Önce sistem bu sistemle olmaz. Başlıklı yazıma bazı cevap ve sorular gelmektedir.
Sorular daha ziyade ama nasıl diye özetleyebileceğimiz sorulardır
merhaba
analiziniz cok guzel ve bana gorede dogru
burda onemli olan sistemi duzeltmeye nerden baslamamizin dogru olacagi tabi en kisa ve en genis katilimli olarak
bana gore siyasi irade onemli bir yigin demokratik kitle orgutu ,meslek kuruluslari vb var her biri kendi orgutu ile ilgili calismalar yapiyor
ama sistem butunsel olarak toplum muhendisligini gerektiriyor bunun icin temiz ilkeli gercekten bireysel cikarlari degil Ataturk gibi halk ve vatani dusunen insanlarin bilim onderliginde ortak akli olusturarak ciddi bir calisma surecini goguslemesi gerek ne dersiniz
saygilar
Size Toplum mühendisliği kelimesinin kötüye kullanılarak bet nam edilmiş anlamı dışında katılıyorum. Toplumu dönüştürmeyi amaçlayan sistemler sonsuz kavgalar demektir. Toplumlar kendi evrimleri içinde gelişerek değişirler. Zorlamaların ben karşı dirence sebep olacağından bazı çatışmalar ve yerinde saymaktan öte havanda su dövülen ortamlara sebep olarak ülkenin zayıf düşmesine neden olacağını düşünüyorum. Bununda gerek dünyada gerekse ülkemizde pek çok örnekleri mevcuttur. Bence amaç çatışmaları ortadan kaldıracak barışçıl ve uzlaşmacı bir sistem olmalı ve herkes sadece kendi işinde ilerlemeye ve kendi işini geliştirip uluslar arsı arenada usulünce çatışmalara enerjisini hazırlamalıdır. Bu konuyu kendimiz zamansız tartışmaya başlamadan ve işin başında gereksiz tartışmaların yolunu da açmadan bu amaçla kurulacak platformun disiplinleri içinde gelişecek tartışmalara bırakmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.
Ve bu konuda kişisel olarak düşündüklerimi kısaca şöyle özetleyebilirim, Herkes de bu konuda düşünmeye başlasın ve tartışmaya başlayabilelim diye ummak istiyor arzu ediyorum. Toplum mühendisliği genellikle daha çok yukarıdan aşağıya bir hiyerarşik sistem önerir. Toplumu olduğu gibi kabul etmek yerine onu değiştirmek ister. Bunu Sovyet bloğu denedi. Eşitlik gibi yüce bir kavramda halkı birleştirmek istedi. Yzun ları kesip kısalttı kısaları çekip uzattı. Profesörleri amle yaptı. İşçiden sendika başkanı çıkarıp siyasi lider yaptı. Zenginleri iş adamlarını yok etti. Fakirlerle eşitledi. İnsanların hırslarını köreltti. Sonunda kolhozlar kurdu oralarda verimi artıracak bilgi birikimi olanları değil partiye sadık beceriksiz kişileri önder yaptı. Sonrada bildiğiniz gibi bir yandan uzaya çıktı bir yandan da battı. Bir asrın mirası yok olan nesiller kan göz yaşı acılar ıstıraplar. Sonunda yanlış yapıyoruz dedi ve havlu attı.
İttihat ve terakki eşitlik müsavat kardeşlik gibi kavramları öne çıkarttı. Kardeşlerin bile araya miras kavgası ve çıkarlar girince neler olabileceğini hesaba katmadı sonuç Osmanlı battı.
Çünkü talep halktan yani tabandan gelmezse siyasileri ve bürokrasiyi talepler doğrultusunda harekete geçirmek pek mümkün olmuyor. Bizler halk olarak hep birileri yapsın diye bekleyip tepedekilerin yaptıkları ile iktifa ettik. Ama halk olarak genel yaşam ihtiyaçları dışında bir şey talep etmedik ve sistem nasıl uygun gördü ise ona uyduk. Bu gün ise demokrasi talebi tam kıvamındadır. Bize bu şeker bu un bu yağ ile helva yapacak bir kabiliyetliler meclisi lazımdır sanıyorum. Tepeden idareler başarılı olamadı üstelik talebi köreltti.
Bu durum sistemi yönetenleri zihin tembeli yaptı. Talep yoksa arz edecek bir şey de yok şekline dönüştü. Her türlü hareket ve sirkülasyon durup sistem kurtlandı ve hastalandı. Sitemin kirliliğinden geçinen mahlûkat bir tür böcekler ve bakteriler türedi. Dünyada sadece tepeden gelen öneri ve devrimler ile kısa soluklu çareler üretilebilse de sağlam ve kalıcı bir sistem kurulmadı. Bu yüzden bizde de kurulmuş olan ancak bizleri kendi kaderimizi konuşabileceğimiz bu günlere kadar getirebildi. Çünkü halk kesimleri çiftçi kendi, işçi kendi, siyasi partiler kendi, fikirdaşlarının veya meslektaşlarının ihtiyaçlarını dile getirdiler. Her kesim merkezden kendi çıkarlarını korumasını isterken birlikte yaşamanın kolaylaştırılmasını talep etmedi. Sadece ailedeki çocuklar gibi karnımız aça bana şu lazım bu lazım gibi ihtiyaçlar belirttiler bastıran aldı bastıramayan aç kaldı. Ses getirebilenler göreceli bazı şeyler aldı sesi çıkamayanlar altta ezildi kaldı. Siyaset ve bürokrasideki yetki kullanımı ya kişisel ya da mensubu oldukları zümrenin çıkarlarını koruma hizmetlerine dönüştü. Sistem çöktü ve kokuştu.
Çözüm nedir..
Bu soruya kimse tam bir cevap veremiyor. Ama herkes kendi kesiminin çıkarlarını ya da ideolojisini öne alacak çözümlerden bahis ettiğinden diğerleri de doğal olarak buna karşı çıkıyor. Bu durumda sürekli bir didişme ortamına sebep oluyor.
Bu alev almadan için için yanan bir orman taban yangınına benziyor. Eğer bir rüzgar çıkarsa söndürmenin mümkün olmadığı şimdilik sadece yer yer dumanlarını gördüğümüz bir taban yangını.
Ben bu konularının uzmanı olmadığıma göre sıradan bir vatandaş olarak kabataslak bir öneri yapmak istiyorum. Elbette bu önerimde kabataslak olan hesaplar işin uzmanlarınca olması gereken rakamlara oturtulabileceği gibi eksileri ilave edilip genişletilebilir.
1) Kurucu bir anayasa meclisi yapılandırılmasına gidilmelidir.
a) Bu meclis üyeleri nihai seçimi halkoyu ile olmak üzere belirlenmelidir.
b) Bu seçimde aday olmak herkese değil sadece ihtiyaç olan mesleklerden belli nitelikleri olan konusunda kabul edilebilir eserler vermiş konusunda gerçekten uzman bilim adamlarına açık olmalıdır
c) Mesela tespitleri yapılacak sayıda Anayasa hukukçuları, Ceza ve hukuk dallarındaki uzman hukukçular, Uluslar arası hukuk uzmanlarından en az bir-üç kişi gibi sayıda kişi bulunmalıdır.
Hariciyeciler, Askeri stratejisiler, Ekonomistler, Siyaset bilimciler, Sosyologlar, Emniyetçiler, İstihbaratçılar, Bankacılar, Medya uzmanları, uluslar arası Teolog ve ilahiyatçılar. İşçi ve işveren sendikaları vs. gibi konulardaki nitelikli uzmanlar en az iki kişi olmak üzere kontenjan tanınmalıdır.
d) Tüm bunlar belirlendikten sonra sadece kontenjanlarda belirtilen sayıda kişilerin seçileceği aynı dalda çok sayıda kişinin yarışmasını sağlayacak seçime gidilerek kurucu meclis üyeleri seçilmelidir.
e) Seçilen üyelerin hizmetine sunulmak ve onlardan gelen talepler ve kendi önerilerini sunmak üzere gerekli çalışmaları yapacak kendi konularında uzman üniversitelerden ve diğer kaynaklardan komisyonlar oluşturulup kurucu meclisin hizmetine sunulmalıdır.
f) Hazırlanacak anayasa taslağının bitmesi beklenmeden, tamamlanmış ve ihtiyaca uygun maddeler belli aralıklar ile belli sayıda maddeler halinde önce kamuoyunun incelemesine sonrada halk oyuna sunulmalıdır. Meclisin görevi mesela beş ya da yedi yıl gibi bir süreyi kapsamalı ve onaylanmış anayasa maddelerinin uygulamada aksaklıklar çıkarsa yeniden ele alıp gerekli düzetmeleri yapıp tekrar kamuoyuna sunulması sağlanmalıdır.
g) Tüm bu işlerin ön hazırlığını yapmak üzere TBMM si bir kanunla gerekli mevzuatı hazırlayıp bir daha kurucu meclise karışamamalıdır. Kurulan kurucu meclis ise tüm mevcut sistemden bağımsız çalışmalı her ihtiyaçlarını yerine getirecek ayrı bir düzenek kurulmalıdır.
h) Kurucu meclis üye adayları seçim öncesi biyografileri yayınlanıp kamu oyuna sunulmalı ve seçime parti adayı olarak değil konusunun adayı olarak katılmalıdır. Dış işleri adayı askeri uzman adayı, ekonomi adayı, üniversiteler ya da öğrenim kurulları adayı vs gibi olabilir.
ı) Seçilen vekiller görev süresi ile sınırlı dokunulmazlığa sahip olmalıdır.
j) Üyelerin tamamı mal beyanında bulunmalı ve gerektiğinde kontrole açık olmayı kabul etmiş olmalıdır. Görevleri sona erdiğinde eski işlerine dönmek isterlerse dönmeleri garantiye alınmalı ve her türlü tehdit ve şantaja karşı koruma altında olmalıdırlar. Her türlü ihtiyaçları karşılanıp maddi sıkıntılara düşmeleri de önlenmeli ve gerektiğinde iş seyahatleri, yerinde inceleme değişik yörelerin halkı ile bizzat görüşmelerde bulunmak gerekli imkanlar verilmeli ve ödenekleri olmalıdır.
Bu düşünceler sadece kişisel düşünceler olduğundan bu kalemler sadece fikir beyanıdır. Maksat öncelik ile bir düşünce kervanı harekete geçirilmeli ve unutmamalıdır ki kervan yolda düzülür. Uzmanlardan ve vatandaşlardan çok daha iyi tamamlayıcı ya da aksayan kısımları onarıcı veya tasdik, tasfiye gibi önerilerin de önü açılmış olur.
Saygılarımla
A.D.Şimşek
:
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.