24 Şubat 2009

(anadoluhaber) KİTABIMIZ

NA

 http://www.haber5.com/artikel.php?artikel_id=9858

Kalemin Hakkı

Nureddin Yıldız


23 Şubat 2009 yazı boyutu yazı boyutu arttır yazı boyutu azalt

Kitabımız


Rabbimizle aramızdaki en güçlü bağımız olan kitabımız Kur'an, kendinden önceki kitaplar olan Tevrat ve İncil’in doğrulayıcısı, manevi kimliğimizin kaynağı olma gibi özellikleriyle biline gelmiştir. Böyle olduğu da doğrudur. Kur'an, Tevrat ve İncil gibi bir kitaptır. Onlar tahrif edilip, asılları kaybolduktan sonra Kur'an, Allah’ın himayesinde kıyamete kadar kalmak üzere bize gönderilmiştir. Bunlar doğrudur. Ama ‘Kur'an’ kelimesinin açılımı için yeterli anlatımlar değildirler. Kur'an’ın bizim kitabımız olmasının gereği daha geniş bir pencereden, daha derin ve köklü bir düşünce tarzından bakıldığında anlaşılabilecek bir kitap anlatımıyla dile getirilebilir.

Kur'an’ın ilahi bir mesaj olması veya manevi yönünün ağırlığı gibi bir açıdan ele alınıp, incelenmesi elbette mü'min olarak üzerimize düşen sorumluluklar arasında bulunmaktadır. Ona iman ederek kendimizi mü'min noktasına getirdik. Ancak Kur'an’a iman etmek, hissiyatımızda onu yüceltmekle yeterli olmayacak bir açılımın içinde olmaktır.

Mü'minlerin kitapları olduğuna iman ettikleri Kur'an, ellerinde kutsal bir metin olarak bilinmek ve kutsallığı tartışılamaz olmakla, olması gereken yerde olmuş olmaz. O Kur'an’ın hak ettiği şeylerin sadece bir bölümü olarak düşünülebilir. Kur'an, hayatın girdiği her yere, güneşin ışınlarını saldığı her noktaya ‘Allah’ın kitabı, mü'minlerin iman kaynağı’ olarak girmelidir. En basit ve en yüzeysel bir örnek olarak, bir mobilya mağazasında mobilya inceleyen mü'min için Kur'an, seçimdeki etkisi ile orada bulunmalıdır. ‘Zalimlere meyletmemeyi’ emreden ayeti orada bulunmalı, tercih edilen mobilyada zulme ve dünyevileşmeye kayış bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Böyle bir durum bizim için Kur'an’ı, kitabımız olarak gördüğümüz ve bu görmede samimi olduğumuz gerçeğine sevk eder.

Mü'minlerin Kur'an’ı ihmal etmeleri onu evlerinin mahzenlerine atmaları şeklinde olmayabilir. Bilakis genel teamül Kur'an’ın evlerin en müstesna yerlerinde tutulmasıdır. Daha da ileri seviyede onun belirli zamanlarda da olsa sık sık okunduğu da söylenebilir. Kur'an kadar okunan bir kitabın olmadığını söylemek de abartı olmayacaktır. Ancak okumanın bizi nereye götürebildiğini tahlil etmemiz gerekiyor. Neden okuyoruz, okuduğumuz bize ne kazandırıyor? Kur'an okuyanla okumayan arasında ne fark görebiliyoruz?

Kur'an kitabımız olarak, kütüphanelerdeki raflardan önce, göğüslerimizdeki kalplerimizde yerini bulmalıdır. Kur'an’ın yasak listesinde bulunan ne varsa o bizim doğal yasaklarımız arasında olmalı, tavsiye ettikleri bizim için hayat kadar aziz olmalıdır. Kur'an ağıtlarla ağlanılan, törenlerle yükseltilen değil, nefeslerle alınıp verilen, göz kapakları açıldığında gözlerde görülen bir kitap olmayı hak eder. Kur'an kitaptır ama amel kitabıdır. Yürüyen Kur'anlar, oluştursun diye bize gönderilmiştir.

Onun kutsallığı, solunulan havada teneffüs edildiği zaman Kur'an havada moleküle dönüşmüş olur. O havayı soludukça Kur'an alır veririz. Kazanç budur, bizden istenen de budur.

Bir tarafı ağır bastırarak gözümüze sürme çektiğimiz davranışlarımız, elimizde en büyük hidayet kaynağı olarak bulunan Kur'an’ı bin bir özelliğinden sadece birini kullanabildiğimiz orijinal bir alete dönüştürmektedir. O okunacak ve okunmasından ecir beklenecek bir kitapsa okur, ecrimizi bekleriz. O amel edilecek bir kitapsa okur, öğrenir, amel ederek görevimizi yapmış oluruz. O uğrunda cihad edilecek bir kitapsa, uğrunda cihad eder, malımızı, bedenlerimizi yolunda feda ederek vazifemizi yaparız. Takatimizle sınırlı da olsa üzerimize düşen ona karşı ne varsa onu yapmaya çalışırız. Bir yönünü alıp, uzattıkça elimize gelene bakarak kendimizi aldatmayız. O bizim kitabımız, imanımız, bağımız, bağlantımızdır. O ortada iken bizim ispat edebileceğimiz, belgeleyebileceğimiz başka bir samimiyet ölçümüz yoktur.

Üzerimizden okunan veya okunması gereken Kur'an’dır bize gönderilmiş bulunan Kur'an. Bizim kitabımız da o kitaptır.

İşte o Kur'an’ın bir ayeti, bir kelimesi bile kurtuluşun ta kendisidir.





 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.