İngilizler, Avrupa'nın kuzeybatısında yer altı zenginliği açısından sadece kömür rezervleri bulunan adanın tam sahibi olmayan Kelt kavminden türemiş insanlardır.
İngilizler kendilerini Anglo ve Sakson ırkından geldiklerini ve bu iki ırkın karışımından türediklerini iddia etseler de bazı kayıtlara göre de Anadolu'dan batıya göç etmiş ve sonra Britanya adasına geçmiş Kelt kavminin uzantılarıdır.
Britanya'nın yer altı ve yerüstü zenginliğine sahip olmaması bu halkı denizcilikte ileriye götürmesine sebep olmuştu. Dolayısıyla İngilizler yaşayabilmek ve varlıklarını sürdürebilmek için de tüm dünyanın haritasını, insan karakterini, coğrafi yapılarını ve iktisadi özelliklerini çıkardı. Bu planlar 15. yüzyıl itibarıyla çizildi ve 21. yüzyıla girildiğinde de değişen özellikler göz önüne alınarak devam ediyor.
İngilizlerin en büyük ve başarılı taktikleri, Osmanlılar döneminde yapıldı ve Osmanlının yıkılmasına sebep olan olayların yüzde 90'nı İngilizler tarafından planlandı ve uygulatıldı.
Osmanlı üzerindeki planlarının bir kısmı Cumhuriyet Türkiye'si kurulunca bozuldu. Atatürk'ten sonra gelişen II. Dünya Savaşı döneminde Churchill tarafından uygulanan planların büyük bir kısmı da başarılı oldu. İngilizler, Türkiye'yi bir taraftan savaşa sokmak için mücadele ederken diğer taraftan da savaşa girmek istemeyen Türkiye'nin Ege Denizindeki Adaları, Suriye'yi ve zamanımızda Kuzey Irak denilen ve Arap coğrafyasında El Cezire denilen toprakların tamamında söz hakkını elinden aldı.
Türkiye II. Dünya savaşına girmeyerek başarı elde ettiğini zannederken çok kolaylıkla elde edebileceği avuçlarının içindeki bu toprakları İngilizlere ve İngilizler güdümündeki Yunanlılara ve Irak yönetimine teslim etti. Hatta Türkiye, Antalya'nın Kemer İlçesinin güneyinde yer alan 1,5 km uzaklıktaki Meis adasını dahi Yunanlılara teslim etti.
İngilizler, Celal Bayar-İsmet İnönü mücadelesinde İsmet İnönü'nün yanında yer alarak devlet kademelerine kolaylıkla sızdı. Bunun en bariz örneği 1955 yılında ortaya çıktı. Türk topçu subaylarının eğitimini Demokrat Parti'nin muhalefetine rağmen İsmet İnönü'nün desteği ile ele geçiren İngilizler bu tarihle beraber askeri kanadın içine sızmaya başladı. Demokrat Parti (devamındaki Adalet Partisi de) NATO taraftarı olmasına rağmen ülke çapındaki en büyük yatırımlarını SSCB'ne (Rusya) yaptırdı. Böylece Türkiye'de İngiltere-ABD-SSCB savaşı başladı. İngilizler ve ABD her ikisi de NATO ülkesi olmalarına rağmen o dönemlerde birbirlerine rakip iki devletti.
Yahudilerin kontrolündeki ABD ile ABD içinde Anglosakson mücadelesi veren İngilizlerin, Türkiye ve Ortadoğu planları birbiriyle çarpışmaktaydı. İngilizler, kendilerine karşı özgürlük savaşı veren ABD yönetimini ele geçirmeye çalışırken bir diğer taraftan da Yahudilerin 1948 yılında Kenan ülkesinde İsrail Devleti'nin kurulmasına destek vermişti.
İngilizlerin en önemli hedefi; güçlü bir Türkiye'nin Ortadoğu hakkında verilecek bütün kararlarda etkin bir rol oynayacağını bilmeleriydi. İngilizler için "hasta adam" nitelikli bir Türkiye'nin süreklilik arz etmesi en önemli plandı.
İngilizlerin, Türkiye üzerinde oynadığı bu oyunlara, Türkiye'deki diğer değişik dinamik yapıları ABD, Sovyet Rusya, Fransa ve Almanya ele geçirmeye başladı. Böylece Türkiye'deki dinamik yapılar çeşitli devletler tarafından kullanılmaya başlandı.
İngilizler "Ortanın Solu" olarak başlattığı ve ileride sosyalist olan sol fraksiyonların bir kısmını ele geçirdi. İngilizler tarikatların büyük bir kısmını da ele geçirdi. Böylece İngilizler, Anadolu topraklarında oynatabilecekleri bazı dinamikleri kullanmaya başladı.
İngilizlerin bir başka oyunu da 21. yüzyılda ortaya çıktı. Türk halkı 2007-2008-2009 yıllarını irdelendiğinde yeni bir ihtilalın yapılmaya başlandığını anladı. Türk ırkının en önemli sembolünün adı verildiği dış güdümlü bu ihtilal girişiminin en büyük ayağının İngilizler tarafından güdüldüğü ortaya çıktı. Bunun ispatı da başbakanın en önemli danışmanı olup milletvekilliği yapanın İngiltere'ye kaçmasıyla ortaya çıktı. İstanbul belediye başkanlığı yapmış olan bir diğeri İsrail-Telaviv üzerinden ABD'ne kaçtı. Asker olan bir diğeri de Moskova'ya kaçtı ama Ruslar bu generali kabul etmeyip Azerbaycan üzerinden Türkiye'ye geri gönderdi.
İngilizler, 1955 yılında başlatıp 9 Mart 1971 tarihinde yapacakları ihtilalın, ABD güdümlü generaller tarafından 12 Mart 1971 tarihinde yapılan karşı darbe ile durdurulmasıyla yıkılmıştı. İngilizler, Yahudilerle birlikte ABD'deki bazı Yahudi lobileriyle ortak yaptıkları aslında kendi güdümlerindeki tarikatlara karşı yaptırılan 28 Şubat 1997 darbesinden sonra Türkiye'nin en önemli dinamik yapılarını ele geçirme teşebbüsleri de başarısızlıkla sonuçlandı. Halbuki hem darbeyi yapmak isteyenler hem de darbeye maruz kalanların ipleri İngiliz-Yahudi ortaklığının elindeydi.
İngilizler, Türkiye'de yaklaşık 40 senedir küçücük bir partinin liderliği yapan Mao, Enver Hoca, Almanya, Fransa taraftarı olarak görünen, sürekli birileri ve 10 milyon dolar veren her kişinin ve de önüne gelen her örgüt tarafından kullanılan, en yakın akrabaları Türk Silahlı Kuvvetlerinde ve MİT bünyesinde görev yapan kişinin organizasyonu ile "Ulusalcılık" adı altında başlattığı harekat da (hareket değil) başarısız oldu.
İngilizlerin, Türkiye ve Ortadoğu'da yaptığı tüm hamleler kısa dönemde başarılı olarak görünse de son 30 yıllık süreç incelendiğinde başarısızlıkla sonuçlanmaya başladı. İngilizler, ABD'ni kullanarak girdikleri Irak'ta başarısız olmaya başladı, Gürcistan'da başarısız olmaya başladı, Orta Avrupa'daki hamleleri başarısız oldu, İran'da 2005 yılından itibaren oynadığı tüm oyunlar tutmadı.
Bütün bu bilgiler eşiğinde kendilerini çok akıllı ve teşkilatçı ve de strateji-entrika uzmanı sanan İngilizlerin beyinlerinin fazla çalışmadığı ortaya çıktı.
İngilizler, asırlardır; Türk insanını yıpratmak veya kullanmak yerine, Türkiye ile her kapsamda oluşabilecek sağlam bir stratejik ortaklığa girme düşüncesini idrak edemedi. İngilizler, Türklerin 16 imparatorluk ve yüzlerce devlet kuran bir ırk olduğunu iyi irdelemedikleri ortaya çıktı. İngilizlerin, Türk insanının genetik yapısını iyi bilmedikleri de ortaya çıktı. İngilizler, Türk devletlerinin yönetim kademelerini ele geçirince tüm Türkleri de ele geçirebileceğini zannetmeleri en büyük beyinsizlikleri olarak ortaya çıktı.
İngilizler, Türkler üzerinde uyguladıkları planların, bir gün Türkler tarafından kendilerine uygulandığında nasıl bir hale düşeceklerini ve bütünüyle tarihten silineceklerini de hiç hesap etmediler.
İngilizler, Türkler üzerinde yıllardır uyguladıkları yıllardır planların bir gün ters dönüp, kendileriyle ilgili özel bir stratejiyi uygulamaya başladıklarında ne hale geleceklerini de hiç düşünmediler.
---------------------------------------------------------------------------
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısının tüm hakları www.cesurturkhaber.com 'a aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı, aktif link verilerek kullanılabilir.
Bu yazı toplam 25 defa okundu.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.