‘İsrail Hemen Etkisizleştirilmelidir!’


Yeni Devir Hukukçular Derneği’nin Basın Bildirisidir!

Çağrımız bu ülke siyasetçilerine, en başta da sayın Recep Tayyip Erdoğan’adır!
Sayın Başbakan, İsrail ‘devlet’ini ilk önce tanıyan bir ülkenin başbakanıdır.
Bu, %90’ı Amerika ve İsrail düşmanı olan bir halka büyük ihanettir.
Sayın T. Erdoğan, %47’lik bir oy oranı ile iktidara gelen bir başbakan olarak halkının hislerine tercüman olup, “İsrail’i tanıyan ilk devlet” olma ayıbından kurtulmak zorundadır.
Bu ayıptan kurtulmak için ivedilikle yapması gereken şunlardır:

1- Sayın Başbakan evvelâ, Amerikalılarca düzenlenen ve içeriğinde; “Türkiye’de Amerika’nın nam ve hesabına çalışacak politikacı tipi yetişmiştir. Dışarıdan herhangi bir müdahaleye gerek yoktur.” yazan raporda belirtilen klâsik Amerikancı politikacı tipinden olmadığını ispatlamalıdır!
2- Bu ülkeye ve bu bölgeye has ve hususi olan bir siyaseti yürütmekle mükellef olan sayın Erdoğan, mükellefiyetinin tabiî tezahürü hâlinde İsrail uçaklarının Türk hava sahasına girmesini yasaklamalı, hava sahasının ihlâlini savaş sebebi sayacağını ilân etmelidir!
3- İsrail ile imzalanan ve siyasî, iktisadî, askerî vb. mahiyetli olan bütün anlaşmalar istinasız feshedilmelidir!
4- Filistin Meselesi’nin çözümünde Hamas’ı Filistin topraklarında tek muhatap olarak kabul ve bunu ilân etmelidir!
5- Bütün bir dünyanın meselesi olan Filistin Meselesi’nin ancak ve ancak 91’den beri devam eden Irak İstiklâl Savaşı’na destek vermek suretiyle çözüleceğini idrak etmeli, bu çerçevede İncirlik başta olmak üzere bütün Amerikan üslerini kapatmalıdır!
6- Suriye devleti ve Irak’taki direniş grupları başta olmak üzere bölgenin bütün siyasi aktörleri ile “İsrail’i etkisizleştirme” ekseninde işbirliğine gitmelidir!
7- Pakistan’dan Filistin’e, Filistin’den de Somali’ye uzanan bir hat çizmeli, bu hat üzerinde olan ülkelerle münasebetimizi ve onun mahiyetini gözden geçirmeli, münasebetimizin yeni mahiyeti Türkiye’nin misyonuna yaraşır olmalıdır.
8- “İsrail’i etkisizleştirme” mihverinde şekillenen ve devlet başkanları düzeyinde olan bir konferansı İstanbul’da tertip etmeli, birçok ülkenin bu konferansa katılımını sağlamalı ve o konferansın sonuç tebliğinde şunların yazılmasına öncülük etmelidir:

“Tarihçi A. Toynbee’nin de ifade ettiği üzere; ‘Siyonizmin saldırısı ahlâkî sorumluluk bakımından Nazi cinayetlerini gölgede bırakmıştır.’
Bu cinayetler karşısında sessiz kalmak ve İsrail’e o cinayetlerin bedelini ödetmemek en başta kendi halklarımıza ihanettir.
Fakat asıl cinayet; mevcut uluslararası hukuku; ‘câri bir hukuk’ olarak görmek olacaktır.
Mevzuatlardan ibaret olan ve güçlüyü haklı kılan uluslararası hukuk; Anglo-Sakson bir kültürü bütün dünyaya dikte etmenin aracından başka bir şey olmayıp, son kertede İsrail’in menfaatlerine hizmet etmektedir.
Durum, tıpkı Romalı hukukçuların dediği gibidir: ‘Bizler, kılıçla hâlledemediğimiz şeyleri, hukukla hâllederiz.’
Romalıların torunları da aynı şeyi yapmakta, hukukları aracılığıyla ülkeleri işgal etmekte ve yine hukukları aracılığıyla zihinlerde fikrî tahakküm kurmaktadır.
F. Neumann’ın ifade ettiği üzere: ‘Liberal burjuvazi sadece kendi devletini hukuk devleti olarak adlandırmakla, kendi talepleriyle uyuşmayan diğer bütün devlet tiplerini, hukuksuzluk devletleri ya da despotluklar kategorisine yerleştirmiştir.’
Kendi talepleriyle uyuşmayan ülkeler işgal edilmiş, bütün yeraltı ve yerüstü kaynakları talan edilmiştir. Bütün bunlar, ‘insan hakları, demokrasi’ vb. yaftalarla yapılmıştır.
Yapılan işgallere hukukî bir çehre kazandırılmak istenmiş, hep tek taraflı işleyen uluslararası hukuk, işgal güçlerinin paravanı olmuştur.
Tarih bunun misâlleri ile doludur. Bunlardan bir tanesi 91’deki Körfez Savaşı’dır. Bu savaşın hukukî kılıfı; BM üyesi bir ülkenin başka bir ülkeyi işgal etmesidir. Hukukî mantık şuydu: Irak, BM üyesidir. Başka bir ülkeyi işgal etmiştir. İşgal edilen Kuveyt, BM’den yardım istemiştir. Bu yardım talebine istinaden ve uluslararası hukuk mevzuatına son derece uygun olarak bir harekat düzenlenmeli, işgal kuvveti olan Irak, Kuveyt’ten zorla çıkarılmalıdır.
Mevzuat ve hukukî mantık buysa, 2003’teki savaşta da aynı mantık işlemeli ve şöyle olmalıydı: Irak, BM üyesidir. Başka bir BM üyesi olan ABD başta olmak üzere İngiltere, İspanya vd. devletlerce işgal edilmiştir. İşgal edilen Irak, BM’den yardım istemiştir. Bu yardım talebine istinaden, uluslararası hukuk mevzuatına son derece uygun olarak bir harekat düzenlenmeli, ABD başta olmak üzere bütün işgal güçleri Irak’tan zorla çıkarılmalıydı.
Ama böyle olmamış, anlaşmalarla şekillenen ve temel mantığında ‘güçlü, haklıdır’ anlayışı olan uluslararası hukuk mezara girmiştir.
Bizler, mezara giren ve kan, nefret ve gözyaşıyla malül olan uluslararası hukuku ‘Cenevre Sözleşmesi’, ‘Lahey Adalet Divanı’, ‘Uluslararası Savaş Suçluları Mahkemesi’ gibi lâflarla tekrar diriltmeyeceğiz!
Evet; Fukuyama’nın dediği gibi; tarihin sonu gelmiştir.
Sonu gelen tarih; Batı’nın ‘modern tarihi’dir. Düz bir satıh üzerinde ilerleyen, ufuksuz, öncesiz ve sonrasız olan ‘modern zaman’dan sonra bizim zamanımız ve ‘bizim zamanımız’ın ruhu bütün dünyaya hâkim olacak ve bu ruha nispetle şekillenen ve temel mantığında ‘haklı, güçlüdür.’ anlayışı olan hukuk, bütün dünyada câri hâle gelecektir.
Haklıyı güçlü kılan hukukun bütün dünyada câri hâle gelebilmesi için İsrail’in etkisizleştirilmesi şarttır! Ve bu uğurda ne gerekiyorsa yapılmalıdır ve yapılacaktır!”

Maddeler hâlinde sayılan hususlar, Filistin Meselesi’nin çözümüne ilişkin olup, son derece reel-politiktir. Bu ülkeye has ve hususi bir siyasetin özümsenmesi ile birlikte tatbiki, yani İsrail’in etkisizleştirilmesi, ân meselesidir!
Aksi hâlde çözüm gecikecektir. Ve bizler muhtevadan yoksun bir hissîlikle vakit geçirip çözümü geciktirdiğimiz her ân, İsrail Filistin’de bir çocuk daha öldürecektir.
Anca bilinmelidir ki; İsrail’in öldürdüğü her çocuk bizim ızdırabımızı daimi kılmaktadır.
Yeni Devir Hukukçular Derneği olarak bizler;
Hamas’lı gönüldaşlarımızı gönüldaşlık ruhuyla selâmlamakta, Filistin Meselesi’ne dair ızdırabımızın daimi olduğunu herkese haykırmakta, bu ızdırabın ancak ve ancak İsrail’in etkisizleştirilmesi hâlinde dineceğini ilân etmekte, İsrail’in etkisizleştirilmesinde gösterilecek gevşekliği, kişi, makam ve mevki ayırt etmeksizin, hainlikle eş değer gördüğümüzü beyan etmekteyiz!
‘Filistin Sen Oradan Biz Buradan!’


Yeni Devir Hukukçular Derneği

-adına-

Av. Ali Rıza YAMAN

Başkan

Yeni Devir Hukukçular Derneği
Valikonağı Cad. No: 157/10 Nişantaşı/İstanbul
Tel: 0 212 224 96 96 Fax: 0 212 219 78 74 GSM: 0 532 402 50 06 yenidevirhukukculardernegi@hotmail.com

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.