23 Nisan 2009

(anadoluhaber) Re: Fw: Erbakan “Hoca” Iran’a gidiyormus? Iran Kimdir?


Sayın Yavuz Bey

Bende kibir yoktur diye peşinci bir karşı çıkışa girmekten Allaha sığınırım.

Biliriz ki kibir zifiri karanlıkta kara taşın üstünde  yürüyen kara karıncanın ayak izinden daha gizlidir denir.

İnşallah bende ve hiç birimiz de kibir yoktur. Var ise Allah beni de hepimizi bu korkunç hastalıktan kurtarsın ve muhafaza buyursun.

Kibirden Allah'ın merhametine sınırım.

Benim bir İran hayranı olduğum konusunda yanılıyorsunuz.

Yıllar önce yabancı bir deyimde geçen söz devamlı zihnimin bir tarafında tüm düşüncelerimi kontrol etmektedir.

Dünya da iyi millet yoktur.

Dünya da kötü millet de yoktur.

Dünya da iyi ve kötü insanlar vardır.

 

Birde sıhhatini tam bilmediğim bir hadisi şerif duymuştum.

Eğer köpekler bir millet olmasa idiler öldürülmelerini emir ederdim diyor. Sultanı Enbiya

 

Bu yüzden insanlar hakkında toplu hüküm vermekten de Allaha sığınırım. Müslümanlar açısından İran devletinin sapıklı babındaki sözlerinizi doğru olarak kabul etse idik bile kazan kazana dibin kara demiş misali ya birileri de bize haklı olarak sizinkiler de zındık kâfirken birde utanmadan başkasının yüzündeki karayı sorguluyorsun derlerse ne cevap vereceğiz.

Bir atasözümüz elin gözündeki çöpü görürde kendi gözündeki merteği görmez der.

Durumumuz buna benzer.

Ayrıca bu fakir size yalan söylüyorsunuz demedim ki, gıybet ediyorsunuz dedim. Sizin içinde acıda olsa hayırlı olanı söyledim.

Her toplumun içinde onların yaşamasına sebep olan hayırlılar vardır. Bir ayet de sen onların içinde iken onlara azap edici değiliz buyrulur. Bu hitap Eğer sadece Efendimize hitap ise kalbinde (içinde) onu barındıran azaptan muhafaza edilmektedir. Yok eğer halkların içinden birilerine de hitap ediyorsa her şehrin köyün kasabanın deli sanılan veya akil görünen yada ortalıkta hiç görünmeyen en az bir velisi bulunur demektir. 

Bu yüzden İsrailin Gazzeye yaptığını bizler kınama bombaları ile başka topluluklara yapamayız. Onlarda Allahın kullarıdır. Ve onlarda bir ayette geçtiği gibi onlar ile de tanışıp bilişelim diye yaratılmışlardır. Ey Rabbim hadi biz insanların en iyisi en akıllısı en şereflisi en kahramanı en kabadayısı en hovardası en delikanlısı en güzel rakı içeni en iyi nara atanı vs. yarattın da bizler aslan gibi burada dururken bu pis iranlıları yada diğer milletleri niye yarattın mı demeliyiz. Yani bizi ateşten onları çamurdan yarattın diyen cinlerden iblis gibimi davranmalıyız.

Bu dünya ölümlüdür Öbür tarafta ben Türklere kıyak yapılacağına dair bir şey duymadım Musalla taşında imam generallere paşalara da er diyor ve er kişi niyetine diye cenaze namazına duruyor. Türklük de mezara giderken bitiyor ve sadece iki millet kalıyor. Kafirler ve müminler.

Ayrıca ben sesinin tonunu ayarlayamayan hodkam ve patavatsız bir kişi olabilirim. Bu kabalığımdan Allah korusun Ateşe de gidebilirim. Ama bu sizinde tüm hasenatınızı bu 60 milyon kişiyi tek, tek gıybet anlamına gelen toplu gıybetinizin faturasını nasıl ödeyeceksiniz.

Efendimiz mealen ashabına müflis kimdir diye soruyor. Onlarda Allah ve resulü daha iyi bilir ama biz tüm servetini batırıp zenginken pek muhtaç duruma düşene müflis deriz diyorlar.

Efendimiz. Oda doğru ama asıl müflis kişi mahşerde pek çok hayır hasenat ile mizana gelir. Sevabının çokluğu ile kurtulacağı zannedilir. Dava başlar kimi bana sözdü kimi dövdü kimi kem söz söyledi gibi şeyler ile alacaklarını onun hasenatından alırlar kimileride beni gıybet etti diye gelir ve tüm hayırları tükenir. Sonra sıra imanına gelir ve imanı da alacaklılara pay edilir. İmansızda kalıp kafir olarak cehenneme gönderilir buyuruyor. Dediğim gibi mealen. Bilmeden yanılmışsak Allahın Affını ve efendimizin de bizi bağışlayıp affımız için şefaatini dilerim. Bazı rivayetlerde ehlibeyti sevenin kurtulacağından söz edilir. Kuranda da ayetlerde bazı  buna işaret eden işaretler vardır. Veda hutbesinde de efendimiz bize Kuran ve sünnetinin yanı sıra ehlibeytini bırakmıştır. Şiiler içlerinde ehlibeyt sevgisi taşırlar. Bazıları da sahabeyi gıybet eder. Bunlardan kiminin içinde o sevgi olduğu için biz ona azap edici değiliz ayeti kapsamına girip kurtulur. Kimide Ashabı gıybetlerinden müflis olur. Size de tavsiyem O müflis olan Şii nin yanında onları gıybetten Sünni kökenli bir müflis olmanız halinde sizlerde ne Şii lik kalır nede Sünni lik. Bu işler bizlerin çözmeleri gereken davası değildir. Bizler fitneden Allaha sığınır ve onlarında uzak durmalarını tavsiye ile Asr suresindeki gibi hakkı ve sabrı tavsiye ederiz.

Bakın Allah bir ayet de İsa as. a soruyor. Mealden hatırımda kaldığı kadarı ile

Ey İsa sen mi onlara Allahın yanı sıra beni ve annemi de Allah dan gayri iki ayrı rab ittihaz ediniz dedin. İsa as. Ya rabbi eğer onlara azap edecek olursan onlar senin kullarındır. Onları bağışlarsan sen zaten gafururrahim olan çok bağışlayıcı ve af edicisin. Ben demiş olsam sen onu zaten bilirdin. Ben demedim yarabbi diyor.

Yani bizlerin kendi başlarımız belada iken başkalarını yargılamaya kalkışmak dan daha saçma ne olabilir.

Değerli kardeş sahiden bu konuya maksatsız daldı iseniz kaba davranışım ve öfkem için sizden özür ve beni bağışlamanızı dilerim.

Lakin büyük bir yangına sebep olacak ve oranın bir benzin ve barut fabrikası gibi olduğunu bilmeden kibritle oynayan kişinin üzerine aniden atılıp kibriti çakılmadan önce elinden kapmak refleksimin. Aslında benimde kötü niyetli olmadan ani bir refleksim olduğunu bilmenizi isterim. Sözlerimiz doğru olmalı ama gıybet başkalarını kendimizi Allahın yerine koyarak yargılamak yada ilahi sırlarını bilmediğimiz konularda gereksiz tartışmalara girip başkalarının bize kusur görünen sırlarını ifşa etmek doğru sözlülük değil fitne çıkarmayı umursamadan nadanlık etmektir diye düşünüyorum. Kasıt var ise zaten ayrı bir konu.

Selam ve dua ile.

A.D.Şimşek


23 Nisan 2009 Perşembe 15:59 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:

Sizin dikkatsizliğiniz veya güya aklınızca hakarete yeltenişiniz umurum da değil. Ben söyleyeceklerimi söyledim. Fakat niyetinizin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu ilk cevabınızdan anlaşıldı, kâfirlik, Yahudilik, ajanlık falan filan gırla gitti. Fakat sizde bir ego var ilk söylediğiniz ne ise geri adım atamıyorsunuz buda kibirle alakalı olsa gerek.

 

Dedik ki ABD’ye karşı İran ile ittifak yapabiliriz, fakat İran’ın tarihi gerçeğinden dolayı da dikkatli olmak zorundayız. Ki bu hayatın her safhasında geçerli olan bir şeydir. Neyse açmayacağım zira gereksiz, siz gine anlamamazlığa vuracak ve sayıklamalarınıza devam edeceksiniz. El insaf daha yazılanı anlamaktan acizsiniz, size ve yandaşlarınıza bir şey diyemiyorum.

 

Dikkatli olunda İran’a olan bu sevgi ve hürmetiniz onların ki gibi itikadi bir sapıklığa dönmesin. Salman Bey’in bir mailini görmüştüm “Sultan Baba” diye bir mail. Salman Bey âcizane tavsiyem savunduğunuz İran sizin övdüğünüz “Sultan Baba”nın bütün mevcelerini oluk oluk aldığı tasavvufa düşmandır ve tüm tasavvuf ehlini kâfir olarak görür, bu husus da dikkatli olunuz. Allah bizleri İran’ın fitnesinden korusun, muhafaza buyursun. Sultan Baba’ların Himmetini de üzerimizden eksik etmesin.

 

İyi veya kötü meselesine hiç girmeden bir bayram sabahı ABD ve işbirlikçileri Şii’ler tarafından idam edilen Saddam Hüseyin sözü sözümüzdür ve bir insan nasıl bir şey görmüş ki bu İran’dan ölmeden önceki son cümlelerinden birisi şu oluyor;

 

"Umarım birlik içinde kalırsınız. Sizi uyarıyorum: İran koalisyonuna güvenmeyin, bu insanlar tehlikeli"



21 Nisan 2009 Salı 21:00 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:

Ah benim dikkatsizliğim ve imla hatalatım başıma ne işler açıyor. Bazen kendiyanlışımı düzelmeye uğraşmak zorunda kalıyorum. Aşağıda bir cümle yanlışlıkla şöyele yazılmış.
 
 Nedense İsrail nükleer güç ve bizim köşebaşlarımızda Yahudi ve Masonların elinde iken Bize kim tecavüz ediyor diye sormak yerine nedense gelin komşuyu dövelim diyenler evdeki karısını gözden çıkarmış olandır gibi görünüyor.
Ama ben bu günlerde başka gruplardada bu gibi fitnelere rastlamaya başladığım için. Bu çabaların Türk halkını Batı ve israile saldırtma çabaları ve buna alet olanlarıda onların kullandıkları ya ajanları yada dolduruşa gelmeye hazır aklı kıtlar olduğunu düşünüyorum.
 
Doğrusu şöyle olacaktı.
 
Nedense İsrail nükleer güç ve bizim köşebaşlarımızda Yahudi ve Masonların elinde iken (Yahudi ve masonların elinde bulunmasına rağmen)  Bize kim tecavüz ediyor diye sormak yerine nedense gelin komşuyu (İran'ı) dövelim diyenler evdeki karısını gözden çıkarmış olandır gibi görünüyor.
Ama ben bu günlerde başka gruplardada bu gibi fitnelere rastlamaya başladığım için. Bu çabaların Türk halkını Batı ve israil
hesabına İran'a saldırtma çabaları ve buna alet olanlarıda onların yani ABD+İsrailin kullandıkları ve ya ajanları ya da dolduruşa gelmeye hazır aklı kıtlar olduğunu düşünüyorum.
 
Demek istemiştim. Bu derece vahim bir anlam kaymasını gözden kaçırdığım için özür diler düzeltirim.
Selam ve saygılarımla
 
21 Nisan 2009 Salı 17:37 tarihinde Hikmet Tinaztepe <datagrup@gmail.com> yazdı:


ARKADASLAR. 
IRANA LAF SALLAYARAK NEDEN ABD VE ISRAELI SAVUNUR DURUMA DUSUYORSUNUZ. 


21.Nis.2009 tarihinde 17:16 saatinde, ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> şunları yazdı:

Nedense İsrail nükleer güç ve bizim köşebaşlarımızda Yahudi ve Masonların elinde iken Bize kim tecavüz ediyor diye sormak yerine nedense gelin komşuyu dövelim diyenler evdeki karısını gözden çıkarmış olandır gibi görünüyor.
Ama ben bu günlerde başka gruplardada bu gibi fitnelere rastlamaya başladığım için. Bu çabaların Türk halkını Batı ve israile saldırtma çabaları ve buna alet olanlarıda onların kullandıkları ya ajanları yada dolduruşa gelmeye hazır aklı kıtlar olduğunu düşünüyorum. 
Devletler oyunu çok karmaşık bir oyundur.
Tezkere günlerine bir göz atalım.
AKP, ABD ve AB nin desteği ile ABD nin iyi polisi rolünü oynamak şartı ile iktidar olmuştur ama muktedir değildir.
ABD desteğini çekerse veonu istmiyorm alabilirsiniz derse ABD nin kötü polisi rolündeki CHP, CB Sezer, askerler, Yargı ve üniversiteler anında AKP nin icabına bakacaktır.
ABD Türkiyeden tezkere ile  nerede ise güneydoğu anadolunun tamamını, İstanbul sabiha Gökçen hava alanını Trabzon Mersin Taşucu İskenderun Mersin limanlarını istemektedir. Adeta fiili bir işgal talebi vardır. ABD bölgeye temelli yerleşmeye gelmektedir ve  Türkiye aryık ABD nin karargahı olarak kullnılacak ve ileride belkide parçalanacaktır. Bu durumu herkes bilmektedir ve CHP nin içinde ABD nin siyonişst politika ve ekonomi operatörü Kemal derviş ve önemli bir CIA ajanı olan eşide CHP ABD ilişkisini yönetmektedir. Zaten siyasi ve ekonomik operasyon tamamlanmış AKP tezkereyi geçirmeye mahkum olarak iktidara taşınmıştır. AKP tezkereyi onaylamaya mecbur olduğu için CHP vatanperver numarasını rahatca oynayıp şiddetle karşı çıkar bir pozisyon almış içlerindeki Siyonist operatör Kemal Derviş bile nasılsa teskara geçecek diye sessiz kalmıştır. Akp güzel bir oyun kurup ikiye ayrılmış ve CHP nin tezkereyi onlar geçirsin sonrada biz satılan kısımdan arta kalanı kurtarıp yeniden kahraman olur AKP yide Osmanlı hakanı gibi ya asar ya kovalarız hesabı yaparlarken AKP son ana kadar geçirecek görüntüsüile oyunu bozup Hem tezkereyi geçirmemiş hemde Siyonis Kemal dervişin her emrine amade CHP yi amerikaya azarlatmıştır.
Bu saçma oyunu bırakın kim olursanız olun bilinki milletimiz artık oyunlara gelecek değildir. Ama oyun kuranlardan hesabını mutlaka soracaktır.
Bu ülkeye fenalığı dokunmayacağı kesin olan nadir insanlardan biride Erbakandır.
Eğer gitti ise İranıda kurulan oyunlara kapılmaması için uyarıp Türkiye ile aralarında savaş çıkmasını önlemeye gitmiştir.
Boşuna cabalamayın.
A.D.Şimşek
19 Nisan 2009 Pazar 20:52 tarihinde Yavuz Sultan <caldiranli@gmail.com> yazdı:

İran deyince karşısına soru işareti koymak bile fazla, yapılması gereken üstüne bir çizgi çekmek... İran'da ki malum Şia kültürü ve bunun getirisi ile takiyye kültürü. Senden gözükürken seni arkadan vuran ve bunu hissettirmeden yapan bir anlayış. Sureti haktan gözüküp bütün zehirini yavaş yavaş veren bir anlayış.

Tabi Yasa'nın sözlerini Şimşek Bey okumasın tam bir kaos ve karmaşa doğar. Hem Erbakan hoca geçiyor konuda eleştiri var, bir de İran Hizbullah’ının Lideri Türkiye'yi de tehdit etmiş.

 

Neyse, işin benim için önemli olan tarafı bu adam fanatik bir Şii ve devrim ihracı yanlısı imiş. Hala İran diyebilen kardeşlerimizin buralara dikkat kesilmesi lazım. Bizi bizden gözükürken vuran bir kafa ile karşı karşıyayız. İran dostunun gözünün yaşına bakmadan insanı bir anda satabilecek bir anlayışa sahip ve bunu da Şia anlayışından alıyorlar.

Ehli Sünneti her daim arkadan vuran Şia'dır. Sahabeye küfreden Şia'dır. Şia kendinden olmayan her mazlumu yok edilecek birer mikrop olarak görendir. Son Gazze Operasyonunda da yaşadık bunu, önce açıklama yapıldı bilmem kaç bin gönüllü Gazze’ye gidecek peşinden ise tam bir fiyasko. Yapılan açıklama ile böyle bir şeyin gerçekleşemeyeceği açıklandı. Teferruatına merak edenler netten araştırabilir. Şia zehirdir... İRAN ŞİA'dır.

Şu kafa değişmeli, arkadaşlar oyuna gelmeyelim, yıllardan beri söylenen ananonim bir türküdür. Fakat artık modası geçmiş dinlemiyor. Arkadaşlar oyuna gelmeyelim değil, arkadaşlar bir oyun bir kumpas varsa onu bozalım. Oyunu oyun oynayanların kafasına geçirelim unutmayalım zoru zor oyunu oyun bozar. Bu güne kadar aman provokasyona gelmeyelim derken tersinden provokasyona geldik, beyinlerimiz uyuşturuldu. Adeta bitkisel hayatta yaşar olduk, etrafımız da bir dünya dönüyor değişiyor biz tepki bile veremiyoruz. Neden?.. Aman oyuna gelmeyelim, bu Müslümanlara kurulmuş bir tuzaktır. Madem bir oyun var oyunu bozup kuralları belirleyen olmamız lazım zira biz Müslüman’ız. Son din bizim dinimiz ve Hâkimi Mutlak olanın dini. Oyunun kurallarını da O’nun dini belirler ve bunun vesilesi de bizler olmalıyız.

 

Hikmet Bey size bir eleştirim yok yanlış anlamayın benim tepkim bu anlayışa…

 

Saygılarımla…



19 Nisan 2009 Pazar 17:12 tarihinde Anadolu Haber Günlüğü <forevermirza@gmail.com> yazdı:

Erbakan’ın İran gezisi
2009-04-15
İsmail Yaşa
ismailyasa@yahoo.com

Erbakan’ın İran gezisi

Aktif siyasete döndüğünü ilan edip ertesi gün Tahran’a uçan Erbakan Hoca’nın İran gezisi devam ediyor.

Fakat bir nokta hâlâ netleşmiş değil...

Hoca bu ziyarette kimin konuğu?

Davet eden kim?

Bu konuda başlangıçta sanki resmi yetkililer tarafından; yani Hamaney, Ahmedinejad vs. tarafından davet edilmiş havası yayıldı.

Fakat sonradan ağız değiştirildiğini ve “Aldığı bir davet üzerine...” denildiğini gördük.

Bu da insana sanki Hoca’yı İran’a davet eden kişi veya kurum ısrarla saklanıyor izlenimi veriyor.

Nitekim, İran Mehr Ajansı, Erbakan Hoca’nın Tahran’a İran Hizbullahı’nın davetlisi olarak geleceğini yazdı.

Ajans, daha sonraki günlerde geziye ilişkin verdiği haberlerde de aynı noktayı vurgulamaya devam etti.

Ünlü Arap gazetesi Şarku’l-Evsat, İran Hizbullahı siyasi büro yetkilisi Hüseyin Kenani’nin İran Hizbullahı ve Harrazi’nin davetlisi olarak Tahran’a geldiğini ve kutsal Kum kentinde din adamlarıyla görüşeceğini yazdı.

Tabii burada, Üstad Yusuf El-Karadavi’ye yönelttiği “münafıklık ve deccallik kokan bir dille konuşma ve Siyonistlere hizmet etme” suçlamasıyla hatırladığımız Mehr Ajansı’nın haberi doğru değil denilebilir.

Fakat Saadet Partisi’nin konuyla ilgili haberi yalanlamaması ve net bir açıklama yapılmaması, ayrıca Hoca’nın Tahran Havaalanı’nda İran Hizbullahı lideri Ayetullah Harrazi tarafından karşılanması –ki bu haberi Haber 5 verdi- Mehr’in haberinin doğruluk ihtimalini güçlendiriyor.

Erbakan Hoca Tahran’a İran Hizbullahı’nın misafiri olarak gitse ne olur?

“Ne var yani bunda?” denilebilir.

Buna cevap vermeden önce, Erbakan Hoca’ya ev sahipliği yapan İran Hizbullahı’nın liderini tanımak gerekir.

Ayetullah Seyid Muhammed Bager Harrazi, aşırı görüşleriyle tanınan ve devrim ihracı sevdasıyla yanıp tutuşan bir isim…

“Filistin, Ehli Beyt’in yolundan gitmezse, (yani Şii olmazsa), Filistin’in İsrail’den ne farkı var?” sözüyle ünlü biri...

Türkiye’yi de tehdit etmişti.

İşte Hoca böyle marjinal birinin konuğu...

Ziyaret vesilesiyle Hamaney’le, Ahmedinejad’la ve Rafsancani’yle görüşmesi gerçeği değiştirmez.

Aksi belirtilmedikçe, Hoca, Harrazi’nin davetiyle orada ve onun konuğu...

Belki de bu nedenle davet sahibi meçhul bırakılıyor, bilinmesi arzu edilmiyor.

Ama maalesef Türkiye’de saklansa da, Mehr Ajansı’nın birkaç dilde servis ettiği haberlerle tüm dünya Erbakan Hoca’nın İran Hizbullahı liderinin konuğu olduğunu biliyor.

Bu da hem Erbakan Hoca için, hem de Saadet Partisi için hiç de iyi bir durum değil...

Türkiye’de Ayetullah Harrazi’nin kim olduğu bilinmeyebilir.

Ama dışarısı için, örneğin Arap Dünyası için, yabancı biri değil; kim ve nasıl biri olduğu biliniyor.

Erbakan Hoca, aktif siyasette geçirdiği uzun yıllar boyunca geride bıraktığı iyi izlenimi son dönemdeki “işbirlikçiler” ve “Bizans’ın çocukları” gibi söylemlerle Türk kamuoyunda epeyce zedeledi.

Fakat bu dışarıya çok fazla yansımadı.

Dışarıda hâlâ Hoca’ya sevgi ve saygı duyuluyor.

Ne yazık ki, Hoca’nın Harrazi gibi birinin davetine koşarak icabet etmesi ve yanyana görüntü vermesi dışardaki imajını da zedeleyecek...

Erbakan Hoca, aktif siyasete dönmekle, koltuğu ancak ölümüyle boşalan ve onu da oğluna miras bırakan Ortadoğu liderlerini çağrıştırdı.

İran gezisi de geride, siyasi hırsı nedeniyle kendi ülkesi ve başbakanı aleyhine bölgedeki rakip ülkeyle işbirliği yapan siyasetçi izlenimi bırakacaktır.

Erdoğan ve hükümet hakkındaki "işbirlikçi" suçlamasına ise Filistinliler bile inanmayacaktır.

Erbakan Hoca açısından hiç de hoş bir durum değil...

İnsan doğal olarak üzülüyor.

Hoca’nın bu gezisini organize edenlerin ve kılavuzluğunu yapanların kimler olduğunu tam bilmiyoruz.

Belki de taşın altından Milli Görüş’e sızan Humeyniciler çıkacak...

Sanırım Erbakan Hoca için artık çok geç...

Fakat Milli Görüş’ün ve Saadet’in genç liderleri kimlerle yanyana durduklarına iyi bakmalılar.

İletişim çağında haberler ve o görüntüler gizlenemiyor maalesef...

Bir de içinde “karga” ve “kılavuz” kelimeleri geçen o ünlü atasözünü hiç unutmasınlar!

SÜTUN HABER


19 Nisan 2009 Pazar 17:08 tarihinde Hikmet Tinaztepe <datagrup@gmail.com> yazdı:


Arkadaslar...
Oyuna ve doldurusa gelmeyin...
Lutfen...
Akliselimle davranin...



19.Nis.2009 tarihinde 16:37 saatinde, Çaldıranlı
<caldiranli@gmail.com> şunları yazdı:

>
> Eyvah M.Hatemi'de ajan oldu... Ben zaten ajan ve Yahudi idim : )))
>
> http://anadoluhaberim.com/haber_detay.php?haber_id=1534&Grup=NORMAL
>
> Sayın Şimşek konuşurken önünüze arkanıza biraz bakın ve hadi
> beni ajan
> yaptınız da Hatemi'den ne istediniz onu anlamadım.
>
>
> On 17 Nisan, 16:21, ahmet dogan simsek <ahmetdogan.sim...@gmail.com>
> wrote:
>> İran bize haçlı ve Siyonistler den daha yakındır demedim. Ama
>> demiş olsa
>> idim yalanda olmazdı. İran Irak savaşında iki orduda şu anda Ira
>> kda
>> batılıların yeptıklarını asla yapmadılar ve yapamazlardı.
>> Bir buçuk milyon
>> sivil kadın çocuk öldü, bir okadar yaralı hasta sakat ve bir
>> sürüde fuhuş
>> piyasasına düşen zavallı kadın ve kızlar. İran bizim
>> yıllardır komşumuzdur
>> ve Biz batıya yürüyen bir devlet olarak arkamızda düşman
>> istemediğimizden
>> yıllardır  Dostça geçindiğimiz bir ülkedir. Eğer dediğiniz
>> gibi kötü şeyler
>> yapıyorsa bu oradaki batı ajanlarının ve onların dolduruşuna
>> gelen sizin
>> İrandaki muadillerinizin kışkırtıp Türkiye halkını
>> saldırmak için hazırlamak
>> amacı ile yapıyordur. Üstelik iran böyle bir şeyi gerçekten
>> yapıyorsa, bizim
>> devletimize yaranmak için yapar. Bu konuda devletimizin diplomatik
>>  yollardan
>> onları engellemeyi, sıkıştırmayı bırakın onları bu işe
>> teşvik edecek şekilde
>> davranarak mutlaka Türkiye ile arasını düzeltmek için onları
>> bu işe teşvik
>> bile ediyorlardır denilebilir. Çünkü Natonun istekleri
>> doğrultusunda
>> çıkarılacak böyle bir savaş için halka açıklayacak bir
>> gerekçeye ihtiyaç
>> vardır. Çünkü resmi devletimize yaranmak isteyenler. Bizim
>> ülkemizdeki
>> dindarlara karşı girişilen imha etme hareketlerine destek vermek y
>> olu ile
>> ancak resmi devletimizle dost olacaklarını zannedebilirler.
>>
>> Bu tartışma eğer ABD ve İsrailin, İrana müdahale etmeyi kafalar
>> ına
>> koydukları ve bu arada kendi ellerini yakmak yerine Türkiye yi kul
>> lanmak
>> için çalıştıkları ve kamuoyumuzu bu yönde yönlendirme
>> çalışmaları için resmi
>> devletimizin bile şimdi yeniden ordumuza kerhen de olsa peygamber
>> ocağı
>> demesine izin verilen bir dönemde olmasaydık.
>>
>> Devletin Müslümanmış gibi beyanatlar vermeye başladığı ABD
>> başkanının siz
>> aslansınız diye sırtımızı sıvazladığı bir dönem olmasa
>> idik konuşmalarımız
>> da fikir tartışması olurdu. Ama savaş öncesi yönlendirme
>> çalışmalarında
>> Türkiye'nin başını büyük belalara sokacak vaatlerin dostça
>> fikirler olarak
>> algılanması mümkün değildir.
>>
>> Saddam İrana Saldırırken de Kuveyt'e girerken de ABD nin
>> güvencesi ile
>> girdi. Ama bir daha da çıkamadı.
>>
>> Zamanın ve zeminin uygun olmadığı bu tehlikeli zeminde ABD ve
>> Siyonistlerin
>> ekmeğine katık olmaya giden felaket senaryolarına karşı hepimiz
>> dikkatli
>> olmak zorundayız.
>>
>> Sovyetlerin Çöküşünden sonra NATO sürekliliği idame ettirmek
>> için yeni
>> tehdit arayışına çıktı ve kızıl tehlikeyi yeşile yani
>> Kominizim tehlikesini
>> İslam tehlikesine çevirdi.
>>
>> Mevcut durumda bu konsept resmen hala terk edilmiş değil. Türkiye'
>> nin
>> askeri, NATO ordusu olarak NATO ya bağlı ve bağımlı bir
>> ordudur. Türk halkı
>> ise Müslüman olmak ile NATO nun düşman tanımlamasına
>> girmektedir. Bu durumda
>> Müslüman Türk halkı NATO ya bağımlı olan ordumuzun da
>> düşman tanımlamasına
>> girmektedir. Başka bir Müslüman ülke ile girişilecek NATO
>> amaçlarına uygun
>> ve Türkiye'nin çıkarları ile ilgisiz bir savaşta ordumuz da
>> milletimizde
>> kendi içinde yekvücut olması imkansız olduğundan NATO'nun
>> ateşe soktuğu
>> maşası olarak görev alacak ve kendiside yanacaktır. Veya işi
>> bitince hurdaya
>> atılıp imha edilecektir. Bu suretle NATO düşman tanımlaması
>> kapsamındaki hem
>> Türkiye hem de İran dan kurtulup şehir devletleri kurup İsrail'in
>> yönetiminde organize edebileceklerdir.
>>
>> Hepimiz sürünün koyunları, İsrail çobanımız, batı ise mal
>> sahibi ağa
>> olacaktır.
>>
>> Tarih yanlış zamanda yanlış yapanları asla af etmez ve etkileri
>> de binlerce
>> yıl sürer.
>>
>> A.D.Şimşek
>>
>> 17 Nisan 2009 Cuma 11:41 tarihinde Yavuz Sultan
>> <caldira...@gmail.com>yazdı:
>>
>>> Sevindim zira hakaret etmeden (azda olsa) konuşma yeteneğin var
>>> mış.
>>> Aramızda ki gerginliği fitneye bağlamışsın ki, bunun
>>> müsebbibi ben değil
>>> sensin. Neyse olacak acelesi yok konuşmayı hakaret etmeden TEKFİ
>>> R etmeden
>>> konuşmayı öğreneceğiz...
>>
>>> Kabadayılık yaptığımı hatırlamıyorum sadece bir takım
>>> gerçeklerden
>>> bahsettim eğer bu gerçekler kabadayılıksa evet kabadayıyım
>>> ama senin
>>> anladığın manada serserilik değil. Ne dedik de kabadayı olduk;
>>
>>> "Yok, öyle değil ortak bir paydadan bahsedilecekse benim değerle
>>> rime sende
>>> saygı duyacaksın. Yani İran bu ihanetleri gerçekleştirdikçe
>>> nasıl olur da
>>> Sünni'lerden tepki gelmez. İran'ın derdi hem Sünnilere vurmak ve
>>>  hem de
>>> Amerikan Emperyalizmine karşı ortak bir paydadan bahsetmekse  ik
>>> iyüzlülüğün
>>> dik alasıdır bu."
>>
>>> Yani en tabii insani ilişkiden bahsettik ki şu, sen kalkıp bana
>>> vurursan
>>> bende sana vururum ne için dedik, İran'ın Sünnilere karşı
>>> tavrı için dedik.
>>
>>> "Asılan benim babam olsa da onun hesabını şimdi sormamam
>>> lazım" demişsiniz
>>> çok ağır bir laf, inşallah bu lafın manasına da malik
>>> olusunuz." Dedik
>>> yani şahsınızın hayrı için dua ettik, karşılığında ise
>>> kâfirliğimiz,
>>> Yahudiliğimiz, ajanlığımız ve bilumum hakaretlerinizi
>>> gördük, olsun biz
>>> Müslümanları severiz zira o biz, biz de oyuz. Alışkınız, her
>>> yerde olan
>>> insan kafası daha muhatabını anlamadan dinlemeden ajan provokatö
>>> r, kafir,
>>> Yahudi falan filan gibi ithamlar. Ama öğreneceğiz yaşımız
>>> kaç olursa olsun
>>> hakaret etmeden konuşmasını öğreneceğiz, zira "müminler
>>> kardeştir..."
>>
>>> "Siyonizm ve haçlılar ile aynı hedefe yönelip hareket etmenizden
>>>  utanmak
>>> yerine bana laf yetiştirmenizden de perva edecek değilim." Demiş
>>> siniz,
>>> etmeyiniz tabi sağlıklı konuşmalar saygı ile yürür. Peki,
>>> niye Siyonist ve
>>> haçlılarla aynı kefeye girmişiz, sizin İran bize haçlı ve
>>> Siyonistlerden
>>> daha yakındır manasında ki sözlerinize mukabil olan
>>> sözlerimizden dolayı ki
>>> şu;
>>
>>> "Gelelim ABD ve yardakçılarına karşı İran'la ittifak yapıp
>>> yapamayacağımıza.
>>
>>> ...
>>
>>> Hele hele konu Emperyalizm ise tabi ki yardım eder ve tabii düşm
>>> anımız
>>> Emperyalizme karşı savaşırız. Ki yaşadığımız süreç
>>> gösteriyor ki ABD'nin
>>> korkusu Sünnilerdir zira her cephede onu mağlubiyete uğratan Sün
>>> nilerdir.
>>> Fakat unutmamak lazım ki savaşın şartlarını savaşın
>>> tarafları belirler. Ben
>>> ABD ile savaşırken sen kalkıp da benle dost gözüküp ardımdan
>>> hançerlemeye
>>> kalkarsan senle nasıl bir ittifakım olabilir."
>>
>>> Bu lafların neresi Siyonizm ve Haçlı yardakçılığı kokuyor
>>> anlayabilmiş
>>> değilim. "Ben ABD ile savaşırken........" dedik
>>> yaşadıklarımız bunu
>>> göstermiyor mu Şimşek Bey. İran Sünnilere vuruyor mu vurmuyor
>>> mu? Mesele
>>> burada ve benim İran'a karşı yapılacak bir Emperyalist taarruzda
>>>  tarafım
>>> İran olacaktır bunu da açıkça belirtmişim ve ardından da
>>> tedbirli olmamız
>>> gerektiğine dair bir kelam etmişiz, ne demişiz;
>>
>>> "Ayrıca İran her zaman olduğu gibi takiyye kültürünü çok
>>> iyi kullanıyor.
>>> Zehiri şifa diye göstermekte üstüne yok, bir yandan "Büyük
>>> Şeytan" diğer
>>> yandan büyük şeytana Sünnilerin istihbaratını vermek. Yani
>>> kendine gelince
>>> Büyük Şeytan da bana gelince niye dost ve müttefikin oluyor." Ya
>>> nlış olan
>>> bir şey var mı burada yani senin canın canda benim ki patlıcan m
>>> ı? Gayet
>>> tabii bir refleks demi, sen ortak düşmanımıza karşı benden
>>> senden yana taraf
>>> olmanı istersen bende senden benden yana taraf olmanı isterim. P
>>> eşinden
>>> demişiz ki;
>>
>>> "Bunların cevabı verilmeli ve herkes dost düşman kutuplarını
>>> belirlemelidir. Aksi durumda kaos doğar ve Sayın Şimşek bahsetti
>>> ğiniz durum
>>> meydana gelir..."
>>
>>> Şu, en basit ticari ortaklık da bile ortaklığın taraflarından
>>> yapacakları
>>> hareketler de kar zarar hesabına nisbetle hareket etmeleri isten
>>> ir. Yani
>>> İran kendi çıkarı için beni ortak düşmanımıza satacaksa
>>> nasıl ortaklık
>>> yapabilirim bunun cevabı verilmeli ve dost ve düşman kutupları
>>> mızı
>>> belirlemeliyiz. Lütfen Sayın Şimşek bu söylediklerimde ters
>>> olan ne var. Siz
>>> vatanınızı milletinizi severken bizde sizin vatanınızı ve
>>> milletinizi
>>> seviyoruz... Niye? Zira bizde Müslüman Türk'üz ve
>>> kardeşlerimizi severiz,
>>> ister maçin de olsun ister İran da olsun ama kardeş olsun "Mümi
>>> nler
>>> kardeştir"...
>>
>>> Düşman doğuda değil Batı da demişsiniz ve gayette doğru
>>> demişsiniz, bizde
>>> dedik ki Batıda ki ortak düşmana vururken doğumuzdan darbe yemey
>>> elim,
>>> tarihimiz bunu gösteriyor bize. Yavuz Sultan Selim Han kendinden
>>>  önceki
>>> padişahların aksine niye doğuya sefer düzenledi bunu ima etmek i
>>> stedik.
>>> Yoksa Haçlı- Siyonist ittifakı bize yani Ümmet'e karşı
>>> taarruz durumunda.
>>> Siz Batıyı gösterirken bizde doğuda ortak düşmana karşı
>>> ortak cephe de
>>> savaşacağımız İran böyle bir şey yapabilir bu konuda hassas
>>> olmak lazım
>>> dedik. Yani sizin söylediklerinizi çelmeden işin bir de bu taraf
>>> ı var
>>> kısmını hatırlatmak istedik...
>>
>>> Saygılarımla...
>>
>>> 16 Nisan 2009 Perşembe 22:35 tarihinde ahmet dogan simsek <
>>> ahmetdogan.sim...@gmail.com> yazdı:
>>
>>>  Eğer öyle ise bu kumpas da gene Türkiyeye kurulmuş demektir.  B
>>> iz ABD nin
>>>> kontorolünde olan silahlarımızla, ve onların cephane verdiği k
>>>> adarı ile, ABD
>>>> destekli İran karşısında hem de uzaya roket gönderen teknoloji
>>>> si ve kendi
>>>> silahını üreten kendisine ait savaş uçakları ile bizimkiler
>>>> gibi ABD nin
>>>> uzaydan vereceği tek sinyalle patır patır dökülecek
>>>> uçaklarımız ile irana
>>>> karşı ki bu durumda İsrailin gizlice silah sağlayacağı
>>>> iranla neden ve nasıl
>>>> savaşacağız. Dünyada belamı kalmadıda kendimize bela
>>>> arıyoruz. Çok meraklı
>>>> isen ve sünnilerin haklarını savunmak istiyorsan neden
>>
>> ...
>>
>> tamamını oku »
>
> >





--

 ---------------------------------------------------------
"HAKİKATİN HATIRI ,DOSTUN HATIRINDAN ÜSTÜNDÜR"
(HZ ALİ ra.)









ail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---













--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.