Amerikancı Türkiyeliler Türkiyeli İslâmcıların bu kadar Amerikancı olacağını hiç hayal edemezdim. Barack Obama karşısındaki tutumları, duruşları irkiltici. Yazılarında, konuşmalarında Hüseyin vurgusu ile sanki onun gizli bir Müslüman olduğu duygusu oluşturulmuyor mu? Tuhaf bir durum var ortada. Sağlıklı durup ortama bakmak mümkün değil. Bir kenarda durup olaylara, olanlara bakınca durumun vahameti daha bir belirginleşiyor. Zihni bozulma, karmaşa, karışıklık bütün kesimleri bir alabora gibi içine almış kasıp kavuruyor. Bu durumda kim Amerikancı, kim değil tartışması bile anlamsız kalıyor. Yıllar önce Kadıköy'de bir sahafta düzenlenen bir panele katılmıştım. Orada solun birkaç önemli ismi de vardı. Türkiye'nin durumu, Amerikancılık olayı gibi durumlar konuşuluyordu. Konuşmacılardan biri de bendim. Solun önemli yazarlarından biri 1960 darbesi, Anayasa, Türkiye'nin önünün açılması gibi durumlar konuşuluyordu. O sırada Hürriyet gazetesinde bir haber çıkmıştı. CIA bilgilerinde 1960 darbesinin arkasında ABeDe 'nin olduğuna dairdi. Buradan yola çıkarak, Türkiye'deki akımların, ideolojik hareketlerin dozunun alçalıp yükselmesini ABeDe' nin iradesiyle gerçekleştiğini, 1960 darbesinin de, sonuçlarının da buna bağlı olduğunu söylemiştim. Birden irkilmiş, bir süre bocalamış, sonra da "Erbakan'ın da Amerikancı olduğunu" söyleyerek ortamı bulandırmak istemişti. Dünyada herkes bilir ki en Amerikancı olmayan kişi Erbakan Hocadır. Zaten, bugüne değin ona karşı yapılan müdahalelerin tamamının arkasında ABeDe vardır. Dönemin anı kitaplarına bakılırsa nasıl olduğu görülür. Bunun en somut örneği 12 Mart dönemi başbakanlarından Nihat Erim'in anılarıdır. Birçok akımın arkasında ABeDe var. 28 Şubat Süreci ile ilgili belgeler yakın zamanda piyasaya dökülür. Şimdi henüz sıcaklığını koruduğu için duruyor. Kimi şeyler yazılıp çiziliyor. Bu dönemde beni en çok düşündüren, üzen şey İslâmcıların -buna radikaller de dahildir- Amerikancılaşmasıdır. Bunun en somut örneği Irak işgali sırasında ses çıkarmayan, yutkunan, susan, bütün günahı Saddam'a yükleyerek kendini kurtarmaya çalışanların durumudur. Oysa Saddam ABeDe' nin çok iyi bir kuklasıydı, bir tetikçisiydi. Yıllar yılı orada tuttu, Iraklı Müslümanlara zulmetti. Peki ne oldu, o gitti, onun yerine yenileri geldi. Zulüm durdu mu? Ölen 1.5 milyon insanın durumu, kimyasal silahların etkisini taşıyanların durumu, sakatlar ve hâlâ toplu kıyamlar sürmüyor mu? Kürtler, PKK buna dahildir, Kürt kavmiyetçileri bütün güçlerini ABeDe 'den almıyor mu? ABeDe bağlılığı, hayranlığı, durumların gelişmesine göre artıp azalıyor. Türkiyeli İslâmcıların bu kadar Amerikancı olacağını hiç hayal edemezdim. Barack Obama karşısındaki tutumları, duruşları irkiltici. Yazılarında, konuşmalarında Hüseyin vurgusu ile sanki onun gizli bir Müslüman olduğu duygusu oluşturulmuyor mu? Ergenekon olayı da bunun bir sonucudur. Aylardır Ergenekon ile yatıp kalkanlar, kurtuluşu Ergenekon örgütünün çöküşüne bağlayanlar bir şeyin farkında değildirler. Bu, bir rol değişimidir, bir görev değişimidir. Aylardır bunu dile getiriyoruz. Hemen karşımıza 28 Şubat sürecinde yapılan zulümler anımsatılıyor. İyi de, o zulmü gene aynı merkez yapmıyor muydu? 28 Şubat süreci sonrasında kurulan üçlü koalisyonun arkasındaki güç kimse, daha sonra Millî Görüş hareketinin parçalanmasının arkasında da aynı güç var. İşte bu bir dönüm noktasıdır. O zamandan beri İslâmcıların, cemaat gruplarının ABeDeye bakışındaki değişim nasıl izah edilecek? Irak işgalini nasıl hazmedebiliyorlar? Orada yıkılan kültür tarihini, 1500 yıllık bir birikimi olan müzenin, kütüphanenin talanını nasıl algılıyorlar? Hülefa-i Raşidin Camii içinde başlarına kurşun sıkılan Müslümanların halleri içlerini hiç mi acıtmadı? Acıtmadı çünkü, iktidarda olmanın bir bedeli, bir mihnetiydi bu. Bunun karşılığında, aman iktidarımıza zeval gelmesin duygusuydu. Aylarca seçim meydanlarında bir biriyle kavga edenlerin, Mecliste Obama karşısında nasıl bir bütünlük içindeydi dersiniz? Ne fark var: ABeDe CHP'nin iktidar olma potansiyelini bir görse diğer Amerikancılarını hemen saf dışı bırakır. Mafya örgüt örneğini verişim boşa değil. Ergenekon olayında, kimi derneklerin ve kurumların ABeDeli misyoner örgütlerden beslendikleri çıkıyor ortaya. Aynı örgütün içinde bir başka ayak ise Malatya Zirve yayınevinde katliam yapılıyor. Bu nasıl bir açmaz? Kafa karıştırıcı bir durum. Türkiye insanı önce sekülelerleştirilecek, sonra laikleştirilecek, sonra Amerikancılaştırlacak, sonra da Hıristiyanlaştırılacak. İslâmcısı da Amerikancı, Çağdaş Yaşam Dernekçisi de? İşin ilginç yanı burası.
ALİ HAYDAR HAKSAL
|
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.