4 Temmuz 2009

(anadoluhaber) AKP'Yİ VE TÜRKİYE'NİN HALİNİ GENÇLERE SORDUK

AKP’Yİ VE TÜRKİYE’NİN HALİNİ GENÇLERE SORDUK

Hazırlayan: Salih Ertan Ulakoğlu

“Silivri mahkemesi, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan milletvekillerini, bakanları, iş adamlarını, tarikat liderlerini neden yargılamıyor? Gözümüzü açıp gerçeği görelim artık!”

Bir iş sınavı sonrası üniversiteli işsiz gençlerimize sorduk:

“AKP, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma suçlaması ile Anayasa Mahkemesi’nce yargılanmış bir partidir” dedik ve ekledik: “Yargılanma sonrası AKP’nin suçu sabit göründü ve para cezasına çarptırıldı. Böyle bir ceza ile Türkiye ilk defa karşılaştı. Aslında suçun cezası partinin kapatılmasıydı… O günlerde,’Parti kapatmalar demokrasimize yakışmıyor, Avrupa ülkelerinde sık sık parti kapatılmıyor, kapatılan partiler başka bir isimle tekrar kuruluyor,’ dendi, Anayasa Mahkemesi medya baskısı altında kaldı. Yine de AKP, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olma suçlamasından kurtulamadı, siz ne dersiniz? AKP gerçekten laik karşıtı eylemlerin odağı mıdır?”

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen gençlerimizden bakın nasıl cevaplar aldık:

Cevap bir: Kesinlikle katılıyorum. Bu gün Türkiye, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan, bu suçu Anayasa Mahkemesi tarafından tespit edilmiş bulunan bir parti tarafından yönetilmektedir.

Cevap iki: Laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan bir parti ile Atatürk cumhuriyetini koruma ve kollama görevini üstlenmiş olan bir ordu, nasıl olur da dost olabilir. Sorun yalnızca başörtüsü sorunu değil ki… Atatürk’ün eşinin de başörtüsü vardı. Kim bu güne kadar kadınlarımıza başınızı örtemezsiniz dedi. Bu gün bunun tersi oluyor. Ya başını örter Müslüman olursun ya da laikler gibi cehennemde yanarsın, deniyor. AKP bu anlayış üzerinden siyaset yapmaya devam etmektedir. Silivri mahkemesi, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olan milletvekillerini, bakanları, iş adamlarını, tarikat liderlerini neden yargılamıyor? Gözümüzü açıp gerçeği görelim artık!

Cevap üç: AKP değişmiş midir? Sanmıyorum. Biz artık gömlek değiştirdik diyen AKP yetkililerinin üzerlerindeki gömleği görüyoruz. Bu gömlekte ABD yazıyor. Başbakan Tayyip Erdoğan, kendisinin ABD’nin eş başkanı olduğunu söylüyor. Nasıl bir dostluktur bu? ABD ile AKP ideolojisi nasıl bir araya geliyor?

Cevap dört: AKP tabanı kimdir? Bu taban, ABD’nin Türkiye’deki en ileri karşıtlarından oluşmaktadır. Nasıl oldu da ABD, AKP’yi yanına aldı, AKP buna nasıl razı oldu? Bir avuç insanın çıkarı için nasıl olur da Türkiye’nin bağımsızlığı ayaklar altına alınır. Bunu anlamak mümkün değil…  Bu ihanet değilse nedir? Cemil Çiçek, ‘biz yalnızca parti değiliz, arkadaşlar topluluğuyuz,’dedi. Ben buna eş dost dayanışması diyorum. Kendi aralarında çok iyi dayanışma gösteriyorlar. Zait Akman olayını gördük. Almanya basını Deniz Feneri davasını dünyaya ‘100 yılın en büyük soygunu’ olarak duyurdu. Tayyip Erdoğan’ı, Deniz Feneri davasında yargılanan sanıklarla aynı karenin içinde gösterdi. Bu, Türkiye adına utanç verici bir durumdur. Bir düşünün, Türkiye’nin başbakanı 100’yılın en büyük soyguncusu olarak gösteriliyor. Milletimizi temsil eden bir başbakan…  Sevmesek de büyük üzüntü duyuyoruz. Adı Deniz Feneri davasına karışan bu sanıklar, dünyanın gözünde demokrasimizi küçük düşürmüşlerdir. Daha kötüsü, çoğu AKP’li olan bu kişilere karşı Türkiye’de nasıl bir dava yürütüldüğüdür. Kimsenin evi, iş yeri basılmıyor. Kimler yargılanıyor, kimler tutuklanıyor haberimiz bile olmuyor. Medya, Ergenekon davası ile ilgilendiği kadar Deniz Feneri davası ile ilgilenmiyor. Çünkü emperyalistlerin AKP’ye ihtiyacı var. Mütareke basını da bunu çok iyi biliyor. Basın özgürlüğü, para kimin elindeyse onun özgürlüğü oldu.

Cevap beş: Kurtuluş mücadelesi yıllarını hatırlayalım. Kurtuluş mücadelesi bir taraftan emperyalizme bir taraftan da emperyalizme uşaklık eden, bunu da din üzerinden yapan, emperyalizmin yerli işbirlikçilerine karşı verilmişti. Yerli işbirlikçiler bugün de, Türkiye’nin bağımsızlığını emperyalizme teslim etmeye çalışmaktadır.

Cevap altı: İletişiminden, sanayisine kadar Türkiye artık bağımsız değildir. İşsizliğin katlanılmaz boyutlara dayandığı ülkemizde, tarımsal üretim durmuştur. Tarımla geçinenlere, ekip biçmesinler diye para yardımı yapılmaktadır. Bu para Avrupa ülkeleri tarafından Türkiye’ye verilmektedir. Emperyalizmin Türkiye’yi teslim alma planına bile bile alet olunmaktadır. İşsizlik yüzünden şehirlere gelen vatandaşlar, şehirlerde de iş bulamamaktadır. Türkiye sosyal patlamaların eşiğinde değil, tam ortasındadır artık.

Cevap altı: Katılıyorum. En büyük sorunlarımızdan biri işsizlik… Üniversite mezunu olmak bile artık bir işe yaramamaktadır. Toplum ‘fark-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüştür.’ Oylar ideolojik amaçla kullanılmaktadır. İnsanımız oyunu kullanırken içinde bulunduğu durumu aklı ve vicdanı hür bir şekilde değerlendirememektedir. Akıl ve vicdan din baskısı altında gerçek işlevini kaybetmiştir.

Cevap yedi: Her alanda sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunlardan biri de eğitimdir. Eğitim sistemimizin sorunları katlanarak artmaktadır.  İlköğretim öğrencileri bile artık, üniversite adayları gibi sınavlara tabi tutulmaktadır. Sınav stresi altındaki çocuklarımız mutsuzdur. Öğrencilerin kişilik gelişimine önem verilmemektedir. Sanat eğitim, beden eğitimi gibi dersler önemini kaybetmiştir.  Norm kadro uygulaması yüzünden binlerce okulumuzda rehber öğretmen yoktur. Müzik, resim, beden eğitimi öğretmenleri işsizdir. Çocuklarının geleceğinden emin olamayan ana babalar kaygı içinde yaşamaktadır.

Cevap sekiz: Vatandaş her yerde psikolojik baskı altındadır. İletişim ve düşünceyi yayma özgürlüğüne el konmuştur. Cumhuriyetimiz korku imparatorluğu haline getirilmiştir. Bütün bunlar din üzerinden yürütülen siyasetin sonucudur. ‘Cumhuriyet din karşıtıdır’ düşüncesi etrafında yapılan siyasetle Türk insanı yanıltılmaktadır. Aynı politika olanca hızıyla devam etmektedir.

Cevap dokuz: ABD ve AB’nin sorunu Türkiye’nin demokratikleştirilmesi sorunu değildir. Emperyalist güçler, asker gücü kullanmadan Türkiye’yi teslim almaya çalışmaktadır. Sorunlarımızın çözümü, siyasetin, demokratik yasalarla, demokratik bir zeminde yeniden yapılandırılmasından geçmektedir. Bunun için seçim sisteminin ve seçim yasalarının değiştirilmesi gerekmektedir. Partiler, parti liderlerinin her istediğini yaptırdığı krallıklar şeklinde çalışmaktadır. Bunun demokrasi ile bağdaşır bir tarafı yoktur. Türkiye’ye sürekli demokrasi dersi vermeye kalkan AB ülkeleri, Türkiye’nin bu en önemli sorunu karşısında duyarsızdır. Türkiye, ne kadar kötü yönetilirse onlar için o kadar iyidir. Türkiye’nin sağlam bir demokrasi içinde yönetilmesi emperyalistlerin işine gelmemektedir.

Cevap on: TSK, Türk milletinin gözbebeğidir. Geçmişte yapılan hatalarını tüm faturasını TSK’ya çıkarıp, Türkiye de çağdaş demokrasinin yolunu TSK tıkıyor diyerek siyaset yapmak yanlıştır. TSK’nın asıl düşmanı emperyalistlerdir. Atatürk düşmanlığı gibi, TSK düşmanlığı yapılarak, Türkiye’nin bağımsızlıktan yana olan milli güçleri etkisiz hale getirilmek istenmektedir. Bu amaçla Silivri’de bir mahkeme oluşturulmuştur. Bu mahkeme, işleyişi bakımından sıkıyönetim mahkemelerini andırmaktadır. Hükümeti devirme planıyla suçlanan aydınlar, Türkiye’nin neresinde olursa olsun bu mahkemeye getirilmektedir. Ortada kanıtlanmış hiçbir neden yokken, tutuklanan herkese basın yoluyla ‘terörist’ damgası vurulmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kimlerin yıkmak istediği Anayasa Mahkemesi’nin bilgisi dâhilindedir. Mahkemenin, belgeyle ortaya koyduğu isim AKP Hükümeti’dir. Bu hükümet, laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmuştur. Bu hükümet, Devlet gücü kullanılarak, Türkiye’nin demokratik güçlerinin tavsiyesine devam edilmektedir. Türkiye’ye daha iyi bir demokrasiyi AKP gibi bir partinin getireceğine inanmak saflık olur. Üniversitelerimiz ve mahkemelerimiz artık bağımsız değildir. Devletin birçok kurumunda şeriatçı kadrolaşma devam etmektedir.

Cevap on bir:

Ben diyorum ki, ‘Bu ahval ve şerait içinde daha vazifemiz Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurtarmaktır.’ Bu amaç doğrultusunda ABD siyasetine boyun eğmeyen aydınlarımıza büyük iş düşmektedir.’Türk milletinin bölünmez bütünlüğünü ve bağımsızlığını ancak ve ancak Türk ulusunun azim ve kararı kurtarabilir.’


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.