9 Mart 2009

(anadoluhaber) sayin okur ve sadet partililer veya aklini gölgelememis olan türk milleti.

bu yazar, lar... 1923 de devrim diye dayatilmis batinin kültür ve ezeli besledikleri hacli duyarligindaki düsmanligi , türk milletini asimile etmek icin yakaladiklari firsati dikta ettikleri kisiyle gerceklestirmisler, hala mensubu olduklarini asikar ortaya koyan bu zihniyeti ;   2009 da temsil edilen bu zihniyet simdi cumhuriyet yazarlari  sürdürmek isterler ve iste yazilarini iktibas ettim asagida...

bu zihniyetin beyin ruhu baticiliktir.  darwin teorisini hala islami yasaklamis olduklari okullarda okutmaktadirlar.

idiolojileri  ataistlaik ve meteryalist düsünceden pirim vermez,,,ler..  

 türkkiyeden beklentileri  islama baski olusturacak hukuki düzenlemeler ve  her yerde istismar edecekleri savci ve hukukcular ve yargitay ve danistay ve anayasa mahkemesi üyeleri ve kalem tutan yazarlar , uyusturulmus cagrisimlariyla bu zihniyete hizmet etmek mecburiyetinde birakildilar .  bu zihniyet asla demokrasi, hukuk, insanhaklari, ab kiriterleri, vatandas algilamasini, kültürel yasantiyi, dini inanclari, kimlikleri iclerine sindiremiyecek kadar kindarlik besliyerek gözleri dönmüs bir kac ne IDIGU BELIRSIZ ASAGLIK TÜRKLERDIR...

  bu asimile olmus asagliklar iste türk milletine, kürt milletine 86 senedir tehakküm etmektedirler ..

aslinda kürtlerle türklerin araplarin 1000 senedir aralarinda bir sorunlari olmamistir.

bu sözde kurtulus savasi uydurmasi ile ihtilalle basimiza dikilen sey ortadoguda düsmanlik üreten ingilizin bir mandasidir.

enjekteleri  ataist meteryalistlaikler tarafindan atilmis , nosyonalist akimin 1945 de kökünün kurumasiyla sadece ortadoguda dikta rejimler olarak birakilmis sistemlerle halka karsi ingiliz bekcileri olmuslardir.

2009 senesinde bu dikta rejimlerini korumak icin mücadele verdikleri atil ilkeler cercevesinde, kabullenmedikleri asikar olan  hala demokrasi insanhaklari denen iahm kavrami kabullenemiyorlar.

eskiyalik,  terör ve ihtilal bunlarin sanati olmus.

selam

 

cumhuriyet...

29 Mart'ta Hedef Ne Olmalı?

Sönmez Targan

Türkiye'de ilerici ve aydınlanmacı toplum kesimleri ile gerici ve tutucu odaklar arasında cumhuriyet tarihi boyunca süren erk savaşımı tam bir ayrışma noktasına gelmiş durumda. Son iki genel seçimde elde ettiği sonuçlarla siyasal erki ve devlet yönetimini eline geçiren AKP'nin, başta ABD olmak üzere emperyalist güçleri de arkasına alarak toplumsal yaşamın örgütlü tüm kesimlerini "cami cemaatine" çevirme konusunda çok büyük bir mesafe aldığı tartışma götürmez bir gerçektir. Başka bir anlatımla Türkiye, son on yıldır, camilerden yönetiliyor dersek abartma yapmış sayılmayız.

Bırakın yönetmeyi, yönetilmeyi ticari işler bile camilerde görüşülüyor. Bir ihale mi almak istiyorsunuz ya da akçal bir sorununuza çözüm mü arıyorsunuz, cuma namazlarında hükümet erkânının arkasında namaz kılmak için saf tutmanız yeter de artar bile.

Kan, gözyaşı ve nice canlar pahasına düşman işgalinden kurtarılarak kurulan Cumhuriyet bu duruma nasıl geldi, önce bu soruya yanıt arayalım. Öncelikle belirtmek gerekirse bu duruma gelmemizin baş sorumluları sağ siyasalardır. 1950'lerden başlayarak başta ABD olmak üzere Batı kapitalizminin dümen suyunda, kendini Soğuk Savaşın rüzgârlarına kaptıran Türkiye, her taşın altında sosyalist ve komünist ararken, gericilik ve irtica örgütlenmesini ve gelişmesini çok rahat sürdürdü. 12 Mart Askersel Karışması ve 12 Eylül Askersel Devirmesi ile devlet organlarında kendine daha rahat bir çalışma ortamı yakalaması sayesinde kitleler içinde de daha geniş bir yayılma olanağına kavuştu. Yine yarım yüzyılı geçen bu süreçte; camilerde, imam hatip okullarında, Kuran kurslarında, il, ilçe ve beldelerde özel olarak oluşturulan öğrenci yurtlarında, vakıflarda ve kimi cemaat topluluklarında eğitim ve öğretim çalışmaları adı altında örgütlenmelerini sürdürürken asıl amaç politik çalışmalara altyapı oluşturmaktı.

İtiraf etmek gerekirse sol bu gelişmeleri ve geriye gidişi yeterince ciddiye almadı. Aslında tüm İslam ülkelerinde potansiyel bir tehlike olan bu sonuç bizim için de geçerlidir. Türkiye'de gericilik ve irticanın tehlikelerine parmak basan en etkili tepki 60'lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) geldi. Bu tehlikeyi çalışma izlencesine de koyan TİP bunu "emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı güç ve eylem birliği" savsözleriyle savaşım alanlarına taşıdı.

Yine o yıllarda, 16 Şubat 1969'da işçilerin, gençlerin ve sol güçlerin yoğun katılımıyla başlayan Amerika'nın 6. Filosunu protesto eylemi gerici saldırıların boy hedefi haline gelerek dağıtıldı. İki kişinin ölümü ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu olaylar siyasal tarihimize "Kanlı Pazar" olarak geçerken olayların olduğu saatlerde gerici bir grup Boğaz'a demirlemiş Amerikan 6. Filosu'nu kıble yaparak namaz kılmıştı. Hatta rivayet edilir ki olayların yaşandığı o saatlerde Bülent Arınç, Abdullah Gül ve Recep Tayyip Erdoğan'ın, gemisinde 6. Filo komutanını ziyaret ettikleri söylenir.

Bugün içinde yaşadığımız siyasal ortamda solun tutumu geçmişe göre yürekler acısıdır. Gerici odakları ve cemaat topluluklarını birer sivil toplum örgütleri gibi görme aymazlığı içine düşmüş kimi sol anlayış, bu tutumunun demokrasi olduğunu savlayacak denli de aptallaşmış durumda.

Daha da ilginci, geçmişin temel savsözlerinden olan ve geçerliliğini bugün de koruyan bağımsızlık ve sosyalizm söylemleri neredeyse unutulmuş, bunların yerine salt soyut bir demokrasi istemiyle toplum karşısına çıkılmaktadır. Böylesi bir stratejik yanılgı, kaçınılmaz olarak, böyle düşünen kimi sol kesimleri AKP gibi bir siyasal yapının şemsiyesi altına itmektedir.

Biz bunlarla uğraşaduralım, siyasal erkin elinde olmasının kendilerine sunduğu olanaklardan da çok iyi yararlanan gerici güçler, koyu ve yeşil bir faşizmin egemenliği yolunda koşar adımlarla ilerlemektedirler. Yakın bir gelecekte, Humeyni'nin İran'a gelişi gibi ABD'de yaşayan Fethullah Gülen de büyük bir törenle Türkiye'ye gelirse hiç şaşmamak gerekir.

İşte bu açıdan da 29 Mart yerel seçimleri demokratlar, aydınlanmacılar, yurtsever ve devrimciler için büyük önem kazanmaktadır. Bu kesimler için asıl hedef AKP'nin oylarını geriletmek olmalıdır. Böylesi bir görevin yerine getirilmesinde ortaya çıkabilecek hiçbir özür kabul edilemez. Çünkü bu konuda yapılacak en küçük bir hata, en küçük bir hafifseme Türkiye'de demokrasinin de sonu olacaktır. Ve iddia ediyorum; AKP bu yerel seçimlerde oy oranını bir iki puan daha yükselttiğinde, Türkiye bir daha genel seçimleri de göremeyecektir!

Tierisch gut! KOSTENLOSE E-Mail-Animationen - von IncrediMail! Hier Klicken!
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.