Türkiye'nin önde gelen yazarlarından Can Dündar'ın yönettiği Mustafa filmi yayınlanmasının üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen Türkiye'de yoğun bir şekilde tartışılmaya devam ediyor. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün insani yönüne vurgu yapan belgesel film Atatürkçü kesimden yoğun tepki alıyor.
Bunun yanısıra liberal ve İslamcı kesim ise belgeselin arkasında. Can Dündar ise bu belgeselle Türkiye'deki bazı gerçeklerle yüzleştiğini söylüyor ve Atatürk'ün Türkiye'de "tabulaştırıldığını" öne sürüyor.
Filmde, Atatürk'ün insanî yönlerini ön plana çıkaran Dündar, kendisine karşı linç kampanyası başlatıldığını düşünüyor. Yaşadıklarını Hürriyet'e anlatırken, "Tabu nedir şimdi anladım." diyen Dündar'a, meslektaşlarından destek geldi.
Atatürk'le ilgili çalışmalara imza atan İpek Çalışlar ve Toktamış Ateş, Türkiye'de bazı kesimlerin Atatürk'ü belli sınırlara hapsetmeye çalıştığını vurguluyor. Tartışmaları Zaman Gazetesi'ne değerlendiren Prof. Dr. Toktamış Ateş, "Koca filmde Mustafa Kemal'in boyunun kısa olmasına takanlar bizim Atatürk yobazları. Bunu yapanların bir kısmı samimi. Fakat başka bir kısmı da numara yapıyor." diyor. Latife Hanım kitabı sebebiyle hakkında dava açılan İpek Çalışlar da, Can Dündar'ı en iyi kendisinin anlayacağını ifade ediyor. Aynı şeyleri yaşadığını belirten Çalışlar, Atatürk konusunda belli kesimlerin, çizdikleri sınırların dışına çıkanları acımasızca eleştirdiğine işaret ediyor.
İpek Çalışlar, genel bir Atatürk kılavuzundan hareket edilmesini doğru bulmuyor. "Latife Hanım adlı kitabımda Atatürk'ü korkak gibi gösterdiğim gerekçesiyle hakkımda dava açılmıştı." diyen Çalışlar, bu zihniyetten vazgeçilmesi gerektiğini belirtiyor. Yıllarca Atatürk konusunda eksik ve yanlış eğitim verildiğini savunan yazar, her konunun araştırmaya açık olmasını istiyor. Atatürk hakkında kalıp düşüncelerin dışına çıkılması ihtiyacına işaret eden İpek Çalışlar, bu başarılırsa herkesin daha mutlu olacağını aktararak sözlerini şöyle sürdürüyor: "Atatürk'ün boyu kısa olamaz, yalnız kalamaz, karanlıktan korkmaz gibi basit eleştiriler yapılıyor. Ben her şeyi daha iyi anlamaya, kavramaya yönelik bir faaliyet içinde olmayı tercih ediyorum. Ben de aynı şeyleri yaşadım. Bu, insanın çok canını sıkıyor. Onun için Can Dündar'ın etrafında yapılanın da benzer bir şey olduğunu düşünüyorum. Bundan toplumca vazgeçmemiz gerekiyor."
Can Dündar'a yapılan eleştirileri haksızlık olarak değerlendiren Toktamış Ateş ise, "Koca filmde Mustafa Kemal'in boyunun kısa olmasına takanlar bizim Atatürk yobazları." diye konuşuyor. Bazı kesimlerin Atatürk'ü dokunulmaz bir kişilik ve yarı kutsal biri olarak göstermek istediklerine değinen Ateş, sözlerine şöyle devam ediyor: "Bunu yapanların bir kısmı samimi. Fakat başka bir kısmı da numara yapıyor. Atatürk çok önemli bir insan. Fakat hiçbir zaman kendisinin bu şekilde anılmasını istemiyor. Kendini milletinden üstün görmüyor. Bu milletin bir ferdi olmayı her şeyden önemli tutuyor." Atatürk'ün, "Size miras olarak özgür düşünceyi bırakıyorum." sözlerini hatırlatan Toktamış Ateş, "Atatürk bunları söylerken bazıları Mustafa Kemal'i korumak adına kalıplara hapsediyor." ifadelerini kullanıyor.
Farklı kesimlerden insanlar ise "Mustafa"yı fırsat bilerek Atatürk'ün hiç bilinmedik yönleriyle ilgili yazılar kaleme alınmaya başlandı. Örneğin Ulusalcı yazar Erol Mütercimler'in kaleme aldığı Atatürk biyografisi Mustafa belgeseliyle tekrar gündeme geldi.
Mütercimler kitabında "Ama içinde ünlü paşalar dahil olmak üzere o kadar çok kişi, karısını, kızını ona sunmak için çabalardı ki! Hatta karısını-kızını Atatürk’le yalnız bırakmak için Ankara kışında balkonlarda bekleyenlerlerdi. Bu yüzden az kişi zatüre olmadı!” iddiasında bulunuyordu.
İşte Türkiye'de bu tartışmalar yaşanırken Dünya medyası da "Mustafa" belgeseli etrafındaki tartışmaları sayfalarına taşıdı. İşte Dünya'nın önde gelen gazetelerinden "Mustafa" haberleri:
NYT: "Mustafa" cesur bir girişim
Can Dündar’ın "Mustafa" filmi ile ilgili tartışmalar ABD’nin etkili gazetesi New York Times’a da konu oldu. Sabrina Tavernise imzalı makalede önce Atatürk’ün Türk toplumu için taşıdığı önem vurgulandı.
"Onun portreleri her kahvede, hükümet dairesinde ve sınıfta asılıdır. Her 10 Kasım’da Türkler ona saygı duruşu yapar" ifadelerinden sonra "Mustafa" adlı belgesel film "cesur bir girişim" olarak nitelendi.
Yazıda, filmin "sempatik bir portre çizdiği" savunulurken, Dündar’ın "Atatürk’ü bronz bir heykel olmaktan çıkardığı" savunuldu. Makalenin sonunda ise "Türk devleti ’daha sıcak bir Atatürk’ için bazı düzenlemelere ihtiyaç duyuyor. 2009’da çıkacak yeni banknotlarda ’ciddi’ değil ’gülümseyen’ bir Atatürk var".
Le Monde'de "Mustafa" tartışması
Fransız Le Monde gazetesi, "Uluslararası" sayfasına Türkiye'de Can Dündar'ın 'Mustafa' adlı filminin ardından gelişen Atatürk tartışmalarını taşıdı.
"Atatürk ikonu etrafında anma ve polemik" başlığının kullanıldığı haberde vefatının 70. yılında Atatürk'ün her 10 Kasım'da olduğu gibi büyük saygıyla anıldığı kaydedildi. Ancak yakın zamanda gösterime giren 'Mustafa' filminin Atatürk hakkında tartışmalara neden olduğu belirtildi. Haberde "Atatürk'ü insanî yönleri ağır basan, kederli ve alkolik" gösteren filmin "laik" kesimlerce çok sayıda eleştiri aldığına işaret edildi. Filmin devleti zayıflatma girişimi olarak görüldüğünü öne süren gazete Deniz Baykal'ın "Tamamen yanlış bir bakış" ifadelerine yer verdi. Gazete, filmin Atatürk efsanesini sarsmadan kederli ve alkolik bir insan tablosu çizmesine kimsenin tepkisiz kalamadığını yazdı. TBMM Başkanı Köksal Toptan'ın "Çok fazla sigara içerken gösterilmiş" yorumunun yanısıra yalnız, şüpheci, ağlayan biri olarak gözükmesine ve hatta gençliğini bir Yunan aktörün canlandırmasına kadar eleştiri yapıldığını kaydetti.
Le Monde, Can Dündar'ın "Atatürk'ü okulda veya askerde bize öğretilenden daha insancıl bir Atatürk göstermek istedim. Ülkemize laikliği getiren lider hakkında tavrımızı laikleştirmemizin zamanı geldi" sözleriyle kendini savunduğunu yazdı.
"Mustafa"nın ilk haftasında 500 bin seyirci sayısına ulaştığına değinilen haberde Turkcell'in sponsorluktan son anda müşteri kaybetme kaygısıyla çekildiği aktarıldı.
1982 Anayasası'nın Atatürk imajını koruma altına aldığını belirtilen haberde Türkiye'deki yasalar çerçevesinde Youtube gibi birçok internet sitesine erişimin yasaklandığını hatırlatıldı.
Independent: Mustafa Türkiye'yi böldü
Can Dündar'ın yönettiği "Mustafa" belgesinin Türkiye'de yarattığı tartışmalar, yabancı basının ilgisini çekti. İngiliz The Independent gazetesi, "Mustafa" belgesine ilişkin polemiğe dikkat çektiği haberinde "Mustafa filmi, "reel' Atatürk portresiyle Türkiye'yi böldü" başlığını kullandı.
The Independent, 'Mustafa filmi, 'reel' Atatürk portresiyle Türkiye'yi böldü' başlıklı haberinde Türklerin, 'cumhuriyetin kurucusu ve 20. yüzyılının en başarılı sosyal modernizasyon programının mimarı' olarak Atatürk'e büyük bir saygı gösterdiği belirtilerek, 'Ancak, yeni bir belgesel geçen hafta gösterime girmesinden sonra patlak veren öfkeye bakılırsa onun hakkında gerçekten bilgi sahibi olmak istedikleri kuşkulu' yorumu yapıldı.
İstanbul kaynaklı Nicholas Birch imzalı haberinde belgeselin 'Şimdiye kadar lekesiz bir laik sicili' olan Can Dündar tarafından yönetildiğine işaret eden The İndependent, 'Mustafa'nın, Atatürk'ün 'özel yönlerine vurgu yapan' ilk Türk filmi olduğunu kaydetti. Buna karşın belgeselin Atatürk'e ilişkin herhangi bir 'tabu'yu kırmadığını belirten gazete, Can Dündar'ın açıklamalarına da yer verildi.
Can Dündar, gazeteyle ile konuşmasında, 'Mustafa Kemal'ı daha samimi, şefkatli bir ışığın altında sunmak istedim. Tüm bu heykeller, büstler, bayraklar insani niteliklerden yoksun bir şef yarattı' dedi.
Belgeseli eleştirilenin esas noktayı kaçırdığını ifade eden Dündar, 'Oğlum, benim ve babamın okulda iken Atatürk konusunda söylediğimiz şiirlerin aynılarını söylüyor' dedi.
Gazete de, belgeselin gösterime girmesinden sonra ilk beş günde 470 bin kişi tarafından izlendiğini belirterek galasında yönetmen ve ekibinin ayakta alkışlandığını, ancak aynı zamanda 'öfkeli eleştiriler'e maruz kaldığını kaydetti.
Eleştirilerin bir kısmını da aktaran gazete, 'saldırıların' etkisini gösterdiğini belirtirken bunun örneği olarak bir okulun öğrencilerini belgesele götürmekten vazgeçmesini gösterdi.
The İndependent, 'Mustafa'nın etkisinin ne olacağı konusunda farklı görüşleri olduğunu belirtirken de Dündar gibi bazılarının askeri ve sivil arşivlerde bulunan ve henüz halka açılmayan, Atatürk'ün günlükleri ve mektuplarının yayınlanması zamanının geldiğini düşündüğünü de yazdı.
Financial Times: Mustafa, Kemalistleri çok öfkelendirdi
"Mustafa" belgesinin yurt dışındaki yansımaları sürüyor. Financial Times gazetesi, belgesel için "Atatürk'ü, kaidesinden indiren film" derken, 10 Kasım dolayısıyla Anıtkabir'deki kuyruklara dikkat çekti.
Financial Times gazetesi, Türkiye muhabirini Delphine Strauss imzalı haberinde "Film, Atatürk'ü kaidesinden indirdi" başlığı ve, ellerinde Türk bayrakları ve Atatürk resimleriyle poz vermiş bir grup çocuğun fotoğrafı da kullandı.
Atatürk'ün ölümünün 70. yıl dönümü dolayısıyla 10 Kasım'da saat 9.05'de tüm Türkiye'de sirenler çaldığında trafik durduğunu, bayrakların direğin yarısına kadar indirildiği kaydeden gazete, binlerce öğrenci ve çalışanın, Anıtkabir'de saygı duruşunda bulunmak için kuyruğa girdiği belirtti.
Gazete, Atatürk'ü anma gününe ilişkin görüntüleri aktarırken de Türkiye'de yeni bir filmin, "Ulusal kahramanı çok içki ve sigara içen, kadınlara düşkün, bir çok insani zayıflığı olan biri olarak" göstererek tartışma yarattığını da yazdı.
"Mustafa" belgesinde yer verilen olguların çoğunun bilindiği ve tartışma konusu olmadığını kaydeden gazete, ancak bunları sunma tarzının "katı Kemalistler"i çok öfkelendirdiğini kaydetti. Gazete, bu çerçevede belgesele yöneltilen "Türkiye'yi küçük düşürmeyi hedefleyen uluslararası komplo" gibi eleştirilere de işaret etti.
"Resmi tarihten sapmaktan korkan öğretmenler"in öğrencileri filme götürmekten vazgeçtiğini, belgesele sponsorluk yapacak Turkcell'in de kararı gözden geçirdiğini anlatan gazete, belgeselin destekçilerinin ise, filmi "taze hava esintisi"ne benzettiğini kaydetti.
Gazete, önceki çalışmalarını, görüntüsü itibariyle "kusursuz laik" olarak nitelendirdiği Can Dündar'ın değerlendirmelerine de yer verdi. Dündar, "Mayın alanı gibi. Üzerine bastım ve patlamayı fitilledim. Ancak olumlu olacağını düşünüyorum () çünkü bu film resmi çizgi dışındadır" şeklinde konuşu. Gazete şunları yazdı:
"Tartışmaların özünde, katı milliyetçilik, laiklik ve merkezi devlet ilkelerine dayanan anayasada yer verilen Atatürk'ün mirasının dindar iktidardaki parti ve büyüyen orta sınıfın tehdidin altında olduğu korkuları yatıyor.
Anıtkabir'i ziyaret eden birçok kişi, eski stil Kemalizmi desteklemeye, dini kamu hayatına sokmak için komplo kurmasından kuşkulandıkları Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) protesto etmeye geldi."
Buna karşın gazete, Anıtkabir'i ziyaret edenlerin bazılarının da, "Türk toplumunun çelişkilerini yansıtarak kendisi ateist olup laik cumhuriyetin temellerini atan lider için dua ettikleri"ni yazdı.
Financial Times de, Atatürk mozolesinde saygı bulunanların arasında bin kadar Fenerbahçe tişörtü giyen taraftarın da bulunduğuna dikkat çekerek klüp için "Fanatik bir bağlılık uyandıran diğer Türk kurumu" ifadesini kullandı.
"Mustafa" izlenme rekorları kırıyor
Bir belgesel olmasına ve vizyonda ikinci haftasına daha yeni girmesine rağmen 'Mustafa', gişede 'Quantum of Solace' adlı son James Bond filmini bile geride bıraktı.
Atatürk'ün askeri, siyasi ve insani yönlerini resmi dilin dışına çıkarak anlatan 'Mustafa', vizyondaki ikinci haftasında en çok izlenen film oldu. 29 Ekim'de vizyona giren "Mustafa", geçtiğimiz hafta sonu 129 bin 738 kişi tarafından izlenerek 07-09 Kasım tarihli Weekend Box Office listesinde birinci sıraya yerleşti. Hollywood'un gişe canavarı 'Quantum of Solace' ise ilk hafta sonunda 82 bin 708 kişiye ulaşabildi.
Çağan Irmak'ın merakla beklenen 'Issız Adam' filmi ise 38 bin 61 seyirci sayısıyla listede üçüncü sırada bulunuyor. Can Dündar'ın yazıp yönettiği, 70. ölüm yıldönümünde Atatürk'ü seyirciye yeniden tanıştırmayı amaçlayan 'Mustafa' belgeseli, vizyonda olduğu 12 gün boyunca ise tam 772 bin 694 kişiyi salonlara çekerek büyük bir başarıya imza attı.
Bu belgeseli izledikten sonra hala Can Dundar'in dedigi gibi "tabulari yiktim" ya da karsitlarinin savundugu gibi "Ataturk boyle anlatilir mi?..." tarzindaki yaklasimlari icerlememek isten degil. Belgeseli izledikten sonra kesinlikle oturup dusunmek gerekiyor; biz neden bu kadar abartiriz? Oyle ki Uluslararasi basina yansimis tartismalar bizim icin icler acisi.
YanıtlaSilBir belgeselin ikiye bolecegi kadar zayif bir toplum muyuz biz? Icerigini kabul edersin etmezsin, ama TARIH kadar yadsinmasi mumkun olmayan basarilarin da anlatildigini gormezlikten gelmemek gerek.
Ben belgeseli dun aksam izledim ve bu belgeselin uzerinde gunlerce durmanin zaman kaybi oldugunu dusunuyorum.
Lutfen, artik tartisilmasi gerekli onemli konular etrafinda enerjimizi verelim!
Atamizi seven herkes su konuda hemfikir olsa gerek: Onun bize verdigi degerleri degersiz kilanlarla fikirler etrafinda savasmak en guzeli. O bize aslinda ozgur fikri asiladi, ve ilim cercevesinde gelisimi. Hadi artik bunlarla ugrasalim!...
Saygilarimla
bir putun ete kemige bürünmesi ,daha fazla ne korkutabilir putun ticaretini yapanlari !!!!
YanıtlaSil