6 Ekim 2008

Nisa

Yillar öncesinde gazetecilik yaptigim dönemlerde yurtdisinda da bulunmustum. Almanya'da tanistigim Arap bir arkadasim olmustu, Ürdünlü Saddik..Ortak dilimiz Almanca'ydi. O Türkçe bilmiyor, ben Arapça bilmiyordum.
Ülkemize geldiginde bir Antalya dönüsü bir petrol istasyonunda dinlenirken 'Bu gün Cuma ben camiye gidecegim' dedi. Oglum, arabim ben sana nerden cami bulayim? derken oradaçalisanlardan biri yakinda bir köy oldugunu yetisebilecegimizi filan söyledi. Hemen gittik abdest alip camiye girdik.
Yaz aylari oldugu için köylü tarlada orda-burda, camide 5-6 kisi var. Imam cemaate dönmüs kuran okuyor, Arabin yaninda bir ihtiyar bastonunu yanina uzatmis hocayi dinliyor bu arada husu için sallanarak gözyasi döküyordu. Bu Saddik'in dikkatini çekti. Gerçi hocanin sesi müthisti koyun gibi dinlesek de o sesten etkilenmemek mümkün degildi.
Arap okunani anladigindan yanindaki ihtiyarin aglamasina bir anlam verememis olacak ki hinzirca gülümsedi ve olumsuz anlamda kafasini
sallayinca, ben; 'Was machts du?' dedim. Yani napiyorsun anlaminda. Sesim biraz duyulur gibi olunca camideki kafalar bize döndü.Biz hocayi dinlemeye devam ettik, bu arada cemaat 20 kisi kadar oldu.
Çok geçmedi Arap öylesine bir kahkaha koyverdi ki camide ben bile kizdim.
Ibadet yerinde gülmenin ne kadar ayip ya da günah oldugu ögretildiginden o hirsla Saddik'a Almanca verdim veristirdim. .
Vay, sen misin camide Almanca konusan!.. Aglayan ihtiyar yaninda duran bastonunu kaptigi gibi Saddik'in kafasina eklestirdigi gibi baston ortadan bölündü. Elinde kalaniyla Saddik'a vurmaya devam ederken 'Camiyi gâvurlar basti' diye bagiriyordu bir yandan. Eh diger müslümanlar durur mu!
Allah-Lillah askina diyen takunyayi kaptigi gibi ikimize birden hücum ettiler. Arabamiza binip köyün disina çikasiya kadar aynali bir sopa yedik köylülerden. Üstelik arabanin da ne cami kaldi ne çerçevesi.. Araba da bizim gibi nasibini aldi, yamuldu..
Köyün disina çiktigimizda sinirimden Saddik'i bir posta da ben dövecegim de hâlâ gülmesi yok mu beni iyice tav etmisti. Neden güldügünü sordum.
'Sen' dedi, 'Hocanin ne okudugunu biliyor musun?' 'Bilmiyorum' dedim. 'Peki, Nisa nedir onu biliyor musun? dedi, yine 'Hayir' dedim. 'Nisa, kadin demektir Arapça'da' dedi. 'Hoca, Nisa Suresi'nin kadinlarin aybasi dönemi ve o dönemde cinsel iliskiye girmemelerini, temiz olmalarini filan okuyordu. Bunda aglayacak ne var?' dedi. Dogrusu hakliydi. Ve o günden bu yana Nisa'nin kadin oldugunu hiç unutmadim, Nisa adini ve koyunun kaval dinledigi gibi Kuran okunurken dinleyenleri gördükçe yedigim essek yükü sopa gelir aklima..*
Murat Binzet

.

--
SELAM VE SEVGİLER
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."

*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.