31 Ocak 2009

Irak'ta 1 milyon Müslüman'ın katledilmesini seyreden Tayyip bey Davos'ta niye gürledi

Doğrudur, Gazze'de korkunç bir İsrail zulmü var.
Bundan dolayı toplum olarak elem duyduğumuz vakıadır.
Ama sormak lazım, benzer ve hatta çok daha ötesi katliamlar hemen
yanıbaşımızdaki Irak'ta yapılmadı mı?
Orada akan Müslüman kanı değil miydi?
Öyle idiyse orada olanlara gıkını bile çıkarmayanların şimdi Filistin
bağlamında pozlara bürünüp kahramanlık taslamaları nasıl inandırıcı
olabilir?


İkiyüzlülüğün belgesi
İmam-ı Azam hazretlerinin, Musa Kazım Efendilerin Kabri Şerifleri
bombalanır, insanlar Ebu Gureyb Hapishanesi'nde hayvan misali
boğazlanırken bir kınama demecini bile vermeyenlerin şimdi günah
çıkarırcasına Gazze'deki bebeleri kullanmaları ahlaki midir?
Evet kullanma nitelemesini bilinçli olarak yapıyorum ve Tayyip
Erdoğan'ın o bebeleri siyasi fayda için dillendirdiğini düşünüyorum.
Yok ben ulusalcı kardeşimiz Nihat Genç gibi gaza gelip tir tir
titremiyorum, tersine sergilenen bu ikiyüzlülük adına utanç duyuyorum.
Telafer'de, Bağdat'da, Basra'da olanlara yıllar yılı susmanın ötesinde
lojistik destek vereceksin, ama seçim kapıya geldiğinde birden
Filistin mücahidi kesileceksin!
Yemezler kardeşim yemezler!
Hem meydan okumak öyle lafla, tiyatro ile poz atmakla olmaz!
Eyleme dönüşmeyen tavır kuru gürültüdür.
Hatırlayın, benzer şeyleri üç sene önce de gördük.
Tayyip bey yine İsrail'e hücum eder gibi olmuştu da Washington'dan
randevu alamamıştı.
Peki ne oldu sonra?
Erdoğan İsrail'e koşmuş ve aman dileyerek Washington'dan randevu
almıştı.
Dahası, bırakın onu bunu, arkadaş madem medyan okuyor ve tutum
alıyorsun, Dünya Yahudi Kongresi'nin 100 yıldır hiçbir Müslüman öndere
vermeyip sana layık gördüğü o cesaret madalyasını geri versene! Şekli
bile olsa İsrail'e eylemli bir tavır takınsana!


Yakarma ve sünepelik
Bunları yapmayacaksın, ama çıkaracağın kuru gürültülerle kahramanlık
taslayacaksın!
Bir başka komiklik, yapılan sünepelik istismarıdır.
Tayyip beye göre bizim millete sünepelik yakışmazmış!
Elhak yakışmaz, kuşkun mu vardı buna!..
Ama dur bir dakika!
Sünepelik konusunda bu ülkede konuşması gereken son adam sensin!
Niçin mi?
Yahu sen değil misin Washington'un Yahudi mahfillerinde "Beni
kullanın, ne olur deliğe süpürmeyin" diye yalvarıp yakaran...
Bunu yapan ya da kendi adına yaptıran birinin sünepelik sözcüğünü
ağzına almaya hakkı olabilir mi?
Dahası Türk ordusunun başına bin yıldır ilk kez senin başbakanlığın
döneminde çuval geçirilmedi mi?
O rezalete ses çıkarmayan ve nota verelim diyenlerle de "Ne notası,
müzik notası mı" diye eğlenen ve onlarla alay eden birinin hiç sünepe
millet değiliz demeye hakkı olabilir mi?


İstismar padişahı
Pardon pardon, sevgili Nihat Genç'ten özür diliyorum, ben de
titriyorum, ama benimki onunkinin tam tersi, yani ortaya konan tiyatro
ya da riyakârlıktan ötürü çıldırıyorum!
Evet hiç dolandırmadan yazıyorum, Tayyip Erdoğan'ın Davos tutumu
siyasi şovdur ve tıpkı Hayrünnisa hanımın türbanı misali iç tüketime
sunulmak üzere vizyona konmuştur.
İstismar padişahı Erdoğan, yaşlı Peres'in verdiği pası iyi
değerlendirmiş ve golü atmıştır. Hadise yoksulluk, hırsızlık,
işsizlik, yani toplumsal kaos ve de Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bunalan
Erdoğan'ın her zaman yaptığı gibi kendini hamaset ve istismar denizine
atmasından ibarettir!


Açım Tayyip diyen Rizeli hapsi boyladı!
Yer Rize - Potamya (Güneyce) yolu, yani Tayyip Erdoğan'ın babasının
nüfusa kayıtlı olduğu ilçe güzergâhı... Başbakan Tayyip Erdoğan
geçtiğimiz hafta sonu bölgeyi ziyarete gidiyor. Erdoğan il
merkezindeki törenlerden sonra babasının ilçesine gitmek için yola
çıkıyor.

Tayyip duymasa da...
Tabii bu süreçte Rize ili sınırları dahilinde neredeyse her yerin
trafiği kesiliyor. Erdoğan'ın görkemli ve uzun konvoyu Salaha
Deresi'nden yukarıya doğru kıvrılırken adı Fahri Topçu olan 35
yaşındaki Rizeli yol kenarında feveran ediyor: "Ula Tayyip hepumuzi aç
biraktuğun yetmeyurmuş cibi şimdi bi da yolları cesturdun! Allah'tan
kork Allah'tan. Hepumuzi aç biraktun, canumuzi yaktun. Obur tarafta
coruşuruz..." Tayyip bey bunları duymadı ama başkaları duydu... Kimler
mi onlar?.. Erdoğan'ın yakın korumaları...

Ve sonra olanlar...
Peki sonra ne mi oldu? Bu sözleri eden Rizeli Fahri Topçu hemen yaka
paça yere yatırılıp üstü arandı. Bitmedi sürüklenerek polis aracının
paspasına yatırıldı. Bitmedi, ardından bir fezleke hazırlandı ve
derhal nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Sonuç: Fahri Topçu tutuklandı,
yani o şimdi hapis... Peki itham edildiği suçu mu soruyorsunuz? Devlet
büyüklerine hakaret... Evet bu şekilde Tayyip Erdoğan kendi
memleketinde hemşerisini hapse attıran Başbakan olarak da tarihe
geçmiş oldu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.