19 Temmuz 2009

(anadoluhaber) MİRACIMIZA SAHİP ÇIKALIM


 
MİRACIMIZA SAHİP ÇIKALIM
İnsan hayatında; hatalar, günahlar, suçlar, sürçü lisanlar, kusurlar, eksiklikler, olumsuzluklar.... vardır. bunlar, zaman zaman azalır çoğalır. Bazen bu kirlilikler yüzünden hayatımız zindan olur. ne yaptığımızı, ne yapacağımızı bilemez oluruz. Yaşamanın bir anlamı kalmaz. Dünya karanlığa bürünür.
İşte böyle bir ortamda, imdada bir el yetişir. Bizi alır, gayya kuyusundan çeker çıkarır. Bütün karanlık âlemimiz bir anda aydınlanır, içimiz ferahlar, derin bir; "Oooh.." çekeriz. Ve: "Dünya varmış, iyi ki bu yanlıştan döndük, iyi ki bizi bu el çekip çıkardı...."sözleri dökülür dilimizden.
İşte böylesine bir dağdağadan, böylesine bir hayat mücadelesi içinden, yaşantının tatsızlığından kurtulup, başımızı şöyle bir doğrulttuğumuzda karşımıza kurtuluş gün ve gecelerinin dikildiğini, bize; "Seni bütün sıkıntılardan, bütün karamsarlıklardan, bütün olumsuzluklardan, kalbi karartan günahlardan, insanlığı esfeli safiline götüren yanlışlıklardan kurtaracağım...." diyerek adeta bir kurtarıcı olarak duruyor. Hani koşup koşup yorulur da; dinlenecek bir yer ararız ya, kan ter içinde kalıp, terimizin kuruması, yorgunluğumuzun gitmesi için bir sığınağa ihtiyaç duyarız ya... kutsal gün ve gecelerimiz de bizim için böyle bir sığınaktır.
Evet, hayatımızı düzene koymak, disipline etmek, hızla giden ömür aracının frenlenmesi için fren görevi gören kutlu zamanlarımız vardır. Miracda bunlardan birini yaşadık. Herkeste bir coşku, herkeste bir heyecan, bütün insanlarda; bir an önce ramazana kavuşmanın sevinci vardı. Camiler doldu taştı. Mevlidler okundu, kur'anlar tilavet edildi, ilahiler terennüm edildi, gözyaşları döküldü....
Aslında İslâm dini; bütün insanlığı mutlu kılmak, barış içinde yaşatmak, huzuru sağlamak için gönderilmiş ilahi ve son dindir. Yani hayat nizamıdır. İslamda hayat var demek en doğru tespit olur. Allah'ın, bir insanın öz annesinden daha merhametli, daha şefkatli olduğunun delilidir bu kutlu gün ve geceler. Hatta her gün öyledir. Akşam günahkar olarak yatan birisinin, sabaha günahsız kalkması gayet mümkündür. Veya gününü günahlarla geçirmiş bir insanın akşam, evine döndüğü zaman bütün yapılanlara gözyaşı döküp, pişmanlıklarını dile getirip, içten, samimi bir biçimde yüce yaratana dönüş yaptığında, bu insanın hiç günah işlememiş muamelesine tabi tutulacağı kesindir.
Namaz onun için her mü'minin miracıdır. Bir mümin, her gün namaz kılmakla Allah'la konuşmakta, miraca yükselmenin hazzını tatmaktadır.  Umutsuzluk yoktur. Asla; "Ben bu kadar günah ve suç içinde Allah'a nasıl yönelirim...." anlayışı içinde bulunmamak lazımdır. Fırsat bu fırsat. Hemen güzelce bir abdest alıp, kıbleye yönelip yaptıklarımıza kalben, gönülden, içten, inanarak, bir daha bu tür yanlışlara dönmemeğe karar vererek azimli olduk mu, Allah'ın affetmemesi söz konusu değildir. Çünkü bunu Allah kendisi böyle söylüyor. Elbette af etmek de, af etmemek de Allah'ın yetkisinde ama öyle yapmayacağını, affetmeme gibi bir durumun söz konusu olmadığını açıkça belirtiyor. Miracınız, miracımız mübarek olsun.(19 TEMMUZ 2009)
 

_______________________________________________
Doğru ve hızlı haberin adresi "Mynet Haber" !Hemen tıklayın!

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu iletiyi şu gruba abone olduğunuz için aldınız: Google Grupları "ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba aboneliğinizi iptal etmek için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber+unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.