22 Aralık 2008

Irak'taki Anlaşmanın Arkaplanı


Irak'taki Anlaşmanın Arkaplanı
I. Wallerstein

Irak Parlamentosu 27 Kasımda, ABD ile imzalanan Güvenlik Anlaşması'nı 35'e karşı 149 oyla kabul etti. Oylama yapılırken, Irak Başbakan Yardımcısı Salih Berham'ın sözleriyle: “Size şunu hatırlatmalıyım ki Irak'taki olaylar onbirinci saatte değil asıl onüçüncü saate gerçekleşmiştir.” Başka bir deyişle, kilit saat yaklaşmak üzere.

Peki neler oldu gerçekten? Irak Parlamentosu 275 üyeden oluşuyor. Orda oy vermek için hazır bulunanların sayısı ise sadece 198'di. Anlaşma lehine oy kullananların sayısı 149'du ya da zar zor üyelerin çoğunluğunu oluşturan bir sayıydı. Bu 149 kişi, iki ana Şii partisi üyelerinden (SCIRI ve Başbakanın Dava Partisi), Kürt partileri ve en önemlisi de Sünni-tabanlı Irak Uzlaşma Cephesi (IUC) üyelerinden oluşuyordu.

IUC'nun oyu çok önemliydi. Çünkü Büyük Ayetullah el Sistani önemli Sünni desteğini kastederek, “kapsamlı” bir destek olmadığı sürece anlaşmayı onaylamayacağını söylemişti. Yani Sünniler, siyasi geleceği SOFA anlaşmasını kabul etmesine bağlı olan Başbakan el-Maliki ile sıkı bir pazarlık yaptılar. IUC'nun Maliki'den aldığı iki şey oldu. Birincisi, sözleşmede 2009 Temmuzunda ulusal referandumun yer almış olmasıydı, ikincisi ise el-Maliki'nin “destek konseyleri” olarak adlandırılan Sünni aşiretlere verdiği önemli destekti. Yani el-Maliki, geçen yıl içerisinde maddi destek karşılığında Amerikan silahlı güçlerine yardım eden Sünni aşiretlere hem bir rüşvet hem de garanti vermiş oldu.

El-Maliki, büyük bir politik zaferle ortaya çıktı ve birçok uzmanın beklediğinden daha çok politik entrika yapabilme yeteneğinin olduğunu gösterdi.

Iraklıların “geri çekilme anlaşması” olarak adlandırdığı SOFA anlaşması kararını vererek neler başardığına şöyle bir bakalım: İlk başarısı, Sadrist stratejisini -Sünnilerle bir anlaşma yapıp Amerikalıları Irak'tan çıkarmak- bünyesinde tutarak, Sadristleri kontrol altında tutmak oldu. Hem SCIRI (diğer ana Şii partileri) hem de Kürtler olası bir el-Maliki 'diktatörlüğü'nden şikayet etmekteler ama sözleşmeyi onaylamaktan başka bir seçenekleri olmadı. Sadr yandaşları anlaşmaya karşı protesto ederek pozisyonlarını korumuş oldular.

Peki anlaşmada neler yer alıyor? Kilit unsurlar, ABD güçlerinin 2009 Temmuzu'na kadar bütün şehir ve kasabaları terk etmesi ve 2011 Aralığına kadar tamamıyla Irak'tan ayrılması. Bununla birlikte ABD askeri hareketi Iraklılarla peşinen uyum içerisinde olmalı ve ABD'nin Irak'ı komşularına (Suriye, İran) karşı saldırı üssü olarak kullanamayacağıdır.

Bush neden kabul etti? Başka seçeneği yoktu. Alternatifi, 31 Aralık 2008'den sonra ABD güçlerini illegal ilan edip bütün sorunu Obama'nın üstüne yıkmak olurdu. ABD hükümeti, sözleşmenin ayrıntılarına karşı ABD kongresinin vereceği tepkiden o kadar korktu ki, secimden önce sözleşmenin İngilizce versiyonunu yayımlamayı reddetti. Irak parlamentosunun sözleşmeyi kabul etmeden, sözleşmeyle ilgili herhangi bir ABD kamu tartışmasını istemediler.

Sözleşmenin tanımlamaları bazı muğlak ifadeler içeriyor ve ABD askeri bu ifadeleri daha sonra istedikleri şekilde yorumlama hesaplarına dayandığını söylüyor. Bu durumda Bush'un, Obama'nın 16 aylık geri çekilme planından daha iyi bir pazarlık yaptığı söyleniyor. Ama bu kesinlikle doğru değil. Üstelik daha da kötü. Obama'nın teklifi, ABD savaş güçlerinin 16 ay içinde ayrılmasıydı, fakat bazı ABD güçlerinin belirsiz mevzilenme ihtimalini açık bırakarak, “eğitim” güçleri için herhangi bir tarih belirlemedi.

SOFA anlaşması bütün güçlerin Aralık 2011e kadar çıkmasını öngörüyor. Ve bunu onaylayan Obama değil, Bush oldu. Pratikte, bütün ABD güçleri Aralık 2011'den daha önce ayrılacaklar. İşte referandumun sahneye çıktığı bölüm de bu. Referandum, 2009'da yapılacak ve ABD güçleri 2009 Temmuza kadar şehir ve kasabalardan ayrılmış olacak. Eğer ayrılmazlarsa, referandum elbette kabul edilmeyecek. Eğer ayılırlarsa, el-Maliki'nin yine de referandumu kazanması gerekiyor. Bunu başarması için Amerikalılarla çok enerjik bir tavır alması gerekecek. Amerikan askerlerinin kendi çıkarlarına göre en ufak bir “muğlak” ifadeyi yorumlamaları düşüncesi, bunun tamamıyla hayal olmasına yol açar. Her halükarda, referandum tehlikede olabilir, çünkü el-Sistani parlamento oylamasından sonra şartlarını dile getirmiş oldu. Maliki, ABD'ye birazcık olsun teslim olduğu takdirde, Mukteda Sadr'ın sahneye çıkmak üzere beklemekte olduğunu çok iyi biliyor.

Yani bütün kumar fişleri el-Maliki'nin elinde olacak, Obama'da ise hiçbir şey olmayacak. Obama Irak'ın taleplerine müteşekkir bir şekilde razı olacak. Bu talepler, zamanla azalmayıp, daha da artacak. Bu arada, Etiyopyalılar (ABD'nin Somali'deki vekilleri) 2008'in sonuna kadar askerlerini geri çekeceklerini açıkladılar. Ve Afganistan Başkanı Karzai, ABD ve NATO güçlerinin geri çekilmesi için resmi bir tarih vermelerini istedi. Bölgedeki genel duygu, ABD'ye karşı sert konuşmanın sadece mümkün olmadığını aynı zamanda işe yaramış olduğunu da gösteriyor. Onüçüncü saat yaklaşıyor.

Çev: Suna ALTUN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.