6 Aralık 2008

ABD işbirlikçisi katliamcı Türkiye'nin dostuymuş!


Kalai Cenk ve Şibirgan'da dört binden fazla direnişçiyi katletmekle suçlanan Raşid Dostum'a tepki büyüyor..


Karzai'nin işi bitince, Afgan Ordusu'nun tehdidini gerekçe göstererek, Türkiye'ye gönderdiği Raşid Dostum'u Dışişleri Bakanlığı, Afganistan'daki Türk soyluların lideri olarak selamladı, Ali Babacan da Türkiye'nin dostu olduğunu söyledi. Ama Özbek Raşid Dostum'un buraya gönderilme gerekçelerinden biri de, diğer Türk soylu liderleri tasfiye etmesinin yanısıra merkezi yapılanmaya elverişişsiz hale gelmesiydi.

Dışişleri Bakanlığı, Dostum'un bir süre daha Türkiye'de kalacağını belirtirken, 'Sürgüne gönderildiği' iddialarını cevaplamadı.

Artık Afganistan'daki denklemde, en azından bir süre yer almayacağı açık olan Raşid Dostum üzerinden, Türkiye, Afganistan'a müdahil olmaya çalışıyor.

İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Srebrenitsa'dan sonra en kanlı ikinci Müslüman kıyımı olan ve Amerikalılara karşı savaşan tam dört bini aşkın savaşçının acımasızca katledildiği Kalai Cenk ve Şibirgan cezaevi olayları birinci dereceden sorumlusu olarak gösterilen Dostum'a Türkiyenin dostluk göstermesine tepkiler büyüyor. Değişik gazetelerde ve köşe yazılarına yansıyan bu tepkilerin daha büyüyeceği anlaşılıyor.

Dostum'un kanlı geçmişi

Sovyetlerin Afganistan'da açtığı bir doğalgaz tesisinde işçi olarak çalışırken, işçi sendikası başkanı olan, daha sonra Özbekleri komünist rejimle kaynaştırma görevi üstlenen, Dostum işgal döneminde mücahitlere karşı savaştı. Sovyetler çekildikten sonra kukla Necibullah'ı destekleyen Dostum, Necibullah'ın fazla dayanamayacağını anlayınca, bir anda Mücahitler'in safına geçti.

Ve sonra da Kabil'i terkederek, Kuzey'e gitti, Özbek ve Türkmenlerin çoğunlukta bulunduğu yedi vilayette hakimiyetini ilan etti. Ta ki, Taliban'a kadar. Savaşçı Özbek general Dostum, Taliban'ın karşısında bir an bile dayanamayarak, soluğu Türkiye'de aldı. Taliban sonrasında yine Türkiye'nin adamı olarak Afganistan denkleminde yer aldı. Ama bu sırada ABD'lilerle de arayı iyi tuttu ve İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en kanlı Müslüman katliamlarından birine, onlarla beraber imza attı.

ABD'liler karşısında çarpışırken, sivillere zarar gelmemesi için Amerikalılara teslim olan çoğu yabancı sekiz bin savaşçıdan bini Mezar-ı Şerif yakınlarındaki Cenk Kalesi'ne (Kalai Cenk) kapatılmıştı. Ve kalenin sorumluluğu da Dostum'daydı. Bu savaşçılar, 'ayaklandılar' bahanesiyle, kurşuna dizildi ve 800'ü aşkın savaşçı bu katliamda hayatını kaybetti.
Teslim olan diğer 7 bin savaşçı ise konteynırlara dolduruldu ve Şibirgan cezaevine götürülecekleri söylendi. Bu konteynırlar yolda, Amerikan özel kuvvetlerinin gözetiminde çöle götürüldü ve burada Dostum'un adamları ve Amerikan askerleri tarafından silahlarla tarandı. En iyimser tahmine göre en az dört bin savaşçı da burada hayatını kaybetti. Bu katliamın Cenevre Konvansiyonu'na göre kurulmuş BM'ye bağlı Uluslararası Gerçekleri Araştırma Komisyonu'nca soruşturulması da Amerikalılarca engellendi.

BBC yapımcısı Jamie Doran, 2002`de yaptığı `Afgan Katliamı: Ölüm Konvoyu` adlı belgeselde, bu katliama ışık tutarak, şunları anlattı:

"Görgü tanıklarının ifadelerine göre konteynırlara istif edilen bu insanların birçoğu havasızlıktan boğuldu, hava almak için bağıran esirler konteynırların içinde kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü.

Hayatta kalanlar susuzluktan ölmemek için birbirlerinin terini yalayarak hatta açık yaralarından akan kanlarını içerek hayatta kalmaya çalıştı.

150 Amerikan askeri tarafından kontrol edilen Şibirgan Cezaevi`ne ulaşan esirlerden birçoğu ağır şekilde dövüldü, işkence gördü, yüzlercesi çöle götürülüp ıssız bir yerde kurşuna dizildi ve toplu mezarlara gömüldü.

Hatta kimi görgü tanıklarına göre Amerikan askerleri bazı esirlerin boyunlarını kırdı, üzerlerine asit döktü.

Bir süre sonra Mezar-ı Şerif çevresindeki bölgelerde rüzgarın toprağı aşındırması, köpeklerin kazmasıyla toplu mezarlar ortaya çıktı."

Mücahitler arasındaki kapışmada, rakip gruplar tarafından, esirlerin başından aşağı lastik geçirip yakmak, üzerlerinden tankla geçmek gibi işkenceleri uyguladığı da iddia edilen Raşid Dostum, şimdi üçüncü kez, yine Afgan coğrafyasında, yeni katliamlara imza atmak için Ankara'da gün saymaya başladı.

dünya bülteni....

4 yorum:

  1. Benim bildiğim Dostum on yıllardır Afganistanda mücadele eden tam bir Türkiye dostu. Onu bu şekilde suçlayanlar hangi akla hizmet ediyor acaba
    Bu haberi bu şekilde takdim edenleri ülkemin dostu olmamakla suçluyorum.

    YanıtlaSil
  2. Dostum Türkiye Dostu çünkü Trkiye Amerikanın istediği herşeyi yapıyor...Dostum da öyle sıkı bir işbirlikçidir...buna kimsenin itirazı yok ki zaten....Kendi Halkını Katleden birisidir ayrıca Emperyalistlerin kuklasıdır

    YanıtlaSil
  3. Uzbeqq :Dostumu katil diyen hümanistler o da bir denge politikası gütmeye çalıştı fakat bu ülkemizde olduğu gibi maşalığa dönüşmedii!!!O köşe yazarları denge politikasını maşalık olarak niteliyorsaa vayy halimizeee ki onlar kimin maşasıdır o da muamma!!

    YanıtlaSil
  4. Yazıyı okuyunca ilk imaj yazarın ya taliban, ya yahudi yada vahabi arap veyahut onların uşağı olduğu imajı geldi aklıma. Türk olmadığı kesin. yazıyı yazmadan önce olayları gerçek araştırmasını tavsiye ederim papağan gibi batı medyasını çevirmeyin sayın yazar.. General dostum gerçek bir türk lideridir.. Türkiyenin dostu..

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.