Ara sıra dikkatimi çeken bir konu yada haberi orijinalinden okumak istediğimde okumak dışında ben bir Zaman okuru değilim. Ama adil bir insan olmaya çalışan adaleti çok önemseyen bir kişi olarak Sayın Musa beyin aşağıdaki yazısını adil bulmuyorum.
Devrim Fransa’sının meşhur bir savcısına ait bir söz vardı. Bana tek bir kelime söyle onunla seni giyotine de gönderebilirim aziz de ilan edebilirim.
Şimdi bir gazete düşünün her gün milyonlarca kelimeyi yazarak kocaman sayfalarını doldurmak zorunda. Üstelik bu işi bir kaç tetkik edici ile yapmak zorunda ki bu durum bu kadar çok kelimenin ve bir sürü farklı konunun incelenmesini imkânsız kılar.
Bu durumda tetkik de yakalananlar elenir kaçanlar kurtulur. Bu işe bakanlarında bu iş için zaten süreleri çok kısıtlıdır ve onlarda insandır. Hızlı okumayı bilmek zorundadırlar. Bu kalıplar halinde hoplaya zıplaya okumalardan hangi gazetenin sadece bir günlük nüshasını yeniden tetkik edersek içinde ne kadar çok kelime ve cümle bulup o gazeteyi ister vatansever istersek de vatan haini ilan edebiliriz diye düşünmek bile yeter. Bu İnönü zamanın basınına döndük ya da Sovyet basınına uyduk demek olur ki yanlış olur. Bırakın bir gazeteyi sadece bir tek yazarın bir tek yazısını ele alsak o kişiyi asabiliriz veya kutsayabiliriz.
Sayın Musa Bey den özür dileyerek ben bu yorumu haklı da adil de bulamadığımı söylemek zorundayım. Eğer bir gazeteyi ki benim içinde zaman pek de cazip bir gazete olarak görünmüyor. Eğer tenkit etmek isteseydim. Çok daha başka açılardan bakıp genel politikasına yoğunlaşıp orada bir şeyler bulmaya çalışırdım. Bu durumda da gazete sıralamasında Zaman'ın ön sırada incelenmeye alınması gerektiğini de düşünmezdim. Tabii ki eğer rakip olarak görmüyor paralel bir çalışmanın içinde bulunmuyorsam.
Karşıtları zaten yeteri kadar karşıtlık gerekçesi ürettikleri için paralel tenkitlerin çok zayıf kalacağını ve onunla uğraşmak yerine ondan hızlı koşmak için çabalamanın daha yerinde olacağını düşünüyorum.
Mutlaka daha ilginç bir gazete ile mütedeyyin halkımıza daha iyi hitap edebilecek yollarında bulunabileceğini zannediyorum. Mesela Cumhuriyet sadece kendi okurlarına hitap ediyor. Milli gazetede öyledir. Daha geniş kitlelere ulaşılmak belki istenmiyor. Cumhuriyet için zaten pek gerek yok o işi Milliyet ve Hürriyet kardeşleri zaten yapıyor. Cumhuriyet sadece çekirdek bürokrat militan kadroları diğerleri de taraftarları yönetiyor. Bu taktiği bir daha düşünmenin de yararı olabilir. Harp hud’a dır. Bu ticaret ve medya savaşlarında da böyledir. Yeni şeyler bulmak ve denemek lazım zannediyorum.
Saygı ve Selamlar.
A.D.Şimşek
ZAMAN GAZETESİ’NİN ZİHNİYETİ
Yazar Alev ALATLI uzun zamandan beri Zaman Gazetesi’nde yazıyor. Türban tartışmalarının yoğun olduğu günlerde Sayın ALATLI; “bırakın türbanı kadınlar tartışsın” konulu bir yazı kaleme almış fakat gazete yönetimi yazıyı yayınlamamış. İleri sürdükleri gerekçe ise; ”Zaman okuyucusu buna hazır değil”. Bu ne demek hazır olunca bu ve başka daha neler yazılacak, neler uygulamaya sokulacak?Söz konusu yazı daha sonra bazı gazetelerde, sitelerinde ve başka yerlerde yayınlandı ve Zaman’ın Gazetesi yönetimi tarafından Sayın yazar ALATLI, neden konuyu basına sızdırdın diye eleştirildi.
Fakat bu ilk değildir. Daha önce Zaman Gazetesi’nde yayınlanan bu yazıları tekrar hatırladığımızda gerçekten bu yazıların bu gazete tarafından mı yayınlandığı konusunda bir daha düşünmeye bizleri sevk etmektedir. Bu yazılardan benim tespit edebildiklerim aşağıda sunulmuştur.“…HRANT’ı taşıyamayan, geçmişte her kimlikten isimli isimsiz HRANT’lara layık olamayan, bu toprakların kültürüne yabancı olmasına karşın toprağı isteyen, toprağı öylesine istediği için insanlığını unutan bir toplumda mı yaşıyorum sorusu artık kaçınabileceğim bir soru değil. HRANT, ürkek bir güvercin olmayı kabullenirken, bu topraklarda güvercine dokunulmadığına güvendiğini söylerdi. Ama bu toplum güvercinlere hep dokundu... Onları sürdü, kültürlerini ezdi, düpedüz öldürdü...”
(Zaman Gazetesi Etyen MAHCUPYAN, 21 OCAK 2007) http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=490569Bu yazıyı Zaman gazetesi’nde okuyup da şaşırmamak mümkün değildir. Anılan yazıda Türk Milletinin yabancılara karşı bir tutum izlediği anlaşılmaktadır. Bu ülkede yabancı olup da ezilen, zulüm gören yoktur. Olduğu da iddia bile edilemez. Yazıda; toprağı isteyen bu isteğinden dolayı da insanlığını unutan bir toplum olduğumuz söylenmektedir. Bu bir iftiradır. Bu yazılanlardan çok mana çıkartmak mümkündür. Mesela Türk Halkını Anadolu’da işgalci durumuna da düşürmektedir. Sayın yazarın yazısından çıkardığımız manaya göre böyle olduğunu iddia etmektedir. Herhalde gazete olarak bu yazılanın bir makul açıklamasını yaparlar, böyle bir açıklama beklemekte asil Türk Halkının hakkıdır.Yazıya devam edersek şöyle sürmektedir;“... Bir ülkede çoğunluk kimliği şiddete meylediyorsa, o toprağın emanetçisi kendi bahçesindeki güvercini bile yaşatmak istemiyorsa, orada hastalık vardır. Türkiye de hasta...”
“Bu toplumun çoktan kaybettiği, hatırlatıldığında gocunduğu, önüne çıktığında ürktüğü samimiyet...”
“HRANT’ı hazmedemeyen, onun varlığına bile tahammül edemeyen öteki Türk’ün cinayete uzanan elini tutacak, onu anlayacak halimiz yok. Katil henüz reşit değilmiş... HRANT olsa “tam da bu işte” derdi, “Türkler reşit mi ki?” Olgunlaşması engellenmiş bir toplumda yaşadığımızın farkındaydık zaten ama belki şu soruyu da sorma zamanı geldi: Yoksa kendi kimlik sorununu ötekine yönelen bir şiddet eylemine dönüştürerek ayinleştiren, bu işler için ‘yaşı küçültülmüş’ bir toplum mu bu?”
(Zaman Gazetesi Etyen MAHCUPYAN, 22 OCAK 2007)
http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=490871Yazar Alev ALATLI’nın yazısını okuyucu hazır değil diye yayınlamayan Zaman Gazetesi bu tür yazıların yayınlanmasına müsaade etmiştir.Bu yazılar benim bulabildiklerim, acaba ulaşamadığım daha başka ne yazıları bulunmaktadır. Zaman Gazetesinin özellikle AKP iktidar olduktan sonra yazı politikasında çok köklü değişiklikler olmuştur. Diğer İslami gazetelerde de aynı durum söz konusudur. AKP iktidarından önce eleştirdikleri, karşı oldukları şeyler hakkında artık eleştiri türünde yazılara rastlamak mümkün değildir. ABD, israil ve AB karşıtlığıyla tanınmalarına rağmen bu ülkeler hakkında olumsuz bir yazıya pek rastlanmamaktadır.Yukarıda belirtilen bahse konu yazıları halkımızın bilinçlenmesi, bilgilenmesi için bildirmeyi bir borç kabul ettiğimden yazmış bulunmaktayım. Bundan sonra bu yayın organları hakkında daha dikkatli düşünmemizi sağlayalım.
Selam, saygı ve dualarımla.
Yakup MUSA17.09.2009
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...
Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com
Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.