Şamil Tayyar/Star
14 Ağustos 2008 günü El Cezire'de çekimi banttan yapılan bir programa katılmıştım. Diğer konuklar Fehmi Koru ve Prof. Dr. Eser Karakaş'tı. Programdaki sürprize ise 18 Ağustos tarihli yazımda yer verdim.
2001 yılında Ergenekon terör örgütünü ilk yazanlardan biri olan Fehmi Koru, o programda '1 Numara' için şöyle dedi: 'Şu anda cezaevinde bulunan eski bir asker.' Ben de hepinizin bildiği ve yakından takip ettiği gibi '1 Numara' ile genel tespitlerimi aktarırken cezaevinde olmadığını ifade ettim.
Ayrıca, '1 Numara' tarifi yapan çok sayıda 'üstat' çıktı ortaya. Öyle ki, Ergenekon iddianamesine bile sadece 'tarif' olarak girdi.
Kuşkusuz, bu tariflerin hiçbiri doğruyu yüzde yüz yansıtmıyor. Çünkü, şu ana kadar somut ve doğruluğu ispatlanmış bir Ergenekon Şeması ortaya çıkarılamadı. MİT'in mahkemeye gönderdiği şema, gerçekleri ne ölçüde yansıtıyor, açıklanınca göreceğiz.
Dezenformasyon kaygısı
Gazeteci olarak yaptığımız iş, incelediğimiz belge ve iz sürdüğümüz bilgiler üzerinden örgütün tepe noktasına ulaşmaktır. Bu yolda doğru hedefe ulaşmak için referans aldığınız karineler çok önemlidir. Bir de ipuçları arasındaki bağlantıları kurabilmek için analitik düşünebilmek gerekiyor.
Ama en az bunlar kadar önemli olan, sahip olunan bilgileri dezenformasyon amaçlı kullanmamaktır.
Çok çarpıcı bir örnek olduğu için tekrarlamak istiyorum. TSK, Şubat'ta Irak'a kara harekatı düzenlediğinde Nejat Eslen gibi paşalar, Ercan Çitlioğlu gibi strateji uzmanları, Mahir Kaynak gibi değerli yazarların TV ekranlarındaki açıklamalarına göre; Askerimiz en az 2 ay daha bölgede kalacak ve tampon bölge kurulacaktı!
Daha önce yazdım, yine yazacağım. Katıldığım TV programlarında bu tezlerin tümüne karşı çıkarak, 'Asker yakında dönecek, tampon bölge kurulmayacak' dedim. Birkaç gün sonra askerimiz döndü, tampon bölgenin fantezi olduğu ortaya çıktı.
Bu değerlendirme için Genelkurmay'dan ya da başka odaklardan size çok özel bilgiler gelmesi gerekmiyordu. Orta derece zekanız varsa ve bilgileri pazarlamıyorsanız bu tablo çok rahat okunurdu.
Allah aşkına, 5 bin askerin katıldığı bir operasyon sonucunda 150 bin askere ihtiyaç duyulan tampon bölge nasıl kurulacaktı? Kaldı ki, ABD ve Irak'ın politikalarını ters yüz edecek böyle bir gelişme için ortada bir mutabakat yoktu.
1 Numara sivil olmaz
'1 Numara' hadisesi de böyledir. Emre Aköz, dün Sabah'taki köşesinde çok iyi anlattı: 'Askerler, ordudaki hiyerarşiyi başka alanlarda da sürdürür. Böyle örtülü ve silahlı devlet işleri söz konusu olduğunda sivillerden emir almazlar.'
Mesajı çok netti: O nedenle 1 Numara sivil olmaz. Yarın bir sivili işaret ederlerse sadece yutturmacadır.
Doğru cümle budur.
Peki, Ergenekon'u en iyi bilen kalemlerden biri olarak Fehmi Koru, '1 Numara beklendiği gibi bir asker değil de söylendiği gibi bir işadamı çıkarsa, Ergenekon sanıldığı gibi bir 'yarı-militer' örgüt değil de bazı dengesiz eski askerleri de kullanan daha farklı bir yapılanma ise bu sizleri şaşırtır mı? Şaşırtmamalı' diye yazma ihtiyacı duydu.
Yukarıda hatırlattım; Oysa Koru, 14 Ağustos'ta '1 Numara' için 'Cezaevinde bulunan eski asker' diyordu.
Aradan geçen yaklaşık 4 ayda ne değişti?
Gerçi biliyorum, bana gelen maillerden anladığım kadarıyla, vatandaşlarımızın çoğunun zihninde '1 Numara'ya oturttuğu çok şöhretli bir işadamı var.
'Gölge İktidar' kitabımda tanımladığım gibi; 1 Numara'yı arıyorsanız, Ergenekon'u bir profesyonel şirket gibi düşünün. Sözgelimi Hürriyet'in 1 Numarası Ertuğrul Özkök'tür ama Aydın Doğan numara üstüdür.
Koru da Aköz gibi Ergenekon'un 1 Numarasını kamufle etmeye yönelik bir tezgahı deşifre etmek için o yazıyı kaleme aldıysa mesele yok. Kanaatim de o yöndedir. Yanılıyor olabilirim. Eğer, '1 Numara' algısı değiştiyse, o zaman gerekçeleriyle birlikte açıklamalıdır.
1 Numara önemli değil
Şahsıma yöneltilen soruların başında bu '1 Numara kim?' sorusu geliyor. Hatta toto oynayıp bana gönderenlerin sayısını hatırlamıyorum.
Önce şunun altını çizmeliyim; Bilmek ve ispat etmek aynı kavramlar değildir. Hukuken delil sayılabilecek bilgiye, belgeye sahip değilseniz nasıl açıklayacaksınız? Eminim ki, savcılar da ispat noktasında olabilselerdi 1 Numara'nın üzerine giderlerdi.
Geldiğimiz noktada inanın, 1 Numara'nın fazlaca ehemmiyeti de kalmadı. Önemli olan; Kan ve şiddetten beslenen, kaos pompalayan darbeci ve çarpık Ergenekon zihniyetinin hafızalardan kazılmasıdır.
Deniz Baykal'ın bile göğsünü gere gere 'Ergenekon'un avukatıyım' diye dolaştığı, sanıklara ait el bombalarının şaka konusu yapıldığı ve cezaevlerinin yatıra dönüştürüldüğü bu coğrafyada 1 Numara'yı bulsanız ne ifade eder?
Kaldı ki, bu 1 Numara'yı devletin tepesinde bilmeyen mi var Allah aşkına?
Benden bu kadar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.