyenlerden değilim. Atatürk de insandır, eksiği, zaafları elbette olmuştur. Söylemek istediğim bulunduğumuz bu konjonktürde böylesine kafa karıştırıcı mesajların neden verildiğidir.

Yooook hiç kimse bu durumu bana tesadüf diye izah edemez!
Bir tarafta dış dinamiklerin arkasında olduğunu bizatihi MİT yöneticilerinin söylediği Ergenekon operasyonu, diğer tarafta  yaşanan Kürt kalkışması ve özerklik talepleri ve tam bu süreçte Atatürk'ün Kürtlere güya muhtariyet istediğini anlatan filmin gösterime sokulması.
Anlayamadığım, Genelkurmay'ın bu filme niçin destek verdiğidir?
Tamam desteği veren mevcut Genelkurmay Başkanı  Orgeneral Başbuğ değil Yaşar Büyükanıttır da bu neyin nesidir?

Filmi beğendiğini açıklayan Yaşar Paşa da yoksa Kürtlere  muhtariyet mi istiyor?
Düşünüyorum da biz ve bizim gibi düşünenler herhalde kraldan çok kralcıyız.
Baksanıza Atatürk'un ordusu ya da onun bazı komutanları böyle bir tavrı takınıyorsa bize ne oluyor ya da biz niye çırpınıyoruz ki!

Hem bu ordunun eski Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın oğlu değil midir
Çanakkale'deki şanlı zaferimizi Anzak destanına çeviren!
Yok yok, tablo bu olsa da ben duramam, yine de itirazımı sürdüreceğim.
Bak Yaşar Büyükanıt, bak Özden Örnek, bak Can Dündar; Mustafa Kemal, vatan yapılan bu coğrafyada birlikte yaşama adına, bölünmezlik adına semboldür. Adı üstündeki titizliğimiz onun içindir. Semboller paspas yapılırsa bütünlük de kaybedilir. Mustafa Kemal'i maske takıp aşındırmak ve aşağılamak, bu milleti aşağılamakla eşanlamlıdır...
 
Sabahattin ÖNKİBAR
 
 
***
 
ATATÜRK VE TÜRK DEVRİMİ ÜZERİNE 'GELİŞİGÜZEL' YAYIN YAPILMALI MI?
 
Prof. Dr. Özer Ozankaya
 

Can Dündar'a ve yaptığı 'Mustafa' filmine doğru tanı konulmuştur: 'Pek üstünde durulmadan (çaktırmadan) Atamızın gece hayatını, içkiyi seven, din karşıtı, demokrasi demesine rağmen en yakın dostlarını bile ipe gönderebilecek bir diktatör olduğu ima ediliyor.'
 
Can Dündar, 'Sarı Zeybek' filmine de, daha ilk tümcesinde 'Koca bir imparatorluğu yıkan adam   ..'  diyerek, yani gerçekte 'övgü altında yergi' yaparak başlamıştı. Sanki Osmanlı devletini Atatürk yıkmış  gibi gerçeklere taban tabana zıt olan, ama Atatürk'ün gerçekleştirdiği Türk demokrasi  devrimine düşman   iç ve dış sömürgenlerden aferin almasını sağlayacak    bir imada  bulunmuştu.
 
Yeni filmi için  kendisinin 'Belgeselde, toprağını kaybetmiş ve bunun derin acısını yaşayan, kendisine yeni bir yurt kurmaya çalışan, nitekim bu konuda başarılı olan bir çocuğun öyküsü'  diyen sözlerini, Misak-ı Milli'yi, sosyolojik, tarihsel, kültürel temelleri olan bir 'Türk yurdu' değil de, 'Selanik'in yitirilmesine karşı yapay olarak oluşturulan bir yurt' gibi sunmaya yönelik,     gerçekleri tepe-takla eden, ama bunu da yine  ürkekçe yapan bir çaba sayabiliriz.
 
Bu yaklaşımla Atatürk filmleri hazırlayıp yayınlamak, gerçekten büyük sorumsuzluk sayılmalıdır: Tarihe karşı, Türk ulusuna karşı ve yalnız Türk ulusunun değil, tüm insanlığın övünç  kaynağı bir büyük düşünür-öndere karşı   sorumsuzluk.
 
'Suret-i haktan görünüp', gerçek dışı, yanıltıcı, demokrasi düşmanlarından 'aferin' almaya  yönelik yayın yapılması, düşünce ve yayın özgürlüğünün kötüye-kullanılması olarak görülmelidir.
 
Atatürk üzerine ve genel olarak Türkiye Cumhuriyetinin Türk Devrimiyle oluşan temel ilke ve kurumları  üzerine yapılan yayınlar, Atatürk'ün 'Basın ve yayın özgürlüğü' konusundaki uyarıları eşliğinde  değerlendirilmelidir.
 
Bu uyarıları benim burada belirtmeme olanak yok.
 
Atatürk'ün günümüz Türkçesine aktardığım 'YURTTAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER' kitabının (CEM YAYINLARI) 'ÖZGÜRLÜKLER' bölümüne bakılırsa, genellikle basın ve yayın araçlarının bugün içine düşmüş olduğu düzeyin etkenlerini ve bunlara  karşı nasıl önlemler alınmak gerektiği   bu uyarılardan çıkarılabilir.
 
Bir yanda,     dünyanın dört kıtasından birçok tanınmış bilim, sanat, siyaset ve askerlik şahsiyetinin, 21. yüzyıla girerken,  oy birliği ile Atatürk'ün tüm insanlık için kalıcı katkılarını dile getirmekten onur duyması (Bknz: DÜNYA DÜŞÜNÜRLERİ GÖZÜYLE ATATÜRK VE CUMHURİYETİ; T.İş Bankası Yayını)...
 
Bir yanda Can Dündar ve O'nun gibi yayınlar yapanların tutumu....
 
Ne diyelim, 'YERE düşmekle cevher sâkıt olmaz kadr ü kıymetten'...
 

Prof. Dr. Özer Ozankaya
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 





--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.