Bir kaç aydır burada tartışmaya çalıştığımız Irak'taki ABD askeri varlığının 2009 Ocak ayından itibaren hukuki durumunu berlileyecek SOFA anlaşması bu hafta Türk basınında da kendine yer bulur gibi oldu. Elbette bu yer buluş da doğrudan konuyu tartışma şeklinde değil de, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin Washington ziyareti vesilesi ile oldu. Barzani'nin SOFA için Washington'a geldiği gün gibi aşikarken, hala Türk basınında asıl konunun PKK olduğunu yazmaktan çekinmeyenler mevcuttu. Şimdi Barzani'ye ara vererek, ABD'lilere tam anlamıyla sömürge gücü yetkileri verilmesini öngören SOFA Anlaşması'nın anlaşmasının içeriğine bakalım.
TÜM ABD VARLIĞI KORUNACAK
ABD'nin Irak'ta BM kararıyla varlığı Aralık sonunda bitiyor. Bu varlığın uzaması iki şekilde mümkün: Ya BM kararı uzatılacak ya da ABD ile Irak arasında bir anlaşma yapılacak. ABD BM kararının uzaması konusunu bir yana koymuş durumda. Bunu ihtimal olarak bile tartışmak istemediği en üst düzeyde dahil olmak üzere sık sık gündeme getiriliyor. Bu yüzden de Irak'a kendi istediği anlaşmayı dayatmaya çalışıyor, şartlarını da ona göre belirliyor. Bu anlaşma elbette sadece askeri varlığı değil, bu askeri varlık da dahil olmak üzere Irak'taki ABD varlığını, bu varlığın hareket alanını, yetkilerini, ABD'ye çalışan paralı askerlerin hukuki statüsünü de içeriyor.
OBAMA'YA KARŞI BARZANİ
ABD açısından eğer anlaşma 20 Ocak'tan önce tamamlanırsa, yeni başkanın anlaşmaya müdahale etme şansı olmayacak ve yeni başkan anlaşmaya uymak zorunda kalacak. Anlaşma imzalandığı takdirde, anlaşmanın 31. Maddesi uyarınca, yeni başkan istese dahi 1 yıldan önce asker çekemeyecek. Şimdiki taslak anlaşmanın iptali için bile 1 yıl önceden yazılı uyarı istiyor. Dahası da var: Anlaşmanın şartlarının değiştirilmesi için her iki tarafın da onay vermesi ve alınacak kararın her iki devletin anayasasına uygun olması gerekiyor. Ancak şu anda Iraklıların anlaşmayı imzalamama ihtimali de oldukça yüksek. Iraklılar anlaşmayı yeni başkanla yapmak için ayak sürüyor. Eğer anlaşma yeni başkana kalır da, anlaşmayı Obama imzalarsa o zaman asker çekme prosedürü de anlaşmaya eklenebilir. McCain'e kalırsa da aynısı geçerli. Yani özetle anlaşmanın bir an önce imzalanması Irak, İran ya da Türkiye'ye karşı değil, Barack Obama'nın başkan seçilme ihtimaline karşı. Irak hükümeti'nin özellikle Suriye'ye Irak topraklarından ABD askerleri tarafından sonra yapılan sınır ötesi operasyondan sonra Sünnilerin de nlaşmaya soğuk baktığı biliniyor. Barzani de Irak içinde güç kazanıp anlaşmanın bir an önce geçmesini temin etmek için çağrıldı Washington'a. Yani Obama ihtimaline karşı.
IRAK HAVA VE DENİZ SAHASINDA TAM EGEMENLİK
Şimdiye kadar SOFA ilgili öne çıkan konular asker çekme şartları ve takvimi ile ABD askerleri ile paralı askerlerin yasal dokunulmazlıklarıydı. Ancak ABD'nin çıkarına olabilecek ve sömürge şartlarını aratmayacak maddeler de var. Bu maddeler Irak'ın egemenliğini neredeyse tamamen yok saymaktan da çekinmiyor. Anlaşmanın detaylarına gelince: Yine burada daha önce bahsettiğimiz gibi ABD'liler hava sahası konusunda da tam anlamıyla bir tahakküm kuruyorlar: Sadece ABD uçakları değil, ABD tarafından onaylanmış sivil uçaklar da hava sahasını kullanma, yakıt alma, iniş yapma ve bunları yaparken de herhangi bir ücret ödememe gibi haklara sahip oluyor. Bu uçaklar Iraklılar tarafından ne durdurulabilir ne de aranabilir. Aynı haklar ABD gemileri ve Pentagon'la anlaşma yapan sivil gemiler için de geçerli.
IRAK'IN ARAMA VE DİNLEME HAKKI YOK
Irak ABD güçlerine kendi muhaberatını sağlaması için ücretsiz olarak telsiz frekansları ayırmakla yükümlü tutuluyor. Ayrıca hem askeri hem de sivil personelin Irak'a girmesi için ABD tarafından verilmiş bir kimlik kartına sahip olması yeterli sayılıyor ve bunun dışında bir şey sorulamıyor. ABD güçlerinin ve yüklenicilerinin Irak'a getirmek istediği talim ve hizmet amaçlı malzemelerin aranması ya da malsemelerin lisanslarının sorulması tamamen yasaklanıyor. Buna kişisel malzemeler ya da tüketim malzemeleri de dahil. Buna mukabil ABD'nin kültürel ya da tarihi eserlerin ülke dışına çıkarılmasını engelleyecek tedbirleri alması ve gerekli düzenlemeleri yapması bekleniyor. Ancak tüm bu arama haklarının kaldırılmasından sonra bunun nasıl denetleneceği ya da yaptırımının ne olacağı sorusunun ucu açık bırakılıyor.
AMERİKALI'YA RUHSAT SORULMAYACAK
Pasaport yerine Irak'a girip çıkacak Amerikalılara bir de ehliyet ve ruhsat serbestisi getiriliyor. Aynı şekilde ABD'nin verdiği ehliyetler ve iş yapma ruhsatları herhangi bir Irak müdahalesi, kontrolü ya da sınavı olmaksızın ve ekstra ücret ödemeksizin Irak'ta kullanılabilecek. Konunun güvenlik ve egemenlik boyutu bir yana ciddi bir haksız rekabete yolaçacağı da aşikar. ABD Askeri posta servisi de her tür Irak kontrolünden bağımsız olacak.
ABD'NİN TUTUKLAMA VE GÖZALTI HAKKI KORUNUYOR
Yine anlaşmaya göre ABD güçlerinin Irak makamlarından izin almadan gözaltına alma ve tutuklama hakkı "askeri operasyon" istisnası ile korunuyor. Gözaltı ve tutuklamaların çoğunun operasyon sırasında olduğu hatırda tutulmalı. İleride bu gözaltına alınanların 24 saat içinde Iraklılara teslimi ise mümkün olabilecek. Halen devam eden, Irak güçleri ile ortak operasyonlar dışında ABD güçlerinin Iraklıların evlerini ve mülklerini aramaktan menedilmesi durumu da korunmuş oluyor.
IRAK'TAKİ KAYIPLARA KİMLİK TESPİTİ
Alaşmanın imzalanması durumunda Irak'ın karına olabilecek en önemli konunun halen kayıp hükmünde olan ve kendisinden haber alınamayan 18.000 kişinin kimliğinin ortaya çıkacak olması. Halen Irak'taki cezaevlerinde bulunan 18.000 kişinin kimlik bilgilerini dahi Irak'a vermeyen ABD, anlaşmanın yürürlüğe girmesi halinde halen bu tutukluların isim listesini ve ve tutuklular hakkıındaki bilgiyi Iraklılara verilecek. Tutuklular süreç içinde ABD'nin şartları ABD tarafından belirlenmek üzere, ABD'nin takdir ettiği şekil ve zaman ayarlaması ile serbest bırakılabilecek ya da Iraklılara teslim edilecek.
dünya bülteni
ABD ve Işbirlikcilerinin Irak ve Afganistan'da işledikleri insanlık suçlarına ait bilgi ve belgelerin yazılı ve görsel olarak dünya halklarına bildirilmesi gerekmektedir. Avrupa Türk Dernekleri bu konuda desteklenirse Avrupalıların bilgilendirilmelerinde önemli görevleri başarırlar.
YanıtlaSilSömürgeci ve gaddar yönetimlere karşı o ülkelerin halklarını, ülke dışında yönetimlerinin ne gibi insanlık suçu işlediklerine dair bilgilendirilme yapılmalıdır. Irak'da ki insanlık direnişini sadece Irak'lılara bırakılmamalıdır. Saygılarımla Ismet Aydemir