11 Ocak 2009

(anadoluhaber) Teşekürler İsrail


Teşekkürler, İsrail!...

Bazıları "Bu nasıl başlık?" diye düşünebilir. Hele durun
 Necati Çavdar

Hayıtında karıncayı incitmeyen milletimin fertleri ve diğer dünya
insanların, İsrail'in sergilediği ve haksızlığı son saldırılarında
çok daha iyi anlaşılan insanlık dışı uygulamalarını kabul ettmemiz
mümkün değil.


Ancak bir çok insana anlatamadığımızı İsrail çok açık ve seçik anlattı.
Anlamayanlar anlar hale geldi.
Bir çok insan yazıyor çiziyor.


İsrail'in en yakın hedefi: Arz-ı Mevud..
Yani sözde "Vaad edilmiş topraklar"...
Bunun böyle olduğunu İsrail ve Siyonistler inkar etmiyorlar ki..


Fakat bizim at gözlüğü takmış insanlarımız anlamazlıktan geliyordu.
Yer yüzünün "demokratik" diye takdim edilen "hamamlar kontrolündeki"
tek teokratik devleti İsrail ve diğer siyonistler; gidecekleri son
noktanın "Kaynağının ne?" ve niçin insanlık dışı metodllara başvurarak
o gaye için hareket ettiklerini inkar etmiyorlar ve açıkça dile
getiriyorlardı..


Bu konuda bir siyonist siteden aşağıdaki alıntıyı birlikte okuyalım:

" YEOŞUA VE VAADEDİLMİŞ TOPRAKLARIN ALINMASI


Yeoşua'nın kitabı şöyle başlar:
"Tanrı'nın kulu Moşe'nin ölümünden sonra, Tanrı, Moşe'nin yardımcısı
Nun'un oğlu Yeoşua'ya şöyle der: " Kulum Moşe ölmüştür ve şimdi kalk
ve Ürdün Nehrini geç. Sen ve tüm halkın, İsraeloğulları'na verdiğim
topraklara gideceksiniz. Ayağınızın bastığı her karış toprağı, Moşe'ye
söylediğim gibi, size verdim. Yaşamın boyunca hiç kimse senden yetkili
olmayacak.."


Yeoşua'nın kitabı, Yahudi tarihinin çok önemli bir bölümünde, İsrael
topraklarının alınışını ve İsraeloğullarının oraya nasıl
yerleştiklerini anlatır.


O zamanlar, 'Vaadedilmiş topraklar' diye anılan yerlerin, güneyi
Mısırlılar, kuzeyi ise Asurlular'ın elindeydi. Fakat iki devlet de
orayı yönetmiyorlardı. Aslında, toprakların bu bölümünü yöneten kimse olmasa da , 7 Kenaan kavmi , haritanın tümüne dağılmış , duvara
çevrili 31 tane şehirde yaşıyorlardı ve her birinin de kendi kralı
vardı. ( Yeriho, Ay şehri ve o zamanlar Yebusiler denilen kavmin
yaşadığı Yeruşalayim de bu şehirlerden biriydi. )
İsraeloğulları , topraklara girmeden evvel, Kenaan kavimlerine şöyle
bir mesaj gönderirler: " Dünyanın yaratıcısı Tanrı , bu toprakları
atalarımıza vermiştir.Biz de mirasımızı almak için buradayız ve
sizlerin de barış içinde burayı terk etmenizi istiyoruz."
...
Bu arada, Yeoşua, Tanrı'dan , eğer Kenaanlılar gitmezlerse, onları
topraklardan atması gerektiğine dair kesin emirler alır, çünkü eğer
diğer kavimler o topraklarda yaşamaya devam ederlerse Yahudiler'i
ortadan kaldıracaklardır. Kenaanlı kavimler son derece ahlaksız
olduklarından ve puta taptıklarından , Yahudiler'le komşu olamazlardı
. Bu, tıpkı kötü bir muhitte yaşamanın, çocuklarınıza zarar verdiğini
düşünmeniz gibidir. Dış etkilere karşı her zaman dikkatli olmalısınız.
...
HEPİMİZ BİRİMİZ, BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN


Tanah'ın burada bizlere söylediği en harikulade şey , Tanrı'nın
emirlerine uymanın ne kadar önemli olduğu ve Yahudiler için – birimizi
hepimizi ,hepimiz birimiz için -,ilkesinin geçerli olduğudur.
Bu dersten yola çıkarak, Yahudilik'te, kişisel sorumluluğun yanında,
kollektif sorumluluğun da olduğunu görmekteyiz – hiç kimse bir ada
değildir. , herkes bir bütünün parçasıdır ve kendinin olduğu kadar,
başkalarının hareketlerinden de sorumludur..


Bugünün dünyasında, herkesin diline doladığı söz: "kendi işine bak
"tır. Halbuki eğer Yahudiler'in eski zamanlarda yaptıkları gibi
hareket edersek , dünyadaki sorunların yarısı ortadan kaybolur.
...
....Yahudiler için önemli bir noktaya dikkat çekilmektedir: Sizler ,
ruhani açıdan yüksek bir kademedesiniz.


Eğer , sadece küçük bir grubun yaptığı bir hataya göz yumulursa, zaman
içinde bu küçük grup, tüm topluma zarar verecektir. Bu zaten zamanla
gerçekleşmiş olan şeydir fakat tarihin o bölümüne gelmeden önce,
Yahudiler , Vaadedilmiş topraklarda Hakimler dönemi denilen güzel ve
tatlı zamanlarını yaşayacaklar"( http://www.sevivon.com)

Evet "Vaadedilmiş topraklarda Hakimler dönemi denilen güzel ve tatlı
zamanlarını yaşayacaklar" ..
Rüya bu..


Sergilenen vahşet.. Şehirler ve insanlar arasına çekilen utanç
duvarları.. Şehirleri, bölgeleri boşaltın, yoksa her şey "hedef"
emirleri..Hepsi bu rüyanın gerçekleşmesi ve sözde ilahi emrin yerine
getirilmesi için..


Adamlar yaptıklarını beş- altı bin yıllık rüya ve dini gereklilik
için yapıyorlar.


Ve asıl gayelerine erişmek üzere hedeflerini, dünyanın bir kısım
insanlarının içine girdiği güvenlik sendromu kılıfına sararak
gizleyip, kendilerine taraftar bulmak üzere pazarlayabiliyorlar..
İsrail, yaptığı vahşetle ülkemizde ve dünyada kendine karşı oluşan
nefret çenberini kendi eliyle büyütmüştür..


Önceki gün Kızılay'da dolaşıyorum.
Kendisinin islam dinine yakın olduğu filanda söylenemeyeceği, hatta
eskiden "kominist " damgası yiyerek sattğı bir kitapdan ötürü
emniyette birkaç gün misafir(! ) edilerek "hal hatır sorulan" bir
arkadaş İsrail zulmüne sonnunda isyan ederek şiir yazmış.Bir manifesto
şeklindeki şiirini dükkanının camına asmış.


Gelen giden ilgi ile okuyor.
50'li yaşşını geçmiş olduğu halde İsrail zulmü sahaf Fırat Bey'i
"şair" yapmış..


Daha onlarca sene öncesine kadar asırlarca bir çavuşun idarasinde
barış içinde yaşattığımız ve bu gün Batı'lı güçlerin ve onların
mutlak desteğindeki İsrail'in elinde kan deryası içinde yüzen
bölgenin; "İsrail'in, Filistin'in tapusunun bizde" olduğunu
hatırlıyor, hatırlatıyor Frat bey.
Her olayı "İslamcılıkla ve Osmanlıya öykünmekle" açıklayan kimi
çevreler için gelinen nokta az merhale midir?..


Bütün millet, ibadetlerinde İsrail zulmü hatırlarken, Alevi
kardeşlerimiz Yüksel Caddesinde İsrail Zulmünü kınamak iççin Samah
dönüyorlar.

Her hangi bir yerde İsrail Zulmünü kınamak için bir protesto olsa
hangi düşünceden insan olursa olsun katılıp destek veriyor, yanyana
pankart açıyor..


Bir birlerinin imza kampanyalarına destek veriyorlar.


Bu milletin fertlerinin hangi düşüncede olsursa olsun aynı insani
duyguları taşıdrığı, aynı büyük davaları birlikte omuzlaması
gerektiğini söylüyor, diliyorduk.
Ancak İsrail zulmü ve israil sayesinde bu kadar birlikteliğini
sağlandığını ilk defa görüyorum, yaşıyorum.


Yılllardır yapamadığımızı İsrail ve Batı uyguladağı insanlık dışı
metotlarla yaptı, milletin gözünü açtı, gönüllerini birleştirdi.


Yine sergilenen oyunlarla Birleşmiş Milletler vs gibi ulusslararası
örgütlerin aslında uluslararası eşkiyanın birer maşası ve politika
uygulayacısı olduğunu da açık seçik bir kez daha gördük. Bunun böyle
olduğunu bilmeyenlerde bildi, görmeyenler de gördü..


Vicdanını politik hırs ile karartmamış ve para satmamış, "Hak'sız
güce" tapmamış insanlık alemi sergilenen vahşeti günbe gün yaşayarak,
"ne yin ne olduğunu" daha iyi anlar hale geldi.
Ve bu zulüm sayesinde artık İsrail ve onun destekçilerinin vahşetle
bir yere varamayacağını kesin olarak görmüş olmaları da başka bir
kazanç..


Aksi halde BM'nin ilan ettiği "ateşkese " rıza göstereceklerini zannetmiyorum..


Ancak, dünya insanlarının en azından vicdanlarının isyanı ve başta
ABD-İngiltere Anglo-Sakson imparatorluğu- olmak üzere İsrail
destekçileri ve onun eteğine yapıştırılmış Ortadoğu despotlarının
çabalarına rağmen yine de bu noktaya gelinişi siz; Babil sürgünü
yiyen, Mısır'dan atılan "İsrail'in İkinci Milletler Topluluğu'nun
Roma İmparatorluğu'nun elinde acıklı sona ulaşmasının hikayesini" iyi
bilen Siyonistler için; "Üçüncü Milletler Topluluğunun iradesinin
yakın olduğu" korkusunu yüreklerinde histetmesinin başlangıcı
sayabilirsiniz..


 Tüm bunları sıralayınca gelinde " Teşekkürler İsrail!" demeyin..
Gerçeklerin ortaya çıkması için elbette Filistinde dram yaşanması,
lübnanın çoluk çocuk, yaşlı kadın vahşet gösterilerinin uygulama
alanı olması gerekmezdi.
Milletimin fertlerini bir birlerine daha da yakınlaştırdığı, kimi
aydınların gözüünü açtığı, yan yana gelip konuşamayanları aynı
platformlarda buluşturduğu, aynı duygular için gönülleri birleştirdiği
için;


" Teşekkürler İsrail... "


necaticavdar@gmail.com
 


--
NECATİ  ÇAVDAR
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.