| |
"MEHDİNİN HABERCİSİ" OBAMA BAŞKAN VE TÜRKİYE HER ŞEYE HAZIRLIKLI OLMALIDIR"
Obama kurtarıcı mı, yok edici mi? |
Bir milletin topyekûn akıl tutulması bu olsa gerek. Liberal solcu, sağcı, dinci, dindar ve hatta bir kısım milliyetçi olduğunu söyleyenler de dâhil… Bizim yerli mallar haftasından bile bihaber yerlilerimizin Obama yorumları dudak uçuklatacak cinsten.
Dün Başkan Bush'a methiye düzenler, Irak'ın işgalini en hafifi ile görmezden gelen, kem küm edenler, birden bire Obama'nın danışmanı gibi konuşmaya başladılar.
Bunların hiçbiri, Amerikan sempatisinden hiç kimsenin şüphe etmeyeceği Prof. Hasan Köni Hoca'yı bile dinlememişler. Köni bir televizyon kanalında Obama'nın başkanlığı ile birlikte Türkiye'nin başına sarılabilecek dertleri sıraladı. Prof. İlber Ortaylı da; "Obama ile ilgili bizdeki kutlamaların pek erken olduğunu zannediyorum. Hayal kırıklığına uğramayız umarım" diyor. (Milliyet, 9 Kasım 2008)
Buna rağmen çok zayıf ihtimal olmakla birlikte iki umudun altını çizelim; a) Amerikan gerçek derin devletinin milliyetçi kanadının aklını kullanarak çılgınlıklara izin vermemesi b) Eski Dışişleri Bakanı Merhum İhsan Sabri Çağlayangil'in öngörüsü. "Siz seçim meydanlarında söylenenlere bakmayın. Beyaz Saray'a taşınır taşınmaz değer yargıları yeniden formatlanır."
Seçilmiş Başkan Barack Obama'nın babası 1936'da "Kenya'nın Siaya bölgesindeki Nyang'oma Kagelo köyünde Müslüman bir ailede Müslüman ismiyle doğdu. Hiç Müslüman olmadı" bu söz Başkan Obama'nın üvey kız kardeşi Auma'ya ait. Bütün bilgiler, baba Barack Hussein Obama'nın Türkiye'de özellikle İkinci Cumhuriyetçi ve siyasal "İslamcı" kesimlerin söylediğinin aksine Müslüman değil ateist olduğu yönünde. Baba Obama Başkan Kennedy'nin "Barış Gönüllüleri" kapsamındaki projeye uygun olarak Amerika'daki misyonerlerin bursuyla önce Hawaii Üniversitesi'nde burslu okumuş, arkasından yine burslu olarak Harvard Üniversitesi'nde ekonomi mastırı yapmış. Kenya'da evli ve hamile karısını bırakarak Hawaii'ye gelen baba Obama burada Başkan Obama'nın annesi Ann Dunham ile evlenmiş. İddialar ve yayınlanan çıplak resimler doğruysa Bayan Ann gece kulüplerinde striptiz yapmaktadır ve annesi Yahudi asıllı bir Alman Protestan aileden gelmektedir. Obama'nın babaannesi de beyaz.
BABA OBAMA
Baba Obama ile ilgili bir başka önemli bilgi oldukça manidar. Kenya Devlet Başkanı Kenyatta baba Obama'nın kariyerini bitiren kişidir. Gerekçe ise misyonerlik ve kayıtsız şartsız Batı menfaatlerini gözeten bürokratik özgeçmiş. 1982'de 46 yaşında Nairobi'de bir trafik kazasında ölen baba Obama oğlu Başkan Obama'yı en son 1971 yılında 10 yaşında iken görmüş. Ölmeden önce dört kadınla evlenip boşanan baba Obama'nın aşırı alkol tükettiği ve iki bacaklarının da kesildiği hakkındaki bilgiler arasında.
Baba Obama'nın kariyerine son veren Başkan Kenyatta şu sözleriyle tarihe geçmiştir: "Hıristiyan misyonerler geldiklerinde, onların ellerinde İncil, bizim ise topraklarımız vardı. Gözlerimizi kapayıp dua edelim dediler. Gözlerimizi açtığımızda bizim elimizde İncil, topraklarımız ise onlarındı."
ARKASINDA KİMLER VAR
Seçilmiş ABD Başkanı Obama'nın baba tarafına biraz daha yakından bakalım. Kenya'nın önde gelen iki kabilesinden biri "Kikuyu"lar (% 22) diğeri de Obama'nın babasının mensup olduğu "Luo"lar" (% 13). Luo kabilesi Afrika'nın en büyük tatlı su gölü olan Victoria Gölü çevresinde yaşayan kabilelerden. Luo kabilesinin büyük çoğunluğu Hıristiyan pek azı Müslüman. Yahudi mistisizmi Kabala ve Hint mistisizminde yer alan REENKARNASYON'a inanan bir İslam inancına sahip Luolu Müslümanlar.
2007'nin 27 Kasım günü yapılan devlet başkanlığı seçimini Kenya'nın kuruluşundan beri iktidarda olan Kikuyu kabilesinden Mwai Kibaki kazandı. Ancak Luo kabilesinden aday olan Raila Odinga başta olmak üzere Luolar "seçimde hile" yapıldığı gerekçesiyle ayaklandılar. Ayaklanmanın lideri Macar Yahudi'si Soros tarafından desteklenen Turuncu Devrim Demokratik Hareketi lideri Raila Odinga. Ve arkasında ABD var.
BBC'den Mukoma Wa Ngugi'nin "Turuncu devrim yapmak isteyen Luolar bir vahşete sebep oldular" dediği Luo ile Kikuyu kabilesinin çatışmasında binden fazla insan öldü ve 200 bin kişi yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kaldı.
ABD ve Batı'ya göre Keya'nın bağımsızlık savaşı önderliğini de yapan Kikuyular "totaliter" ve ülkenin "demokratikleştirilmeye" ihtiyacı var.
PARA KAYNAĞI SOROS
Barack Obama'nın babası Barack Hussein Obama Raila Odinga'nın dayısı. Soros Kenya'da Odinga'yı desteklerken ABD'de Obama'yı destekledi. Yani her ikisinin para kaynağı Soros.
Kenya basınında Soros'un vakıflarıyla ilgili sert tartışmalar yer alıyor.
Durun daha başka ilginçlikler de var.
Kikuyular çok eskiden Somali'nin güneyindeki Shungwaya'dan gelmişlerdi Kenya'ya. Luo kabilesi ise bugün Sudan, Uganda, Kenya, Kongo ve Tanzanya'ya yayılmış kökü bir kabile.
Luolar, Somali'den gelen ve içlerinde çok sayıda Müslüman olan Kikuyuları hiçbir zaman sevmediler. Ancak yine Somali'den Kenya'ya gelen bir başka siyah derili kabileyle, Yabirsler ile çok sıcak ilişkiler kurdular.
Yabirsler Yahudi dinine mensuplar.
Luolar ile Yabirsler din farkına rağmen kız alıp veriyorlardı! Yabirsler Hz. Davud döneminde Somali'ye gelmişlerdi.
Batı basınında yer alan bilgilere göre, Luolar, Afrikalı renkdaşlarını Yabirsler aracılığı ile köle olarak Amerikalılara satmışlardı. Yani beraberce köle ticareti yapmışlardı. Bu yüzden o tarihten beri Luo-Yabirs, Luo-Batı ilişkileri iyice pekişmişti. Batı basınına göre Afrikalı siyah insanların çoğu Obama'nın babasının kabilesi Luoları pek sevmiyor.
Gerçekten de seçim kampanyası sırasında "Obama hiç köle olmadı" propagandası oldukça ilginç bir anektot ve bunun üzerine "Yes we can" klibindeki Mesihi, "vaat edilmiş topraklar" sözü cuk oturuyor.
ATEİST MÜSLÜMAN
Bunların üstüne "ateist Müslüman" baba Barack Obama'ya "Barış Gönüllüleri" programı çerçevesinde Hıristiyan misyonerlerce sağlanan Amerikan eğitim bursunu ve Başkan Obama'nın annesi Ann'ın anasının Yahudi olduğunu koyunuz…
İşte Amerikalı Müslümanların yüzde 89'un oy verdiği, dünyaya "zenci", "Müslüman" olarak pazarlanan Demokrat Partili Obama böyle bir "çokomel": Amerikalılar Obama'ya "Negro" (olumsuz anlamda zenci) değil, dışı siyah kakao, içi beyaz kremalı bisküvi olan "Oreo" adını takmışlar. O BİR PROJENİN ÜRÜNÜ.
Başkan Obama Avukat ama hiç avukatlık yapmamış. Buna rağmen büyük bir servet sahibi. Nasıl sorusu ister istemez mide bulandırıyor. Ayrıca seçim kampanyasındaki en büyük bağışçıların finans oligarşisi ve sanayi kompleksinin Yahudi seçkinleri olması da oldukça manidar.
Financial Review'un Temmuz 2008 sayısında aktardığına göre ilk kez bu seçimlerde Wall Street bankerleri, hedge fonların müdürleri Cumhuriyetçi Parti'ye değil daha çok Demokratlara bağış yapıyorlarmış. Hedge fonların müdürlerinin Obama kampanyasına yaptıkları bağış daha Temmuz ayında 822.375 dolara ulaşmış.
Rolling Stone dergisinin Ağustos 2008 sayısı "satılık adaylar" başlığı ile yayımlandı. Obama kampanyasına Goldman Sachs 627.000, JP Morgan Chase 398.921, Morgan Stanley 291.388, Lehman Brothers 353.922 dolar bağış yapmış.
YENİ SAVAŞLAR YOLDA
Rolling Stone şöyle bir yorum yapmış: "Obama sürekli "yeni Washington" diyor. Ama bu seçimlerin gerçek mirası, siyasi sistemimizin hiç değişmeyen OLİGARŞİK tabiatını, bir kez daha sergilemek gibi bir trajedi olabilir."
Obama'nın maliye bakanlığı adayları listesinde Robert Rubin, Lawrence Summers, Paul Volcker, Timothy Geithner gibi finansal krizin mimarları yer alıyor.
Yukarıda verdiğimiz bağışçı ve bağış miktarları resmi ve bilinenler. Bir de parası önceden ödenerek satın alınan kredi kartlarıyla yapılan (kaynağı belirsiz) bağışlar çok büyük meblağlara ulaşmış durumda.
Son birkaç ayda yayınlanan Pentagon ve CSIS raporlarında, milli çıkarlara jeo-ekonomik arasındaki ilişkiler, asimetrik savaşlar, ulus inşa etme kapasitenin önemi vurgulanıyor.
Bunların manası yeni savaşlar demektir.
OBAMA'NIN ETRAFINDAKİ İSRAİLLİ YAHUDİLER
Barack Obama'nın Beyaz Saray genel sekreteri olarak belirlediği kişi "İsrail" ve "Rahmbo" lakaplı Rahm Emanuel. Bu isim tam bir bela ve Amerika içinde çok tartışmalı bir isim. İsrail gizli servisi MOSSAD ile bağlantılı olduğu pek çok kaynakta yer alan Rahm Emanuel'in Filistin-İsrail barışı için İsrail'e baskı yapmaya başlayan Başkan Clinton'a yönelik "Monica Lewinsky seks skandalı"nı tezgâhladığı yaygın bir kanaat.
NAFTA teşkilatının kurucusu olan Rahm Emanuel "the West Wing" adlı TV dizisindeki Josh Lyman karakteri ile sürekli gündemde tutulan bir siyasetçi ve İsrail lobisinin ABD'deki en keskin isimlerinden biri.
Chicagolu olan 48 yaşındaki "Siyon Şövalyesi" unvanlı Rahm Emanuel Başkan Bill Clinton tarafından 1992 yılında "kıdemli danışman" olarak atanmıştı. 2002 yılında Temsilciler Meclisi'ne seçilen Emanuel'i Amerikan basını Obama'nın seçim zaferinin baş mimarı ilan etti. Obama'nın bağış organizasyonunu yöneten Emanuel İsrail'den ABD'ye göçen Yahudi bir ailenin çocuğu. Babası Benjamin Siyonist terör örgütü "Irgun" militanıydı ve yüzlerce Müslüman Filistinli köylüyü öldürmüştü. Göbek adı "Israel" olan Emanuel, 1991 yılındaki Birinci Körfez Savaşı esnasında İsrail ordusunda "gönüllü" olarak görev almış bir İsrail vatandaşı. Obama ile İsrail lobi kuruluşu AIPAC'ı bir araya getiren kişi. Obama'yı siyasete Rahm ile birlikte yine Yahudi Lobisi'nin önde gelen isimlerinden David Axelrod ve Lee Rosenberg'in soktuğu söyleniyor.
BEYAZ SARAYDA TÜRKİYE ALEHTARI YARDIMCILAR
ABD'deki13 gizli servis içinde en prestijli ve ultra gizli milli güvenlik ajansının (NSA) ödüllü eski ajanı Wayne Madsen, Obama'nın Beyaz Saray sekreteri olarak atadığı Rahm Emanuel'in MOSSAD ajanı olduğunu söylüyor. Madsen, eski Başkan Bill Clinton'ın, İsrail ile bağlantıları sebebiyle Emanuel'in Bayaz Saray'daki görevine 1998'de son verdiğini ifade ediyor.
FBI İsrail konusunda tuttuğu "Mega File" başlıklı istihbarat dosyasına Rahm Emanuel hakkındaki bilgileri de ekledi. Bu durumu bilen iki ajandan biri, John O'Neill 11 Eylül günü New York'taki İkiz Kuleler'de öldü. İkinci ajanın kimliği ise açıklanmadı.
Demokrat Partili stratejist Paul Begala'nın tanımı ile Emanuel "hemoroid ile diş ağrısı karışımı biri". Tam bir Türkiye aleyhtarı olduğunu da belirtelim.
İsrail'de yayımlanan Maariv gazetesi Emanuel için "adamımız Beyaz Saray'da" diye başlık attı.
Başka söze gerek var mı? Rahm'ın babası İsrail gazetelerine verdiği demeçte, "Oğlum Yahudi duygularını Beyaz Saray'a taşıyacak ve Obama'nın İsrail yanlısı olması için her şeyi yapacaktır." diyor.
Bir başka isim Richard Hoolbrooke. Yugoslavya'yı parçalayan etnik ayrıştırma uzmanı. Yahudi ve Graham Fuller'in başarılı talebesi. Bu isimlerin ortak özelliği BOP'un ve Irak'ın kuzeyinde "Kürt devleti" projesinin mimarlarından olmalarıdır.
OBAMA KIYAMETİN HABERCİSİ Mİ!
26 Ekim 2008 tarihli Forbes dergisinde Amer Taheri'nin yazdığı makalede yer alan bilgiye göre bazı İranlılar Obama'yı kurtarıcı, Mehdi'nin gelişinin işareti, kıyametin habercisi olarak görüyor.
Şii İslam'da "kayıp 12. imam" beklenen kurtarıcı Mehdi olup, imanın şartlarından biridir. İşte Barack Obama bu kurtarıcı Mehdi'nin habercisi olarak algılanıyormuş.
Taheri'nin yazısından kısa bir alıntı:
"İran'da rejim yanlısı bir web sitesinin 17. yüzyıla ait "Bahr ul-Enver" (Işık Denizi) adlı eserden bir hadisi nakletmesiyle konu gündeme geldi. İnanışa göre, İmam Ali bin Ebu Talib, zamanın sonunda, kıyamet yaklaştığında ve kurtarıcı Mehdi'nin dünyaya dönüşünden hemen önce "uzun boylu, siyah bir adam" Batı'da iktidarı ele alacak. Dünyanın en büyük ordusunu yönetecek. Batı'nın bu yeni lideri üçüncü İmam Hüseyin bin Ali'den işaretler taşıyacak."
Batı basını ile bizim "İslamcı" ve liberal basında da pompalanan görüşler yukarıdaki misyona paralel.
Obama'ya yüklenen "ilahi" misyon ile önce Amerikan halkını sonra topyekun insanlığı kurtarıcı misyonu dünyanın medya üzerinden esir alındığının bir işareti değil mi?
YENİ DÜNYA DÜZENİ PROJESİNİN MİSYONERİ
Hâlbuki Barack Obama, Endülüslü Tevrat tefsircisi İbn Meymun (Maimonides - 1135-1204) ile Alman Yahudi'si Amerikalı siyaset felsefecisi Leo Strauss'un (20 Eylül 1899-18 Ekim 1973) DİN-FELSEFE-SİYASET üçlemesine dayanan Kabalist Yeni Dünya Düzeni projesinin yeni versiyonunun "misyoneri".
Bilmeyenler için yazıyorum. Bush ile özdeşleştirilen "neocon hareket"in kurucusu Amerikan-Yahudi-Evanjelist sol entelektüellerdir ve ilk siyasi liderleri de Demokrat Partili Senatör Henry M. Jackson. (1933-1941 milletvekili, 1941-1983 senatör)
İnsanlık, her dinin "daha inançlı" müminlerinin önderliğinde "kitlesel kıyımlar" - holokostlar ile "bireysel kurtuluşlar" arasındaki "mucizevî kurtarıcılar"a doğru itiliyor.
İnsanlar, öncelikle her dinin "daha duyarlı" müminleri bir an önce kurtuluşa ermek istiyor. Ancak bireysel olarak hiçbir şey yapmadan, peygamberlerin çektiği çilelerin verdiği mücadelelerin binde biri kadar bile fedakârlık göstermeden, yorulmadan biat edeceği bir el tarafından kurtarılmayı bekliyor / medyanın psikolojik operasyonlarıyla bekler hale getiriliyor.
Evanjelist Hıristiyanlar 2012 - 2018 yılları arasında hem Armagedon Savaşı'nı hem de İsa Mesih'in ikinci ve üçüncü kez dünyaya dönüşünü bekliyor. Onlara göre "zamanın sonu" denen kıyamet alametleri dönemindeyiz.
HER MİLLET KENDİNE GÖRE YORUMLUYOR
Şii İslam'ın iddiası da hemen yukarıdakine benziyor. Onlar hem Hz. İsa'yı hem de Mehdi'yi bekliyor.
Maalesef Sünni İslam inancına tabii bir kısım tarikat ve dini cemaatler de "ahir zamanın geldiği için" hem Hz. İsa'yı hem de Yahudi asıllı bir Mehdinin Şam civarında ortaya çıkacağını ve Hz. İsa'nın Mehdi'nin arkasında "namaza duracağını" arkasından bütün Hıristiyanların Müslüman olacağını yazıyor, vaaz ediyor. Kur'an'da bu hususta hiçbir ayet yok.
Yahudilere gelince, onlar da Kral Davut soyundan kurtarıcı Mesih'i M.Ö 586'da Babil Kralı Nabukadnazar'ın Kudüs ve Süleyman Tapınağı'nı yerle bir etmesinden sonra Kâhin Ezra'nın yazdığı Muharref Tevrat'a göre bekliyorlar. Kabalist formatlı New Age (Yeni Çağ) tarikatları da Mesih'i bekliyor.
Hepsinin ortak beklentisi ise kurtuluş için yaşanacak bir "kıyamet savaşı".
İsa'yı bekleyenler, Mehdi'yi bekleyenler sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın son peygamber olduğunun tartışmalı hale getirilmek istendiğinin de mi farkında değiller?
İŞLERİNE GELDİĞİ GİBİ UYDURMA HADİSLER
Yeni Dünya Düzeni ütopyacıları İslam'ı Yahudi - Hıristiyan senkretik dinine monte etmek için Allah'ın Aslanı, peygamberimizin damadı Hz. Ali'yi "Nostradamus"a dönüştürmek derdindeler. Yüce kitabımız Kuran'a ayet monte etmek imkânsız olduğu için kafalarına göre "hadis" uyduruyorlar.
İşte bu beklentiler Endülüslü Muhyiddin İbn Arabî'den (1165 - 1239) beri Müslümanların en azından bir kısmını öyle içten içe kemiriyor ki…
Dün Şeyh Fevzi Mardin Eva Peron'u Müslüman ilan edip cenaze namazını kıldırmıştı. Mardin'e göre ABD Başkanı Roosevelt gizli Müslüman'dı.
Alman İmparatoru II. Wilhem "Hacı"ydı. Hitler'in gerçek adı "Haydar", Mussolini'nin ise "Musa" idi ve ikisi de Müslüman'dı.
Şeyh Nazım Kıbrısi'ye göre Prens Charles sünnetli ve Müslüman'dı. İngiliz kraliyet ailesi Hz. Peygamberin soyundandı. (Hürriyet, 4 Ocak 1996)
Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair Kuran'ı Kerim'i üç kez hatmetmişti. (Sabah, 11 Mart 2000)
Dün bunları "Müslüman" ilan edenler, hangi "merkez" ise… Bugün de Obama'yı benzer misyonla İslam dünyasına pazarlayanlar aynı "merkez"in elemanları.
2000 yılı başkanlık seçiminde Al Gore'un G.W. Bush'a çok az farkla yenilmesi üzerine Demokratlar tarafından, başkanlık seçimine katıldığı için sert şekilde tenkit edilen tüketici hakları savunucusu ve Yeşiller Partisi Başkanı Ralph Nader şöyle sordu: "Bakalım Başkan Obama Afro - Amerikalıların başkanı olabilecek mi?
1980'lerde iki kez başkanlık yarışına katılan ünlü Zenci lider Jesse Jackson, Obama'nın siyahlara üstten bakıp ahlak dersi verdiği için; "Obama'nın testislerini kesmekten büyük zevk alacağım" demiş. Basındaki tevatür böyle.
Kızılderili dilinde "prangalı kokarca" ya da "yabani pırasa" manasına gelen Şikago Amerikalılar tarafından "rüzgârlı şehir" olarak bilinir. İşte Obama buradan "Irk tatile çıktı, cahillik tatile çıktı" diye estirildi. Cumhuriyetçilerin "Obamamiyopi" dediği bu tuhaf duruma Pulitzer ödüllü yazar John Updike'in formüle ettiği şu sözü siz Obama için uyarlayabilirsiniz: "ABD insanları mutlu etmek için yaratılmış büyük bir komplodur."
TÜRKİYE'Yİ İLGİLENDİREN KONULAR
305 milyon Amerikalı neredeyse ikiye ayrılmış. Cumhuriyetçiler Demokratlara "Latte içen züppeler" derken Demokratlar Cumhuriyetçileri banal bulurken, bizdeki Liberaller İkinci Cumhuriyetçiler ve "İslamcılar" Türk kamuoyunu adeta bir beşinci kol hissiyatı içinde "hazırlıyorlar".
Ana hatlarıyla "Ermeni Meselesi" Irak'ın kuzeyinde bir Kürt devleti, Kıbrıs, İsrail'in İran'a saldırması ihtimali… Mescid-i Aksa ile Kubbetüs Sahra camilerinin yıkılarak yerine Üçüncü Süleyman Tapınağı'nın inşa edilmesi ve Mesih beklentisi, Yeni Dünya Düzeni adı verilen "Tanrı İmparatorluğu" kurmak için fethedilecek günahkârlar ülkesi Edom'un Anadolu Türk yurdu olması ve… Hepsi Türkiye'yi öncelikle ilgilendiren hayati konular.
İnsan öz vatanına bu kadar mı bigâne olur? Zihni ve kalbi esaret bu boyuta kadar mı geldi?
Bizim TÜSİAD'cıların esareti "ABD'de sergilenen demokrasi kültürü Türkiye'ye örnek olmalı" açıklaması ile taçlandırıldı. Sanki Kürt asıllı Turgut Özal başka bir ülkede cumhurbaşkanı seçilmişti?
Ya Türk Amerikan İş Konseyi (TAİK) Başkanı Haluk Dinçer'in şu saçmalıklarına ne demeli? "ABD en zor zamanlarında küllerinden doğabiliyor. Kıbrıs ve Ermenistan için ABD'den destek görüyoruz."
Başını Küresel Finans Oligarşisinin çektiği "seçilmiş klan" Tanrı İmparatorluğu projesine uygun olarak kendileri dışında her yerde "MELEZ", "KIRMA" yönetilebilir adamlardan oluşan yöneticiler planını uyguluyor.
OBAMA, EGEMEN GÜÇLERİN SEMBOL İSMİ
Yapılan araştırmalara göre 2042 yılında Amerikan vatandaşı Zencilerin, Latinlerin, Asyalı ve Arap, Türk kökenlilerin toplamı Hıristiyan - Yahudi beyazlardan daha fazla olacak. Amerika'da beyaz olmayan azınlıklar sistemin kendilerine karşı ayrımcılık yaptığına her geçen gün daha fazla inanıyor. Bundan dolayı egemen güçlerin Obama gibi sembol isimlere ihtiyacı var.
Ama Obama'nın etrafı kuşatılmış vaziyette. En yakınındaki bir düzine kişinin içinde hiç zenci yok, buna mukabil Yahudi 4, Yahudi Lobisi'nin adamı 2 önemli isim var. Obama'nın seçimden sonra ilk telefon görüşmesini İsrail Başbakanı Olmert ile yaptığını belirtelim. Böyle bir kuşatılmışlıkta İsrail Lobisi Türkiye'ye karşı Obama üzerinden "Ermeni konusunu", Irak'ın kuzeyinde Kürt devleti konusunu ve Kıbrıs meselesini kullanacaktır. Bunlara direnecek bir Obama kucağında bir "Monica Lewinski" bulabilir.
Obama adaylığını açıkladığında ilk ziyaretini Yahudi Lobisi'ne yapmıştı. Kongre'ye (Temsilciler Meclisi + Senato) toplam 45 Yahudi kökenlinin seçilmesini Milli Yahudi Demokratik Kurulu Başkanı Ira Forman "Kongrenin iki kanadında da temsilcilerimizi artırdığımız için Obama'ya minnettarız" sözleriyle açıkladı.
Obama'nın yardımcısı 65 yaşındaki Joseph (Joe) Biden 29 yaşından beri senatör. Türkiye'ye yönelik "marifetleri"nden bazıları şunlar:
a) Türk ordusunun 1974 Kıbrıs Harekâtı'ndan sonra silah ambargosunun başını çekenlerden biri. Türk askerinin Kıbrıs'tan çıkarılarak BM Barış Gücü yerine, adaya 70 bin Amerikan askerinin yerleştirilmesini önerdi.
b) Bülent Ecevit 1999'da Amerika'da kendisini ziyareti esnasında Ecevit'e "ABD'ye muhtaçsınız. Kıbrıs meselesini çözerseniz kredi veririz" diye konuştu.
c) Fener Rum Patrikliği'nin "Ekümenik" olması için sürekli teşebbüslerde bulunuyor.
d) Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olarak "soykırım tasarılarını" sürekli destekledi.
e) Hırant Dink öldürülünce Türkiye'yi kınama maksatlı tasarı sundu. Ermenistan ve Türkiye'ye atanacak elçilere "soykırım" baskısı yaptı.
f) Bir Mart tezkeresi TBMM'den geçseydi, Türk ordusunun Irak'ın kuzeyinde değil, güneyde görev yapması için çalıştı.
g) 2007 yılında Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e randevu vermedi. Ancak Gül Biden'i Ankara'da kabul etti.
İşte Senato'da böyle bir tipoloji Biden'den onay almış bir kişi, James Jeffrey adlı Yahudi Ankara'da Aralık 2008'de ABD Büyükelçisi olarak göreve başlayacak.
Amerika'da Obama, Almanya'da Merkel, Fransa'da Sarkozy, İtalya'da Berlusconi, Türkiye'de Gül ve Erdoğan… Ama İsrail ve İngiltere'de "MAVİ KAN"lar.
Evanjelist ve Kabalistler "Kehanetleri" çok sever. Kabala'ya göre rüya kehanetin altmışta biri. İslam'ın yüz akı İmam Rabbani Hazretlerine göre "rüya ile amel edilmez, çoluk çocuk işidir" ama İslam dünyasının bir kısmı Şeyh Efendi'lerin rüyalarından medet umar durumda… Öyle ise Bulgar asıllı Kâhin Baba Vanga'dan (Vangelina Pandeva - Makedonya 1911 - Sofya 1996) bir kehanet: "Amerika çökecek". Baba Vanga 1990'da, 18 yıl önce ifşa ettiği kehanetlerinde siyah birinin, ABD'nin 44. Başkanının yani Barack Obama'nın ABD'nin köşküne çıkacağını söylemişti.
Oynanan "Demokrasi" oyunu çok tehlikeli sulara yelken açacağa benziyor. Albert Pike tarafından 15 Ağustos 1871'de Avrupa Illuminati'sinin tepe yöneticisi Giuseppe Mazzini'ye yazdığı mektupta. öngörülen "ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI"NIN şartları ekonomik kaos - Yahudi - Müslüman gerginliğine dayanıyor. Obama'nın başkan seçilmesindeki en büyük etken 14 Eylül 2008'de patlatılan mali kriz ile ABD seçim haritasının değişmesidir.
Türkiye milli bekası için her ihtimale karşı hazırlıklı olmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.