24 Temmuz 2009

KAZANAN DOĞU TÜRKİSTAN'DIR

[nabucco.jpg]
İşgalci Çin uluslar arası arenada kendisine ekonomisi için büyük çapta rahatlama sağlayacak ve bir Müslüman Ülke olan Türkiye’yi de yanına alarak çeşitli ekonomik anlaşmaları imzalayacak ve hem Türkistan hemde İslam coğrafyasında ki en önemli engeli aşarak yeni bir Uygur Katliamına girişecekti.Özellikle Türkiye ve diğer İslam Ülkelerinin sesini böylece bastıracaktı. Türkiye’yi anavatanları gibi gören Müslüman Uygur Türklerine bütün İslam aleminde geçmişte olduğu gibi bugünde böylece darbe indiriliyordu.
Böylede olmadı mı?

250-300 senedir devam eden Doğu Türkistan İstiklal Savaşı Urimçi’den sonra yeni bir aşamaya geçmiş bulunuyor.Müslüman Uygur Kadınlarının bile korkusuzca tankların önüne geçerek erkekçe tavır sergileyebildikleri bu istiklal savaşını kesinlikle BM’nin 5 daimi üyesi arasında yer alan Çin’in tek başına gerçekleştirdiği bir katliam gözü ile de bakmıyoruz.Bu katliam emperyalistlerin izin verdiği ölçülerde gerçekleşmiş ve Çin’i rencide etmeyici tavırlar sergileyen sömürgeci Batı’nın gözleri önünde Müslümanlar adeta satırlarla doğranarak şehid edilmiştir.Batı Medeniyeti söz konusu Müslümanlar olunca iki tarafa da itidal çağrısı yaparak yine kendi katliamlarını örtücü açıklamaları sergilemiştir.Kendinden beklenen adi’liği sergilemiştir.


Katliam İçin Urumçi Seçildi ,Ziyaret İçin’de Urimçi seçildi!

Urimçi, 2000’den fazla Müslüman Uygur Türk’ü katledildi.Hem’de Abdullah Gül’ün ziyareti esnasında.Abdullah Gül ve beraberinde ki heyetin göbek dansı yaptığı,çalgılı,sazlı sözlü gezintide bulunduğu Urimçi tam da bu esnada başlatılan Müslüman Uygur avına tabi tutularak adeta Çin,Türkiye’ye meydan okumuş ve Uygur kardeşlerimize çağın en adi soykırımını uygulamıştır.Bizim Batıcı ve Çin dostu basınımız ise bu ziyareti tarihi ve ekonomik bir zafer olarak lanse ediyordu.

‘28 Haziran 2009 gunu 150’den fazla Turk'un katledildigi Urumci, Uygur Turklerini asimile etmek icin kurulmus bir sehirdi. Urumci tarihi, Kaşgar sehrine alternatif bir sehirlesme ornegi sergilerken, ayni zamanda da Han Çinlililerini bolgeye cekmek icin finansal olarak desteklenmekte oldugu, Cin kulturunun temsilcisi bir ticaret merkezi konumundaydi. Urumci’nin butun onemli hukumet kurumlarinda Han çinlileri calistigi gibi, sehrin ekonomik yapilanmasi da onlarin kontrolunde tutuluyordu. 2.5 milyona yakin nufusu ile 1990’lardan sonra gelismeye baslayan Urumci merkezi, hukumetin en fazla onem verdigi sehirlerden birisiydi. Cunku burasi, Cin’in dis dunyaya, yani Bati’ya, Orta Asya’ya ve Orta Dogu’ya acilan kapisiydi. Urumci’ye varmam ile edinmis oldugum kanilarla, ne Tibet'in ne de Tayvan'in, Çin icin sorun olamayacagi inancim iyice perçinlesti. Zengin yeralti kaynaklari, farkli bir dine ve milliyete mensup yapisi, genis bir coğrafyasi ile Dogu Turkistan’in Çin acisindan öneminin anlasilirligi artik beynimde netlesmisti.’(Açık istihbarat -Tuğrul Keskingören) Çin Abdullah Gül’e özellikle Urimçiyi ziyaret ettirdi.Çünkü orası kendi egemen olduğu ve sürekli baskı altında tuttuğu Doğu Türkistanlıları terbiye etme merkeziydi.Ama kimsenin tahmin etmeyeceği bir şekilde Urimçi direniş merkezi konumuna geldi.Tıpkı Amerika gibi Çin’de Müslümanlar hakkında yanıldı. Çünkü; emperyalizme karşı koyuşun bayrağı dün Irak ve Afganistan ile Filistin de dalgalanırken artık bu bayrak yeni mekanı olan Müslüman Doğu Türkistan Halkının ellerinde yükseliyor.

Urimçi katliamı bazılarına göre Türkiye ile Çin arasında gelişen ekonomik ikili yakınlaşmaya darbe vurmayı amaçlayan bir ABD projesi. Bu kesinlikle göz önünde bulundurulmalıdır lakin, Çin ile daha önce imzalanan ve Türkiyenin ekonomisine büyük yara sağlayacağı söylenen tarihi Turizm anlaşması Türkiye’ye bin veya iki bin Çinli getirmekten başka bir fayda sağlamamıştır.Yani ekonomik bir ilerleme olmamış ama ucuz ve kalitesiz Çin malları adeta piyasayı istila etmiştir Ancak unutulmamalıdır ki, ABD VE ÇİN’den önce de Uygur Medeniyeti o topraklarda vardı. Ve Çin o toprakları işgal ederek Doğu Türkistan adını unutturma gayesi ile kazanılmış ve ele geçirilmiş topraklar anlamınada gelen Sinjang (Sincan) ismi ile değiştirmiş ve Batı-Avrupa gibi, Türkiye’de bu ismi kullanarak resmen Çin işgalini meşrulaştırmışlardır.Bundan yola çıkarak Uygur meselesini Çin’in iç meselesi olarak değerlendirmek imkansız hatta büyük bir cehaletten başka bir şey değildir.Son yaşanılanlar ve Türkiye’nin bu hadiseden etkilenmesi ve bir numaralı gündemine oturması da bunu doğruluyor..

Türk Dışişleri:Çin’in İçişlerine Karışmıyoruz,Çin Halkına Başsağlığı Diliyoruz!
" Türkiye dış politikasına uygun olarak Sincan-Uygur Özerk Bölgesini Çin Halk Cumhuriyeti'nin bir parçası olarak görmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğünün korunmasına önem vermektedir. Hükümetimiz Çin devletinin bölgede yaşayan Uygurları Türkiye ile Çin arasında bir dostluk köprüsü olarak değerlendirmekte, olayları tırmanmadan önleyici tedbirleri itidal ve sağduyu içerisinde alacağına inanmaktadır. Hükümetimiz ve Dışişleri Bakanlığımız bu konunun yakın takipçisidir. Olaylar tarafımızdan günbegün takip edilmektedir."
Dışişleri Bakanlığı, Türkiye'nin, Çin'in toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve ülkede yaşayan tüm etnik ve milli grupların barış, huzur, uyum ve refah içinde yaşamalarına önem verdiğini belirterek, "Türkiye'nin, Çin'in içişlerine karışmak gibi bir niyeti yoktur, olmamıştır" açıklamasında bulundu
.
Türkiye adeta ÇİN’den Özür Dilemiştir!

Bu ne korkaklıktır ki,Ahmet Davutoğlu gibi strateji kitapları yazmış bir kişiliğin başkanlık ettiği Türk Dışişleri’nin Çin’e karşı dillendirdiği son derece basmakalıp ve Türkiye’nin tarihi rol ve stratejik coğrafi hakimiyetini zedeleyici bir açıklama yapılıyor.Bu açıklama da göstermektedir ki, Doğu Türkistan Katliamı adeta Türkiye eli ile yeni bir zemine çekilmek isteniyor.Sukunet ve direnişi baltalayıcı açıklamaların altında yatan gerçek kesinlikle Çin ile ilişkilerin zarar görmemesine yönelik olup Müslüman Katliamının uluslar arası düzeyde hiçbir şekilde dillendirilmemesi de bu işin diğer yönüdür.Türkiye bulunduğu coğrafyada adeta sıkıştırılmış ve çizilen harita dışına çıkamamanın verdiği ezikliği Urimçi Soykırımında da yaşamıştır.
Haber ajaslarından düşen fotoğraflar adeta soykırımın boyutlarını bize anlatmaya yetmektedir. Sokaklar cesetlerle dolu. Ölü ve yaralı sayısı çelişkili. Kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülerek sokakta bırakılmış.İnsanların evlerine girilerek adeta doğranarak katledilmiş…Sayın Davutoğlu’na soruyoruz bu korkaklık ve son derece teslimiyetçi açıklamanın altında yatan gerçek nedir.Tecavüze uğrayıp sokaklara atılan Müslüman Uygur Kadınlarının namuslarının hesabını sorucu bir açıklama Türkiye Dışişlerine yakışmazmıydı? Çin halkından başsağlığı değil Doğu Türkistanlı Müslüman Türk Kardeşlerimizden başsağlığı dilenerek Türkiyenin asli görevi icra edilebilir. Topyekün ‘Çin Halkı’ tabiri Müslüman Türk kardeşlerimizin Çin’e teslim edilmesinden başka bir şey değildir.Tekrar etmekte fayda vardır ki Müslüman Uygur Türkleri ile Çin arasında bir dostluk köprüsü hayali kuran siyaset tellalları Urimçide direnen ve hesap soran tankın önüne geçen Müslüman Uygur kadınları kadar cesaret sahibi değildirler.Korkaktırlar ve Çin emperyalizmine teslimiyet bayrağı çekmişlerdir.Bu kadınların cesaretleri ile aslında kaybetmişlerdir.


Ayrıca Türkiye Dışişleri Bakanlığının Çin’in ağzı ile o bölgeye Sincan Uygur özerk bölgesi demesi de işin diğer bir boyutudur.Sincan değil Doğu Türkistan tabirini bilmemeleri imkansızdır. Altaylar dan Çin seddine kadar bir ‘Türk birliği’ tezi 1990’ların başında Sovyet-Rus imparatorluğu çöktükten sonra Türk Dışişlerinin başlıca stratejilerinden birisiydi.Bu söylemde bile geri adım atılmış olması AKP iktidarına nasip oldu! Rabia Kadir’le ilgili olarak Türkiye’deki Doğu Türkistan Sivil Toplum Örgütleri AKP hükümetinin yetkilileriyle görüştüklerinde aldıkları cevap, “Çin’le ilişkilerimizi sıkıntıya sokmak istemiyoruz” şeklinde olmuştur.

Dışişlerinin yukarıda ki açıklamalarını okuyanlar için bu cevap pekte şaşırtıcı olmasa gerek.Bizde birkez daha soruyoruz Doğu Türkistan direnişi ve diasporası ya da sürgün hükümeti olarak lanse edilen kurum ve kuruluşlar neden ABD’ye teslim edilmiştir? Türkiye merkezli yürütülmesi gereken faaliyetler neden Anadolu dışına itiliyor? Halbu ki,Türkiyenin kendi arka bahçesi olan Türkistan’da doğusu ve batısı ile büyük ve bağımsız bir Türkistan birliğini oluşturması hem AB-D’yi hemde Çin ve Rusya’yı bölgede geriletecektir.Velhasıl din,dil ve kültür birliğini sağlayacak tek devlet bölgede Türkiyedir. Rabia Kadir dahil bütün Doğu Türkistan cemiyet ve kuruluşları derhal Anadolu’da toplanmalıdır.

Osmanlı Silah Yardımında Bulunmuştu

Yakup Han devrinde yine Çin katliamlarına karşı direnen Doğu Türkistanlılar Osmanlının silah ve subay yardımı ile Çin işgaline karşı direnmiştir.Bugün Çin Halk Cumhuriyetinin uyguladığı politikalara baktığımızda adeta İsrail’in yerleşimcileri gibi Doğu Türkistana yerleştirdiği Han Çinlilerine toprak verdiğini ve Doğu Türkistan Müslümanlarını asimile ettiğini görmekteyiz.Urimçide de bu yerleşimcilere Çin Devleti ve Güvenlik güçlerince sağlanan silah ve mühimmat yardımları ile binlerce Müslüman şehid edilmiştir.Türkiye bizzat Ahmet Davutoğlu tarafından bir dış ziyaret esnasında açıklanan ‘Biz tarihi rol ve sorumluluklarımız gereği gereken ne ise onu yaparız’söylemini baz alıp Çin katliamcılarına karşı kendilerini korumaları,ve bağımsız,özgür bir Doğu Türkistan İslam Devletini kurmaları için Uygur halkına tıpkı Osmanlı gibi silah ve gerekli lojistik desteği sağlamalıdır.Urimçi’de ki katliamın hesabı sorulmalı ve ‘büyük insan silosu’Çin özellikle Türkistan ve İslam Coğrafyasında geriletilmelidir.Bunu söylemek gurur ve cesareti Müslüman Anadolu ahalisine ait olup Türkiye derhal Doğu Türkistan için bu yönde harekete geçmelidir.
Çağlayan da toplanan Soykırımı tel’in mitinginde atılan sloganlardan biri de şuydu.. bizde her daim hatırlanması dileği ile tekrar edelim;

Yaşasın Müslüman Doğu Türkistan!


KAYNAK:BARAN DERGİSİ

3 yorum:

  1. YAZILARINIZI BIR SOLUKDAA OKUYORUM ! COKK COK TESSKUR EDERIM VERDGINIZ BU GILGILERDEN DOLAYII COK SEY OGRENDIM VE BILINCLENDIM .SIMDIDE ISTIYORUM HERKES BILSIN BU SITEYYI
    DOGU TURKISTAN MUSLUMAN TURKLERIN ONURU VE NAMUSUUDUR

    YanıtlaSil
  2. İzmirli MahirTemmuz 24, 2009

    Doğu Türkistan davasının önemine vurgu yapmışsınız.Teşekkürler edriz.Doğu Türkistan ve *Urimçi şehrinin ziyaret v katliam için seçilmesi hakkında İbrahim Karagül'de bi kaç şey yazmıştı.Bugün bu soykırım İslam dünyasının kalbine Çin kafirleri tarafından sokulmuş hançerdir.Doğu Türkistan Müslümanları hakkında İKÖ neden bir karar almamıştır .BM denilen yapılanma neden bu hususta susuyor? Kaldı ki bunlardan artık hiç birşey beklemiyoruz bizler.*Ey Müslümanlar uyanma vakti gelmedimi ?

    YanıtlaSil
  3. SELAMUN ALEYKÜM----Uygur Türklerine (Türkistan) yapılan zulmü Dünya duyarsız seyrediyor çünkü işerine geliyor ama güzel ülkemiz TÜRKİYE miz niye bu kadar cılız ve pasif onu anlıyamıyorum.Ne kadar zayıf bir kardeşlik duygusu böyle olmamalı ve olmamalıyız.Bakın onlardan bir kişi ölse (Tabiki Hiç Bir tarafatan kİMSE öLMESİN)Nasıl Dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Yaetkil ve etkili kişi ve sivil Toplum örgütlerine diyorum ki Uygur Türkleri kardeşlerimiz için maddi ve manevi yardım kampanyaları açılsın.SAYGILARIMLA
    .
    S İ L

    Mazlum Zalimin Elinde,
    Kimin umurunda;
    Yer tutmamalı,
    böyle eziyetler,
    insan onurunda.

    sıra sana gelmezmi?
    sanıyorsun,
    yanılıyorsun,
    insan onurunu,
    niye çiğnettiriyorsun.

    bu işkenceciler,
    sana dost olmaz bil;
    sen Anadolu İnsanısın,
    gel garibana güçsüze,
    destek ver
    gözünün yaşını sil.

    27.07.2009-ÇRM-C.A.-KRK.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.