İran bize haçlı ve Siyonistler den daha yakındır demedim. Ama demiş olsa idim yalanda olmazdı. İran Irak savaşında iki orduda şu anda Irakda batılıların yeptıklarını asla yapmadılar ve yapamazlardı. Bir buçuk milyon sivil kadın çocuk öldü, bir okadar yaralı hasta sakat ve bir sürüde fuhuş piyasasına düşen zavallı kadın ve kızlar. İran bizim yıllardır komşumuzdur ve Biz batıya yürüyen bir devlet olarak arkamızda düşman istemediğimizden yıllardır Dostça geçindiğimiz bir ülkedir. Eğer dediğiniz gibi kötü şeyler yapıyorsa bu oradaki batı ajanlarının ve onların dolduruşuna gelen sizin İrandaki muadillerinizin kışkırtıp Türkiye halkını saldırmak için hazırlamak amacı ile yapıyordur. Üstelik iran böyle bir şeyi gerçekten yapıyorsa, bizim devletimize yaranmak için yapar. Bu konuda devletimizin diplomatik yollardan onları engellemeyi, sıkıştırmayı bırakın onları bu işe teşvik edecek şekilde davranarak mutlaka Türkiye ile arasını düzeltmek için onları bu işe teşvik bile ediyorlardır denilebilir. Çünkü Natonun istekleri doğrultusunda çıkarılacak böyle bir savaş için halka açıklayacak bir gerekçeye ihtiyaç vardır. Çünkü resmi devletimize yaranmak isteyenler. Bizim ülkemizdeki dindarlara karşı girişilen imha etme hareketlerine destek vermek yolu ile ancak resmi devletimizle dost olacaklarını zannedebilirler.
Bu tartışma eğer ABD ve İsrailin, İrana müdahale etmeyi kafalarına koydukları ve bu arada kendi ellerini yakmak yerine Türkiye yi kullanmak için çalıştıkları ve kamuoyumuzu bu yönde yönlendirme çalışmaları için resmi devletimizin bile şimdi yeniden ordumuza kerhen de olsa peygamber ocağı demesine izin verilen bir dönemde olmasaydık.
Devletin Müslümanmış gibi beyanatlar vermeye başladığı ABD başkanının siz aslansınız diye sırtımızı sıvazladığı bir dönem olmasa idik konuşmalarımız da fikir tartışması olurdu. Ama savaş öncesi yönlendirme çalışmalarında Türkiye’nin başını büyük belalara sokacak vaatlerin dostça fikirler olarak algılanması mümkün değildir.
Saddam İrana Saldırırken de Kuveyt’e girerken de ABD nin güvencesi ile girdi. Ama bir daha da çıkamadı.
Zamanın ve zeminin uygun olmadığı bu tehlikeli zeminde ABD ve Siyonistlerin ekmeğine katık olmaya giden felaket senaryolarına karşı hepimiz dikkatli olmak zorundayız.
Sovyetlerin Çöküşünden sonra NATO sürekliliği idame ettirmek için yeni tehdit arayışına çıktı ve kızıl tehlikeyi yeşile yani Kominizim tehlikesini İslam tehlikesine çevirdi.
Mevcut durumda bu konsept resmen hala terk edilmiş değil. Türkiye’nin askeri, NATO ordusu olarak NATO ya bağlı ve bağımlı bir ordudur. Türk halkı ise Müslüman olmak ile NATO nun düşman tanımlamasına girmektedir. Bu durumda Müslüman Türk halkı NATO ya bağımlı olan ordumuzun da düşman tanımlamasına girmektedir. Başka bir Müslüman ülke ile girişilecek NATO amaçlarına uygun ve Türkiye’nin çıkarları ile ilgisiz bir savaşta ordumuz da milletimizde kendi içinde yekvücut olması imkansız olduğundan NATO’nun ateşe soktuğu maşası olarak görev alacak ve kendiside yanacaktır. Veya işi bitince hurdaya atılıp imha edilecektir. Bu suretle NATO düşman tanımlaması kapsamındaki hem Türkiye hem de İran dan kurtulup şehir devletleri kurup İsrail’in yönetiminde organize edebileceklerdir.
Hepimiz sürünün koyunları, İsrail çobanımız, batı ise mal sahibi ağa olacaktır.
Tarih yanlış zamanda yanlış yapanları asla af etmez ve etkileri de binlerce yıl sürer.
A.D.Şimşek
Sevindim zira hakaret etmeden (azda olsa) konuşma yeteneğin varmış. Aramızda ki gerginliği fitneye bağlamışsın ki, bunun müsebbibi ben değil sensin. Neyse olacak acelesi yok konuşmayı hakaret etmeden TEKFİR etmeden konuşmayı öğreneceğiz...
Kabadayılık yaptığımı hatırlamıyorum sadece bir takım gerçeklerden bahsettim eğer bu gerçekler kabadayılıksa evet kabadayıyım ama senin anladığın manada serserilik değil. Ne dedik de kabadayı olduk;
“Yok, öyle değil ortak bir paydadan bahsedilecekse benim değerlerime sende saygı duyacaksın. Yani İran bu ihanetleri gerçekleştirdikçe nasıl olur da Sünni’lerden tepki gelmez. İran’ın derdi hem Sünnilere vurmak ve hem de Amerikan Emperyalizmine karşı ortak bir paydadan bahsetmekse ikiyüzlülüğün dik alasıdır bu.”
Yani en tabii insani ilişkiden bahsettik ki şu, sen kalkıp bana vurursan bende sana vururum ne için dedik, İran’ın Sünnilere karşı tavrı için dedik.
“Asılan benim babam olsa da onun hesabını şimdi sormamam lazım” demişsiniz çok ağır bir laf, inşallah bu lafın manasına da malik olusunuz.” Dedik yani şahsınızın hayrı için dua ettik, karşılığında ise kâfirliğimiz, Yahudiliğimiz, ajanlığımız ve bilumum hakaretlerinizi gördük, olsun biz Müslümanları severiz zira o biz, biz de oyuz. Alışkınız, her yerde olan insan kafası daha muhatabını anlamadan dinlemeden ajan provokatör, kafir, Yahudi falan filan gibi ithamlar. Ama öğreneceğiz yaşımız kaç olursa olsun hakaret etmeden konuşmasını öğreneceğiz, zira “müminler kardeştir...”
“Siyonizm ve haçlılar ile aynı hedefe yönelip hareket etmenizden utanmak yerine bana laf yetiştirmenizden de perva edecek değilim.” Demişsiniz, etmeyiniz tabi sağlıklı konuşmalar saygı ile yürür. Peki, niye Siyonist ve haçlılarla aynı kefeye girmişiz, sizin İran bize haçlı ve Siyonistlerden daha yakındır manasında ki sözlerinize mukabil olan sözlerimizden dolayı ki şu;
“Gelelim ABD ve yardakçılarına karşı İran’la ittifak yapıp yapamayacağımıza.
...
Hele hele konu Emperyalizm ise tabi ki yardım eder ve tabii düşmanımız Emperyalizme karşı savaşırız. Ki yaşadığımız süreç gösteriyor ki ABD’nin korkusu Sünnilerdir zira her cephede onu mağlubiyete uğratan Sünnilerdir. Fakat unutmamak lazım ki savaşın şartlarını savaşın tarafları belirler. Ben ABD ile savaşırken sen kalkıp da benle dost gözüküp ardımdan hançerlemeye kalkarsan senle nasıl bir ittifakım olabilir.”
Bu lafların neresi Siyonizm ve Haçlı yardakçılığı kokuyor anlayabilmiş değilim. “Ben ABD ile savaşırken........” dedik yaşadıklarımız bunu göstermiyor mu Şimşek Bey. İran Sünnilere vuruyor mu vurmuyor mu? Mesele burada ve benim İran’a karşı yapılacak bir Emperyalist taarruzda tarafım İran olacaktır bunu da açıkça belirtmişim ve ardından da tedbirli olmamız gerektiğine dair bir kelam etmişiz, ne demişiz;
“Ayrıca İran her zaman olduğu gibi takiyye kültürünü çok iyi kullanıyor. Zehiri şifa diye göstermekte üstüne yok, bir yandan “Büyük Şeytan” diğer yandan büyük şeytana Sünnilerin istihbaratını vermek. Yani kendine gelince Büyük Şeytan da bana gelince niye dost ve müttefikin oluyor.” Yanlış olan bir şey var mı burada yani senin canın canda benim ki patlıcan mı? Gayet tabii bir refleks demi, sen ortak düşmanımıza karşı benden senden yana taraf olmanı istersen bende senden benden yana taraf olmanı isterim. Peşinden demişiz ki;
“Bunların cevabı verilmeli ve herkes dost düşman kutuplarını belirlemelidir. Aksi durumda kaos doğar ve Sayın Şimşek bahsettiğiniz durum meydana gelir...”
Şu, en basit ticari ortaklık da bile ortaklığın taraflarından yapacakları hareketler de kar zarar hesabına nisbetle hareket etmeleri istenir. Yani İran kendi çıkarı için beni ortak düşmanımıza satacaksa nasıl ortaklık yapabilirim bunun cevabı verilmeli ve dost ve düşman kutuplarımızı belirlemeliyiz. Lütfen Sayın Şimşek bu söylediklerimde ters olan ne var. Siz vatanınızı milletinizi severken bizde sizin vatanınızı ve milletinizi seviyoruz... Niye? Zira bizde Müslüman Türk’üz ve kardeşlerimizi severiz, ister maçin de olsun ister İran da olsun ama kardeş olsun “Müminler kardeştir”...
Düşman doğuda değil Batı da demişsiniz ve gayette doğru demişsiniz, bizde dedik ki Batıda ki ortak düşmana vururken doğumuzdan darbe yemeyelim, tarihimiz bunu gösteriyor bize. Yavuz Sultan Selim Han kendinden önceki padişahların aksine niye doğuya sefer düzenledi bunu ima etmek istedik. Yoksa Haçlı- Siyonist ittifakı bize yani Ümmet’e karşı taarruz durumunda. Siz Batıyı gösterirken bizde doğuda ortak düşmana karşı ortak cephe de savaşacağımız İran böyle bir şey yapabilir bu konuda hassas olmak lazım dedik. Yani sizin söylediklerinizi çelmeden işin bir de bu tarafı var kısmını hatırlatmak istedik...
Saygılarımla...
16 Nisan 2009 Perşembe 22:35 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:
Eğer öyle ise bu kumpas da gene Türkiyeye kurulmuş demektir. Biz ABD nin kontorolünde olan silahlarımızla, ve onların cephane verdiği kadarı ile, ABD destekli İran karşısında hem de uzaya roket gönderen teknolojisi ve kendi silahını üreten kendisine ait savaş uçakları ile bizimkiler gibi ABD nin uzaydan vereceği tek sinyalle patır patır dökülecek uçaklarımız ile irana karşı ki bu durumda İsrailin gizlice silah sağlayacağı iranla neden ve nasıl savaşacağız. Dünyada belamı kalmadıda kendimize bela arıyoruz. Çok meraklı isen ve sünnilerin haklarını savunmak istiyorsan neden İsrail değilde iran.Herkesin bildiği bir gerçek var. ABD ve İsrail kendi ellerini yakmamak için Türkiyeyi iranla savaştırmak istiyorlar ve Türkiyeyi yakmak istiyorlar. Sizde aynı istekde bulunuyorsunuz. Bu kahvedeki kabadayı kavgası değil. Haritadan silinmeyi göze alacak kadar sebepsiz ve zırva bir çıkış olur. Böyle bir savaşın maliyeti Türkiyeyi paylaşılacak bir yerm olarak kurtların önüne atar ve Ordumuz kendi içindede savaşmak zorunda kalır. PKK karşısında bile kendi içinde savaşıyor görmüyormusunuz. Türkiye henüz istiklal savaşını bile henüz tam kazanmış değil. İstiklal savaşı şu anda kıran kırana devam ediyor. Bu işler diplomasinin işi. Biz savaş çığırtkanlığı ile Ülke halkını İsrail ve ABD nin emrine sokmaya çalışan propaganda ajanları değiliz.Öyle olsa Yahudiler ve ABD elçiliği çuvalla para verirdi bu tip ajanlara.Erbakan yangını söndürmeye çalışıyor. Bazılarımızda yangına körükle gitmek istiyor.Bu oyun sökmez sadece ajanlar deşifre olur ve sonları berbat olur.A.D.Şimşek16 Nisan 2009 Perşembe 19:32 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:
Şu haberide okuyunuz...
"Fadullah: İran-ABD işbirliği mümkün
Şii alim Fadullah, ABD-İran işbirliği hakkında "mümkün bir ihtimal" dedi.
Fars Haber Ajansı'nın haberine göre Lübnanlı Şii alim Allame Fadullah, Amerikan haber ajansı Associated pres’e verdiği demecinde, ABD-İran işbirliğini mümkün bir ihtimal olarak değerlendirdi.
http://www.timeturk.com/fadullah-iran-abd-isbirligi-mumkun-65958-haberi.html
Lübnanlı dini taklit mercii ve tanınmış alim Allame Muhammed Hüseyin Fadullah, Associated pres’e verdiği demecinde, Amerika’yla İran’ın işbirliğinde bulunmalarının mümkün olduğunu söyledi.
Açıklamalarının devamında, Washington ile Tahran’ın birbirine yaklaşmalarının pek beklenmediğinin de altını çizen Allame Fadullah konuyla ilgili olarak ayrıca, “ABD Başkanı Barack Obama, hali hazırda, ülkesinin Araplar ve İslam dünyasında oluşturduğu olumsuz imajını değiştirmeye çalışıyor” şeklinde konuştu.
Associated pres, bu haberinin devamında, “İranlı yetkililer, Lübnan’ı ziyaret ettikleri sıralarda genellikle bu Şii alimle de bir görüşmede bulunuyorlar” diye kaydetti.""
16 Nisan 2009 Perşembe 19:23 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:Yok, öyle değil ortak bir paydadan bahsedilecekse benim değerlerime sende saygı duyacaksın. Yani İran bu ihanetleri gerçekleştirdikçe nasıl olur da Sünni’lerden tepki gelmez. İran’ın derdi hem Sünnilere vurmak ve hem de Amerikan Emperyalizmine karşı ortak bir paydadan bahsetmekse ikiyüzlülüğün dik alasıdır bu. Yani şu;
Sen gel benim evime ve o hanenin insanlarına her türlüğü kötülüğü yap. Ama diğer mahalleye karşıda benden senle beraber olmamı iste bu sahtekârlıktır. Ben zaten diğer mahalleye düşmanım ve o mahalle ile aramızda kan var. Ve sende bunun iddiasındasın “Büyük Şeytan” diyordun fakat ne hikmetse bu gün EVİL’e göz kırpıyor hatta daha ileriye gidiyorsun onların savaştığı Sünnileri gammazlıyorsun. Irak’da Sünnileri katlet, Afganistan’da Sünnileri gammazla, kendi içinde Sünnilere hayat hakkı tanıma vs vs ve bütün bunların hepsini dün “Büyük Şeytan” olarak gördüğün ABD ile kucak kucağa yap. Görülmezmi ki İran İslâm Âlemin de bir urdur.
“Asılan benim babam olsa da onun hesabını şimdi sormamam lazım” demişsiniz çok ağır bir laf, inşallah bu lafın manasına da malik olusunuz. Babamdan sonra ailemin diğer fertlerini de asmaya yeltenen ve daima bunun hesabı ile hareket eden bir anlayış önce kendini sorgulamalı... Ve benden de ona nisbetle bir cevab beklemilidir. İşin diğer yönü benim enayiliğim olur ve buna yanıp dururum...
Gelelim ABD ve yardakçılarına karşı İran’la ittifak yapıp yapamayacağımıza. Biz büyük bir İmparatorluğun torunlarıyız ve bu imparatorluk kendini İslâm’la şekillendirmiştir, kendini İslâm’da bulmuştur. Biz İslâm’la şereflendikten sonra tarihin hiçbir devresinde mazluma el uzatmamazlık etmemişizdir. Hele hele konu Emperyalizm ise tabi ki yardım eder ve tabii düşmanımız Emperyalizme karşı savaşırız. Ki yaşadığımız süreç gösteriyor ki ABD’nin korkusu Sünnilerdir zira her cephede onu mağlubiyete uğratan Sünnilerdir. Fakat unutmamak lazım ki savaşın şartlarını savaşın tarafları belirler. Ben ABD ile savaşırken sen kalkıp da benle dost gözüküp ardımdan hançerlemeye kalkarsan senle nasıl bir ittifakım olabilir.
Ayrıca o kadar da karmaşık işler değil, sadece nereden baktığınla alakalı bir durum. Yani sen bana vurursan bende sana vururum...
Ayrıca İran her zaman olduğu gibi takiyye kültürünü çok iyi kullanıyor. Zehiri şifa diye göstermekte üstüne yok, bir yandan “Büyük Şeytan” diğer yandan büyük şeytana Sünnilerin istihbaratını vermek. Yani kendine gelince Büyük Şeytan da bana gelince niye dost ve müttefikin oluyor. Bunların cevabı verilmeli ve herkes dost düşman kutuplarını belirlemelidir. Aksi durumda kaos doğar ve Sayın Şimşek bahsettiğiniz durum meydana gelir...
15 Nisan 2009 Çarşamba 20:35 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:
Şu anda taarruz altında olan islam alemidir.11 eylülden sonra bu taarruz sıcak savaşa dönmüştür ve Judeo+Crist cephesinin en büyük arzusu bir zamanlar Irakla İranı kapıştırdıkları gibi bir sünni Şii savaşı çıkarmaktır. En azından Sözde Sünni Türkiye, Mısır, suudiler ve diğer Arap ülkelerini İrada yapılacak Siyonist haçlı saldırısında yandaş olarak kullanmaktır. Bir müslüman içinse en ağır şey bu gibi bir savaşta Haçlıların ve Siyonistlerin safında yer almaktır. İran Nükleeer silaha sahip olursa bu Sünni alemi için tehdit değil Siyonist haçlı dünyasına karşı bir güvencedir.İsrailin Nükleer gücü yerinde dururken bizlerin sözde ulemamız İranın mezhebini tartışmaya başlarsa bu Bizanın son günlerinde meleklerin cinsiyetini tartışmasına benzer.Bu yüzden bu gibi fetvaların Hizbullah savunma savaşı verirkende ortaya çıktığını ama gazze katliamında ses seda çıkmadığınıda dikkate alarak ele almak gerekir. Şimdi bu fetvaların asla zamanı ve yeri değildir. Kaldıki Erbakan gibi bir adamın girişimleri herhangi bir kişinin girişimi olarak düşünülemez. Bilhassa laikçiliğin Sünni düşmanlığında Şiiler ile kıyas edilemeyecek kadar haddi aştığı bizim ülkemizde.A.D.Şimşek15 Nisan 2009 Çarşamba 18:16 tarihinde seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> yazdı:
Sayın Şimşek lütfen uslubu muhafaza edelim...
"İran" ve sonrasında "Sözde Müslümanlar"
15 Nisan 2009 Çarşamba 16:25 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:
Kimin kınadığının on paralık değeri yok. Ümmeti Muhammed şu sırada iranla sürtüşen sözde müslümanları islama karşı niza çıkaranlar olarak görmektedir.O alimler itibar ve kredilerini bu dönemde böyle zırva şekişlde israf ederlerse gerçekten onlara iş düştüğünde sözlerinin hiç bir değeri kalmayacağınıda bilmelidirler. İslam aleminde herkes neyin ne olduğunu bilecek kadar bilgili. Ulemanın işi kendilerine sorulan fıkhi konuları cevaplamak ile yetinmektir. Öteki üzerinden fitne çıkaranlar Emperyalizmin hizmetinde olarak görülecektir.Kendilerine yazık etmesinler.Siyaset ulemanın işi değildir.A.D.Şimşek15 Nisan 2009 Çarşamba 16:06 tarihinde Anadolu Haber Günlüğü <forevermirza@gmail.com> yazdı:
Ezher Alimleri Cephesi İran’ı kınadı Ezher Üniversitesi alimlerini temsil eden Ezher Alimleri Cephesi, İran’ın geçen hafta iki Sünni alimi idam etmesini kınadı.
15/04/2009
Ezher alimleri, yayınladıkları bildiride İran’ın Ehli Sünnet’e karşı yürüttüğü kampanya çerçevesinde geçen hafta Zahedan kentinde önde gelen iki Sünni alimi idam ettiğini söyleyerek, “Canilerin her tarafta savunucuları varken İran’daki Sünni alimler için taziye bile dileyen yok” dediler.
Bildiride devrim karşıtı faaliyetlerde bulunma suçlamasıyla ölüm cezasına çarptırılan alimleri idamının halkın gözü önünde gerçekleştirildiğine dikkat çekilerek Tahran rejiminin bu şekilde Sünni alimlere ve halka gözdağı verdiği belirtildi.
Ezher Alimleri Cephesi’nin bildirisinde Şah döneminde İran’da Şii alimlere karşı yapılan baskı ve zulümlere Ezher alimlerinin sessiz kalmadığı hatırlatılarak, “Siyah olsun, beyaz olsun; Şii alimlerinin şişkin sarıklarının Şah rejiminin eziyetine maruz kalmasına razı olmadık” denildi.
O dönemde İran’da Şii alimlere karşı uygulanan baskılar üzerine Ezher alimlerinin Ezher Şeyhi Mahmud Şeltut’un imzasıyla Temmuz 1963’te bir bildiri yayınladığını hatırlatan Ezher alimleri, “Biz onlara böyle davranmışken onlar ise iyiliğe kötülükle karşılık veriyorlar” dedi.
Ezher Alimleri Cephesi, yayınladığı bildiride ayrıca “öğrencilerin elbiseleri turistleri rahatsız ediyor” gerekçesiyle Mısır’ın El-Uqsur kenti valisinin Ezher Üniversitesi’ne bağlı sekiz enstitünün yıkılarak yerine turistik tesis inşa edilmesi kararını da sert bir dille eleştirdi.
http://www.anadoluhaberim.com/haber_detay.php?haber_id=1913
SÜTUN HABER
15 Nisan 2009 Çarşamba 10:39 tarihinde (E) Yb. Halil MERT <81mert@gmail.com> yazdı:
siz gidin evanjelik corc buşa yalakalık yapın....o sizin sülalenize her gün sabah 2 saat muharref İncil okuduktan sonra dua eder...Kıyamet öncesi Şeytan addettiği sizlerle yapacağı büyük savaşa "armegedon" hazırlık yapmaya ve ırzınıza geçmeye devam eder.ne güzel iftira.....müslümana kafir demek değil mi?Allah secdede gördüğünüz müslümanlara şirk addetmenin de hesabını size soracak...Erbakan hocam gibi bir alime iftira etmek ne büyük bir vebaldir.Kul hakkına tecavüz ne büyük vebaldir.Büyükleri küçümsemek ne büyük bir kabalıktır, hayasızlıktır....15 Nisan 2009 Çarşamba 09:53 tarihinde Cihan Çelik <cihanc3lik@hotmail.com> yazdı:
Erbakan “Hoca” Iran’a gidiyormus? Afferin ona.
Iran Kimdir?
Iran da, kuvvet ve kontrol (devlet) elinde olanlar Rafiza-Sii’lerdir. Erbakan “Hoca” su konulardan da bahsetsin gitmisken.
Dunyada ehli sunnet camisine izin verilmeyen tek baskent neresidir ve hangi ulkededir? Iran’nin baskenti Tahran’dir. Tahran’da birtane ehli sunnet camisi yoktur ama yaklasik 40 tane kilise mevcuttur. (Ehli sunnet camisi ile Rafiza-Sii ibadet yeri arasindaki fark cemevi ile cami arasindaki farkdir)
Peki Tarihi boyunca haclilara Rafiza-Sii’ler (Iran’da yonetimde olan Sii’ler) 1 kez olsun kilic sallamis midir? Hayir. Peki kime sallamistir? Haclilara kilic sallayan Osmanliya ve diger ehli sunnet devletlere. Haclilarla ortak hareket edip Osmanli Avrupa’da seferde iken arkadan vurmustur.
Hz. Ayse annemize, Hz.Ebu Bekir’e, Hz. Omer’e, Hz.Osman’a ve diger sahabelere agza alinamayacak kufurleri ederler, onlari lanetlerler. Bu zaatlara kafir derler. Ibadet hanelerinde ibadete baslamadan sahabeleri soverler. (Ah Erbakan ah)
Imamlarinin Mezarlarina ibadet ederler, mezarlara karsi secde ederler. Irak ta bir yere, bir Mezara hacca giderler.
Ates perest atalari ile gurur duyarlar, ates perest atalarinin bayramlarini kutlarlar ve dini mollalari bu gunlerde kutlama mesaji yayinlar.
Hz.Ali’yi ve Peygamber efendimizin torunlarini ve Huyemni dahil Ayetullah diye adlandirdiklari imamlarini yuce Allah’a sirk kosarlar.
Ehli sunnetin yuzune karsi takiye yaparlar, ama arkasindan kuyu kazarlar. (Erbakan soru sorsa, onu mutlu edip gonderirler) Sapkin Rafiza-Sii’likten Islam’a gecen bircok eski Sii din adami vardir.
Hacca gitmek nasip olurda kendi gozunuzle gorursunuz insallah. Mescid-il Haram’da (Kabe) ve Mescid-il Nebevi’de (Peygamber efendimizin camisi) hemen her gunduz namazi sonrasi cenaze namazlari olur. Bu namazlara camide bulunan herkes katilir sadece bir grup insan disinda. Giderseniz bir kez olsun cemaatte o Iran mollalarinin yaninda namaza durun (molla olduklarini anlarsiniz kafada siyah sarik, siyah pelerin) sonra bekleyin cenaze namazini kiliyorlar mi kilmiyorlar mi ehli sunnetin. Goreceksiniz herkes namaza durur, bu mollalar yerlerinden kalkmazlar. Niye? Cunku ehli sunnet onlara gore kafirdir, namazi kilinmaz. Inanmayaniz varsa gitsin dedigimi yapsin kendi sahit olsun.
Baslari Humeyni (Rafiza-Sii), Fransa da beslenmis ve devrimle Fransa Haya Yollarinin ucagi ile Iran’ a getirilmistir. Humeyni’nin cok ilginc fetvalari vede sozleri vardir. Terbiyem musait degil burada yazmaya. Onlarda gunu birlik evlilik vardir. Bir erkek kadina gider seninle gunu birlik/gecici evlilik yapmak istiyorum su kadar para der. Vede gunubirlik/gecici evlilik yaparlar. Ehli sunnet buna fuhus der, Humeyni ve yalakalari evlilik der.
Sii’lerin bir cok mezhebi vardir. Alevi, Caferilik vb.. Ehli sunnete gore bu mezheplerin hepsi degil ama onemli bir kismi Sirk ve kufur bulasmis mezheplerdir.
Iran’da ehli sunnet muslumanlar yuzyillardir baski altindadir ve Ehli sunnet alimler kiyima ugramistir, bugun Cuma namazlarini birbirlerinin evlerinde toplanarak kilmaktadirlar.
Erbakan hoca biraz tarih okusun. Rafiza-Sii’ler ehli sunneti nasil katletmis, iman akideleri, itikatlari neymis iyi ogrensin. Olmadi kendisini saklayip birkez olsun ibadethanelerine gidip sahabeyi sovuslerini dinlesin.Hz.Ayse annemize sovuslerini dinlesin. Allah akil fikir versin.
Bugun Islam uzerindeki en buyuk tehlike yayilmaci sapkin Rafiza-Sii inancidir. Bunun en buyuk tehlike olmasinin sebebi, saf temiz kalbli ehli sunnet muslumaninin bunlarin sapkinligindan haberi olmayip dolayisi ile bunlarin dost olmadigini algilayamamasindandir. Dininiz Islami ogrenin, ogretin. Yoksa yarin size, akrabaniza veya cocugunuza Sii’ligi, Aleviligi, Caferiligi ogretirler.
Mahserde insanlar sevdigi kisiler ile hasr olunacaktir. Bir tarafta Hz.Ayse annemiz, Hz.Ebubekir, Hz.Omer, Hz.Osman bir tarafta Humeyni. Allah akil fikir versin.
Islam tarihi boyunca Sii’ler ve ehli sunnet birlik olusturmamis bir araya gelmemis (itikadi sebeplerden dolayi), Erbakan’nin kalkistigi ise bakin. Yuce Allah muslumanlari cahil liderlerden korusun.
Bana inanmiyorsaniz, Erbakan’a da inanmayin, Humeyni’ye de. Acin tarihi okuyun, Ehli sunneti ogrenin, Rafida-Sii itikadini ogrenin sonra kararinizi verin, Hz.Ayse, Hz.Ebu bekir, Hz.Omer, Hz.Osman mi daha iyidir yoksa humeyni ve onun yalaka imamlari mi?.
Humeyni nin durumu hakkinda ehli sunnet din bilginlerinin gorusu bellidir. Bu gorusu tahmin etmeniz zor olmasa gerek...
Yuce Allah hepimizi emrettigi din uzerine, peygamberi Muhammed (SAV) ile gonderdigi din uzerinde tutsun.
--
---------------------------------------------------------
"HAKİKATİN HATIRI ,DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"
(HZ ALİ ra.)
--
---------------------------------------------------------
"HAKİKATİN HATIRI ,DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"
(HZ ALİ ra.)
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.