26 Ocak 2009

(anadoluhaber) ***HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI***

                   HAYATIN İÇİNDEN

                                                 KAHVE MOLASI

 

 

Hüseyin BAYHAN

 

 

 Hayat Bilgisi

Yalan

Yalanı iş edinme, çok yalan söyleme. Yalan, kişinin gerçeği saklayıp bildiğinin aksini söylemesidir. Yalancılık çok çirkin bir huydur. Dinimiz yalanı haram kılmış ve şiddetle yasaklamıştır.

Yalan rûhî bir hastalıktır, Müslümanların kendilerini bundan korumaları gerekir. Çocuklar daha küçükken doğru sözlülüğe alıştırılmalı, yalanın zararları kendilerine anlatılmalıdır.

Cenab-ı Hakk, "Yalan sözden kaçının" (Hac, 22/60) diye emrettiği halde basit dünya menfaatleri için yalan söyleyenler vardır. Özellikle yalan yere şahitlik yapmak çok kötü bir davranış ve büyük bir günah sayılmıştır. Gerçek bir Müslüman kendi aleyhinde de olsa, doğru söylemeli ve asla yalana yaklaşmamalıdır. Çünkü Allah Teâla şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler! Hak üzere durup adaleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyleyen şâhidler olun. Velev ki, o şahitliğiniz nefisleriniz yahut ana babanızla yakın akrabanız aleyhine olsun. İster üzerine şahitlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun" (Nisa, 4/135).

Peygamber Efendimiz de, yalan söylemenin ve yalan şahitlik yapmanın büyük günahlardan olduğunu ısrarla belirtmiştir (Riyazü´s-Sâlihîn, III, 138). Ayrıca yalanın münafıklık alâmetlerinden olduğunu haber vermiştir (Müslim, İman, 107).

Dinimizde sadece üç yerde yalan söylemeye izin verilmiştir:

a) Zulüm ve haksızlığa uğramış bir adamın can, mal veya namusunun zarar görmekten kurtarılması için;

b) Dargın olan karı-kocayı veya iki kişiyi barıştırmak için. Çünkü Rasûlullah, İnsanlar arasını düzelten, bunun için hayırlı söz söyleyen ve hayırlı söz ulaştıran kimse yalancı değildir" (Müslim, Birr ve Sıla, 27) buyurmuştur.

c) Harpte düşmanı yenmek için.

Yalanın kötülüğüne gelince, Peygamberimiz ( s.a.s.);

"Yalan kötülüğe, kötülük Cehennem´e götürür. İnsan yalancılık yapa yapa, nihayet Allah katında yalancılardan yazılır" (Buharî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103-105) buyurmuştur. Yalanın en büyük kötülüğü işte budur. Yani, insanı Allah Teâla´nın rızasından uzaklaştırıp Cehennem´e götürmesidir. Ayrıca yalan insanları birbirine düşürür, güven duygusunu yok eder, toplum içinde karışıklıklara sebep olur; dostlukları yıkar, yerine düşmanlık tohumları eker. Yalan er geç ortaya çıkacağından, yalancılar, kendilerine güvenilemeyen, saygı duyulmayan ve sevilmeyen insanlar durumuna düşerler. Kısaca yalan, insanı dünyada da ahirette de felâkete sürükler.

Kaynak : Şamil İslam Ansiklopedisi

 

 

 

KISSADAN HİSSE

 

SEVGİ KUTUSU

 

Adam 3 yaşındaki kızını, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı, küçük bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı.
           Küçük kız paketi getirip;
            "Bu senin babacığım" dediğinde adam çok üzüldü. Acaba o kaplama kağıdı için gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece önce yaptığından utanarak kutuyu açtı fakat kutunun içi boştu. Adam, küçük kızına yine çıkıştı;
            "Birine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?.."
            Küçük kız ağlamaya başladı;

"O kutu boş değil ki baba ! İçini öpücüklerle doldurmuştum !..

" Adam o kadar çok üzüldü ki, koşarak kızını kucaklayıp, sarıldı. Beraberce ağladılar.
 Adam o kutuyu ömrünün sonuna kadar sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerden birini çıkarırdı.
 
             Kim bilir belki de pek çoğumuza böyle bir kutu verilmiştir. İçindeki hediyenin sadece bir simge olduğu, ve gözümüzle göremediğimiz sevgilerle, öpücüklerle dolu bir hediye kutusu.
             Zor zamanlarda bu tarz hediye kutularını çıkarıp içine bakabilmeyi başarmak, mutluluğun anahtarlarından biri olabilir.

 

NÜKTE

10 ALTIN ÖĞÜT ve 3 ŞEY

1.   Düşünmeye vakit ayır; Düşünce güç için kaynaktır.

2.   Eğlenceye vakit ayır; Eğlence gençliğin sırrıdır.

3.   Okumaya vakit ayır; Okuma bilginin pınarıdır.

4.   Duaya vakit ayır; Dua, güç anlarda direnmenin desteğidir.

5.   Sevmeye vakit ayır; Sevme yaşamı tatlı kılan şeydir.

6.   Anlaşmaya vakit ayır.

7.   Gülmeye vakit ayır; Gülme ruhun müziğidir.

8.   Vermeye vakit ayır; Verme günün aydınlığıdır.

9.   İşini yapmaya vakit ayır.

10. Teşekküre vakit ayır; Teşekkür, yaşam pastasının kremasıdır.

 

İdare edilecek 3 şey: Dilimiz, Huyumuz, Hareketlerimiz

Sevilecek 3 şey : Cesaret, Nezaket, Yardım

Nefret edilecek 3 şey: Kin , Kibir, Nankörlük

İstenen 3 şey: Sağlık, Dostluk, Huzur

Düşünülecek 3 şey: Hayat, Ölüm, Sonsuzluk

 

 

 

 

SEVGİ ÜZERİNE...
Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin kuvvetlisine aşk denir. Deyim olarak sevgi, hiçbir karşılık beklemeden sevgiliye [Allaha] tâbi olmak, ona itaat etmek, onun her işini güzel, her eziyetini, her iyilikten daha tatlı görmek ve onun dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek, kısacası onun rızası için yaşamaktır.
Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, gerçek aşıkların elinde değildir. Çalışmaksızın, zahmet çekmeksizin kendiliğinden hasıl olur. Dostun dostları güzel görünür ve düşmanları çirkin ve kötü görünür. Aşıklar, sevgililerinin delisi olup, onlara aykırı bir şey yapamaz. Aykırı gidenlerle uyuşamaz. İki
zıt şeyin sevgisi bir kalpte yerleşemez. Bilip anlamadan sevgi gerçekleşmez. Ancak bilinen sevilir. Sevgi; cansızların değil, canlı ve anlayışlı olanların özelliğidir. İnsanın anladığı, zevk ve rahatlık duyduğu her şey sevimli; acı duyduğu, nefret ettiği her şey sevimsizdir. Zevk alınan her şeyin, zevk alan için sevimli olması, gönlün ona meyletmesi demektir. Her duyu, ancak anladığı şeyden zevk alır, ona meyleder, onu sever. Mesela gözün zevki, görüp hoşlandığı şeylerdir. Kulağın zevki, duyduğu güzel seslerdir. Burnunki güzel kokulardır. Dilin zevki, yiyip içtiği şeylerin tadıdır. Dokunma duygusunun, tutmanın zevki, yumuşaklık ve zevki okşayan şeylerdir. İşte duyularla anlaşılan bu şeyler, hoşa gittikleri için sevilir.
Beş duyunun hiçbiri ile anlaşılmayan sevgi de vardır. Altıncı bir duyu ile bilinir. Beş duyu ile elde edilen zevkte, hayvanlar da ortaktır. İnsanın kalb gözü, baştaki gözden daha kuvvetlidir. Aklın anladığı güzellik, gözün gördüğünden daha büyüktür. Sevginin sebepleri üçtür:
1- Her canlı kendini sever. Kendini sevmek, varlığının devam etmesini istemek ve yok olmaktan hoşlanmamak demektir. İşte bunun için insan, yaşamayı sever ve ölümden hoşlanmaz. Varlığımızın devamı gibi, her şeyimizin mükemmel olması da sevilir. İnsan, önce kendi zatını, sonra uzuvlarının selametini sever. Daha sonra malının, evladının, akraba ve dostlarının selametini sever. Bunları, vücudunun devam ve kemaline sebep oldukları için
sever. Mesela evladından bir fayda görmese de sever. Çünkü kendinden sonra neslini devam ettirecek odur.
2- İnsan, ihsanı sever. İnsan, ihsanın kölesidir. Gönül, kendine iyilik edeni sever, kötülük edenden nefret eder. İnsan, ister istemez iyilik edene karşı sevgi duyar. Sağlık sevilir. Sağlığının devamı için doktor da sevilir. Doktoru da kendimizi sevdiğimiz için severiz. Bunun gibi ilmi de, öğretmeni de severiz. Öğretmeni ilme sebep olduğu için severiz. Para, çeşitli ihtiyaçları karşılamaya ve yiyip içmeye vasıta olduğu için sevilir. Yemeğin kendisi de yenmek için sevilir. Biri bizatihi, diğeri ise vasıta olduğu için sevilir. İyilik edeni sevmek, onun şahsını değil, iyiliğini sevmektir. İyilik kalkınca, sevgi de kalkar. İyilik azalırsa, sevgi de azalır.
3- Bir kimseyi, ettiği iyilikten dolayı değil, bizzat zatından dolayı .sevmek, yok olup tükenmeyen gerçek sevgidir. Bu da güzeli sevmek demektir. Güzelliği anlayan güzeli sever. Güzelliği sevmek, güzelliğin zatındandır. Çünkü ondaki güzelliği anlamak, zevkin kendisidir. Güzeli anlamak da bir zevktir. Akarsu, yeşillik, tabiattaki güzellikler yiyip içildikleri için
değil, sırf güzel oldukları için sevilir. Bu insanın elinde olmayan sevgidir. Allahü teâlânın güzel olduğu bilinirse, onu da sevmemek .imkânsızdır. O ise, güzeller güzelidir. Hadis-i şerifte, (Allah güzeldir, güzeli sever) buyruluyor.



--
Bana ulaşmak için: dosta333@gmail.com

http://hbayhan.blogspot.com/

Kuşlar gibi uçmayı,balıklar gibi yüzmeyi,öğrendik ama basit bi sanatı
unuttuk,insan gibi yaşamayı.

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.