İnsanı Hak ve Hürriyetler Vakfı Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Halid Meşal'le yaptığı görüşmeyi dünyabülteni'ne anlattı.
Meşal'in 'Aç ölmekle tok ölmek arasında sadece zaman farkı vardır' dediğini belirten Yıldırım, Hamas liderinin, "Bu savaşın olmasını biz istemiyoruz. Bu savaş bitmeli çünkü şu ana kadar İsrail sadece kadınlarımızı ve çocuklarımızı öldürdü. Hamas savaşçılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 8 veya 10'dur. Başka bir şey değildir. 265 tane çocuk öldü, 100 tane kadın öldü. Yani yarıdan fazlası kadın çocuk yaşlı ölenlerin. O nedenle buna biz de çok üzülüyoruz. Ama bu ambargo kalkmadan, bütün Filistin halkı kararlı, yani çocuklarıyla beraber kararlı, savaşı, yani ateşkesi kabul etmeyecekler. Çünkü aç ölmekle tok ölmek arasında kısa bir mesafe var. Yani ambargo kalkmadıktan sonra bu ateşkesi kabul etmek onursuzluktur" dediğini söyledi.
Meşal'in Türkiye ciddi ve güzel mesajları olduğunu belirten Yıldırım, HAMAS liderinin 'Üçüncü Abdülhamid' benzetmesini de aktardı. Bülent Yıldırım şöyle konuştu: "Halid Meşal, bize, Türkiye tekrar Osmanlı oldu, Osmanlı'yı hatırlattı, Üçüncü Abdülhamid'in görevini yerine getiriyor. Kendisiyle görüştüğümüz sırada El-Cezire'de Mazlum-Der'in Konya'da yapmış olduğu eylem vardı. Görüşmemizi devam ettirirken, zaman zaman o mitinge baktık, Türkiye'nin bu faaliyetlerinden çok memnunlar. Türkiye'nin kendi yanlarında olmalarından dolayı çok memnunlar. Türkiye'nin görüşmelerde, çok önemli görev aldığını kabul ediyorlar. Bunun devam etmesi gerektiğini söylüyorlar" şeklinde konuştu.
Yıldırım, Meşal'in "Bizim kazanımımız bütün Müslümanların kazanımı, bütün insanlığın kazanımı, eğer Gazze'deki bu mücadele kaybedilirse, merhamet, adalet, insanlık, her şey yok olur ve kaybedilir" dediğini de belirtti.
Meşal'in, sadece Müslümanların değil, adalet ve merhamet ölçeğinde buluşabilen herkesin Gazze'deki bu direnişe, bu mücadeleye destek vermesi gerektiğini söylediğini anlatan Bülent Yıldırım, "Marjinalleşmemiş gösterilerin, halka mal olmuş gösterilerin daha faydalı olduğunu söyledi. Bu mücadelenin uzun soluklu olduğunu söylüyor. Bu savaştaki sıcak ortamın, bugün, yarın, belki bir ay sonra bitebileceğini söylüyor. Onun için Filistin dostlarının artması gerektiğini ifade ediyor. O nedenle gösterileri marjinalleştirmeden, toplumun her kademesine yayılacak usullerin bulunması gerektiğini söylüyor. Hatta insanlar bir yere toplanıp dağılsa, ama kalabalık olsa bu bile yeterli. Çünkü, bütün dünya ölçeğinde insanlar biliyorlar ki, Ortadoğu'da İsrail'in en büyük müttefiki Türkiye. İsrail gazetelerinde de bu çıkıyor ve İsrail gazetelerinde, 'İsrail en büyük müttefikini bu bölgede kaybediyor' diye yorumlar yapılıyor. O nedenle, eğer bu mitingler marjinalleşirse, insanlar bu gösterilere katılmaz ve Türkiye ile ilgili İsrail'in oyunları daha da derinleşir ve netleşir. Onun için gösteriler önemli, ama bu gösteriler toplumun her kesimine yayılmalı" şeklinde konuştu.
İHH Başkanı, 'Halid Meşal'in psikolojisi nasıldı?' sorumuza ise şöyle cevap verdi:
"20 yıldır hemen bütün savaş bölgelerinde yardım çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmaları yaparken her iki tarafın da liderleriyle, önderleriyle karşı karşıya gelme imkânlarımız oldu. Yani çok ilginç insanlarla tanıştık, hatıralarımız oldu. Çünkü yardım malzemesini bir yerden bir yere götürürken bazen, birbiriyle savaşan tarafların içerisinden geçmek gerekiyor. Orada kuracağın iyi ilişkiler, bu malzemelerin gitmesi için önem arz ediyor. Mesela savaş bölgelerinde aslında yenilmek üzere olan, ama etrafa psikolojik olarak 'biz iyiyiz, zaferi kazanacağız' diyen 'Evet, bu böyle diyor ama yenilgiye doğru gidiyor' dediğim birçok komutanla, liderlerle tanıştım. Artık savaşçıların yüz ifadesinden neleri anlatmak istediğini anlıyoruz. Onun için Halid Meşal'in gözlerine dikkat ettim, mimiklerine dikkat ettim, cümle aralarına çok dikkat ettim. Kesinlikle böyle bir şey yok. Ciddi manada bu savaşı kazanacaklarına inanıyor. İsrail'in açıklamadığı kayıplarının olduğunu, eğer açıklarsa İsrail kamuoyunun bunu kaldıramayacağını söylüyor. Kendilerinin yeterli güçte olduğunu söylüyor. Tek üzüntüsünün çocuklar olduğunu söylüyor. Ama anneler ve babaların kararlı olduğunu da ifade ediyor."
Yıldırım, Hamas'a getirilen 'ateşkesi bozdu' eleştirilerini Meşal'e de sorduğunu, onun da, "Ateşkesi bozan İsrail'dir. İsrail yeraltı tünellerini vurdu, kapıları bombaladı. Biz ambargonun kaldırılması şartıyla ateşkesin uzaması için çalıştık' dediğini ifade etti.
Bülent Yıldırım, İHH'nın Gazze'deki faaliyetlerinin devam ettiğini de hatırlatarak, şunları söyledi:
"Gazze ambargo altına alınmış bir toprak parçası, çok küçük bir yer. Boydan boya 40 km., enine 10 km. Yani boydan geçerseniz en fazla yarım saat, enine geçerseniz 5-10 dk.da geçebilirsiniz. Böyle bir yerin etrafı tamamen çevrilmiş durumda. İçeriye hiçbir şeyin girmesine izin vermiyorlar. İsrail ve çevre ülkeleri bu konuda çok sert bir tutum içerisinde. Daha önce, deniz yoluyla bu ambargoyu delmek için birkaç tane girişim oldu. Bir kısmı başarılı oldu. Fakat en son giden arkadaşlar, İsrail savaş gemileri tarafından taciz edildiler, vuruldular. Ambargonun kaldırılabilmesi için iki yıldır uğraşılıyor. Avrupa'dan bazen sıcak mesajlar gelmesine rağmen sonuç alıcı adımlar çıkmadı. Gazze'deki insanların açlıkla imtihanı, artık 'yer demir gök bakır' misali, çok zor bir hale geldi. Bizim bir şansımız vardı. Biz, bu savaşın olabileceğini 7-8 aydır tahmin ediyorduk. O nedenle Gazze'nin içerisine, savaş sırasında değerlendirebileceğimiz yardım malzemeleri ve nakit birikimi yapmıştık. Savaş başlar başlamaz hemen bu nakit yardımları dağıttık, diğer yardımları dağıttık, battaniye, çadır.
Bu dağıtım görüntüleri dünyaya, Gazze'ye ilk yardım dağıtım görüntüsü olarak verildi. Bunlardan bir tanesi de beş kızını birden kaybeden Filistinli kardeşimize yardımdı. Biz bu nakdi şu sebepten verdik; Evet, ambargodan dolayı Filistin'e yardım yolları kapatılıyor, ama insanlar isterse her türlü ambargoyu delip yardım götürülebilir. Filistin'e bu yardımların gitmesi lazım. Onun arkasından ayni yardımları organize etmeye başladık. Şu anda 150 tona yakın yardımı içeriye göndermiş durumdayız. Dün itibariyle yine bir uçak dolusu yardımımız buradan kalktı ve şu anda Gazze'ye girmek üzere. Ayrıca Perşembe günü bir kargo uçağımız daha gidecek. Cumartesi günü 1400 tonluk bir gemimiz yola çıkıyor, yardım götürmek üzere. Ondan sonraki hafta bir gemi daha organize edeceğiz. Yani o insani yardımların oraya gitmesi, ambulans yardımlarının oraya gitmesi önemli. Dün gönderdiğimiz kargo uçağında, bir hastaneyi donatacak kadar tıbbi malzeme vardı, çünkü İsrail tıbbi malzemelerin bulunduğu depoyu vurdu. Ameliyat malzemeleri tamamen yok edildi. Bunu haber alır almaz hemen onları organize ettik."
İHH Başkanı, ayni ve nakdi yardımların Gazze'ye artarak devam edeceğini de sözlerine ekledi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.