2.3. "İnsanlığın İlerlemesini Belirleyen Din Değil, Bilimdir"
Konu ettiğimiz sol yaklaşımın İslâm ile bilim ve akıl ilişkisindeki temel vurguları şöylece özetlenebilir:
İnsanlığın ilerlemesini belirleyen din değil, bilimdir. Din, bilim ve felsefe ile uzlaşmaz. Çünkü bilim ve felsefe özgür aklın işlediği konulardır ve dogmalara karşıdır. Bilim maddeyi, din ruhu esas alır. Bilimsel bilgi doğrulanabilir, dini bilgi ise fantastik imgelerde ifadesini bulan dogmatik bir bilgidir. Akıl-dışılık İslâm şeriatının temel eğitim ilkelerinden biridir ki, kişiyi düşünme gücünden ve yaratıcı zekâdan yoksun kılar. Bilim geliştikçe insanlık metafizik düşüncenin avutucu etkisinden kurtulacaktır. Gerçek bilim felsefesi olan diyalektik materyalizmin, hayatın her öğesine ilişkin süregelen aydınlatma sürecinin henüz kanıtlayamadığı olgular, tanrının varlığını kanıtlayan olgular olmaktan çıkmıştır. Bilimin henüz tam anlamıyla açıklayamadığı olguların, öncekilerin izlediği evrim ışığında açıklanacağına "bilimsel anlamda mutlak bir inanç" beslenir olmuştur.
Bu söylemin sahipleri genel görüşleri çerçevesinde İslâm'ın inanç esaslarını, insanın yaratılış öyküsünü, peygamber kıssalarını, mucizeleri değerlendirmeye tabi tutarak Kur'an'ın verileriyle bilimsel ve tarihi verilerin çeliştiğini uzun uzun ıspatlamaya çalışırlar.
Oysa İslâm'ın İlâhî Kitabı, insanın duyu akıl gibi yetileri sayesinde bilgi edinebileceği fizik alana dair bilimsel bilgi veya geçmişe yönelik tarihî bilgi vermeyi amaçlamamaktadır. İlâhî bilginin asıl amacı insanı Tek Yaratıcı'nın varlığı ve nitelikleri konusunda bilgilendirmek ve bütün ilişkiler örgüsünü (Allah-insan-alem) buna göre düzenlemektir. Kur'an'ın yer, gök, insanın ve alemin yaratılışı, yağmurun yağması, gemilerin yürütülmesi gibi fizik olaylardan bahsetmesinin sebebi, bu konularda pozitif (bilimsel) bilgi vermek değil, o dönem Arap toplumunun gözlemlediği fizik olaylardan hareketle varlığın anlamlandırılması konusunda insana yol göstermektir. Kur'an " tabiata ilişkin açıklamalarda bulunurken, tabiî sebepleri inkâr etmez; onun reddettiği, tabiî sebeplerin nihaî sebepler olarak görülmesidir." Özetle Allah'ın insanlara vahiy aracılığıyla verdiği bilgi temelde; varlığın fizik değil, metafizik boyutu (gayb) hakkında bize yol gösterir. Zira tanrı veya varlığın, hayatın anlamı üzerine pozitif bilimin sınırlarında söylenebilecek çok şey yoktur. İnsanların metafizik alana dair geliştirdiği felsefelerin bilgisel bir değeri vardır, fakat nihaî olarak bu felsefelerin doğruluğunun delili yokturİnsan açısından, varlığı kavrama iddiasında olan, başka bir deyişle metafizik alana giren her bilgide, bilgi ile inancın bütünleşmesi, hatta birbirine dönüşmesi kaçınılmazdır. Duyu ve akıl seviyesindeki bilgi, sınırlılığı sebebiyle mutlak bilgiyi kuşatma imkânına sahip olmadığından, bu alana ilişkin bilgilerimiz pozitif bilgi gibi objektif olamaz. Fizikten metafiziğe, başka bir deyişle somut bilgiden soyut bilgiye doğru gidildikçe, bilgiyi test etme olanakları, nesnellik azalır, öznellik artar, hatta bir noktadan sonra imkânsızlaşır. Bu hem insan bilgisinin sınırları, hem de varlık âleminin yapısıyla ilgilidir. Ancak bu durum, öznel bilginin değersiz ve önemsiz, nesnel bilginin ise değerli ve önemli olduğu anlamına gelmez. Bilginin değeri sadece onun yöntemine değil, kaynağına ve insan için ifade ettiği anlama da bağlıdır. Vahiy bilgisi mutlak ve kuşatıcı bilginin sahibi Allah'tan kaynaklanır. Diğer yandan ilâhî kaynaklı olmasa dahi metafizik bilgi insan için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Çünkü insan yaşayabilmek için varoluşunu anlamlandırmak durumundadır. İnsan için varlığın anlamlandırılması ise -ister dinî olsun ister din dışı- metafizik bilginin konusudur. Tarih boyunca insanlığın, fizik doğaya ilişkin bilimsel nitelikli bilgilere sahip olmadan pekâla yaşamış olmasına karşın, varlığı anlamlandırma bağlamında inançlardan ayrı kalamaması bu tezimizi destekler niteliktedir.
--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
(www.vtunnel.com adresinden girebilirsiniz. Yasak yok.)
Bu Sitede Yer Almayan İletiler Bana Ait Değildir.
-------------------------------------------------------------------------
Şimşekleri üstüne en çok "oyunları bozanlar" çeker!
Zulüm, kısmak istediği sesi nârâ yapar!
Ve bazı ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur...
Malcolm X onlardandı.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.