20 Nisan 2009

(anadoluhaber) Yeter Artık Fazıl!

 
Fazıl Say'ın Sezen Aksu'ya mektup yazdığını duyunca, ilk aklıma gelen cümleler "Senin ne haddine Fazıl, yeter artık Fazıl!" olmuştu. Hani daha önce karşı karşıya geldiklerin sıradan politikacılardı. Ama bu sefer bu ülkedeki herkesin Sezen Aksu'sunu kendine reklam malzemesi olarak seçiyor. Kendi reklamı için Sezen Aksu'yu harcamaya kalkıyor. Yeter artık!
 
 
USTALIKLI AMA ACIKLI BİR MEDYA PLANLAMASI: FAZIL SAY’IN POLİTİK TAVIR TRAJEDİSİ!
  Dünyaca ünlü piyanistimiz Fazıl Say önce giderim dedi, gitmedi. Sonra Baykal’a sitem dolu bir mektupla tekrar gündeme geldi, sonra Altan kardeşleri edebiyattan aforoz etti ve en son Sezen Aksu’ya saylan sitemini iletti. Bu, bir sanatçının politik tavır göstermesi mi? Yoksa…
 
 
Trajedi: Bizim payımıza da Fazıl Say düştü
 
Şöhrete tutulma diyeceğim, olmayacak. Tanınırlığı zaten dünya çapında. E o zaman nedir bu? Haydi, yapmayın Allah aşkına. Tutup da Fazıl Say’ın gün aşırı yazdığı mektupların memleketin gidişatından duyduğu kaygı karşısında bir sanatçı olarak gösterdiği tepki olduğunu düşünmüyorsunuzdur umarım.
Eğer bu sığlık bana yeter diyorsanız, Tuna Kiremitçi okumanın tam zamanı. Ayrılın.
Ülkeden gitmekle tehdit edip, tehdit şartları değişmemesine rağmen sözünüzü yiyip gitmeyeceksiniz...
Yetmeyecek...
Sonra; artık hiçbir dürüst sosyal demokratın umut olarak görmediği Baykal’ın altı okla genel başkanlığa mıhlandığını anlamayacak ve o içli yakınmanızı ‘yazacaksınız...’
Yetmeyecek...
Olağan şüpheli ve en kolay hedef Altan kardeşlere çocukları bile güldürecek ifade ve dil yanlışlarıyla edebiyat üzerinden ‘çakacaksınız...’
Yetmeyecek...
Merhamette birleşilen Türkan Saylan’a destek vermek için yine kâğıda kaleme sarılıp Sezen Aksu’ya sesleneceksiniz.
Tamam, giderim tehdidi çok prim yaptı. Ne Bach ne Gershwin yorumları, ne de Nâzım besteleri bu kadar konuşuldu.
Ama bu nasıl bir zamanlama? Seçim sathında Baykal’a mektup, her zaman satarı bulunan Altan kardeşleri edebiyat dünyasından aforoz etmeler, gündem Saylan olunca üstüne bir de başka bir garanti haber unsuru Sezen Aksu’yu koyup, merhamet çağrısı.
Ne yani? Bu ustalıklı ama acıklı medya planlamasını tüm dünyada ayakta alkışlanan bir ismin Hande Ataizi ile magazin gündemine açılmasının hazzını geride bırakamaması olarak mı okuyalım?
O toprakların entelektüel birikiminin sac ayaklarından biri olan sanatçı, politik tavır alabilir. Almalı da. Ama politik tavır almak böyle mi olur? Yazık değil mi bize?
Bizim; Dreyfus Davası’na karşı aldığı tutarlı ve soru işareti barındırmayan tavırla peşine Proust’ları, Durkheim’leri takan, ülkesinin ruhuna ve diline yabancı olmayan manifestosu  ‘Suçluyorum’ ile kitleleri titreten bir Emile Zola’mız olmayacak mı?
Payımıza düşen Fazıl Say mıdır? Ve takipçileri “Eeee yeter artık yahu... Bıktık Vallahi... Şu son zamanlarda olaylara damgasını vuran ‘ERGENEKON’ nedir, niyedir açıkçası bilmiyorum. Çok karışık ve ben sanatçı olarak kafamı fazla yormak istemiyorum.” diyen Hülya Avşar’lar mı olmalı? Aslında ne olduğunu bilmeyen, o güzel kafalarını yorup da bilmemeye devam eden güruh mu müstahak bize yani?
Sanatçılardan göreceğimiz politik tavrın hepsi hepsi medyada yer alması matematik kesinliğinde ayar yazıcıkları ya da ‘Bilmiyorum ama tepkiliyim’ sızlanmaları mı olmalı? Bunlara fit olmak, matah bir şeymiş gibi sunmak, sırf muhalefet diye bu içeriksizliğe alkış tutmak karşı durduğumuz tüm lümpenliğin asıl yaratıcısı değil mi? AKP Türkiye’si böyle doğmadı mı?
Ha Fazıl say? Nedir durum?
Bir mektup daha döktürün size zahmet. Biliyorum, satarım yok, işiniz olmaz. Ama yine de lütfederseniz, lütfen... Madem kendinizi yazmaya adadınız, hiç olmazsa bu sefer bir imla kılavuzu, bir dilbilgisi kitapçığı edinin. Ben dilimi olması gerektiği gibi olduğu zaman anlıyorum ancak. Ve saygım da anladığıma denk. Bol kazançlar.
 
 
 
 
Posta kutuma düşen ilginç bir değerlendirme:
 
---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Baran Deniz <denizbarandeniz@gmail.com>
Tarih: 19 Nisan 2009 Pazar 20:10
Konu: [aPLUS] Bu ülkenin çifte standardlı zihin iklimi
Kime: arsivlikPLUS@yahoogroups.com


Bu ülkenin çifte standardlı zihin iklimi
 
Ana haber bültenini Kanal D'den izliyorum bu Pazar akşamı. Önce Mehmet Haberal ile ilgili haberli izliyorum, daha sonra PKK'nın Türkiye Meclisi'ni oluşturdukları gerekçesiyle gözaltına alınan 50 küsür insanın haberi.
 
Her iki grup da aynı ülkenin kolluk ve yargı organları tarafından yakalanıp gözaltına alınıp tutuklanıyor. Her iki grup da yargı tarafından "terör örgütü üyesi" olmaktan ve benzer çok ağır ithamlarla tutuklanıyor.
 
Ancak haberler verilirken iki grup hakkındaki tutumlar çok farklı. Haberal'dan bahsederken bir kez olsun tutuklanmasına neden olan iddialara yer verilmiyor. Her cümle haksız yere, hukuksuz bir şekilde tutuklanan bir kahramandan söz edermiş gibi söz edermiş gibi kuruluyor.
 
Oysa diğer gruptan, DTP'lilerden bahsederken sadece "iddianameden" konuşuluyor. Sanki yargılama bitmiş, bütün iddialar kanıtlanmış gibi konuşuluyor. Bir kez bile akıllarına gelmiyor veya cümleye dönüşmüyor, bu insanların da, tıpkı Türkan Saylan gibi, tıpkı Mehmet Haberal gibi, tıpkı Tijen Mengen gibi suçsuz olabileceği.
 
Vakit Gazetesi'ni, Zaman Gazetesi'ni eleştiriyor, bu ülkenin önde gelen yazarları; Doğan Medya Center'in aslancıkları, bu gazetelerin Türkan Saylan hakkında kurduğu cümleleri, kullandığı manşetleri. Ama kon DTP'ye dönünce aynı durumdaki "sanıklar" hakkında aynı cümleleri kuruyorlar, aynı manşetleri atıyorlar.
 
Anlaşılıyor ki, sadece bazı insanlar suçlulukları kanıtlanana kadar masum, ötekiler baştan suçlu. Anlaşılıyor ki, bu ülkenin insan olmaya layık elit bir tabakası var, ötekilerin başına ne gelirse gelsin, vicdan muhasebesinin konusu yapılmaz.
 
Darbe planlayanların da, Türkiye'yi terör yoluyla kana bulamak isteyenlerin de gözlerinin yaşına bakılmamalı, yaptıklarının, giritiklerinin hesabı sorulmalı. Ancak zihninde çifte standartlar taşıyan bir ülke hiç birşeyin hesabını soramaz, hiç bir şeyin hesabını göremez. Çünkü böyle bir ülke kendi hırsızını, kendi katilini,kendi teröristini, kendi alçağını hoş görür, ancak kendisinden saymadığından hesap sormaya kalkar.
 
Bu zihin ikliminin devamı olarak, "sen Atatürkçülerle DTP'lileri bir mi tutuyorsun" diye soracaklar vardır. Asla kimseyi bir tutmak gibi bir niyetim yok. Bilirim ki kimisine göre Atatürkçü olmak daha muteberdir, kimisine göre DTP'li olmak, kimisine göre ikisi de olmamak. Herkes durduğu yere göre bir başkasını değerlendirecektir zaten.
 
Ancak "kimin masumiyetine daha çok inanıyorsun" diye soracak olursanız, cevabım hazır: 50 küsür DTP'li içinde sayılan, meslektaşım Olcay Kanlıbaş. Kendisiyle on yılı geçen bir tanışıklığımız var. Çok değişik ortamlarda bir araya gelebilme şansını yakaladım. Bir kez olsun kendisinden şiddetten veya kendisine isnat edilen suçlamalardan yana bir cümlesini duymadım. Elbette ki bütün hayatının kefili filan değilim, bir olasılık belki hepimizden sakladığı gizli bir hayatı vardır. Ancak şimdilik suç aleti olarak kulandığı cep telefonundan başka hiç bir şeyin sergilenememiş olması ben de Olcay ile ilgili bu iddiaların kötü bir şaka olabilme umudunu taze koruyor.
 
Ama başkaları için suçluluğu kanıtlanana kadar Olcay'ın tıpkı Mehmet Haberal gibi, tıpkı diğerleri gibi masum sayılmaması bir çifte standart değildir de, nedir? Bu ülke vicdanına nasıl bekçiler dikti ki, bu denli çifte standartlara sahip?
 
baran.
 

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.