12 Ekim 2008

Psikolojik savaş (Mahir Kaynak) (2)

Sayın Şahin Öncelikle ben refah partisi kökenlibirisi değilim. Her konuda kendimi bağımsız olarak tanımlayan bir kişiyim. Yazılarımıda dadece Saadet geliyor grubuna tek başına değil toplam grup üyesi sayısı yüzbinide aşan yüz civarında üyesi olduğum grublar listesine gönderiyorum. Siz yazımı bu Saadet geliyor grubunda görüp ona göre değerlendirmişsiniz. Aslında sizinde çok aklı başında yazılar yazdığınızı biliyor ve ilgi ile de okuyorum. Ancak bu yazınız bana Türkiyenin gerçeklerinden kopuk ve Türkiyeye gerçeğini hiç okuyamadığınız veya yanlış okuduğunuz izlenimi verdi. Bu yüzden aşağıdaki yazınız sizden beklemediğim bir düşünce tarzı ve objektiflikten çok uzak bir yazı olunca şaşırdım doğrusu.(Tabi ihtiyar yetmişlik bir yazar olarak sizi başkası ile karıştırmamışsam) Öncelikle belirteyimki Mahir Kaynak hocanın yazısını yorumlamadan gönderdiğim ve Hocada bu yazısında Saadet çevresini incelemediğine göre sizin yazı içeriği ile hiç ilgisi olmayan Saadet geliyor grubunu inciti bu yazınızı yazmanızı gerektirecek hiç bir şeyde olmadığından adeta söylemek isteyipte söyleyemediğiniz bir duygunuzu dile getirmekte vesile olarak kullandığınız yada bazılarının beni bir görüşe veya siyasi yere oturtamadıkları için beni sorgulayarak yakaladım o bir tarafsız yazar değildir eski refahcıdır şeklinde bir yere oturtmak hevesine dair bilinç altının sizdedemi olduğunu düşünmeme sebep oldunuz. Ancak bütün bu düşüncelerime rağmen sizin vatan sever bir kişi olduğunuzu sadece Türkiyeyi en azından Saadet konusunda tarafsız kalamadığınızı ve yanlış okuduğunuzu öğrenmem açısındanda bu konudaki fikirlerimi açıklamamı sağlayacak yazınız açısındanda bana yardımcı olmuş oldunuz bu yüzden size teşekkür ederim. Cevaplarım yazınızın satır aralarında eğik kırmızı ile yazılmıştır.

11.10.2008 tarihinde ZEKI SAHIN <zekisahin@yahoo.com> yazmış:
SAYIN ŞİMŞEK,
İNŞAALLAH, DAHA ÖNCE "ADİL DÜZEN" DEYİP MİLLETİ ÜZEN EYLEMLERİN ODAÇI BU GÜRUH ŞİMDİ BU "SAADET GELİYOR" PARAVANASIYLA HALKI YANILTIP TEKRAR GELEMEZ TEMENNİSİYLE SÖZE BAŞLIYORUM.
Sayın Şahin
Temenniniz konusunda amin diyemeyeceğim. Önce halkımızdan %25 civarı oy almış en az her dört kişiden birini teşkil eden vatan evlatları konusunda güruh kelimesi kullanmanızı kabul etmem mümkün değildir. Benim açımdan her vatandaşımız çok değerli ve gerektiğinde şehit namzedi olarak kutsaldır. Hatta azınlık vatandaşlarımız olan gayrimüslimler de milletimizin namusuna emanet edilmiş kişiler olduğundan kendi canımdan özge malları canları namusları korunması gereken ve kendilerine vatanımıza ihanet etmedikleri takdirde saygıda kusur edilmemesi gereken vatandaşlarımız olarak her türlü saygıya layık kişilerdir..
Halkı yanıltmak konusunda ise sözleriniz bir iftiradır. Sizde biliyorsunuzdur ki halkı Cumhuriyet diye aldatan ama asla cumhururun ne istediğini merak edip sorgulamayan dikkate de almayan, umursamayan tek parti CHP dir. Buna delil isterseniz Rektörün yargılanması Cumhuriyetin yargılanmasıdır sözü ile azınlık vatandaşlardan olan bir tutuklu rektörü tüm Türk Cumhurunun yani halkının üzerinde ilan ederek parti amlemindeki halk kelimesini bir takiye olarak oraya koyduğunu ve halkı asla temsil etmediğini genel başkanları Baykalın lisanı ile açıkça ifade etmiştir. Belki sürçü lisan etti diyemilirdik ama Gladio=Ergenekon çetelerinin avukatlığına soyunarakda Türk milletini cinayetler sabotajlar bir birlerine kırdırmalar ile yöneten kendisine karşıt partileride bu çeteler üzerinden kendisine benzetip muvazaa partilerine dönüştüren gayri milli seçkin bürokratlar partisi olduğunu ortaya koymuştur. Bu yüzden eğer halkı aldatanları arıyorsanız yanlış adres veren onlardan biri olabileceğinizide düşünebiliriz..
ÜLKEDE "ASKER-POLİTİKACI-YARGI-HÜKÜMET" YAKINLAŞMASI KANAATİMCE, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN BİRLĞİNE, DİRLİĞİNE VE KUVVETLER AYRILIĞININ SAĞLADIĞI DENETİM MEKANİZMALARININ ÇÖKÜŞÜNE YOL AÇAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.

Çok yanlış düşünüyorsunuz. Çünkü kuvvetler ayrılığı çete savaşları ile tahkim edilip siyasi cinayetler ile tüm kuvvetlerin yönetim kadrolarının tehdit altına alınması ile sürdürülen bir düzen değildir. Bilakis işleri açısından doğal olarak farklı düşünen ve ülkemiz menfaatlerinde iyi niyetle doğruyu arayan değişik erklerin kendi alanlarında zorlamalar ve müdahaleler olmadan çalışıp gerektiğinde bir tarafın tek yanlı diğerlerini baskı altına almasına izin vermeyen, bir birlerini hukuk içinde denetlerken engeller çıkarılamayan bir durumdur. Bunu yeniden keşif etmemizede gerek yoktur dünyada, tüm hür dünyada örnekleri çoktur. Çeteler tasfiye edildiğinde bu durum zaten kendiliğinden meydana gelecek bir husustur. Yoksa Ülkenin nasıl yönetilemez hale getirileceğini aralarında tartışan yapılar ise hiç değildir.
BU BİR DÜZEN DEĞİŞİKLİĞİ VE DEVLETİN KURULUŞ FELSEFESİNE TABAN TABANA ZIT BİR YAKLAŞIMDIR VE SONU BİR SINIF VEYA ZÜMRE İDARESİDİR. YANİ "EFENDİ-KÖLE" DÜZENİDİR.

Eğer şu anda içinden çıkmaya çalıştığımız düzeni kast ediyor olsa idiniz sözünüz doğru olurdu ama maalesef doğru değil. Çünkü Tüm çetelerin pisliklerin sauna çetesinden uyuşturucu ticaretine. PKK dan diğer Gladio NATO çetelerine kadar en yüksek komutanlarında dahil olduğu çeteler eli ile yapılan iç savaş kışkırtıcıklıkları Manukyan Gibi Fuhuş sektörü patroniçelerinin Türk kadın ve kızlarını pazarlamasından hiç rahatsız olmayıp ulan vergisini veriyor karınızı aldı ise parasını vergi olarak devletinize ödediya anlamında bizleri boynuzlu deyyuslar yerine koyan Matilda Manukyanı vergi rekortmeni olarak başımızın üstüne çıkarıp sonrada yetim ermeni çocuklarını bakmak için ayağına ayakkabı alamayan papucu delik Hırant Dink'i ülkemizi alt üst edecekmiş gibi gösteren ve bunun üzerinden halkı kışkırtan düzenin sahtekar çeteler düzeni olduğunu bilmiyor olamazsınız.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ, ANAYASAMIZDA BELİRLENEN KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİ İLE HALKIN BİRBİRİNİ DENETLEYEN VE KAYNAĞINI ANAYASADAN ALAN "YASAMA-YRÜTME VE YARGI" KUVVETLERİNİN BİRBİRİNİ DENETLEYEREK ADALETLE YÖNETİLMESİNİ AMAÇLAMAKTADIR.

Öyle sanılmakta ve öyle görülmektedir ama öyle değildir. Önce bu anayasa yapılabilsin diye ülkemiz devletin içindeki hatta ordumuz içindeki ABD, NATO,Gladiosu tarafından o günkü sonradan ABD başkanınca bizim çocuklar olarak (our boys) anılacak komutanlarca yapılmış ve Türk milletini bağımlı kılan bağların gevşetildiği için daha sıkı bağlar ile bağlanması amaçlı 12 Eylül ihtilaline gerekçe yapılan devlet kaynaklı anarşi ve terör 11 Eylülde günde 20 civarı can alıp tüm ekonomimizi tahrip ederken 12 Eylülde olaylar bir anda durdurulmuştur. Bunları fark etmemiş olmak artık ülkemizde mümkün değildir. Belki fark etmiyor gibi davranışın nedeni CHP diktasını sürdürmek için her şey mubahtır. Türkleri Kürtler ile bir içsavaşa sokmak ve ülkeyi Baykalın partisi gibi küçük olsun bizim olsun yöntemi ile küçülterek yönetmek bile göze alındığının göstergesidir. Refah yol hükümeti sırasında PKK ya mühimmat ve bazı silahların Kırıkkale mühimmat fabrikasından gittiği hakkında yapılan ihbarları değerlendirmek ve araştırmak üzere bir komisyon oluşturulunca koskoca fabrikanın nasıl da havaya uçuverdiği az daha Kırıkkale vilayetimizi de havaya uçurmak üzere olduğu hala hatırımızdadır.
TÜRK DEVLETİNİN LAİK-DEMOKRATİK VE SOSYAL BİR HUKUK DEVLETİ OLARAK İLELEBET YAŞAMASINA DAYANAK OLAN BU SİSTEM DEĞİŞİRSE, - UZLAŞMA SONUCU ORTAYA ÇIKABİLECEK NOMENKLATURA DİKTATÖR BİR KAST SINIFINA DÖNÜŞEREK ZALİM BİR KARA DÜZEN KURABİLİR ENDİŞESİNİ TAŞIYORUM.

Bu boş bir iddiadır. Çünkü Türkiyenin gerçek demokrasi olmadığı gerçek laik olmadığı ve gerçek bir hukuk devletide olmadığı Devletin erklerininde şimdiye kadar bu değerleri savunmayıp savunuyormuş gibi yaparak halkımızı kandırdığı bilinen bir konudur. Savunan partilerinde kapatıldığı yada diskalifiye teknikleri ile dünya egemenlerince düşürüldüğü buna 1960 sonrasında kurulan bir İsmet İnönü hükümetininde başbakanı olarak ABD de görüşmeler yaparken koalisyon ortağı Demirel tarafında görüşme masasında iken düşürülüşü de dahildir. Birinci dünya savaşı sonucunda kayıp ettiğimiz söylenen savaşın sonunda giriştiğimiz istiklal savaşımızda içlerinden tek kişiyi bile öldürmediğimiz İstanbulu zamanında nice uğraşları ile geçemeyip sonunda İstanbulu işgal etmiş olan müstevlilerin neden durduk yerde geldikleri gibi gittiklerini sanıyorsunuz. Biz istiklal savaşını kazanamadık Sayın Şahin Bey Düşman bize kazandınız diyebilmek için bir miktar Yunan askerini kurban kesişimize göz yumdu. Yani istklal savaşını değil Yunan muharebesini kazandık. Giderkende sizin yukarıda NOMENKLATURA Diye adlandırdığınız üstün bir sınıfı devletimiz ve milletimiz üzerindeki işgali sürdürmek üzere kendi yerlerine ikame etterek çekildi. Yarın ABD Iraktan çekilirse bu onların istiklallerine kavuşmasımı olacak sanıyorsunuz. Ülkemizdeki o bahis ettiğiniz NOMENKLATURA üstün sınıf devletimiz ve milletimiz üzerindeki tehakkümünü CHP vasıtası ile hala işgal birlikleri adına sürdürmektedir. Değişen sadece ingiliz fransız itayan patronlara başta ABD olarak başka hisse sahiplerininde ortak olmasından ibarettir.
AYRICA, ORTAYA ÇIKABİLECEK BİR NOMENKLATURANIN - RUSYA'DA YELTSİN DÖNEMİNDE GÖRDÜĞÜMÜZ ŞEKİLDE - ÜLKE MENFAATLERİNİ DEĞİL ŞAHSİ MENFAATLERİNİ DÜŞÜNEN BİR GASP ÇETESİ OLMA İHTİMALİ DE ASLA GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR.

Sizin fark edemediğiniz, bahis ettiğiniz durumun zaten içinden çıkmaya çalıştığımız süre giden ve Ülkeyi ABD,NATO'nun GLADİO'sunun bağlı birlikleri olan ERGENEKON, PKK, HİZBULLAH,DHKP-C Vs gibi adlar alan aslında tek merkeze bağlı iç savaş aktörlerinin, geleceğinden endişelendiğiniz NOMENKLATURA nın hizmetinde ülkemizi demir yumrukla idare edip durduğudur. Burada affınızı rica ederek bir soru sormak istiyorum. Siz Türkmüsünüz eğer cevabınız evet ise siz Basiret körümüsünüz olacaktır. Umarım beni bağışlarsınız. Çünkü Baykalın mevcut NOMENKLATURA üyesi bir rektör için Rektörün yargılanması Cumhuriyetin yargılanmasıdır sözünün özünü nasıl göremezsiniz

TÜM ERKLERİ ELE GEÇİREN BİR SINIFIN ÜLKEYİ KARANLIK MECRALARA SÜRÜKLEYECEK BİR ŞEKİLDE, DIŞ GÜÇLERCE YÖNETİLİP YÖNLENDİRİLMESİNİN , GÜNÜMÜZ MEDYA-İLETİŞİM VE PSİKOLOJİK HAREKAT OPERASYONLARIYLA DA SON DERECEDE KOLAY OLDUĞU ASLA UNUTULMAYACAK BİR REALİTEDİR. BÖYLE BİR OPERASYONON ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGELİN DE DE "KUVVETLER AYRILIĞI" OLDUĞU İZAHTAN VARESTEDİR.

NOMENKLATURA dediğiniz bir üstün sınıfa (Siyonisler, Masonlar , Türk milletinden kuyruk acısı olanların hizmetine sunulan, çıkarcılar, homolar, kumarbazlar, savaşlarda tecavüze uğrayan zavallı kadınların çocukları, Halka verilmeyen öksüz ve yetimlerden oluşturulan tecavüze uğrayarak yada aşağılanarak hasta ruhlu yetitilmiş zavallı çocuklar, marjinaller,vs den oluşan kişilerin millet ve milli değer karşıtı yönetimde üstünlerin hizmetkarları tanımlamasına alınarak müstevlilerce korunmuş, koruması devam eden bir NOMENKLATURA ya bir gizli işgal grubuna) zaten bırakılmış olduğumuzu eğer onlardan birisi değil iseniz nasıl olurda fark edemezsiniz. Bu gün korktuğunuzu söylediğiniz gelecek halen sürmekte olan mevcut gelenektir. Bu gün yapılan mücadele ise milli eğemenliğin ve gerçek anlamı ile demokratik laik bir hukuk devletinin inşasıdır. Yoksa canavarların nöbet değişimi değil dir. Çünkü halkımız artık herşeyin farkındadır. Hatta bu durumu bizler yeni Fark ederken Erbakan Hocanın bunu yıllar önce fark etmiş ve anlatmaya çalışırken yine sizin deyiminizle üstün sınıf olan NOMENKLATURA Medya ve yazılı basınının onu alaya almak sureti ile milletimizi yanılttığınıda fark edememiş olmanın utancı yerine artık değerli bir Piri Fani olan bu değerli siyasiye siyasi fikirlerini paylaşmasanızda hala aynı seçkincilerin ağzı ile aynı şekilde aşağılayarak bakmak ve ona gösterilecek saygısızlığın milletimize olduğunuda nasıl fark etmezsiniz.

MAHİR HOCA'NIN BU YAZISINDAN, KUVVETLER AYRILIĞININ "OLMAZSA OLMAZ" OLDUĞU UNUTULARAK, SON DÖNEM TERÖRİST FAALİYETLERİN ÇIKARDIĞI SİSİN ARKASINDA GÖREMEMEK VE DEVLETİN TEMEL KURULUŞ FELSEFESİ VE ANA DİREĞİ OLAN KUVVETLER AYRILIĞINI ZAAFA UĞRATACAK VE PADİŞAHLIĞIN YENİDEN HORTLATILMASI GİBİ BİR FİKRİN TOHUMLARINI ATMAK GİBİ HAZİN VE YABANCI SERVİSLERİN GİZLİ AMACINA HİZMET EDECEK BİR SONUÇ ASLA ÇIKARMAMALIDIR.

Bu sözlerinizin ne anlama geldiğini, yabancı servislerin ve onların içerimizde başımıza bıraktıkları kendi seçtikleri seçkinlerin sözleri olduğunu, kendi sözlerinizi tekrar tekrar dikkatle okursanuız fark edeceksiniz. Devletleri milletler kurar ama bizim devletimizi biz değil sizin deyiminiz ile düşmanın seçtiği NOMENKLATURA kurmuştur. Bunca yıl petrolümüzden madenlerimize icatlarımızdan mucitlerimize kadar her şeyin engellenmesi ve imha edilmesi sureti ile dünyanın gerisine düşürülmüş olmamızda bundandır. CHP ye dikkat ediniz. Hangi kalkınma projesine karşı çıkmamıştır. Baraja hayır bu kadar elektriği toprağamı vereceksiniz. Boğaza köprüye hayır oradan zenginler geçecek. Nükleer enerjiye hayır sonra dünya ile rekabet etmeye kalkışırız. Batı tipi laikliğe hayır Türkiyenin özel şartları var. Milli partileri kapatalım. CHP + Ordu = iktidar. Beyler bunlar bu sözler düşünceler milletimize ait olamaz bunlar işgalci elitlerin Türk milletini dünyanın gerisinde bırakmak ve Türklüğü öne çıkarıp bir asır sonrada Türkiyede Türklerin nüfusu % 10 geçmez hadi paylaştıralım demek için Tük milletini Türkten başka şeylere dönüştürmekte sahte bir Türkçülük ile halkı etrafında birleştikleri Türk'e saygıdan ve Müslüman Türk milletinden koparıp TC.Devletini de Osmanlı gibi imha ederek Türkler sadece Hazar'ın arkasında yaşarlar diye dünyaya tadat etmek arzusundan başka ne ile izah edilebilir. Kanadoğlu'un %97 ilede gelseler bir şey yapamazlar sözü eğer siz Türk iseniz nasıl çileden çıkmanıza neden olmaz. % 3 lük bir Azınlık NOMENKLATURA Değil ise nedir. Lütfen padişahlık iddiası saçmalıklarından vaz geçin. Milletimiz bırakın bir kişiye kayıtsız şartsız itaat etmeyi artık başındakilere bile kafa tutup sorgulama aşamasına gelmiştir. Cahil kalanlar sadece CHP yönetiminde kalmış olanlardır diye düşünüyorum.

ÜLKENİN SELAMETİ VE DEVAMLILIĞI, KUVVETLERİ TEMSİL EDEN YETKİLİ ORGANLARIN YÜRÜTMENİN ARAÇLARI HALİNE GETİRİLMESİ VE ERKİN TEKLEŞTİRİLMESİ DEĞİL, BİRBİRİNİN İŞ VE EYLEMLERİNİ DENETLEYEREK MÜŞTEREK HEDEFLERE ODAKLANMASIDIR.

Zaten milletimizin talebi de budur. Mevcut düzen her yere kahyalık edip karışan bir elitler diktası ile sizin sözünü ettiğiniz NOMENKLATURA'ya ait bir yapıdır. Bu halkın isteklerinide kapsayan azınlıkta kalanların en marjinallerinin bile kendişsini özgür hissetiği birlikte yaşama azmimizin doğrultusunda halkımızın gerçek taleplerinide
SELAM VE SAYGILARIMLA.
Bilmukabele saygı bizden ayrıca görüşlerimi açıklama fırsatı verdiğiniz içinde teşekkür ederim.
A.D.Şimşek

----- Original Message ----
From:
Sent: Saturday, October 11, 2008 1:32:51 PM
Subject: [Saadet Geliyor] ... Psikolojik savaş (Mahir Kaynak)

Psikolojik savaş
Türkiye'ye yönelik psikolojik savaş tüm şiddetiyle sahneye konuluyor. Yaşadığımız terör olayları bu savaşın alt yapısını oluşturmak için yapılmış eylemler sayılabilir.

Ulaşılmak istenen hedefleri şöyle özetleyebiliriz: Siyasi iktidarla asker arasında gözlenen yakınlaşma sınırlı bir değişimden öte anlamlar taşımakta, ülkemizdeki tüm siyasi operasyonların dayanağını ortadan kaldıracak bir boyuta ulaşmaktadır. Eğer siyasetçi -bürokrat zıtlaşması bertaraf edilirse bundan sonra büyük operasyonlar yapılamaz. Bu nedenle askere yönelik eleştirilerin dozu yükseltilmekte ve bunun siyasilerin davranışlarını değiştirmesi ve askere yönelik tavrında bir olumsuzluk yaratması beklenmektedir.

Bu askerlerin eleştirilmez olduğu anlamına gelmez. Ben hem terör konusundaki teşhisleri hem de uygulanan önleme politikalarının yanlış olduğunu daha başından beri söylüyorum ve bu nedenle ciddi baskılara uğradım. Ama eleştirinin yıpratma haline dönüşmesine karşıyım.

Psikolojik savaşın ikinci hedefi halkın orduya duyduğu güveni yok etmektir. Bir yandan terör saldırısı karşısında etkisiz kaldığı imajı yaratılırken diğer yandan komutanların ilgisizliği vurgulanmaktadır. Bunlar eleştiri konusu olabilir ama bugünkü gibi sistematik bir yıpratma kampanyasına dönüştürülmesi bilinçli bir politikanın varlığını çağrıştırıyor. Hatta terör eylemlerinin buna zemin hazırlamak için yapıldığı kuşkusunu doğuruyor.

Böyle zamanlarda kusur aramak yerine olayın kimler tarafından yapıldığının tespiti ve eylemlerin sonuçsuz kalmasının sağlanması gerekir. Eğer bu psikolojik savaşta kullanılan olaylarda bir ihmal söz konusu olmuşsa bunun bir tertip olup olmadığı araştırılmalıdır.

Ayrıca medyada yorum yapan bazı emekli askerlerin, kendilerini övmek ve önemsetmek için, teröristlerin gücünü abarttıkları görülmektedir. Oysa bu eylemlerin arkasında güçlü bir beyin ve sıradan kişilerin oluşturduğu militan güçler vardır. Arkasındaki güçlerin desteği kalkarsa karşınızda çaresiz bir kalabalık görürsünüz. Cephede görev yapan insanların fedakarlıklarını küçümsemiyorum ama bu fedakarlık ne kadar büyükse karşıdakinin de o kadar güçlü olduğunun düşünüleceği unutulmalıdır.

Üçüncü amacın askerlerin birbirine karşı duyduğu güven ve saygıyı aşındırmak olduğu gözleniyor.

Eleştirdiğin kişi ve kuruma yönelik yıpratma eylemlerine olumlu bakmak bir çözüm değil daha sonra kime yöneleceği belli olmayan bir operasyonun parçası olmaktır. Eleştirinin amacı ülkenin karşılaştığı sorunları aşması için yol göstermek, varsa yapılan hataları ortaya çıkarmak ve çözüm önerileri sunmaktır. Ancak şu sıralarda medyanın tavrı bunların tamamen dışında ve ülkenin dünya konjonktürü içinde en çok ihtiyaç duyacağı ve diğer ülkelerinkinden daha etkili olacağı bilinen silahlı kuvvetlerimizi yıpratma amacı taşımaktadır. Ülkeme yönelik bu gibi operasyonların aracı olmak geçmişte yaşadığım ve çok acı çektiğim günlerin tesellisi olmak bir yana onları daha da derinleştirir. Herkesi bu yıpratma kampanyasına alet olmamaya çağırıyorum.
Mahir Kaynak



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."

*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.