[anadoluhaber:35209] Belgeli konuşmak

Yönlendirici kitapların büyüsü ve komplolar başlıklı yazıyı yazmama sebep olan Sayın Yazarın Olasılıklar ve teoriler yolu ile Batıdaki mahkemelerde Savcı ve hâkimlerin sorgulama teknikleri ile gerçekleri ortaya çıkarma çalışmalarımdan pek çok yaralanan kişi olmasına rağmen

Bazı kişilerinde belgeli konuşma tutkusunun iyi bir örneği olan yazar arkadaşın Bana kurgu romanlar yazarsam daha başarılı olabileceğimi öğütlemesi, kendilerinin de ciddi çalışmalar yaptıkları ama belgesiz hiçbir şeyi ciddiye alıp tartışmadıklarını söylemesi üzerine bazı itirazlarda oldu

Bu yüzden konuya farklı bir şekilde yeniden değiniyorum.

Sevgili Arkadaşım

Çalışmalarınızı tebrik eder başarılar dilerim.
Her türlü çalışma bir şeyler üretme muhakkak ki boş durmak dan iyidir. Bende gençliğimde bu tip toplantılar ve çalışmalara katılır bazen arkadaşlarla sabahlardık.

Bu gibi yerlerde her şeyin kaynağı delili ve senedi olması gerekir ki, bu bir tür akademik çalışma olarak ciddiye alınabilsin. (Akademik çalışmaların böyle bir at gözlüğü takmak, konuya odaklanmak konu disiplininden dışarı taşmamak gibi zorunluluğu da vardır) Ama gözden kaçan bir şey vardır. Bu çalışmaların tamamı bilinenleri yeniden üretmek ve bilinenlerin eksiklerini tamamlayarak, yada yeni katkılar üreterek bilineni yaymak genişletmek kuvvetlendirmek.Ama asla daha önemli konular olabileceğini ve bu konunun başka bir bilgi girdisi ile aslında bırakın üzerinde çalışmayı derhal çöpe atılmasını gerektirecek boş ve lüzumsuz meşgaleler olabileceğini fark edememek.

Peki, bilinenler nedir. Mesela Cumhuriyet  tarihi.

Anlamadım yani Türkiye de sahiden bir cumhuriyet falan mı kuruldu da onun tarihini yeniden üreteceksiniz.

Efendim CHP tarafından ileri sürülen ve tarihi belge ve senetleri belli böyle bir iddia var.

Sadece iddia. Neden iddia. Çünkü Cumhur halk demektir.

Cumhuriyet de halk idaresi. Parlamento yargılanıp tümü ile mahkum edilebilir ama ermeni kökenli bir rektör suçlu olmasına rağmen yargılanamaz Çünkü Rektörün yargılanması Cumhuriyetin yargılanması demektir. O halde siz hangi belgeleri ileri sürüp cumhuriyet olduğunuzu ileri sürebilirsiniz.

Tamam ama demokrasi var Ordumuz Cumhuriyetin yanında Demokrasiyi de koruyor.

Yok yaaa, ben hiç fark etmedim. Demokrasi ne ola ki.

Demokrasi bir talepler sepetidir. Cumhur yani halk devletten taleplerini demokrasi sepetine koyar. Parlamentoda o talepleri taleplerin başka talepleri kısıtlamasına imkan vermeyecek şekilde tedbirler alarak hepsini sırası ile yerine getirmeye çalışır.

İyi ama ülkemizde bazı ihanet odakları halkı bir biri ile sürekli kavgalı tutabilmek için halkın doğal davranış ve yaşam tarzına bile yasaklar koyuyor ve parlamentonun bu yasakları kaldırmasına bile izin vermiyorlar. O zaman Parlamento derhal kanunlar çıkarıp halkı bir biri ile kin ve düşmanlığa sevk eden o alçakları cezalandıracak kanunlar yapar.

Yapamaz çünkü dış devletler ile NATO da ortak hareket  eden ordunun dışarısı ile işbirliği halinde yazdığı bir anayasa var  ve o anayasayı korumak üzere kurulmuş millet ve milli irade karşıtı 11 üyesinden 8'i hükümet  karşıtı teröristleri serbest  bırakıp hükümet ve parlamentoya karşı ihtilal gerekçesi üretilmekte kullanılmak üzere tutuklu teröristleri salıveren bir CB tarafından atanmış durumda olan bir mahkeme AYM si var.

Olsun Parlamento yeni bir kanunla bu mahkemenin yapısını adam edip hukuka uygun hale getirir.

Hayır getiremez. Çünkü devletin resmi azınlık partisi CHP ve ordu buna izin vermez.

Nasıl izin vermez ya hu Parlamento çoğunluğu kanunu çıkarır ya da Anayasayı değiştirir.

Olmaaaz. O zaman AYM si yetkisi dışına çıkıp o yasayı iptal eder ve o hükümet partisini kapatır.

Olur mu öyle saçma şey yahu nasıl olur.

Olur olur. Ya mahkemenin kapatmasına razı olup tüm parlamenterler canını kurtarır. Ya da Askerler cumhuriyete ihanetten demokrasiye karşı çıkmaktan hepsini yakalayıp hapse atar. Dayak atar, döver, söver. Asker bu harp esirlerine ne yapılırsa görünen yerlerde onu uygular görünmeyen yerlerde kendi kuralını. Hem her şeyin bir yolu bulunur canım. İdama götürülen Başbakanın kıçını yasal olarak parmaklayarak aşağılamak için idam sehpasına çıkarmadan önce prostat muayenesi falan yapar.

Hadi canım bu kadarda atmayın. Atmıyorum yaaa Başbakan Menderese öyle yaptılar.

Hani belgesi nere de, belgesi. Abi ben belgesini Gülhane hastanesine GATA ya GKB lığına falan bir yazı ile sorayım. Cevap verilerse belgesi yokmuş abi basındaki haberlerinde tümü meğer kağıt parçasıymış diye ömrüm yeterse on on beş sene sonra size bir cevap getiririm.

Hadi lan sen hem benle hemi de Cumhuriyetle dalga mı geçiyorsun.

Yok Abi ben yıllarca Daha dün annemizin kollarında oynarken çiçekli bahçemizin yollarında koşarken şimdi okullu olduk sınıfları doldurduk demek için sınıfa girmeden önce okulun bahçesinde  Abiler ve ablaların Türküm doğruyum okumasına katılmış ve hala okuyan birisiyim. Hem doğruyum deyip hem de yalan söyler miyim?

Peki senin okulda bunları okuduğun ne malum belgesi nerde.

Abi etme ne olur yaaawu. Ben ilk okul da okuduğum öğretmeni şimdi nereden bulayım Zaten aldığım diplomayı da orta okula kayıt olurken aldılar.

Olmaaaz belgelemen lazım. Tamam abi ben sıkıştım bir ayak yoluna gideyim oradan bakayım karga hangi dala derse oraya tüneyip arazi olayım. Sende söyleyen gitti dersin.

Olmaaz madem ispat edemiyorsun müfteri olduğunu kabul edeceksin. Edersem beni bırakır mısın abi. Tabi bırakırım. Tamam abi ben cumhuriyete duyduğum kinden dolayı iftira etmiş müfteri bir cumhurdaş’ım.

İşte bu kadaaar. Şimdi gidebilirsin. Serbest miyim abi. Onu ben bilmem imzaladığın itirafını savcılığa sevk edeceğim. Bu işler ciddi suçlara girer. Savcı takipsizlik kararı verirse kendisi takibata uğrar. Bu yüzden bu işe mahkeme karar verir.

Mahkeme ne karar verir abi.

Onu ben bilemem ama bu gibi bir cumhuriyet sucuna beraat verse sicilini işlerler. Bu yüzden Cumhuriyeti savunacak bir karar verir.

Sen en iyisi CHP li bir avukat tut evini falan sat onlar bu işleri bilir yasanın neresinden seni kurtaracağını en iyi onlar bilir. Yalnız benden söylemesi başka servetin var mı diye ağzını yoklayan olursa varsa sakın belli etme. Yoksa yanarsın. Sahi senin kıyıda köşede böyle bir servetin var mı. Yok abi.

Paran yoksa zaten yanarsın. Hapiste Allah korusun tecavüz falan ederler.  

Abi gel sen beni uğraştırma, sen benim imzaladığım bu ifadeyi kaça yırtarsın.

Bak bunu rüşvet olarak teklif ediyorsan suçun ikiye katlanır.

Yok abi ne münasebet benim ne haddime bana yapacağın bu büyük iyilik için ben evi sana hediye edeyim hem de sana burada yeminle söz vereyim ki bir daha belgesiz konuşursam senden kötü olayım.

Ne diyon lan sen.

Yok abi yanlış anladın. 

Ben yanlış anlamam ulan. Estağfurullah abi elbette sen yanlış anlamazsın ben yanlış anlattım.

Sahi senin ev kaç para eder.

Bilmem ki abi zaten benim o evden başka bir şeyim yok ona da hanım ortak.

Tamam, o zaman bir saat sonra hanımını al ve tapuda buluşalım. Bu iyiliğimi de unutma sakın. Sonra bu iyiliğimi karında söyle kendisini dul çocuklarınızı yetim bırakmasın.

Allah razı olsun abi Allah ne muradın varsa versin abi. Allah seni çoluk çocuğuna bağışlasın abi. Allah senin gibi iyi insanları başımızdan eksik etmesin abi. Sen olmasan çoluk çocuk çıra gibi yandık gittiydi valla.

Abartılı mı geldi, hiç de abartılı değil. Avukatların rüşvetsiz iş yaptıramadığı istatistiklere bile geçti. Avukatlı artık hukuk müdafaası olmaktan çıkıp hukuk' gasp komisyonculuğuna döndü. Boksörlerin pabucu dama atıldı Eskiden âşıklar atışması olurdu ya işte onun gibi bir şey oldu. İki tarafın aşıkları, şey pardon avukatları mahkeme salonunda ellerinde sazları pardon yav dosyaları yani atışıyorlar hakimde bakıp dinliyor kazanan ödülü yani davadan alacağı ödülü kazanıyor.  Kaybedende müvekkilinden yeniden para alıp yeni dava açıyor. İşler devam ediyor nerede hareket orada bereket. Hukuk boş durmuyor. Hakimler kafalarını bile kaşıyamıyor. Mahkumlar yıllarca yatıp sonunda ya tahliye ediliyor yada başkalrının yerine yatıyor. Gücü olanlar iyi avukatlar ile kurtulurken garibanlar mafyaların işlediği suçların yerine belgeleri ile suçları sabitlenip içeri atılıyor.

İşte size Demokratik sosyal hukuk devleti deniyor. Ha sahi karga kovalamayı unuttuk. Ve de laik diyecektik.

Evet, bir cumhuriyet kurma girişimi oldu ama kurulan şey cumhuriyet değil, cumhuriyet makyajı altında yeni bir elitler diktası, eski padişahlık döneminin elitlerin yeni diye yutturduğu,  masonlar, düşmanın çekilirken köşeleri kapmalarını sağladıkları kripto azınlıklar, eşkıyalar, harp kaçkınları, millet ve din düşmanlarından kurulu sözde kim varsa Cumhuriyet adı altında Masonik mahfillerin üyelerinin köşe başlarına yerleştiği bir şarlatanlar aristokrasisi kuruldu. İlk işi de istiklal mahkemeleri yolu ile Cumhuru susturup devre dışı bırakmak oldu.

Bu durumları yazıp konuşmak da yasak olduğundan tarih Türk milletinin tanrı tarafından değil Atatürk tarafından yaratıldığını iddia edecek kadar zırva ama karşı çıkanın anasından emdiğini burnundan getirme sistemi oldu. Bize okutulan ders kitaplarında Atatürk İstanbul dan kaçarak uyduruk bir taka ile kıyılarda düşman gemilerinden saklana saklana Samsuna çıkıp güneş gibi doğuyordu. Meğer yalanmış. Çünkü cebinde Padişahın fermanı ve İngilizlerden gidiş için izin vizesi yanında kalabalık bir subay kafilesi ile Samsunda İngilizler tarafından karşılanmak üzere gidiyordu. Hani belgesi. Bu belgeler artık Google da saklanıyor inanmazsan sor da bak ama ya resmi iddianın hani belgesi.

Padişah bırakıp kaçmıştı ya, yalan olduğunu anlamak için belgeye ihtiyaç yoktu ki neden kaçsındı. Diğer Osmanlı eyaletleri olan İslam ülkeleri başsız kalıp teslime zorlansınlar diye, İngilizler ile Ankara anlaşmış Osmanlının kafasını koparıyordu. Hangi ülke savaşı kazanırda kendi milletinin dünya liderliği tacını ve kapasitesini devrimler adı altında imha eder, İğdiş eder ve kapitülasyonlardan kurtulduk diye bağırıp tüm ticari ilişkilerini Müstevlilerin seçtiği dahili iş ortaklarına terk edip Kendi halkını her türlü icatlar keşifler yapmaktan, iş kurmak zengin olmaktan men edip yer altı zenginliklerini kendi halkına arama yasağı koyarak gizli anlaşmalar ile yabancılara terk eder. Bunlar hangi kitaplarda yazar da yazanın yaşaması devam eder.

Cumhuriyetin 86. yılında İstiklal savaşını kazanan meclisin yazdığı anayasa millete danışılmadan ortadan kaldırılıp neden hala cumhurun seçtiği TBMM  asla dâhili asalakların yazdığı anayasaya dokunamazda ABD başkanının bizim çocuklar dediği NATO ya bağlı bir kısmı azınlık bir kısmı mason bir kısmı da mankurtlardan oluşan medya, iş dünyası, hukuk ve mülkiye camiası ile ordu içi Jitem, Ergenekon tipi yasa dışı yapılanmalar ne oluyor.

Beş general ABD ve dahili bedhahların istediği doğrultusunda Cumhuru=halkı temelli devre dışı bırakacak bu anayasayı kabul eder ve bizleri de kendi çıkardıkları iç savaştan kurtarmış gibi alçakça iğfal ederek bu yasayı onaylatır. Hadi onaylattı diyelim. Bu bizleri bir birimize kırdırarak çıkarılan iç savaşı çıkaranların işbirlikçiliği yaptığı harici güçler ile ortaklaşa çıkardıkları millete, milletin devletine, Cumhura ve Cumhurun Cumhuriyetine ihanet anayasasını canla başla savunurlar. 28 Şubatta Yahudi bir Generalin başını çektiği ve orduyu İsrail’in emrine tahsis ederek Türk milletini de işgal altındaki Filistinliler gibi tanklar ile susturduğu bu ülkede hala Yahudi Paşa bozuntusu bir hainden aldıkları brifing deki talimatlara yüksek yargıçların önemli bir bölümü hala sadakatte devam ederler.

Birde zerre kadar utanmadan ahlaksızca bu yaptıkları bu ihaneti Cumhuriyeti korumak gibi ciddiyetten çok uzak cumhur karşıtı olduklarını açıklayan yalanları ile sürdürmeye devam ederek cumhuriyetin meşru kaynağı cumhura hakaret ve tecavüze devam ederler.

Hangi GKB ordusunun silahlarına sahip olamaz onları eşkıya ya çaldırır ya da kaptırır veya dağıtır da istifa etmek zorunda kalmaz. Millete ve Cumhuriyet hükümetine sabotajlarda kullanırda sonrada önce bu silahlar bizim envanterimiz de yok diye yalan söyler, Sonra bunlar silah değil boru ve mühimmat der. Sanki mühimmat olmadan silah bir işe yararmış gibi. Sonrada 30 santim çeliği eritecek tanklara karşı kullanılması gereken çok pahalı lav silahlarını Devlet erkânının ve CB. Başbakan gibi kişilerin zırhlı araçlarını havaya uçurmak da kullanılacağını bile bile ve bu silahların kendi envanterlerin den çıktığını da bilerek, yalanlarına devam ederler. İhanete katılmaktan sanık olarak yargılananları 30 Ağustosta silah gösterilerinde yer almalarına göz yumup millete göz dağı vermeye çalışabilir.  CB’nının hanımının bile katılmasını hazmedemezler. Bu sözlerin vesikaya dayanması gerekiyorsa unutmayın vesikayı Albay Dursun imzası ile ortaya çıkaranlar aranıyor. Vesikanın doğruluğunu araştırmayı da arkasına generalleri alan GKB da kendisini mahkeme yerine koyarak bu bir kağıt parçasıdır. Bir dahaki sefere çeliğe yazsanız yine kafanızda patlatırım der gibi doğrumu sahtemi olduğunun araştırılmasına kapıyı kapatarak hem doğruluğunu kanıtlamış oluyor. Hem de sadece kağıt parçası aslını da bulursanız getirmeyin ben belgeli konuşmayı da sevmem yakarım hepinizi havalarında konuşabiliyor. Ama kendisinin hangi sıfatla ağlama duvarında bulunduğunu anlatmaya gerek görmeden Müslüman Gerçek Türkleri irticadan yeni ihraçlara baş vurup yargı yolu kapalı olarak ordudan atıp, Ordu içindeki kripto azınlıkların ve Yahudiler lehine daha fazla yer açıyor.  Müslüman Türkler ile kripto azınlıklar dengesini neden kriptolar lehine bozmaya ve milli iradenin doğal uzantılarını ordudan atmaya devam ediyor kimse anlayamıyor.

Sizler vesikalar kadar konuşuyorsanız konuşmanıza izin verilmeyen vesikalarda kağıt parçası oluyorsa ve ben gözleri olan basiret sahiplerine açıkça bazı şeyleri gösteriyorken kurgucu oluyorsam. 

Şunu açıkça ifade edeyim ki benim kurgularım sizin tüm belgelerinizi döver. Çünkü sizin belgeleriniz İleride yazılacak olsa GKB. Eline bir lav silahını alarak efendiler bu gördüğünüz bir borudur. Silah değil tek kullanımlık bir mühimmattır. Buna silah diyen vatan hainleri istikbalde dahi çıkacaktır. Buna silah diyenler Arabın yağvelerine inanan ve Siyonist Yahudilerin dünya çapındaki üstünlüklerini ve batının bizleri yönetip denileştirmesini (denaet kelimesinin başına mim koymak içimden gelmedi de)  kabul edemeyen deniyyet düşmanı cahil kişilerdir. Bunlara karşı müteyakkız olmayız. Her an arkamızdaki ABD silahlı kuvvetleri NATO güçlerine rağmen bir kalkışmaya ve irticaı getirip Türklerin hakimiyetini yeniden kurmaya ve iktidarı Ne mutlu Türküm diyenlerden alıp tevazu ile sadece Türkküm diyenlere vermeye kalkışabilirler. Aslında Atatürk dahi bu kalkışmanın önderlerinden biri idi, mensubu olmakla şeref duyduğumuz büyük kulüp locasının da içind bulunduğu mason localarını kapatmaya kalkışmıştı. gereği yapılarak yerine ne mutlu Türküm diyenlerin localarını açan İnönü geçirildi. İçlerinden istikbalde dahi Atatürkler çıkarabilirler. Bazı belgeleri ellerine geçirip Türküm diyenleri deşifre edip ellerinden iktidarı alıp Türküm demeye dahi gerek duymayacak kadar kendini Türk hissedenlerin eline vermek isteyebilirler. Onların belgelerine kağıt parçası diyeceksiniz. Sürekli yasaklar koyup bir birleri ile dalaştırarak enerjilerini yok edip devlet işlerine akılları ermez hale getireceksiniz. Yandaşlarımızın desteklemesini sağlayarak halkı kamplara bölüm sürekli bir birleri ile kavga halinde tutacak ve PKK gibi sorunları ABD bile çözmek istese aman sakın haa bu milli iktidara yarar diyeceksiniz. 1980 öncesindeki aynı silah ile sabah sağcıyı akşam solcuyu vurup iç kavgaları ateşleyecek Sivas’taki gibi halkın bir kısmını yakıp diğer kısmının üzerine atarak Bahriye Üçok’a Bombalı paketi kargoya verip gönderen mit şoförünü DHKP-C ye öldürtüp kargoyu kabul eden kargocu kızı CHP nin Kürt versiyonu gibi kurdurulan kripto Yahudi ve Ermeni partisine kurucu yapacaksınız. Ve Üçok cinayetinin suçunu da masum Müslüman halkın üzerine atacaksınız. Sürekli iç kavgalar çıkaracak çeteler kuracaksınız. Muhtaç olduğunuz Kudret  Ecevit’e suikast den de sanık olan Ergenekon çetesinin CB.Adayı Prof. Haberal’ın bunlara karşı her puştluğu yapın ve onlarla mücadele edin sözündeki şifrelerde gizlidir demediği kaldı dersem. Benden neyin hangi belgesini isteyeceksiniz.

Bu ülkenin nerede ise yarısı ilk el ya da ikinci el ya da,  korsan kitap olarak. Da Vinci şifresi, Kutsal kase kutsal kan, gibi bizleri hiç ilgilendirmeyen ve aslında inanmadığımız safsataları Yani haçlıların yavelerini okudu. Gençler karınca duası gibi küçücük harflerle yazılmış kocaman ciltler halindeki kitapları, Kralın dönüşü. Ejderhanın karın ağrısı Hary Potter falan okuyorlar.

Yaşlılarda Atatürk kargaları nasıl kovaladıydı ah eski günler Alfabe de Uyu uyu yat uyu okurduk. Karga karga gak dedi, çık şu dala bak dedi. Çıktım baktım o dala, bu karga ne budala diye, kendileri, dolmuşuna bindikleri karganın lafı ile dala çıkıp baktıklarını unutup kargaya da budala demenin, kendi budalalıkları olduğunun farkında olmayıştan meydana gelen mutluğunu paylaşıp sürdürürler. Şimdi onların budala olduklarının da belgelenmesini istersiniz falan neme lazım Varsın budalalık kargada kasın. Benden bu kadar.

Sağlıcakla ve selam üzere kalınız.

A.D.Şimşek 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.