(anadoluhaber) TSK YARGI'nın hukuk çizgisinde kalması için neler yaptınız?

TSK YARGI'nın  hukuk çizgisinde kalması için neler yaptınız?

Sorularımıza 4982 sayılı bilgi edinme yasası çerçevesinde cevaplandırılmasını dileriz

 

2 Aralık 2008 tarihinde toplanan yılın ikinci Şûrası ile ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı, resmî internet sitesinde, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel yapısını ve disiplinini bozacak şekilde; uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri bulunan 19 personel ile irticai tutum ve davranışları tespit edilen 5 olmak üzere toplam 24 personelin Türk Silahlı Kuvvetleri'nden ayrılmasına oy çokluğuyla karar verilmiştir." açıklamasını yapmıştır.

Silahlı Kuvvetlerimizin hukuk çizgisinde kalacağına dair Ağustos 2008 Şûrasında oluşan ümitlerimiz boşa çıkmıştır.

Şûranın inadını anlamak mümkün değildir.

Amaç disiplinin temini olamaz.

Bu tür hukuk dışı, adaletsiz uygulamalarda ısrar etmenin başka anlamları olmalıdır.

Başbakan'ın ve Milli Savunma Bakanı'nın muhalefet ettiği ihsas ettirilen bu karara, askerî yargı kararlarının dayanak yapılmadığı anlaşılmaktadır.

Silahlı Kuvvetler'in temel yapısını bozacak şekilde;

¥ Uyuşturucu alışkanlığının,

¥ Ahlak dışı ilişkilerin ve

¥ İrticaî tutum ve davranışların,

Neler olduğunu bilmek istiyoruz.

Nasıl bir uyuşturucu alışkanlığı tespit edilmiştir?

Bağımlılık derecesi nedir? Bu kişiler nasıl uyuşturucu bağımlısı olmuşlar? Tedavileri için gayret sarf edilmiş midir? Bu kişilerin uyuşturucu bağımlısı olduklarını kim tespit etmiştir? Gizlenemeyecek ve vazifesini aksatacak derecede uyuşturucu bağımlısı olduğuna dair yargı kararları mevcut mudur?

Bu kişiler, askerî mahkemeye sevk edilseydi, Askerî Ceza Kanunu'nun 151/1. maddesine göre bir aydan altı aya kadar hapis ve yine Askerî Ceza Kanunu'nun 30. maddesine göre de Silahlı Kuvvetler'den çıkarılma cezası ile cezalandırılabilirdi. YAŞ kararı ile çıkarıp da kişinin Anayasal savunma ve yargıya başvurma hakkı neden elinden alınıyor?

YAŞ kararında bahsedilen ahlak dışı ilişkiler nelerdir?

Bu kişiler; devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla basit ve nitelikli zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolaylı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından birini mi işlemişlerdir?

Bu suçlardan birini işleyenler var ise; askerî mahkemeye verilselerdi, Askeri Ceza Kanunu'nun 131. maddesine göre bu kişiler beş seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılabilirler; bir yıldan fazla ceza almaları halinde de, 30. maddenin birinci fıkrasına göre mahkeme kararında belirtilmemiş olsa dahi Silahlı Kuvvetler'den de çıkarılırlardı.

Yoksa;

Askeri elbise ile umumhanelere, kumarhanelere veya sair haysiyete dokunan mahallere girmek; askeri elbise ile halk nazarında mayup (ayıplı) görülen kimselere bilerek refakat etmek; mükerreren kumar oynamak; iffetsiz bir kimse ile evlenmek veya böyle bir kimse ile yaşamak; gayri tabii mukaranette (ilişkide) bulunmak veya bulundurmak suçlarından biri ile mi suçlanıyorlardı?

Eğer öyle ise; mahkemeye verildiklerinde, Askerî Ceza Kanunu'nun 150, 151, 152, 153. maddeleri gereğince bir aydan altı aya kadar ve Silahlı Kuvvetler'den çıkarılma cezası ile cezalandırılırlardı.

Askerî mahkemelerde hüküm giyenler, kararı Yargıtay'da temyiz edebilirler, onaylandığında da, YAŞ kararına gerek kalmadan Silahlı Kuvvetler'den çıkarılırlardı. Bu yöntem hukukî olurdu.

Eğer, "uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri bulunanlara" yargı yolu uygulanmışsa, bunların durumu YAŞ'a neden getirildi? Yargı yolu kullanılmadıysa, neden kullanılmadı?

Suç işlenmişse, kanunda da cezası varsa ve buna rağmen YAŞ devreye sokuluyorsa, ya bu insanların suçluluğu kanıtlanamamaktadır, ya da daha başka sebep vardır!..

Gelelim, "irticaî tutum ve davranışları tespit edilenlere";

Bu tutum ve davranışlar nelerdir? Genelkurmay Başkanlığı millete bunu açıklamalıdır.

Eğer, bu kişiler; irticaî bir programı olan siyasî bir partinin üyesi olsalardı; siyasî amaçla toplantı ve gösterilere katılsalardı; siyasî amaçla nutuk ve demeç verselerdi, yazı yazıp telkinde bulunsalardı; siyasî toplantılara resmî veya sivil kıyafetle katılsalardı vb. faaliyetlerde bulunsalardı; bu suçlarından dolayı da mahkeme edilselerdi, Askerî Ceza Kanunu'nun 148. Maddesi gereğince bir aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılırlar ve Silahlı Kuvvetler'den de çıkarılırlardı. Bu suçlar işlenmiş olsaydı ve yargı yolları suçlananlara uygulansaydı, YAŞ'a gerek kalmaz, işlem de hukuka uygun olurdu.

Ama onüç senedir böyle yapılmadı. Çünkü kimse bu suçları işlemedi.

Namaz kılanlar, ibadetlerini yapma gayreti içinde bulunanlar veya eşleri örtülü olanlar, irticaî tutum ve davranış içinde olmakla suçlandılar. İnanç ve ibadet, dünyanın hiçbir yerinde suç değildir. Onun için, yargı ve hak arama imkanını devre dışı bırakacak olan YAŞ devreye sokulmaktadır.

İnançlı subay ve astsubaylar 1982'den beri disiplinsizlik kisvesi ile tasfiye ediliyordu. 2006 yılından itibaren, yöntemde bir değişiklik yapıldı. Silahlı Kuvvetler'den çıkarılanlar;

"Uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı ilişkileri bulunanlar" ile "irticai tutum ve davranışları tespit edilenler" olarak iki kategori halinde, ama TSK'nin temel yapısını ve disiplinini bozacak fiiller şeklinde kamuoyuna sunulmaktadır.

Askerî Yargı sistemi TSK'de disiplinin sağlanması için yeterlidir.

Yargı yolu kullanıldığında, suçlar ortaya çıktıkça, suçluların cezalandırılması ve Silahlı Kuvvetler'den çıkarılması peyderpey olacağından, toplumun dikkati de çekilmemiş olacaktır.

Anlaşılan o ki; YAŞ kararı ile Silahlı Kuvvetler'den çıkarmanın amacı sadece disiplinin sağlanması değildir. Ayrıca, bu işlemlere, toplumun dikkati de çekilmek istenilmektedir.

YAŞ'ın tasfiye kararları ile ne yapılmak isteniyor?

¥ Yasal bir suç isnat edilemeyen tasfiyelerde, yargıya başvurma imkanı tamamen kapatılmak isteniyor.

¥ Uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı davranışlarla dindarlığın, askerliğin temelini ve disiplini sarsan eş anlamlı fiiller olarak görüldüğü mesajı verilerek, dindarlık aşağılanmak isteniyor.

¥ Dindar insanlara tahammül edilemeyeceği mesajı, toplumun bütün kesimlerine verilmek isteniyor.

¥ Uyuşturucu alışkanlığı ve ahlak dışı davranışlarda bulunanların YAŞ kararı ile tasfiyesi paravan olarak kullanılıp, daha az tepki ile, dindar insanların tasfiyesine devam edilmek ve YAŞ ile ilgili Anayasa değişikliği engellenmek isteniyor.

¥ Tasfiyeye siyasî kadrolar da ortak edilmek isteniyor.

¥ Tasfiye işlemi, TSK'deki siyasî çizginin göstergesi ve psikolojik baskı aracı olarak kullanılmak isteniyor.

İşlem, hukuk dışı, adaletsiz, siyasî amaçlı ve ideolojik kadrolaşmanın bir aracı olarak kullanılmaktadır.

İstişârî bir kararı, idarî bir işlem haline getiren siyasî kadrolar da vebale ortaktır.

Yargısız tasfiye yetkisi YAŞ'ın elinden alınmalıdır. Mağdurların hakları tazmin edilmelidir.

YAŞ'da 27 Nisan Muhtırasını ve 28 şubat darbesini sahiplenenlere ve işbirlikcilerine, Erkenekancılara  ve darbe günlüklerinde adı geçenlere , Yargıyı etkilemeye çalışanlara adı karışanlar ve disiplinsizlik suçu işleyenler hakkında da benzer bir işlem yapılmış mıdır? Disiplinsizlik-itaatsizlik suçu işleyenler muhtıraya rağmen seçilmesini istemedikleri cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra istifa erdemini gösterebilenler var mıdır?

 

YAŞ'da ve MGK'da Ahtütün, Dağlıca, Bingöl olaylarında PKK+Ergenekon işbirliği iddialarında görev yapmayanlar, görevi kötüye kullananlar ihaneti ve ihmali olanlara ne gibi cezalar verilmiştir?

Yüksek Askeri Şura YAŞ'  da Engerekona karışan isimler ve Ergenekon ziyaretcileri/destekcilerinin maksatları Şemdinli misali yargıya baskı yapıp dosyanın kapatılması veya askeri mahkemeye gelmesini mi gaye edinmişlerdir? Bu kanunsuzluklarla ilgili cezai işlem görüşülmüş müdür?

YAŞ'da başörtülülerin çocuklarının şehit olmadan askeri tesislere girememesi ve başörtülülerin çocuklarının askerlik yapması ve  namaz kılanların TSK personeli olması sakıncalı mıdır?

YAŞ'da TBMM açılışına gelmeyen  komutanların durumu görüşüldü mü?

Sadece darbeciler mi anayasa hazırlayabilirler? darbecilerin anayasası ve darbecilerin kurdukları anayasa mahkemesinin yapısının değiştirilmesi için neler yapılmıştır?

YARGITAY Başsavcısı'nın ticaret yapan ve yurtdışından yardım alan,Anayasa Mahkemesi'nce yolsuzluk yaptığı belgelenen, terör örgütü ergenekonun avukatlığını-savunmasını yapan, CHP ve yöneticileri, Ergenekon yöneticisi olduğu belirlenen İP işcipartisi ve Ergenekon ile işbirliği içinde olduğu basında yeralan PKK ve PKK ile işbirliği içinde olduğu iddia edilen partiler hakkında ne gibi hukuki işlemler yapılmıştır?

 

YARGITAY Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın görevini yapmaması ve terör ergötlerinden emir alarak kapatma davası açtığı iddialarına kapatma davasından dolayı da ülkeyi 50 milyar dolar zarara uğratması haberleri için;  görevi ihmal, görevi kötüye kullanma, terör örgütüne yardım ve yataklık yapması iddiaları konularında 28.7.2008 de yaptığımız suçduyurusu-azledilmesi dilekcemize Yargıtay 1.Başkanlar Kurulu  22.9.2008 tarih 112 sayılı kararıyla oybirliğiyle bir cezai işlem yapılmamasına karar vermesi teröre prim ve kanunsuzluğa teşvik  değil mi dir?

Milletin çocuklarının özgürce başörtülü olarak da okuyup tüm kamu kurumlarında da çalıştırılmadığı sürece vergi alınmaması ve başörtülülerin çocuklarının askerden-okullardan istisna tutulması düşünülmekte midir?

TBMM DDK BTK vb. kurumlar PKK ile ortak çalıştığı iddia edilen ERGENEKON'a karışan muvazzaf askerler, yargı mensublerı, emniyet mensubları memurlar hakkında görevini yapacak mı?

6 haziranda aldığı kararla meclisi-milleti tanımayan anayasa mahkemesinin yapısı değişecek mi? Çift başlı yargı askeri ve sivil yargı ayrımı son bulacak mı?

Danıştay baskınında güvenlik kameralarının çalışmamasında ihmal, terörle  işbirliği ve ihanet var mıdır?  Baskın sonrası Danıştay yetkililerince yapılan açıklamalar da işbirliği ve ihanet söz konusu mu dur?

 suç duyurusu konusuna giren konuların savcılığa sevki yapılmakta mıdır?

 

Özde değil sözde bürokratların, hukukcuların, askerlerin  görevini layıkıyla yapmamasından dolayı tüm medya taranıp hukuksuzluk ve kanunsuzluk yapanlar hakkında işlemler yapılabilmesi için kanuni bir kurum kurulması düşünülmekte midir?

 

 

Adem ÇEVİK İstanbul Ümraniye Alemdağ cad. No:582   SMS:05326731651

Gerede-Mengen yolu 4.km Akçağ Yeniçağa Bolu  Fax: 03743413633

 

adaletplatformu@gmail.com

http://darbesavarlarbirligi.blogcu.com 

http://groups.google.com/group/BiriNCiMeclisMuhibleri/browse_thread/thread/aa8b4a7882b91a4e

 

DAĞITIM:
TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, HSYK, TSK, MSB, İçişleri Bakanlığı, Danıştay

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.