T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) İşletilen Akıl ve Bilim






Yaşar Nuri Öztürk
Akıl ve işletilen akıl

Akıl sözcüğü malum.

Kur'an, akıl sözcüğünden türetilen takkul fiilini defalarca kullanır ve insanoğlunu, taakkule çağırır.

Takkul, aklı işletmek, akletmek, akıl yoluyla bilip anlamak, aklın verilerini esas almak gibi anlamlar taşıyor.

 

Ne ilginçtir, Kur'an taakkul tâbirini defalarca kullandığı halde akıl kelimesini hiç kullanmaz.

 

Şunu demek istiyor Kur'an:

 

Ben, cevher olarak aklın varlığını yeterli görmüyorum; o hepinizde var. Benim istediğim, aklın işlevsel olması veya işlevsel akıl.

 

Daha açıkçası:

 

Kur'an, aklın çıplak mülkiyetini yeterli görmüyor, aklın intifa (kullanım) hakkını esas alıyor.

 

Aklın çıplak mülkiyetine sahip olmanız 'akıllı adam' olmanız için yeterli değildir.

 

Önemli olan şu:

 

Sahip olduğunuz akıl, işletilen akıl mı, bloke edilmiş, üstüne oturulmuş, şunun-bunun vesayetine terk edilmiş bir cevher mi?

 

Bunu soruyor ve nihayet şunu ilkeleştiriyor Kur'an:

 

"Allah, aklını işletmeyenler üzerine pislik atar." (Yûnus, 100)

 

Evet, Kur'an taakkul istiyor.

 

Varlıkla varolmak, cevherle fiil arası fark neyse akıl ile taakkul arası fark da odur.

 

Taakkul yoksa insan, görüntüyle  insan, hakikatte hayvandır. (Furkan, 44)

 

Nübüvvetin bitişinin bir anlamı da artık aklın sınırsız kullanım döneminin açıldığıdır.

 

İslam'ın mistik düşünce sistemlerine, özellikle 'tasavvufun bir yozlaştırılması olan tarikatlar' bünyesine Ebu Hâmid el-Gazalî (ölm. 505/1111) tarafından sokulan, "Akıl, vahiy ve aşkla sınırlıdır" yolundaki kabul Kur'an'la asla bağdaşmaz.

 

Kur'an, aklın işletilmesine, kullanımına hiçbir sınır koymamıştır.

 

Kur'an'a göre, vahyin ilk görünümü, ilk ürünü akıldır.

 

İlk ve esas peygamber de akıldır.

 

Kur'an dilinin aşılmamış ustası Isfahanlı Râgıb (ölm. 502/1108) diyor ki,  "ilk peygamber, içsel peygamber akıldır. Önce o devreye sokulmalıdır ki, dışsal peygamberler, bizim bildiğimiz peygamberler işe yarasın."

 

Ve devam ediyor Isfahanlı Râgıb:

 

 "Akıl komutan olmalıdır ki, vahyin diğer ürünleri sonuç versin."

 

Tutuculuğuyla, aklı prangalamasıyla ünlü Gazalî bile bu Kur'ansal apaçıklık karşısında şunu itiraf etmek zorunda kalıyor:

 

"Akıl ile nakil (dinsel metinler) çatıştığında, aklın söylediği öne alınıp dinsel söylem ona uydurulur."

 

Tutucu Gazalisi bile böyle düşünen bir İslam fikir mirasından şu önümüzde duran İslam dünyasının yeterince nasipli bulunduğunu söylemek mümkün mü?

 

O halde, İslam dünyasının en büyük belası, ondaki akıl düşmanlığı değil de ne?

 

İslam dünyası denen âlemin en büyük düşmanı bizzat kendisi...

 

Akıl düşmanı dinci söylem tarafından şeytanî bir morfin gibi tekrarlanan, "Aklın din ve sünnetle sınırlanması esastır" sloganı veya bugünlerde bazı hurafe hamallarının icat ettikleri "İslamcı akıl" tâbiri Kur'an dışı bir bühtandır.

 

Emperyalizmin has ajanı oryantalistlerin siyaset dincisi çevrelere yutturdukları bir Haçlı zehiridir.  

 

Aklın gayri İslamîsi de mi var, behey sersem!

 

Allah'ın elinden gayri İslamî şey çıkar mı?

 

Gazalî, felsefeyi dine mahkûm hale getirerek, İslam düşüncesinin kaderini kararttı;  İslam'a da insanlığa da büyük kötülük etti.

 

Fransız filozofu Descartes (ölm. 1650) ise felsefeyi dinin uydusu olmaktan çıkararak, başka bir deyişle aklı kilisenin 'vahiy adına' (!) vurduğu prangadan kurtararak insanlığın yükselişi yolunda müthiş bir adım attı.

 

Ne yazık ki, İslam dünyası hâlâ Gazalî rotasında gidiyor.

 

Bu yanlış rota, büyük Atatürk tarafından gerçek yönüne çevrildi ama İslam dünyası Atatürk'e sırt dönerek rotadan yararlanma imkânını kendi eliyle yok etti.

 

Kur'an'a göre, taakkulun ayrılmaz ikizi bilimdir. (Ankebût Suresi, 43)

 
 
İşletilen aklın meyvesi: Bilim

Emperyalizm morfiniyle uyuşturulanlar aklı mahkûm ettikten sonra, bilimin katline giriştiler.

Şimdilerde, ABD'de, AB'de bir yığın sözde 'İslamcı akademisyen', daha doğrusu 'oryantalist beslemesi aydın'  'bilimin İslamîleştirilmesi' söylemini yaygınlaştırmaktalar.

 

Şu aldanışa, şu zavallılığa bakın!

 

Birileri bilim üretecek, bunlar da onu 'İslamîleştirecek'...

 

Bu emperyalizm yalakaları‚ İslamî akıl'dan da dem vuruyorlar.

 

Aklı işleten başkaları,  İslamî akıldan söz eden bunlar...

 

Evrensel aklın içi boşmuş; akıl İslamî akıl olmalıymış...

 

Peki, neden bu  içi boşlı aklı kullanmayı size öneren emperyalist ajanlar bunu kendileri kullanmıyor?

 

Sizi kendilerinden çok mu düşünüyorlar dersiniz?

 

Kur'an'da, Peygamber öğretisinde, akıl ve bilimin İslamî ve gayri İslamî türlerinden bahis var mı ? Böyle bir ayrım var mı ?

 

Bırakın böyle bir ayrımı, böyle bir ima var mı?

 

Hayır !

 

Ama akılla bir türlü barışamamış olan hurafe hamalları, bir yolunu bulup aklı kütürümleştiriyorlar…

 

Son geveledikleri hezeyan, işte, bu İslamî akıl  bühtanı…

 

Hal bu iken, İslam dünyasında uyanış koca bir hayal olmaz da ne olur?

 

Özetleyelim:

İslam dünyasında akıl sekiz yüzyıldan beri prangalandı.

 

Bunun sonucu bilimin çöküşü oldu. Akıl işletilmediği için bilimsel üretim durdu. Bilimin onur burcuna, tarikatçılığın 'keramet' safsataları oturtuldu.

 

Sonuç elbette ki, sadece hezimet olabilirdi.

 

Ve aynen öyle oldu. Daha doğrusu Kur'an'ın dediği gibi oldu:

 

"İlimden nasipsizlerin kalpleri üzerine Allah işte böyle mühür basıyor." (Rûm Suresi, 59)

 

Bu varlık kanununu önümüze koyan ayetin hemen arkasından gelen ayet ise bir teselli lütfediyor:

 

"Sabret! Kuşkun olmasın ki, Allah'ın vaadi haktır. İmanı kemale ermemişler seni hafifliğe sevk etmesinler/seni küçümseyemeyeceklerdir." (Rûm, 60)


--
ADALET YOKSA  İNSANLIK YOKTUR,
Ne zaman görmen gerekeni görmüyor ve ne zaman meşgul olman gereken şeyle meşgul olmuyorsan ve koruman gerekeni korumuyorsan,başına gelen belaların sorumlusu sensin...


--
             NE  SAĞ, NE SOL,                
   KEMALİZM  EN  GERÇEKÇİ  YOL,

   NE MUTLU TÜRK'ÜM  DİYENE.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.