18 Aralık 2008

(anadoluhaber) BAŞBAKAN'A KULAK VERELİM!...

BAŞBAKAN'A  BU DEFA  KULAK VERELİM !..

                                             Av. Cemil CAN

 

         Bayram süresince Ankara'nın önemli merkezlerindeki ilan tahtalarını Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in fotoğrafları süslüyordu.  Her yıl buraları bayram kutlama mesajları ile doldurup işgal eden başkentin başkanı, bu yıl bir TV programcısı duruşuyla hemşehrilerine sesleme ihtiyacını duydu. Her Çarşamba saat 22.00 de başlayacağı programında 15 yıllık icraatlarını Karayalçın dönemi ile karşılaştırmalı olarak anlatacağını duyuruyordu. Oysa 15 yıldır yönetimde kendisi bulunuyordu. Bir karşılaştırma yapmanın zamanı geldi… Ama bu yıllar önceki Karayalçın dönemi  ile değil, kendisinin görevde bulunduğu dönemlerdeki emsal belediyeler olmalıydı... Yurt içinden veya  yurt dışından olsun çok fazla fark etmeyecek. Seçmen bu farklılığı fark edecek uyanıklığa erişti "hamdolsun"!...

 

         Ben bu yazıyı yazarken; başkan Gökçek, programlarının bir kaçını yapmıştı bile... Esip savuruyordu rakiplerine... "Onlar benim karşıma çıkamaz" diyerek bir de tahrik ediyordu… Gerçi bu en iyi bildiği şeydi Başkan'ın… Ta öğrencilik yıllarından eğitimliydi rakiplerini tahrik ederek en iyi bildiği konuya çekmeye… Başkan rakibi olmayan CHP sözcüsü Kılıçdaroğlu'nu da davet ediyordu düelloya... Kılıçdaroğlu'nun "balon" olduğunu ifade edip, o balonu patlatacağını  her fırsatta haykırıyordu…Her ne pahasına olursa olsun, bu aşamada  böyle bir tartışmaya belli ki  ihtiyaç duyuyordu... Laf ebeliği ve "demagoji" yapma yeteneğine güveniyordu başkan... Nitekim programına ileti gönderen bir seçmen bu hususu "Gökçek'in tartışmaya katıldığı rakiplerini alt etmesine hastayım" diyerek, ve  aynı zamanda farkında olmadan  bir kısım seçmenin bir başka hastalığına da işaret ediyordu... " Laf cambazlığı ile rakibi  alt etme" bir ülkenin başkentini yönetecek kişi için yeterli görülerek halt ediliyordu kuşkusuz... Başkanın bu taktiğinin,   kendi partisi içindeki rakiplerini ve muhaliflerini susturup etkisiz hale getirmeye dönük olduğu apaçık görülüyordu... Böylece son karar mercii olan genel başkanlarına; Ankara'da seçimi almanın biricik yolunu ve kendisinin partinin vazgeçilmezi olduğunu da dolaylı biçimde anlatıyordu… Aynı zamanda aba altında  sopa da gösteriyordu  başkan... AKP'nin kurulduğu dönemi anımsatıyordu... Aynı tabana hitap eden, ayrı bir parti kurma girişimini hatırlatıyordu genel başkanına... Genel Başkanlığa ne kadar yakın olduğunu, Refah Parti milletvekili iken Belediye Başkanlığına onu gönderen Erbakan'ın gözdesi olduğunu ve bu güne dek, o konumundan geri düşmediğini de vurguluyordu satır aralarında... Kısaca söylemek gerekirse, Ankaralı bir seçmen olarak başkanın bu son günlerdeki tutumu bende,  bu seçimlerde de aday gösterilmesini garanti altına almak taktiği içinde ana mesajı seçmene değil, AKP yönetimine verdiği inancını yerleştiriyor... Bunu da eğilip bükülmeden yapıyor başkan... Aynı zamanda bu duruşu ile ne kadar güçlü olduğunu da seçmene gösteriyor...  Bu da Amerikan türü propaganda olsa gerek… Ve bütün bu stratejiyi 6 tane danışmanı ile birlikte yürütüyor... Üstelik danışmalarının çoğu eski kadrolar ve sosyal demokrat... Ne kadar güçlü ve ihtiyaç duyulan biri olduğunu bir de bu şekilde gösteriyor Gökçek... Bu noktada artık seçmene başka mesajlar vermeye de gerek kalmıyor… Biraz kömür, biraz gıda maddesi ve tam oylar kullanılacakken biraz daha ötesi yeter diyor… Biri Keçiören Belediye seçimi olmak üzere geçmişti dört defa denenmiş  bu yöntem ve sonuç da vermiş... Bundan emin başkan... Halk ve Halk Partililer yine ondan yana… Bir şekilde yine bölünmeyi sağlayacakları kesin... Zeki Sezer'in "Biz her yerde gireriz" türünden 'geriliğinin'  Gökçek'e yarayacağı gün gibi ortada... Gökcek ve Zeki'nin bu zekice kurgulanmış işbirliği karşısında  AKP'nin Gökçek'e  muhalif  kanadı yine etkisiz... Bu tablo karşısında başbakan da  çaresiz... Karayalçın'a kaptırmak da var Ankara'yı... Sorun salt belediye seçimi değil elbet... Başkent düşünce Baykal'ın kucağına, sesi bir başka çıkar hazretini... İktidarı 7 şiddetinde bir deprem ilei sallar... AKP'nin iğreti duran kale burçları bir bir dökülmeye başlar... Erken seçim senaryoları düşer haber başlıklarına... Mitingler, sokak gösterileri birbirini kovalar... Tam da bu sıralar bütün etkisini göstermiştir küresel kriz...         Seçim öncesi rüşvet olarak halka dağıtılanlar yetersiz... Daha devam etmeyim dilerseniz... Bu benim aklımdan geçenler onların da kafalarını içinde... Onlar da biliyorlar,  Anakara daha iyi olur Gökçeksiz!... Zaten bu nedenle değil mi, adayın açıklanmasının olabildiğince geriye atılması, bu nedenle değil mi, Gökçek'in oğlu Osman'ın Çankaya Belediye Başkanlığına adaylığının önlenmesi için prensip kararı alınması... Ben farkındaysam olup bitenin bir seçmen bilgisi içerisinde, farkında olmaz mı Gökçek arkasında döndürülen dolabın!... İki de bir gerekmediği halde, neden sözü Genel Başkan'a getirip, "Genel başkanım da bu tür yardımları İstanbul Belediyesinde Başkan olduğu dönemden beri yapmakta, bu bizim inancımızın gereğidir" demek gereğini duymakta?... Başkan ilk fırsatta ipini çekecek olan Erdoğan'ı böyle bir  kurnazlık ile yine arkasına almakta... Kısaca başkanın bu son atağı doğruca genel başkanı hedef almakta... "Temayül yoklaması" v.s kesin olarak safsata... Bunlar sadece Erdoğan ile siyasi anlamda kader birliği yapacak olanlara daha önceki kararını neden değiştirdiği yönünde sorulacak soruya karşı, zevahiri kurtaracak bir caba... "Halk öyle istedi, ben ne yapabilirim ki?" sorusu ile, bu yönde gelecek soruları topluca karşılama kurnazlığı...

 

         İş yine başa düştü... Apaçık belli oluyor ki, Gökçek'i başımızdan almaya gücü yetmeyecek Erdoğan'ın... Bu güne gelene kadar 'sosyal demokrat' partiler, rezillik pahasına her seçimde birini aday göstererek hep Gökçek'ten yana oldular… Bu seçimde de Zeki Sezer kendini ve DSP'yi Gökçek'in iktidarı yoluna feda edeceğinin işaretini veriyor pervasızca... Ne kalıyor geriye; biz; sadakaya muhtaç edilmiş seçmenler... Gelin isterseniz bu defa; Gökçek'in gitmesi, Karayalçın'ın gelmesi için değil, Başbakan  istediğinin yerine gelmesi için Gökçek'i alalım aşağıya... Başbakan'ın bu açığa vurulması son derece sakıncalı olan gizli isteğini yerine getirelim... Bir dönem daha dayanabilir miyiz onu bilmem ama, Başbakanı dinleyelim derim, ona  kulak verelim!... Bir daha kulağımızı çekmeyeceğine ben kefilim !...

 

Kalın sağlıcakla…11.12.2008

 

 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.