4 Aralık 2008

(anadoluhaber) Tarihten Alacağımız Dersler Vardır!-22

Çadır İçinden Savaş İdare Etmeyüz"
Merc-i Dabık Savaşı öncesi Büyük Hünkar Yavuz Sultan Selim'in ordusunun önünde askerleriyle beraber göğüs göğüse çarpışmak için atını ileri doğru mahmuzlaması üzerine, sadrazam Sinan Paşa'nın padişahın ellerine sarılıp:
"Şevketlü hünkarım, olmaya ki heyecana gelir, kendinizi ateşe atarsınız, yüreğimiz dilhun olur" diye gitmemesi için yalvardığını...
Alem-i İslam'ın birliğini sağlama adına hayatı at sırtında geçmiş olan bu büyük dava adamının bunun üzerine: "Biz cennetmekan Fatih Sultan Mehmet Han,ın torunuyuz, çadır içinden savaş idare etmeyüz" diye haykırdığını. . .(ı40) Biliyor muydunuz?
Halkını Düşünen Gerçek Devlet Adamı
Okkası 30 paraya satılan ekmeğin fiyatına 10 paralık bir zam yapmak isteyen fırıncıları huzuruna çağıran müşfik sultan Abdülhamid Han'ın onlara:
Siz yine ekmeği 30 paraya satmaya devam edin. Sattığınız her ekmek için istediğiniz 10 parayı ben vereceğim.
Çünkü bir memlekette ekmek fiyatına zam yapılırsa, bunu bütün zaruri ihtiyaçların pahalılaşması gibi bir hareket kovalar ki, halkımız bundan büyük ızdırap çeker" diyerek, halkını gerçek manada düşünen bir devlet adamlığı örneği sergilediğini. . .(141)
İbret
Mevlevilerin piri Mevlana Hazretleri'nin vefat tarihi olan ve 'İbret" kelimesinin ebcet değerine tekabül eden Hicri 672 tarihinin; "İbret, İbret" diye iki defa tekrarının 672+672=1344(Hicri)/ 1925(Miladi) tekkelerin kapatıldığı Miladi 1925 " tarihine tekabül ederek enteresan bir tarih cilvesi oluşturduğunu. . .(142)
Yavuz Çocuk
Yavuz Sultan Selim'in asıl isminin "Selim " olmasına karşılık çocuk iken çok hareketli yerinde durmayan, cevval bir yapıya sahip oluşundan dolayı kendisine "Yavuz" lakabının takıldığını. . .
Bu çelik çavak çocuğun idman yaparken kafesten uçurulan güvercinleri, çift elle fırlattığı hançerlerle havada vurduğunu. . .(143)
Sultanlık Stajı
Osmanlı Şehzadelerinin küçük yaşlardan itibaren, ileride devleti yönetebilecek şekilde çok ciddi bir eğitime tabi tutulduklarını ve buluğ çağına gelince de (yani günümüz nesillerinin sokakta çember çevirdikleri bir yaşta) bir nevi "sultanlık stajı" anlamına gelen önemli vilayetlerin başına Sancakbeyi olarak tayin edilip devlet idaresini tatbiki şekilde öğrenmelerinin sağlandığını . . .
Böylece ilerisi için onlar devleti tanırken, devletin de onları tanıma fırsatı bulduğunu. . .(144)
Türklerin Korkutan Hatıraları
Çarlık Rusyası'nın Balkanlar'ı Osmanlı'dan koparmak gayesi ile Balkan milletlerine gizliden gizliye silah dağıtıp, bir yandan da fitne tohumları ekerek ayaklandırmaya çalıştığını...
Bu iş için vazifelendirilen Rus generali Çirnayev'in 1877 yılında Bulgaristan'dan Çar'a gönderdiği gizli raporda "Buralarda hiç yoktan ordular meydana getirdim. Bu askerleri ölüme sevkediyorum. Fakat bu insanları sendeleten bir engel var Türklerin yaşayan hatıraları! Ölümden korkmayanlar bu hatıralardan korkuyorlar. Yalnız Türkleri değil, onların tarihlerini de yenmek lazım.
Onlarda herhalde bir sihirbaz zekası var. Bir değil birkaç istila bile, onların iliklerine işleyen gizli üstünlüklerini yıkmaya bence kafi gelmeyecektir" diye yazarak oldukça ibretli bir itirafta bulunduğunu...(145)
Kervansaraylar
Osmanlıların, yaptıkları her işte Allah'ın rızasını gözetme düşüncesinin bir eseri olarak, yolcuların istifade etmeleri için, o zamanın şartlarına göre bir günlük yolculuk mesafesi olan 50_60 kilometre aralıklarla kervansaraylar inşa ettiklerini...
Bu kervansaraylarda ırk, din, millet ayrımı gözetmeksizin herkesin misafir kabul edilip üç gün müddetle ücretsiz yedirilip, içirilip hayvanlarına bakıldığını . .-.
Yolcuların istirahattan sonra, sabah mehteran eşliğinde uğurlandığını ve uğurlama esnasında kervansaray vazifelilerinin "Ey ümmeti Muhammed! Canınız, malınız tamam mıdır?" diye nida etmesi üzerine yolcuların da: "Cümlesi tamamdır, Cenabı Hakk, hayrat sahibine rahmet eyleye diye karşılık vererek dualarla yolcu edildiklerini...(146)
Yedi Ben
Yavuz Sultan Selim Han'ın doğumundan az bir zaman önce babası ll. Bayezid'in sarayına gelen bir dervişin:
Bugün bu hanedandan bir erkek çocuk dünyaya gelecektir ve babasının yerine geçecektir. Vücudunda yedi ben bulunacaktır ve onların miktarınca alişan beylere galebe edecektir diyerek ortadan kaybolduğunu.
Hakikaten de Yavuz Sultan Selim'in altı yıl gibi kısa süren hükümdarlık döneminde yedi tane devleti yeryüzü haritasından sildiğini. . .(147)
Bir Siyaset Dahisinin Ölümü
Devrinin en buhranlı döneminde devraldığı Osmanlı Devleti'ni 33 yıl süreyle dahice politikalar takip ederek yöneten Ulu Hakan Abdülhamid Han a .kıblesi batıya ayarlı yerli aydınlarca birçok iftiralar atılıp batılı ağzıyla "kızıl sultan" denmesine karşılık dönemin İngiltere Hariciye Nazırı Sir Edvvard Grey'in Sultan Abdülhamid'in vefatını öğrendiği zaman:
"Ne büyük kayıp! Hasmımdı ama onun ölümü ile diplomasi mesleği artık şevkini kaybetti" dediğini...(148)
Cihad Nişanları
Kafkasya istiklal mücadelesinin efsanevi dava adamı Şeyh Şamil'in, bu mukaddes cihatda ölümü göze alarak büyük fedakarlıklar gösteren gazilerine hatıra olarak, hilal şeklinde ve üzerinde Arapça olarak :
"Kılıç Cennet'in anahtarıdır.", "Sonunu düşünen cesur olmaz" "Yiğide Cennet yeri açıktır" ve "Ecel gelmedikçe ölüm olmaz" yazan nişanlar hediye ederek taltif ettiğini...(149)

Kaynak:
140-Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, . .T Ö V. Yay., İzmir/1992, s. 39
141-Banarlı, Nihat Sami; Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri, Kubbealtı Neşriyat ,İst?1984,s. 148
142-Banarlı,Nihat Sami;şiir ve Edebiyat Sohbetleri,cilt 1, Kubbealtı Neşriyat İst?1982, s. 219 .
143-Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, T.Ö.V. Yay.,İzmir/1992, s. 3
144-Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, T.Ö.V.Yay.İzmir/1992,s.3
145-Refik,İbrahim; Efsane Soluklar, T.Ö.V. Yay., İzmir/1992, s. 126
146-Yıllarboyu Tarih Dergisi, Kasım/1981, s. 36
147-Refik, İbrahim;Efsane Soluklar, . T.Ö V. Yay., İzmir/1992, s. 2
148-Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, T.Ö.V.Yay., İzmir/1992, s.133
149-Refik, İbrahim; Efsane Soluklar, T.Ö.V. Yay. İzmir/1992, s.82

--
"Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık. Gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm... İstediğini yapamamak, sakatlığımdan doğan bir aciz"

Cemil Meriç

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.