21 Temmuz 2009

(anadoluhaber) Ülkemizin sorunları ve çözüm arayışlarını tıkayanlar.

Ülkemizin sorunları ve çözüm arayışlarını tıkayanlar.

Bilindiği gibi tartışabilecek haklılık ve gerçeklikten mahrum olanlar ya edebi ile susar ve konuyu tartışmaktan çekilir yada işi sövüp saymaya ve hakarete dökerek şirretlik etmek yoluna başvurur. Bu tipler için nezaket kuralları zaten göstermelik olduğundan gerçek yüzlerini başarısız olduklarında derhal ortaya çıkarıp hakaretlere başlarlar.

Bu kadar aşırı olmasa da, aslında iyi eğitimli ve saygında bir pozisyonu olduğunu tahmin ettiğim bir kişinin de tartışmalarda bu noktaya kayması beni daima üzmüş ve onun adına esef etmişimdir. Ama ne yapalım ki insanlardan bir kısmı daha doğruya ve ya daha iyiye ulaşmaktan ziyade dövüş zannettikleri fikir teatisinde galip gelmek için her şeyin yapılmasının meşru olacağı zannına göre hareket etmektedirler.

İşte bu şekilde bir yazışmacı yazar ile aramızdaki tartışmadan bir bölümü buraya da aktarıyorum. Çünkü öncelikle ülkemizin gerçek ihtiyacı olan sorunları irdeleyerek çözüm aramanın önündeki en önemli engelin bu tipler tarafından sergilenen tutum ve davranışlar ile ilkokul çocukları ile erişkinlerin aynı platformda tartışmasının güçlüğüne ve çözüm yollarını tıkamaya çalışmasına dikkat çekmek istiyorum. 

 

 

 

tarihi kendi örümceklenmiş beyin yapınıza göre tahrif etme gayretlerinizi anlayışla karşılıyorum.

darbelerle hayat bulan siyasi islamıda anlıyorum!kendinize dayanak noktalarını taraf bulma gayretleri ile milletin ana temalarını şirinleştirme gayretlerinizide...

 

Ben sizin değil beni sıradan sokaktaki bir Müslüman’ı  bile anlayabilecek kabiliyet de olduğunuza yazılarınızdaki üslubunuz ve basiretiniz konusunda beni kuşkuya düşürmeniz inanamıyorum.

 Biraz dobra dobra konuşmak ve nezaketi bir tarafa bırakmak zorunda kaldığım için herkesten özür dilerim. İslam dini konusunda klasik Türkiye aydınları gibi sizde hiçbir şey bilmiyor ve vaaz ettiği ahlak’ı da maalesef tanımıyorsunuz.

1) Şeriat isteyenler diye tarif edilenler artık bazı nedenlerle kesinlikle şeriat istemiyorlar.

Çünkü ülkemizdeki mevcut insan kalitesi ile, şeriat uygulaması mümkün değildir. HSYK ile AYM üyelerine şeriat yetkisi verseniz (mevcut yetkilerinin çok daha fazla olmasına rağmen) sevinçden göbek atarlar.  Çünkü Ölmüş Atatürk’ün ölüsüne izafe edilen yetkinin kaynağı insan aklı ile çeliştiğinden gittikçe güç kaybederken, birden her türlü zulmü artık Allah adına yapma yetkisine sahip olmak az şey midir?

Mevcut vatandaş profili İslam şeriatı için kesinlikle elverişli değildir. Şeriat içinçok fasrklı insan seviyesi gereklidir ve insanlık buna hazır değildir. Şeriat bir ülkeye ancak önce ben diyenlerin sayısı çok aza düşer ve herkesin kendi çıkarı yerine adaleti huzuru Hak’ı kendi aleyhine de olsa severek kabule hazır insan sayısının o ülkede büyük bir çoğunluğa ulaşmasından sonra ancak uygulanabilecek bir gerçekliktir. Kurtlar ülkesinde ot oburlar şeriatı teklif etmek ancak komiklik maksadı ile mümkündür.

 

2) Şeriat istiyorlar diye bağıranlar. Bu yaygarayı kendi canilerini katillerini ve zulümlerini örtmekte ve mevcut batıl şeriatlarını sürdürebilmek için koparıyorlar.  Çünkü bir öcü bulamadıkları takdirde gözler kendilerine dikilecektir. Ve hepsinin nasılda çapsız, sığ, boş ve kof insan nüsvetteleri olduğu açığa çıkar ve suratlarına tükürülerek yetkili yerlerden aşağılanarak sonsuza kadar kovulurlar.

 

ha şunu bileydin;

islam dini kimsenin kişisel yorumu ile şekillenecek kadar basite indirilemez.

islamı anayasal bir rejim şekline dönüştürme gayretinizin olduğu açık yani.

ba ba baaa lafa bakınız.Bilakis eğer Müslüman ise kendisini dine göre biçimlendirecek değilse başkalarına karışıp kahyalık etmeyecektir.

 

Sen sığası ile konuşmaya başladığınıza göre ki siz bunu hep yapıyorsunuz. Bende sizin 71 yaşındaki öğrenciniz olarak size bazı itirazarda bulunmak zorundayım.

Yukarıdaki birinci satırınız sanki benden aşırma gibi görünüyor. Ama bunun kasten yapıldığını düşünmüyorum. Bazen bilinç altımız hakikatleri anında kayda alıp sonrada kullanıma koyar bu yüzden bunu doğal karşılıyorum.

Evet İslam dini kimsenin kişisel yorumu ile şekillenmez. Çünkü bu din ihtilafsız olarak bir buçuk milyar kişi tarafından olduğu gibi bilinmekte ve bu konuda yeterli dnya teologlarının yanı sıra bilim insanları da farklı dinlerden olmalarına rağmen incelemelerinde konsensüse ulaşmış durumdadır. Bende bu kesin konsensüs’e dayalı İslam’i kaynaklar ile aynı olan referanslarımla konuşuyorum. Sizin fikirlerinizin kaynağı bu gerçeği saptırmak isteyenlerin çabaları sonucu oluştuğundan maalesef pek çok bu konunun zır cahili olan sözde aydınlarımızdan farksızdır. İtirazınız bana geçenlerde Hürriyet gazetesinde yüzü cemaate yönelik oturan bir imam ve ona secde eden bir cemaat şeklindeki yapma resim gazetelerine basmaları ile Türkiyede laikçi aydınlarının bu konuda ne kadar cahil kaldıklarını kendi şahıslarında serdetmelerini hatırlattı. Aslında emin olun sizin benimle bu konuları tartışabilecek bir birikiminizde, varmış olduğunuz içten ve samimi kanaatlerinizde yoktur. Bu konulara birde öğretici gibi girmekle kendinize yazık ediyorsunuz. Tevazuu bir kenara bırakırsak benden öğrenebileceğiniz sayısız çokluk da bir şeyler var ama öğrenmenin ilk şartı tevazu ile öğrenci olmayı ve bir öğrenci olarak soru sormayı kabule bağlıdır. Elbet de sizinde bana hocalık yapacağınız konu ve dallar vardır. Ama buradaki konu benim sizden çok daha fazla hakim olduğum bir konudur. Ve zorunlu olmadıkça sizi cevaplarımla küçük düşürmek gibi bir niyetimde asla yoktur. Bilakis bu bana ağır bir utanç da vermektedir. Her şeyde olduğu gibi konularda da klas eşitliği olmadığında tartışmaya girmek bir bakıma beni utandırmaktadır.

 

bu ne gafleti ihanettir inancınızada müslümanlığınızada adamlığınızada tabi varsa!

ki... ahkamı garabet üreten beyninize tevdi etseydiniz daha mantıklı olmazmıydı yukarıdaki cümlenizi?

yine şu cümledeki acz ve kin ile dehlizi karanlığın dibindeki menem tehdit'e bir bakınız.Milletimiz ileride kim kimdir konuları netleştiğinde bunları gayet iyi anlayacaktır. efendi;sizin almanyadaki ve diğer avrupa ülkelerindeki işçi vatandaşların emekleriyle asalaklaşan yarattığınız sahte imam ve hocalardan biri yok karşınızda!

zeka özürlü olmak zekasını kendi yarattığı hegemonyasında yandaş ettiği bir kaç kişiyle paylaşıp onaylatma dikte ile siyaset yapma beceriksizliğini cüppeli kahraman edasıyla savunmak demektir bir anlamda.

tehdit kokan bu cümleye birde millet ibaresi eklenmiş!

utanmazlığın dik alası ATATÜRK'ü islamı kullanmak adına kendinize cümle içi garanti olarak kullanmanızda aslında ne kadar zavallı ve çaresiz biçare siyaset ve islam garabeti olduğuz konusunda kendinizi irdelemeniz gerektiğini sabitlemiyormu?

ayrıca kullandığınız kendinize ve yeteneğinize göre yaptığınız saçma sapan kısaltmalar okuyanı düşündürmüyor güldürüyor!

GKB’ gibi!

bazı kısaltmalar resmi yazışmalarda içeriği altında olan yazılarda kullanılır.

makalelerde açıklık ilkesi açma açıklama daha önemlidir.

lakin siz kendinize göre çoğu cümlelere kısaltmalar yapıp edebiyat bilgimizi genişlettiğiniz için siyaset ve toplum adına minnettarım.

 

Bende çok eskiden yirmili yaşlarımda tıpkı sizin gibi düşünürdüm. Büyükçe makamlara insanlar büyük insan oldukları için gelirler sanıyordum. Bazı kuvvet komutanlarını daha Albay iken tanıma fırsatı buldum. Türkiye deki önemli mevkilerdeki insanların kendi kalite ve karat larından dolayı değil bazı kıstaslara uydukları ve bazı şartları kabul edikleri için o makamlara geldiklerini ve o makamlara geldiklerinde artık kendilerinden ve içinden geldikleri toplum ve ailelerinden bile  pek de bir eser kalmadığını yakından gözleme fırsatı buldum. Ülkemizde sistemin nicedeğerli insanı yükseltirken nasıl iğfal edip milletimizden kopartarak yüksek mevkilere taşıdığını gözlemledim. Mesela şimdi sizi alalım. Bana söylebileceğiniz bir şey bulamıyor ve çıkışı bana hakaretler yağdırmakta buluyorsunuz. İşte yanlış yetiştirilmiş yetersiz bırakılmış ve içi boş sloganları savunmak zorunda bırakılan sizin durumunuzdaki iyi eğitimli birinin aldığı eğitimin yanlışlığının ve öğrediği öğretimin yetersizliğinin aczini sıradan bir vatandaş karşısında bile düştüğü duruma bakarak anlamak ve bu işte bir yanlışlık olmalı diye düşünmek için örnek gösterebiliriz.

Düşüne biliyor musunuz makam ve mevkilerin kutsanması ile oraya oturtulan kişinin bilgelik ve kutsiyet kazanacağını düşünebilen kişilerin zavallılığını ve içine düşmeleri gereken utancın bile farkına varamayışlarını. İnsanın ülkesi adına içi yanmasında ne yapsın. Dünyada herkesin bildiği bir şey olan makamlar kişilere değil kişiler makamlara saygınlık kazandırır ve şerefini yüceltirler.

Aşağıdaki insanların şikayetlerine bakın ve bunca yıldır ne düzeldi kim ne yaptı bakın.

Padişahlığı kaldırıp kurduğumuz sahte Cumhuriyetin sahte dukalılarına döndürülmüş kurumların ve onları işgal eden işgalci kadroların hali ahvalini de birlikte tartışalım.

Konu Şeriat değil kırk haramiler şeriatının Allahı ülkeden kovarak eşkiyelığı yasallaştırmasıdır. Bunca cinayetler katliamlar soygunlar tecavüzlerin devlet eli ile meşrulaştırılarak yasalaştırılmasıdır.

 

Ziya Paşa

sadeleştirirsek eşeğe altın semer vursan, eşek yine eşektir demektir...

bed-asla necabet mi verir hiç üniforma
zerdüz palan ursan eşşek yine eşşektir...

 

Namık Kemal

Namık Kemal'in şu beyti meşhurdur:

Zalimin muîni dünyada, erbab-ı delâlettir

Köpektir zevk alan sayyâd-ı bî insafa hizmetten

 

Şair Eşref

Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için

Gelmesin, reddeylerim billahi öz kardeşimi,

Gözlerim ebnâ-yı âdemden o kadar yıldı ki,

Istemem ben fatiha, tek çalmasınlar taşımı...

           

Millete erbâbı mansıptan biri eşek demiş,

Reddedilmez böyle bir söz, amma ki pek can sıkar...

Olsa da millet eşek, eşek diyen bilmez mi ki:

Sadrazamlarla vâliler de milletten çıkar

 

Tevfik Fikret

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın gider ayak,

Yarın, bakarsınız, söner bugün çatırdayan ocak,

Bugün ki mideler kavi, bugün ki çorbalar sıcak,

Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu hân-ı pür-nevâ sizin,

Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin...

 

Rıza Tevfik

Düşmanın Sitemi yürekler ezer,

Insan bu kahr ile canından bezer,

Gülşende yabancı köpekler gezer,

Erler meydanında insan kalmamış...

 

Mehmet Akif

            Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne

            Acırım tükrüğe billahi, tükürsem yüzüne...

            ***

            Düşürdün milletin en kahraman evladını ye'se

            Ne mel'unsun ki, rahmetler okuttun rûh-i iblise...

            ***

            Tükürün, milleti alçakça vuran darbelere,

            Tükürün, onlara alkış dağıtan kahpelere...

            Tükürün, ehli salibin o hayasız yüzüne,

            Tükürün, onların asla güvenilmez sözüne...

            Medeniyet denilen maskara mahluku görün,

            Tükürün maskeli vicdanına asrın, tükürün...

            Hele îlanı zamanında şu mel'un harbın,

            "Bize efkâr-ı ûmumiyesi lazım garbın,

            O da, Allah'ı bırakmakla olur" herzesini,

            Halka iman gibi telkin ile, dinin sesini

            Susturan abtalın idrakine bol bol tükürün!...

            ***

            Eyvah!..Beş on kafirin imanına kandık,

            Bir uykuya daldık ki, cehennemde uyandık...

            ***

            Bir kızarmaz çehre bulmuşsun ya, ey câni, bürün...

            Hem bütün dünyayı ifsât et, hem de muslih görün...

            ***

            Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan,

            Hey sıkılmaz, ağlamazsan bari gülmekten utan...

            ***

            Ötmeyin nâfile, baykuş gibi karşımda, susun!...

           "Mürtecîsin be imam!.." -"mürtecîyim, hamdolsun..."

 

 

 

Konuya dönersek bakın neler demeye devam ediyorsunuz.

 

son olarak bay ahmet şu almanyalı dernek yöneticileri ile paslaşın derim.

ne işiniz var sizin bizim gibi garibanlarla!

bizim size bir faydamız dokunmaz aranızda muhabbet edinki belleğinizdeki kimi bilgiler tarihe sizin hurafelerinizle geçsin.

birde şu ilk yazınızdaki şeyhülislam ilan edilmesi olayı!

sizin hoca efendinin adamlarından olan metinin ağabeyi edip yükksel yani akıncılar!

bildiğiniz üzre gariban bir imamın oğlu iken aniden kendini bir şıh'ın oğlu yapıp 980 darbesiyle ABD ye kaçmıştı orada ne yapmıştı?

kendini şeyhülislam ilan etmişti yahu adam; bu gelenek sizin kendi içinizde var zaten.

neyse sizin o şirin ve güzel beyniniz bunları pek almaz bende sizi fazla yormayayım:proud:

 

Benim dikkatimi çeken konulardan biride ideoloji beyin programlama sisteminden geçmiş kişilerin hasarlı beyinlerine her derde deva olacak bir formül yüklenmiş olmasıdır. Önce bir günah keçisi bulunur. Yoksa herhangi sıradan biride olabilir.

O figüre tüm olumsuzluklar yüklenir. Kimse bu kadar olumsuzluğu bu kişi nasıl kısa bir insan ömründe kendisinde toplayabilmiş diye düşünemez edilir.

Sonrada o figür üzerinden güç yetirmeleri imkansız kendilerine kıyas ile çok açık öra yukarıda bulunan kişiler ile mücadelede acze düşüldüğünde o kişiler o günah keçisinin adamı olmakla suçlanarak kategorize edilir. Ve o zaten falancı denerek etkisinin azaltılmasına çalışılır. Bu sistem başlangıçta bir süre işlemiştir.

Benim çocukluğumda irtica yaygarası cinci hoca diye yakalanan bazıları üç kağıtçı kişiler üzerinden tadat edilirdi. Sonra bir iki yüz köylü ve pazarcıdan oluşan müritlr ve şeyhleri Pilavoğlu diye bir adam keşif edildi. Onlar adına Atatürk heykelleri taşlanır hasar görür ve geceleri gizlice okul bahçelerindeki heykellere dışkı sürülür sonrada onlar suçlanıp sanal irtica ya aslında namuslu insanları devletten atıp devleti eşkiyaya bırakmak için yeni daha sert yasalar çıkarılırdı. Daha sonra bazı okuma yazma bilmeyen fakir ve yoksul garibanların tarikatlara girip zikir çekmeleri ve dua etmeleri tehdit olarak algılanma dönemine geçtik. Şakası yok adamlar okuyup üflüyor ve devleti üfürüp yok etmeye çalışıyorlardı. (ne devlet ama) Sonrada Nurcular çıktı yine halktan bazıları Darvinizm’e karşı İslam felsefesi ile korunmaya çalışılıyordu. Borumu bu cahil Müslümanlar Devlet korumasında teorileri mutlak doğru olarak dikte edilen Darvine karşı çıkmakla koskoca devleti elinde tutan hödükler diktasına kafa tutuyorlardı. İrtica vardı ve Vatan vatandaştan mutlaka kurtarılmalı idi.

Sonrada Ecevit ve Demirel’in yüksek himayelerinde FG’ciler icat edildi. Bir anda Türkiye Askerler ve Gülencilerden oluşan iki fraksiyondan ibaretmiş gibi bir görüntü icat edilip. Düşünenler ordu düşmanı ilan edilerek devletin, çıkarcı, eyyamcı, kalitesiz, menfaatperest ve geri zekalıların elinden çıkma ihtimaline karşı yeni bir FG ciler adı altında barikat oluşturularak düşünen değerli insanların devletin içinde yer almasını önlemek için kullanılmaya başlandı. Namuslu Savcı, hakim, öğretim üyesi, öğrenci, asker hepsi FG ci ilan edildi. FG kim Bir cami vaizi. FG ci ilan edilenler kim. Halkımızın en yüksek düzeyde damıtılmış değerli evlatları. Komiklik nerede biliyor musunuz? Bu ülkede devletin içine sızmış dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışan eşkıyalar hala milletin kendilerini çoktan aştığını ve kendilerini rahatça teşhis edip makam ve mevkilerin arkasına rütbe ve mansıplarına bakmadan kulaklarından yakalayıp hesap soracak düzeyi artık aşmakla kalmayıp geride bıraktıklarını anlayamamaları.

Benim Bazen Almanlardan bahis edişim de ülkemizin batılılaşmayı muasırlaşma ile karıştıran batı putperestlerine karşı putlarının putperestliği çoktan aşmış ve terk etmiş kişiler olduklarını anlatabilmek içindir. Bizim bunca yılı batılılaşmak adı altında kuklalaşmak maymun taklitçiliği ile onlara benzemek için harcatmış maskaralarımızla özentilerindeki kişilerin mukayese edilerek bu maskaralıklarından vazgeçmelerini sağlamaya çalışmak amaçlıdır. Yoksa ben batının bu günkü medeni seviyesini Endülüs İslam medeniyetine borçlu olduğunu gayet iyi bilen bir kişi olarak şu anda savaşı kaybederek geri kalmış ve geri bırakılmış olmasına rağmen insanlık açısından hala en yüce gerçek medeniyetin İslam medeniyeti olduğunu gayet iyi biliyorum.

Bizleri küçük düşürenlerinde İslam düşmanlığı ile geldikleri cinayetler hukuksuzluk yalancılık çıkarcılık gibi bozuşmaları temsil ettiklerini de hepimiz görüp duruyoruz.

Olumsuzluklardan Müslümanları suçlayanlarında aslında İslam ahlakından en fazla uzaklaşmış olanlar oldukları da şüphe götürmez bir açıklıktadır.

Türkiye deki sistemin ise tamir edilemez derecede hasarlı ve ahlaksız olduğunu ve ahlaksızlığı onaylayanların dışında savunanlarının her gün biraz daha azaldığını da basireti bağlanmış görme özürlülerden başkada bilmeyen yoktur.

Bu yüzden beni taşlayanların taşları sürekli kendi kafalarına düşmektedir. Neden biliyor musunuz? Çünkü insanların içinde doğru ile yanlışı ayıran ilahi bir ölçü hassası vardır. Bazılarına göre insanın cennetten kovuluşunun nedeni de bu tanrısal aygıtın insanın içinde çalışmaya başlamış ve bir süreliğine de olsa tanrı gibi düşünme kabiliyetine sahip olmuş olmasındandır.

İşte Ülkemizdeki operasyon insanların bu özelliğini imha etmek üzere kurulan bir dünya düzeninin derin operasyonudur. Buna rağmen milletimiz yeteri kadar gerçek insan üretmiştir ve basireti bağlanmış olanlarında zamanla basiretleri açılırsa kendi geçmişlerine hayretle bakacaklardır.

Artık düşmeye değil düştüğümüz yerden yeniden çıkma dönemi başlamıştır. Bazıları farkına varamasalar da ülkemiz insanı bu gün batıda onlarda olan kendilerine ait onları ortaçağa götüren eski geleneklerini değil, bizlerin kaybettiklerimiz olan, onların Endülüs’ten alarak bu günkü medeniyet seviyesine ulaştıkları yitiklerimizi aramaya başlamıştır. Bu fakir milletimizin büyük devletler kuran damarından gelmekteyim.

Kurulu büyük devletlerimizi heva ve hevesleri uğruna yağmalatan hastalıklı damardan gelenler ile aramızdaki asıl fark da bundan kaynaklanmaktadır.

A.D.Şimşek

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.