4 Ocak 2009

(anadoluhaber) ABD 2010 da çökermi

Merhaba

İnternette gözüme ilişen bazı haberlerde şöyle bir şey geçmektedir.

 

ABD'de yayımlanan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre,

Bu çarpıcı iddia KGB analisti Rus profesöre ait. ABD'de 2 yıl sonra iç savaş çıkacak. Ülke 6 parçaya bölünecek. Dahası da var...

İç savaş çıkacak, 2010'da Amerika 6 parçaya bölünecek. Rus Profesör Igor Panarin'den çarpıcı iddialar geldi.

 

Ben bu konuda derinliğine bir analiz yapacak durumda değilim. Sadece uzaktan gözlemlediğim bazı konulara ve geçmişte içinde yaşarken okuduğumuz Kore Savaşı gazilerinin hatıralarına temas etmek istiyorum.

Öncelikle anladığım kadarı ile yere göğe sığdırılamayan Amerika'nın aslında yaşam tarzı, ahlaki yapısı, kişisel dayanışmalar, dostlukları, düşünce ve yardımlaşmaları, 

bizlere hiç benzemiyor.

Amerika da sanıldığının aksine ekmek aslan'ın ağzında ve bunu güç ile oradan almak mümkün değil, alabilmek içinse zeka ve kurnazlık bilim ve beceri ve bu yetenekleri dahi iyi pazarlayarak değerlendirebilecek zeka ve kurnazlık gerekiyor.

Bu durum hayatın normal akışı içinde ve her şey tıkırında olduğu sürece aşırı toplumsal çatışmalara neden olmuyor. Belki sadece bireysel çatışmalara neden oluyor. Çünkü herkesin bir şekilde az ya da çok karnı doyuyor.

Bu yapının içinde işsiz güçsüzlerde mafyalar tarafından işe alınıyor ve çeşitli pis işlerde çalışıyorlar. Zenciler Çinlileri sevmiyor Japonlar, Koreliler kendilerinin Çinli sanılmasına öfkeleniyor. İtalyanlar ortak mafyalardan hoşlanmıyor. Diğerlerine hükmetmek istiyor. Siyasilerin bir elleri bazı mafyaların cebinde olmadan başarılı olmaları zor oluyor.

Ekonomiyi yönlendiren Yahudilerin bu konudaki bilgi ve becerileri başka gruplar tarafından da öğrenildi ve uygulanıyor. Yahudilerin elinde mafya yerine istihbarat birimleri var ve tüm mafyaları çatıştırarak kullanıyorlar.

Hıristiyanlardan bir kısmı siyonist Falanjist falan, Bir kısmı da Aktör Mell Gibson gibi Hollywood'un usta aktörlerine İsa'nın çilesi diye film çevirtip bu Yahudiler Tanrıyı öldürdü onlarda öldürülmelidir mesajları veriyor.

Pek sesleri çıkmasa da Nazi örgütlerinin Almanların kontrolünde diğer halklardan da yandaşlar topladığı biliniyor. Eskiden ne ararsan bulunur derde devadan gayri çarşılarına nedense Yahudi çarşısı değil de Yahudileri aşağılamakta kullanılan Çıfıt kelimesi kullanılarak Çıfıt çarşısı derler bu kelimeyi karma karışlık yer ve durumlar için kullanırlardı.

Anladığım kadarı ile Amerika tam bir Çıfıt çarşısına dönmüş durumda.

 

Malum çok sayıda ölen ve evsiz kalmalara sebep olan  bir kasırga felaketi yaşayan zencilerin çoğunlukta olduğu sanırım Florida bölgesi idi galiba o eyalet de felaket bölgesine, tüm araçların pek çoğu savaş bölgelerinde olduğu için askeri yardım ve yardım helikopterleri bile yeterli sayıda gönderilemedi. Bu da Amerika fakirlerin yaşadığı bölgeleri önemsemiyor diye ilk ayrılık sinyalini çok kuvvetli yaydı. Şimdi olası bir büyük felaketin yada bir internet virüsünün bazı siteleri çökertip sonrada Amerika'nın tüm para ve teknolojik bilgilerini İsrail hesabına diğer dünya halklarına transfer ettiler, Amerikan vatandaşlarının tümü yada şu, şu eyaletlerin halkları bir hafta içinde beş parasız kalacak maaşlarda ödenemeyecek bu durumdan yakın bir tarih de çıkmak da imkansız aylarca kıtlık ve yokluk olacak halkın çoğu açlıktan ölecek. Nüfusu azalmak için halkın bir kısmı gizlice etkisi belirsiz zehirler ve gazlar ile öldürülecek beş sene içinde durum düzeltilebilirmiş bu durumdan etkilenen eyaletlerin halkı göçe hazırlanıyor. Taşıdıkları virüsler diğer eyaletlerde sıçrayabilir. Herkes kendi eyalet sınırlarını korusun vs. gibi bir haberin ve eyaletlere göre değişik versiyonlarının yayılması halinde ne olur dersiniz..

 

Bölüm 2) Amerikan insanı yapısını incelemek ve değişik şartlarde ve ortamlarda nasıl davranacakları hakkında ön görülerde bulunmak ister isek Kore savaşına bir bakalım.

Kore savaşına, bilindiği gibi bizimde asker gönderdiğimiz ve en çok askeri gönderen Amerika'nın başkanlığında BM. Savaş gücü Güney Kore'yi ya da o zamanki Kore'yi Çin istilasından korumak için savaşa girdiler.

Bu savaş sırasında büyük zayiatın yanı sıra pek çok askerde Çinlilere esir düştü.

Çinliler bu esirleri bazı sosyolojik denekler olarak da kullandılar.

Mesela her milletten esirleri ayrı gruplar halinde hapishane bölümlerine koydular. Bazen elli kişiye, on kişilik, bazen de beş kişilik yemek verdiler. Amerikalı esirler daha ilk günden hiyerarşik düzeni bozup ilk kıtlıkta bileği kuvvetli olan yemeği kaptı ve diğer kuvvetli olanlar ile paylaştılar. Rütbelilerin hiç bir değeri kalmadı. Rütbe adeta yeniden tanzim edilip doğaya döndü ve en kuvvetli Kral sıra ile de kuvvetine göre Kralın yanında yeni bir hiyerarşik düzen oluştu. Er rütbeli kral olurken albay açlıktan ölmeye mahkum bir zavallı haline dönüştü.

Diğer milletlerde bu daha yavaş gelişip anında olmasa da onlarda fazla dayanamadılar ve sonunda çoğu açlıktan öldü ve hızla zayiat vermeye başladılar.

Türklerde ise durum farklı idi verilen yemek derhal içlerindeki en üst rütbeli kişinin önüne getiriliyor. O yerine göre kendiside dâhil on bazen beş kişilik yemeği birer lokmada olsa sayıya eşit bölüyor ve herkes kendi lokmasını doymasa da yiyip yaşamaya çalışıyordu.

Ama Çinliler deneyden vazgeçmiyor önce yemeği azami kısıyor durum değişmeyince de sonunda içlerindeki düzeni sağlayan en rütbeliyi onların arasından alıp hücreye kapatıyor ve deney devam ediyordu. 

Çinlileri şaşırtan ise esir kampında başları olan kişi alınan Türk esirlerdeki düzen değişmeden sürüyordu.

Çünkü esirlerin komutasını derhal hücreye atılan subayın bir altındaki en yüksek rütbeli alıyor ve yaşam o ağır şartlarda devam ediyordu. Rütbelileri ve rütbesizleri ayrı kapatıyorlar fakat bu seferde rütbelilerde aynı devam eden düzen rütbesizlerde varsa bir onbaşı tarafından yoksa usta er kıdemli er tarafından bazen en yaşlı yada saygın olan er tarafından üsleniliyordu.   Sonuçta esaret de en az zayiat Türkler tarafından verilmiş oda beslenme yetersizliğinden meydana gelen hastalıklar yüzünden oluyordu.

Buradan şu sonuca varırız. Türk kafası ile Amerikalıları değerlendirirsek yanılırız.

Bu gibi olayları göz önünde bulundurduğumuzda ise Amerika da disiplini sağlayan güçlerin bir anlık zaafının ABD'yi dünyanın en korkunç anarşi ve terörünün içine itip değişik milletlerin ve kültürlerin bir birlerine karşı nasıl bir çıkar savaşına gireceklerini düşünmek bile çok ürkütücüdür. Unutmayalım ki Kültürler savaşı adlı kitabın yazarıda bir Amerikalıdır. Ve gözlem alanı da Amerika'dır.

Amerikalıların insanlığa yaptıklarından daha fazlasını ödeyeceklerini, Irak ve Afganistan gibi bize yakın kültürleri bile nasıl tahrip edip kısa sürede milyonları öldürüp milyonları da sakat evsiz barksız, dul, yetim, öksüz, ve bazı uzuvlarını kayıp etmiş halde bırakacağını anlayabiliriz. Üstelik bunları yapanlar yüksek maaşlarını alan karnı tok sırtı pek, disiplin hiyerarşisi de bozulmamış Amerikalılar. Ya bir de aç ve açık olsalardı. Bir de Kore deki gibi disiplin hiyerarşisi bozulmuş ama esir değil sokak da silahlı ve özgür kişiler olsalardı ne olurdu.


Bölüm 3) Amerika'nın haçlı seferi başlıyor diyerek bölgemize geldiğinde teskere olayına bir bakalım. Bizden istenen güneydoğu Anadolu'nun ABD askerlerine geçiş ve sözde geçici mekan sağlamada sevkiyat üslerinin yerleştiği  büyük arazileri de depo hangar adı altında uzun vadeli kiralamaya başladığı, ta Taşucu'ndan , Mersin ve İskenderun limanlarımıza kadar kullanımına açmamız dışında, Karadeniz de Trabzon başta bazı limanlarımızı da ve İstanbul da Sabiha Gökçen hava alanımızı da istediği, Eğer tezkere geçse idi nasıl bir fiili işgale uğrayacağımızı düşünürsek.

Afganistan dan başlayıp Irak Suriye İran gibi ülkeleri de işgalini öngören planlarında nihai hedefleri sadece enerji kaynaklarına el koymak mı idi diye düşünelim.

Benim o zamanlar başka bir  tezim vardı. Amerikalı elitler bizim nedenini bilmediğimiz bir nedenle uzun vadede görünenin dışında başka bir plan yapıyorlar diye düşünüyordum.

Amerikan'ın tüm servetini değerlerini, geliştirilmiş planlarını savaş makinelerini filolarını, uçak gemilerini, uçak filolarını, uydu kontrol sistemlerini ve daha akla gelmeyecek pek çok taşınabilen varlığını alıp, Yurtlarını bırakıp Amerika ya ilk gidenler gibi, bu bölgeye yerleşmek üzere kaçacaklar ve Amerikan halkını bir birlerini yemek üzere büyük ve korkunç bir kaosa terk edeceklerdi.

Amerika ya ilk gidenler arazilerine el koymak için kızıl derilileri nasıl zamanla eritip imha ettiler ise bu bölgeye gelenlerde zaman içinde bölge halklarını eritip bitirecek ve sadece alt kademe köleler olarak ihtiyaç kadarını sağ bırakacaklar. Kurmak istedikleri tek merkezli dünyanın efendileri olarak dünyayı bu bölgeden yöneteceklerdi.

Çünkü onlara göre asıl dünyanın merkezi bazı gizemli güçlere inanan bu elitler için orta doğu idi. Dönüşleri çok haşmetli olacaktı. Bu onların çok uzun zamandır planladıkları bir durumdu ve bu yüzden Osmanlı ve İngiliz İmparatorlukları imha edilmiş Çarlık Rusya'sı proleter barbarlar eli ile zamanla basit barbarlar topluluğuna dönüştürülüp bölgeye ilk öncüler olarak da Ortadoğu kalesinin kapısını kırmakta koçbaşı olarak kullanılmak üzere kurulup tahkim edilerek İsrail devleti yerleştirilmişti.

Tüm planlar kendilerinin gayet ciddi olarak inanmalarına rağmen bizlere saçmalık diye öğretilen kendilerince bazı gizemli bilimler ve kutsal saydıkları kitapların öğretilerine göre planlanıyordu. Artık çeptelefonu frekansları gibi insanların beyin frekanslarını da isterlerse kot numarası ile tanımlayıp düşüncelerini ve nerde olduğunu takip etmekle kalmıyor, gerektiğinde düşünce yönlendirmeleri ve sesli yada imajlar halinde hipnoz'tik manyetik telkinler yönelte biliyorlar. Telefonla konuşur gibi direk beyinlerine konuşulan pek çok insan olduğu bazıları deli denilmesi korkusu ile saklasa da, bazılarının ifadeleri basında yer alıyor. Kısaca insanlar akıl almaz bir şekilde takip edilebiliyor. Bazı deneyler ile çok sayıda şizofren kullanıp ya da kişileri şizofren edip üzerlerinde deneyler yapıyorlar bazı iradesi güçlü kişilerin dünyaya verdikleri imdat mesajlarını ise medyada deli işte ne olacak şeklinde şizofren ilan edebiliyorlar.

Ama Başkanları W. Bush bile Haçlı seferi başlıyor derken ağzından bir cümle  daha kaçırıyordu. 

Orta doğu ve İslam dünyasını kasıt ederek ya da kendilerine tüm dünyayı tanrının verdiğini iddia ederek,

Tanrı bana hey Georg ( hey Corç) git ve bu işi bitir dedi diyordu.

Bu subliminal bilinçaltı yayınlarının deneyleri süresince Amerika da bazı tarikatların kullanılıp geçmekte olan bir kuyruklu yıldıza binebilmek için topluca intihar ettikleri gibi nadir haberler bazen basına sızıyordu. İsteyen yazımın bu kısmını benim fantezilerim ya da benim şizofren olduğuma bağlayıp Doğrudan Tanrıdan savaş talimatı alan W Bush'u ve onun peşi sıra gidenleri de akıllı kabul edebilir.

Aklım üzerinde daha fazla şüphe yaratmamak için bu kısmı kısa geçiyorum.

Sadece şunu artık anlamalıyız. İnsanlığı materyalistleştirenlerin kendileri materyalimi çok tan aşmış başka bir dünyanın tasavvurunu hayata geçirmeye çalışan kişilerdir.

Tam İsrail temel felsefesine göre gerçek anlamda Tanrı ile savaşlar halindedirler. İnsanlık için ise tanrısız mistizm öğretilerini yeni bir din olarak ön plana çıkarmakta ve bu konuda da gayet de ciddiler.

Gelecekte bu projelerinde kullanılmak üzere kendilerine geleceğin kölelerini üretmek için yeni bir tanrısız mistizm dini oluşturmaya çalışıyorlar. Bunun içinde Harry potter, kralın dönüşü, Ejderha ve kral benzeri çok sayıda kitabı yeni yetişen gençlerin okuması için küçücük harfler ile beş yüz sayfayı geçen ve serisi yirmi kitaplık olan sonsuz post modern çağ masalları üretip yazıyor ve meşhur edip dağıtıyorlar..

Bu dahi Dünya toplumunu kontrol edilebilir delilerden oluşan tek dünyaya götürmek ve akıllı olarak sadece yönetici seçilmişlerin akıllandırılacağı bir düzen kurmaya çalıştıklarını göstermektedir. Tabi ki tam tepeye de hala dünya gizli devletinin başındakiler oturacak diye ön görüyor olmalılar.

Sonuç: Benim düşüncen bir Rus bilim adamının iddia ettiği gibi Amerika 2010 da parçalanır mı bilmem. Çünkü bana Amerikalı elitlerin 2010 için hazırlıklarını tamamlamış olacaklarını sanmıyorum. Buna henüz izin vermek istemezler. Ama başka birileri bu duruma rağmen bahsettiğim olası gizli projeyi durdurmak veya akamete uğratmak amacı ile daha önce düğmeye basabilir. Ama proje sahipleri kendi iradeleri ile böyle bir durum olmasa bile daha ileride bu durumu zaten başlatıp o hengame de kaçıramadıkları son değerli şeylerini toplayıp kaçacaklardır. Bizden bilhassa Sabiha gökçen hava alanını bu hızlı tahliyede kullanmak için istediklerini düşünüyordum. Şimdi artık bu alan Bağdat  gibi yeni hava köprüsü kurulabilecek yerlere kaydı sanıyorum.

A.D.Şimşek

Not: Bazı örnek kısa yollar

http://www.netpano.com/haber/2492/Beyni/Yönlendirildiğini/İddia/Eden/Kadın/(video)

 

http://www.netpano.com/makale/?makale=207

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.