---------- Forwarded message ----------
From: CEVHER1 <cevhercan@gmail.com>
Date: 2009/2/6
Subject: &-katre-i_tasavvuf-& ZALİM
To: katre-i tasavvuf <katre-i_tasavvuf@googlegroups.com>
HUD SURESİ:113- Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa
cehennem ateşi yakalar sizi; Allah'dan başka bir dostunuz, bir
dayanağınız yoktur. O zaman O'nun yardımını göremezsiniz.
ZALİM
Bir kimsenin hakkını zorla elinden alan, haksızlık yapan, merhametsiz
ve gaddar kimse. Arapça bir kelime olup Arap dilinde mastarı: "Bir
şeyi ait olduğu yerin dışında bir yere koymak" anlamındadır. Bir şeyi
eksik ya da fazla yapmak yahut zamanının veya mekânının dışında yapmak
da zulüm olarak ifade edilmektedir.
Kur'ân-ı Kerîm'de cehalet, şirk, fısk anlamında "nûr"un zıddı olarak
kullanılır. Bu anlamlarıyla Kur'ân'ın temel kavramlarından biridir.
Peygamberler, insanları zulümattan nûra kavuşturmak için
gönderilmişlerdir. Mesajları aydınlıktır; karışık yollar ise
zulümattır, karanlıktır: Âllah mü'minlerin velisidir, onları
zulümattan nûra çıkarır, kâfirlerin velileri ise Tağuttur, onları
nurdan zulümata çıkarır" (Bakara, 2/257). O halde gerek fert gerekse
toplum bazında Allah'ın emir ve yasaklarının ortaya çıkardığı sonuç
nûrdur, aydınlıktır. Karşıtı emir ve yasaklar ise, zulümattır,
karanlıktır; işleri yerli yerinde yapmamaktır.
Kur'ân'da zulüm çeşitlerinin en büyükleri olarak şunlar
sıralanmaktadır:
Şirk (Lukman, 31/13); Allah'ın mescidlerinde O'nun adının (dolayısıyla
emir ve yasaklarının) anılmasına engel olmak (Bakara, 2/114); Allah'ın
bildirdiklerini gizlemek ve O'nun adına yalan söylemek (el-Bakara,
2/144; el-A'raf, 7/38; Yunus,10/17; Hud, 11/18...); Allah'ın
âyetlerini yalanlamak ve âyetlerinin başkalarına ulaşmasına engel
olmak (el-En'am, 6/157; Yunus, 10/17; Kehf, 18/57); Allah'ın
âyetlerinden yüz çevirmek (Secde, 32/22); Müslüman olduğunu iddia
etmekle birlikte Allah adına yalan söylemek (es-Saff, 61/7).
İnsan, bütün bu zulümleri işlemeye müsait bir varlıktır. Bu nedenledir
ki Kur'ân-ı Kerim'de "çok zulmeden" anlamına gelen "zelûm" olmakla
nitelenmiştir (İbrahim, 14/34).
Yüce Allah; gerek âhirette insanları cezalandırırken zalim olmadığını,
bu cezaları kendilerinin hakkettiğini sık sık vurgulamaktadır (bk. Âlu
İmran, 3/182; el-Enfal, 8/51; Hacc, 28/10; Fussilet, 41/46; Kaf,
50/29).
Zalimler âhirette cezayı hakkettikleri gibi bu dünyada da
cezalandırılırlar. İnsanların başlarına gelen toplu felaketler,
zulümleri sebebiyledir. "De ki: Allah'ın azabı size ansızın veya
açıkça gelirse zalimlerden başkası mı yok olur" (el-En'am, 6/47).
Yüce Allah, zalimleri dost edinmeyi de zalimlik olarak nitelemektedir.
Hatta zulmeden, kişinin babası veya kardeşleri bile olsa onlara dost
olmak, zalimliktir (bk. et-Tevbe, 9/23). Böylece dostluğun akrabalık
bağlarına göre değil, adalet ve inanç esaslarına göre olması gerektiği
anlatılmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm, üç çeşit zulümden bahsetmektedir:
a- İnsanın kendi kendine zulmü. İnsanın gerek bedenine ve gerekse
ruhuna karşı işledikleri haksızlıklar, kendi kendine yaptığı bir
zulümdür.
b- İnsanın Allah'a karşı işlediği zulüm. Allah'a ortak koşmak,
emirlerine riayet etmemek bu zulüm çeşidine girer.
c- İnsanların kendi aralarında yaptıkları zulümler. Toplumların helâk
olmasına neden olan zulüm, bu çeşit zulümdür.
Zulme Râzı Olmamak
Zulüm yapana 'zâlim' , zulme uğrayana da 'mazlum' denildiğini tekrar
hatırlayalım.
Zulme rızâ da zulümdür. Bir zâlimin zulmüne engel olmak için
çalışmamak, susup oturmak, onun zulmüne ortak olmak demektir.
Zulümle mücâdele yalnızca mazlumların görevi değildir. İnsanlık onuru
taşıyan, insan haklarının değerini bilen herkes zulümle ve zulmün
uygulayıcısı zâlimlerle mücâdele etmelidir.
Kur'an mü'minlere, zulme uğrayanlar uğruna mücâdele etmeyi, hatta
savaşmayı emrediyor (4/Nisâ, 75). Zulme karşı mücâdele edenler
hakhaklıdırlar ve onlara bir kınama yoktur. Ama zâlimler için en uygun
cezalar vardır (42/Şûrâ, 42).
Zulmedenler, tevbe edip zulümlerinden vazgeçmedikçe ve hakları
sahiplerine vermedikçe, kendileri için bir kuntuluş yoktur. Zulmün
sonu kötü ve çöküştür (6/En'âm, 135; 28/Kasas, 37).
Kur'an'ın insanlara gönderiliş sebeplerinden biri de, yaptıklarından
vazgeçsinler diye zâlimleri korkutmak ve tehdit etmektir (46/Ahkaf,
12).
Bir kudsî hadisde şöyle buyuruluyor:
"Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da
haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin." (Müslim, Birr 15,
hadis no: 2577, 4/1994)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
"Üç kimsenin duâsı reddolunmaz: Oruçlunun duâsı, orucunu açarken;
adâletli yöneticinin, bir de mazlumun duâsı. Allah (cc) mazlumun
duâsını göklerin üstüne yükseltir ve o duâ için gökyüzü kapıları
açtırılır.
Allah teâlâ da: 'İzzetime andolsun ki, bir süre sonra da olsa sana
yardım edeceğim' buyurur." (Tirmizî, Deavât 129, hadis no: 3598,
5/578)
Allah'a ve peygamberine itaatsizlik, zulmün görüntüsü ve isbatıdır.
Şüphesiz ki ölçüyü (hükmü ve ilkeleri) Allah ve Rasûlünden almayanlar,
onların hükümleriyle hükmetmeyenler zulme mutlaka bulaşırlar.
"Bunlar Allah'ın hudutlarıdır. Her kim Allah'a ve Rasûlüne itaat
ederse, onu altından ırmaklar akan Cennetine kabul edecektir. Kim de
Allah'a ve Peygamberine itaatsizlik eder ve O'nun sınırlarına
(İslâm'ıın ölçülerine) tecâvüz ederse, onu sonsuza kadar kalmak üzere
ateşe atacaktır." (4/Nisâ, 13-14)
Allah'ın sınırlarına da ancak zâlimler tecâvüz ederler (65/Talâk, 1).
(Zâlimler kimlerdir, kimlikleri nasıldır, kim nasıl yaparsa zulüm
olur, zâlimlerin durumu nasıl olacaktır, Kur'an zâlimler hakkında
neler söylüyor? Bu gibi soruları 'zâlim' maddesinde cevaplandırmaya
çalıştık.)
Kur'an'ın zâlimler hakkında tehdit edici bir uyarısı şöyle:
"Zulmedenler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini (yakında)
bileceklerdir!" (26/Şuarâ, 227)
Onurlu insanların tavrı şu olmalıdır:
"Kim olursa olsun, mazluma yardım etmek; kimden gelirse gelsin, zulme
karşı olmak."
"Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi
yakalar sizi."
Zalimlere dayanmayın, güvenmeyin. Yeryüzünde güç kaynaklarını
ellerinde bulunduran, ellerindeki bu kuvvetle kulları Allah'ın dışında
birtakım yaratıklara kulluk yapmaya zorlayan tağutlara, zorba
zalimlere dayanmayın. Onlara dayanıp güvenmeyin. Çünkü sizin onlara
güvenip dayanmanız, onların işlediği bu büyük kötülüğü onayladığınız
anlamına gelir. Bu, onların işlediği büyük kötülüğün günahına ortak
olmanız demektir.
"Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi." Bu sapmanın cezası olarak...
"Allah'dan başka bir dostunuz, bir dayanağınız yoktur. O zaman O'nun
yardımını göremezsiniz."
Böyle bir dönemde belirlenen yolu dosdoğru izlemek son derece zor ve
meşakkatli bir iştir. İnsana yardımı dokunacak kalıcı bir azığa
ihtiyaç duyulur. İşte yüce Allah, Peygamberine -salât ve selâm üzerine
olsun- ve O'nun yanındaki mü'min azınlığa yol azığı gösteriyor.
ALİMLERDEN ALINTIDIR
From: CEVHER1 <cevhercan@gmail.com>
Date: 2009/2/6
Subject: &-katre-i_tasavvuf-& ZALİM
To: katre-i tasavvuf <katre-i_tasavvuf@googlegroups.com>
HUD SURESİ:113- Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa
cehennem ateşi yakalar sizi; Allah'dan başka bir dostunuz, bir
dayanağınız yoktur. O zaman O'nun yardımını göremezsiniz.
ZALİM
Bir kimsenin hakkını zorla elinden alan, haksızlık yapan, merhametsiz
ve gaddar kimse. Arapça bir kelime olup Arap dilinde mastarı: "Bir
şeyi ait olduğu yerin dışında bir yere koymak" anlamındadır. Bir şeyi
eksik ya da fazla yapmak yahut zamanının veya mekânının dışında yapmak
da zulüm olarak ifade edilmektedir.
Kur'ân-ı Kerîm'de cehalet, şirk, fısk anlamında "nûr"un zıddı olarak
kullanılır. Bu anlamlarıyla Kur'ân'ın temel kavramlarından biridir.
Peygamberler, insanları zulümattan nûra kavuşturmak için
gönderilmişlerdir. Mesajları aydınlıktır; karışık yollar ise
zulümattır, karanlıktır: Âllah mü'minlerin velisidir, onları
zulümattan nûra çıkarır, kâfirlerin velileri ise Tağuttur, onları
nurdan zulümata çıkarır" (Bakara, 2/257). O halde gerek fert gerekse
toplum bazında Allah'ın emir ve yasaklarının ortaya çıkardığı sonuç
nûrdur, aydınlıktır. Karşıtı emir ve yasaklar ise, zulümattır,
karanlıktır; işleri yerli yerinde yapmamaktır.
Kur'ân'da zulüm çeşitlerinin en büyükleri olarak şunlar
sıralanmaktadır:
Şirk (Lukman, 31/13); Allah'ın mescidlerinde O'nun adının (dolayısıyla
emir ve yasaklarının) anılmasına engel olmak (Bakara, 2/114); Allah'ın
bildirdiklerini gizlemek ve O'nun adına yalan söylemek (el-Bakara,
2/144; el-A'raf, 7/38; Yunus,10/17; Hud, 11/18...); Allah'ın
âyetlerini yalanlamak ve âyetlerinin başkalarına ulaşmasına engel
olmak (el-En'am, 6/157; Yunus, 10/17; Kehf, 18/57); Allah'ın
âyetlerinden yüz çevirmek (Secde, 32/22); Müslüman olduğunu iddia
etmekle birlikte Allah adına yalan söylemek (es-Saff, 61/7).
İnsan, bütün bu zulümleri işlemeye müsait bir varlıktır. Bu nedenledir
ki Kur'ân-ı Kerim'de "çok zulmeden" anlamına gelen "zelûm" olmakla
nitelenmiştir (İbrahim, 14/34).
Yüce Allah; gerek âhirette insanları cezalandırırken zalim olmadığını,
bu cezaları kendilerinin hakkettiğini sık sık vurgulamaktadır (bk. Âlu
İmran, 3/182; el-Enfal, 8/51; Hacc, 28/10; Fussilet, 41/46; Kaf,
50/29).
Zalimler âhirette cezayı hakkettikleri gibi bu dünyada da
cezalandırılırlar. İnsanların başlarına gelen toplu felaketler,
zulümleri sebebiyledir. "De ki: Allah'ın azabı size ansızın veya
açıkça gelirse zalimlerden başkası mı yok olur" (el-En'am, 6/47).
Yüce Allah, zalimleri dost edinmeyi de zalimlik olarak nitelemektedir.
Hatta zulmeden, kişinin babası veya kardeşleri bile olsa onlara dost
olmak, zalimliktir (bk. et-Tevbe, 9/23). Böylece dostluğun akrabalık
bağlarına göre değil, adalet ve inanç esaslarına göre olması gerektiği
anlatılmaktadır.
Kur'ân-ı Kerîm, üç çeşit zulümden bahsetmektedir:
a- İnsanın kendi kendine zulmü. İnsanın gerek bedenine ve gerekse
ruhuna karşı işledikleri haksızlıklar, kendi kendine yaptığı bir
zulümdür.
b- İnsanın Allah'a karşı işlediği zulüm. Allah'a ortak koşmak,
emirlerine riayet etmemek bu zulüm çeşidine girer.
c- İnsanların kendi aralarında yaptıkları zulümler. Toplumların helâk
olmasına neden olan zulüm, bu çeşit zulümdür.
Zulme Râzı Olmamak
Zulüm yapana 'zâlim' , zulme uğrayana da 'mazlum' denildiğini tekrar
hatırlayalım.
Zulme rızâ da zulümdür. Bir zâlimin zulmüne engel olmak için
çalışmamak, susup oturmak, onun zulmüne ortak olmak demektir.
Zulümle mücâdele yalnızca mazlumların görevi değildir. İnsanlık onuru
taşıyan, insan haklarının değerini bilen herkes zulümle ve zulmün
uygulayıcısı zâlimlerle mücâdele etmelidir.
Kur'an mü'minlere, zulme uğrayanlar uğruna mücâdele etmeyi, hatta
savaşmayı emrediyor (4/Nisâ, 75). Zulme karşı mücâdele edenler
hakhaklıdırlar ve onlara bir kınama yoktur. Ama zâlimler için en uygun
cezalar vardır (42/Şûrâ, 42).
Zulmedenler, tevbe edip zulümlerinden vazgeçmedikçe ve hakları
sahiplerine vermedikçe, kendileri için bir kuntuluş yoktur. Zulmün
sonu kötü ve çöküştür (6/En'âm, 135; 28/Kasas, 37).
Kur'an'ın insanlara gönderiliş sebeplerinden biri de, yaptıklarından
vazgeçsinler diye zâlimleri korkutmak ve tehdit etmektir (46/Ahkaf,
12).
Bir kudsî hadisde şöyle buyuruluyor:
"Ey kullarım! Ben nefsime zulmü haram ettim, onu sizin aranızda da
haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin." (Müslim, Birr 15,
hadis no: 2577, 4/1994)
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
"Üç kimsenin duâsı reddolunmaz: Oruçlunun duâsı, orucunu açarken;
adâletli yöneticinin, bir de mazlumun duâsı. Allah (cc) mazlumun
duâsını göklerin üstüne yükseltir ve o duâ için gökyüzü kapıları
açtırılır.
Allah teâlâ da: 'İzzetime andolsun ki, bir süre sonra da olsa sana
yardım edeceğim' buyurur." (Tirmizî, Deavât 129, hadis no: 3598,
5/578)
Allah'a ve peygamberine itaatsizlik, zulmün görüntüsü ve isbatıdır.
Şüphesiz ki ölçüyü (hükmü ve ilkeleri) Allah ve Rasûlünden almayanlar,
onların hükümleriyle hükmetmeyenler zulme mutlaka bulaşırlar.
"Bunlar Allah'ın hudutlarıdır. Her kim Allah'a ve Rasûlüne itaat
ederse, onu altından ırmaklar akan Cennetine kabul edecektir. Kim de
Allah'a ve Peygamberine itaatsizlik eder ve O'nun sınırlarına
(İslâm'ıın ölçülerine) tecâvüz ederse, onu sonsuza kadar kalmak üzere
ateşe atacaktır." (4/Nisâ, 13-14)
Allah'ın sınırlarına da ancak zâlimler tecâvüz ederler (65/Talâk, 1).
(Zâlimler kimlerdir, kimlikleri nasıldır, kim nasıl yaparsa zulüm
olur, zâlimlerin durumu nasıl olacaktır, Kur'an zâlimler hakkında
neler söylüyor? Bu gibi soruları 'zâlim' maddesinde cevaplandırmaya
çalıştık.)
Kur'an'ın zâlimler hakkında tehdit edici bir uyarısı şöyle:
"Zulmedenler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini (yakında)
bileceklerdir!" (26/Şuarâ, 227)
Onurlu insanların tavrı şu olmalıdır:
"Kim olursa olsun, mazluma yardım etmek; kimden gelirse gelsin, zulme
karşı olmak."
"Sakın zalimlere eğilim, yakınlık göstermeyiniz. Yoksa cehennem ateşi
yakalar sizi."
Zalimlere dayanmayın, güvenmeyin. Yeryüzünde güç kaynaklarını
ellerinde bulunduran, ellerindeki bu kuvvetle kulları Allah'ın dışında
birtakım yaratıklara kulluk yapmaya zorlayan tağutlara, zorba
zalimlere dayanmayın. Onlara dayanıp güvenmeyin. Çünkü sizin onlara
güvenip dayanmanız, onların işlediği bu büyük kötülüğü onayladığınız
anlamına gelir. Bu, onların işlediği büyük kötülüğün günahına ortak
olmanız demektir.
"Yoksa cehennem ateşi yakalar sizi." Bu sapmanın cezası olarak...
"Allah'dan başka bir dostunuz, bir dayanağınız yoktur. O zaman O'nun
yardımını göremezsiniz."
Böyle bir dönemde belirlenen yolu dosdoğru izlemek son derece zor ve
meşakkatli bir iştir. İnsana yardımı dokunacak kalıcı bir azığa
ihtiyaç duyulur. İşte yüce Allah, Peygamberine -salât ve selâm üzerine
olsun- ve O'nun yanındaki mü'min azınlığa yol azığı gösteriyor.
ALİMLERDEN ALINTIDIR
--
http://www.gorkemates.com
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.