30 Eylül 2009

[anadoluhaber:35465] Güncel Yazı

HAZMETTİRE HAZMETTİRE HÜLYA AVŞAR’A DA KABUL ETTİRECEKLER

Kadir öğretmen yorulmuştu. Evine geldi. İnternete girip haberleri okumaya başladı. Kaç zamandır içinde bir daralma hissediyordu. Sanki sıkıyönetim vardı ülkede. Aydınların birer birer tutuklanarak Silivri Hapishanesi’ne götürülmesi bunun önemli kanıtıydı. Türkiye gerçekten zor günlerden geçiyordu. Toplumun bütün ileri unsurları susturulmuştu. Asker susmuştu. Meydan, parti terörüne kalmıştı.

Kadir öğretmen, son olarak Hülya Avşar hakkında da dava açıldığı haberini okudu. Başını koltuğa dayayıp düşünmeye başladı. Aklından bir anda şunlar geçti:

“Hükümet, kimseyi konuşturmak istemiyor. Hülya Avşar’ı da mahkemeye verdiler. Bu gidişin sonu acı olacak. Toparlanmak için yıllarca uğraş vereceğiz.

Her tarafta baskı var. Herkes korku içinde... Kimse yarınından emin değil… İşsizlik, yoksulluk her geçen gün artıyor. Bankalar halkı soyuyor. TV dizileri işsizin derdini dile getirmiyor. Ekonomistler borsadan dem vuruyor. Bu korkunç gerçeklik karşısında sanat susuyor.  Herkes içine kapandı. Demokrasiden yana tavır koyan kurumlar sustu.

Başbakan’a bir bakın… Tayyip Erdoğan tehlikeli bir başbakan… Eleştiriye tahammülü yok. Gazeteciler hakkında dava açıp duruyor.  Yazarların maddi gücü zayıf…  Mahkemeler denetim altında. Savcılar Tayyip Erdoğan’ın tarafını tutuyor. Yazarları çizerleri süründürüyorlar. Nihat Genç hakkında da dava açmışlar. Kimseye bir şey diyemiyorsun.  Şeriatçıya şeriatçı demek yasak…

Bunlar Atatürk düşmanı. Cumhuriyeti yıkmak istiyorlar. Neden susup kaldık?  Bindiğimiz dalı kesmelerine nasıl izin veriyoruz? Ben suçsuzum. hükümete oy verenleri suçlamak gerekiyor. Suçsuzum desem de yükü sırtımdan atamıyorum. Yük hepimizin omzunda… Hepimizin bir şey yapması gerekiyor. Demokrasi düşmanları demokratik yolla iş başına geldi. Kediye ciğer teslim ettik. Laiklik karşıtlarına laikliği emanet ettik. Kendi ağızlarıyla dile getirdiler. Demokrasi araçtır, trendir dediler. Trene ne zaman isterlerse o zaman binerlermiş. Gidecekleri yere gelince de demokrasiden vazgeçeceklermiş. Yağma yok. Orada duracaksınız. Trenin içinde değil, bir gün altında kalacaksınız.

Nasıl bu hale geldik? Kim Hülya Avşar’a sahip çıkacak. Şeriat demokrasisi nasıl olurmuş hazmettire hazmettire Hülya Avşar’a da kabul ettirecekler. Aydınlarımıza sahip çıkabildik mi? Hükümetler gider devlet kalır diyoruz. Bunlar devlet oldular. Cumhurbaşkanı, meclis başkanı, YÖK başkanı onların adamı… Her yere kendi adamlarını yerleştirdiler. Okullara kadar kadrolaşıyorlar.

Arkadaşlarla aramızda konuştuk. Memurların arasına ajan yerleştireceklermiş. Böyle bir duyum almışlar. Olmaz böyle şey dedik.  Olacak şey mi? O kadar olmayacak şey yaşadık ki… Artık cep telefonları var. Ajana gerek kalmadı. İstedikleri an hepimizi dinleyebilirler. Zaten dinliyorlar. Bunun için kimseden izin almaları gerekmiyor. Yeter ki onlar istesin. İsteyip de dinleyemeyecekleri kimse yok. Ama ben yine de konuşacağım. Beni de alıp Silivri’ye hapsetsinler. Hepimiz götürsünler. Bütün Atatürkçüleri toplasınlar. O Silivri bir gün yıkılır. Bu ülkenin kolay teslim alınamayacağını herkes anlar.

Bazen böyle umutlanıyorum. Cesaretim artıyor. Sonra toplumdaki suskunluğa bakıyorum. Bütün umudumu yitiriyorum.  İşsizler bile sesini çıkarmıyor. Halk sokaklarda yürümüyor. Birkaç kez Cumhuriyet Mitingi’nde yürüdüler. Yürüyenlere Ergenekoncu dendi. Herkes korktu. Herkes evine kapandı. Televizyonları dinlemeye başladık. Atatürkçülere, Ergenekon Terör Örgütü adını verdiler. Cumhuriyet Mitingine katılanlar panikledi. Biz terörist değiliz dediler. Ergenekon gözdağı herkesi susturmaya yetti. Cumhuriyeti koruyanlar suçlu, yıkmak isteyenler bürokrat oldu.

Anayasa mahkemesi, bu insanların şeriatçı olduğunu doğruladı mı? Laiklik karşıtı eylemlerin odağı oldukları için cezalandırılmadılar mı? Buna rağmen nasıl oluyor da iktidarda kalabiliyorlar? Aydınlarımız tutuklandı. Mustafa Balbay tutuklandı. Niceleri tutuklandı. Neymiş Ergenekoncular varmış.

Ergenekon Amerikan tertibi deniyor. Buna inanıyorum. Doğu Perinçek’i vatan hainliği ile suçluyorlar.  Etrafa bakıyorum da Perinçek kadar yürekli kimseyi göremiyorum. Vatan haini ilan etmedikleri bir Atatürk kaldı. Hatta bunu ilan bile ettiler. Atatürk cumhuriyetini İslam’la barıştırmaya kalktılar. Cumhuriyetimiz ne zaman İslam düşmanı oldu? Yobaz hocalara düşman olduğumuz doğru. Atatürk de onların düşmanıydı. Bizim İslam’la sıkıntımız olmadı. Yobazlar dini kullanarak halkı sömürmeye çalışıyor. Hep birlikte toplanıp camiye gidiyorlar. Kıldıkları namaza inanmıyorum. Yüzlerini Allah’a değil, Amerika’ya dönüyorlar.

 Amerikan projesinin eş başkanı olduğunu söyledi Tayyip Erdoğan. İslam dünyasının başına bombalar yağıyor. Hani Müslümandınız? Müslüman, zorda kalan Müslüman’a yardım eder. Bunlar zorda kalanın değil, zor kullananın yanında yer alıyor. Onlara eş başkanlık yapıyor. Sonra da camiye gidiyorlar. Nazım Hikmet, “kabahatin çoğu senin canım kardeşim,” diyordu. Maalesef öyle kabahatin çoğu bizim.

Aydınlarımızın toplanmasına seyirci kaldık. Ergenekoncular darbe yapmak istiyor dediler. Mışlarla, muşlarla Türkiye’nin aydınları tek tek topladılar Silivri’de bir hapishane kurdular. Sıkıyönetim mahkemesi gibi bir mahkeme açtılar. Hem de İstanbul’da… Atatürk’ün düşman işgalinden kurtardığı İstanbul’da…  İstanbul tekrar işgal günlerine döndü.  İstanbul’umuz seyrediyor.

Herkes seyrediyor. Aydınlarımız tutuklanmaya devam ediyor.  Türkiye’nin hakkını, hukukunu savunanlar demir parmaklıklar arasında.  Önce tutsak ediyor sonra da, sen Ergenekoncu musun değil misin araştıracağız diyorlar. Aylar geçiyor tutuklananlara suçları söylenmiyor. Biz devletiz diyorlar. Çok oy alınca her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar. Demokrasiden anladıkları bu... En çok oyu alan kendini padişah sanıyor.

Suçladıkları paşalar sanki darbe yaptı. Ergenekoncular darbe yapmadı. Hadi yapacaklardı diyelim. Birkaç emekli subay nasıl darbe yapacaktı? Bu subayları Süpermen kabul edelim. Üç beş kişi demeyeceksiniz, hepsi Süpermen olduğu için bir değil, aynı anda iki darbe bile yapabilir.  Ama yapmadılar. Sonuca bakalım, ortada darbe marbe yok.  Güçleri yettiği halde darbe yapmaktan vazgeçmişler.  

Tutuklayacaksanız Kenan Evren’i tutuklayın.  O planladığı darbeyi hayata geçirmiş bir darbecidir. Kenan Paşa ortalıkta dolaşıyor. İlhan Selçuk da Kenan Evren kadar yaşlıdır. İlhan Selçuk’u apar topar evinden karakola götürdüler. Kenan Evren’e soru bile sorulamıyor.

Sonra sen ey iktidar! Sen anayasa mahkemesi tarafından suçlu bulundun. Senin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğun devletin resmi kayıtlarına geçti. Demokrasi karşıtı siyaset yaptığınız belgelendi. Size demokrasiyi yıkmaya çalıştığınız söylendi. Ama kimse sizin hakkınızda bir şey yapmıyor. Bir tane bile iktidar mensubu gerici faaliyetlerin içinde yer aldığı için tutuklanmadı. Kimse onları apar topar evinden alıp karakola götürmedi. Yandaşlarınız özgür. Yandaşlarınız ticaretle uğraşıyor. İslami sermaye ile Amerika arkanızda.

Her şey ortada…  Bizi Amerika’nın uydusu haline getirdiler. Türkiye’yi  muz cumhuriyeti yapmak istiyorlar. Türkiye kuşatılmıştır. Türkiye, ABD ve AB’nin kucağına oturan şeriatçılara teslim edilmiştir.

Amerika Atatürk”ü sevmiyor. Yenidünya düzencilerinin hiçbiri Atatürk’ü sevmiyor. Atatürk adını duyduklarında tüyleri diken diken oluyor. Atatürk olunca Türkiye’yi yutamazlar. Atatürk’ün manevi varlığı ülkemizi koruyor. İktidardakiler, Atatürk düşmanı… Bunu ben söylemiyorum. Anayasa mahkemesi söylüyor.  Atatürk’ün gölgesinde din sömürüsü yaparken zorlanıyorlar. Atatürk, arada yattığı yerden kalkıp onları korkutuyor.

Türkiye’nin aydınları Atatürk cumhuriyetini korumaya çalıştı. Bir darbe yapılsa fena olmaz diyenler oldu. İnsan aklı, sürekli düşünür. Artık internet yoluyla, cep telefonlarıyla sürekli takip ediliyoruz. İnsanların düşüncelerini bile suç sayıyorlar. Birileri darbe yapalım demiş. Der kardeşim, insanlar birbirleriyle konuşurken neler demiyor. Sen ne karışıyorsun insanların ne konuştuğuna. Her gün birileri birilerini öldürmek ister. İntihar etmeyi düşündüğümüz de olur. Sen bunları bilince ne olacak. Sen falancayı öldürmeyi düşündün diye insan suçlanır mı? Ne darbesinden söz ediyorsunuz siz!

Darbe yokmuş da ortada günlükler varmış. Herkesin günlüğü var. Ele geçiremediğiniz günlüklerde kim bilir neler yazıyor. Faşizm mi geldi ülkeye? Evet, faşizm geldi. Yavaş yavaş faşizme geçtik. Suyu ısıtılan kurbağalara döndük. Suyumuz yavaş yavaş ısıtıldı. “Hazmettire hazmettire.” Kurbağa kaynar suya atılınca fırlayıp kaçarmış. Suyunu azar azar ısıttığınızda olduğu yerde ölürmüş. Biz de kurbağalara döndük.

Hülya Avşar yeni uyandı. Suyunun ısınmakta olduğunu yeni fark etti. Aynı şeyi hepimizin fark etmesi gerekiyor. Oktay Ekşi’nin dediği gibi yeni bir kurtuluş savaşı seferberliğine ihtiyacımız var.

Genelkurmay başkanı siz televizyonlara bakmayın diyor. Televizyonlar yalan söylüyormuş. Türkiye bölünemezmiş. Bizi sakinleştirmeye çalışıyorlar. Kurbağa gibi suda beklememizi istiyorlar.

Demokrasi diyen, Atatürk diyen aydınlarımız neden toplatıldı? Bırakın siz Hülya Avşar’la uğraşmayı. Şeriat karşıtı eylemlerin odağı olanların yaptıklarına bakalım. Darbeyi onlar yaptı.  Herkesin içinde polis korkusu var. Onlar adım adım ilerledi.

İşte imam hatipler.  Yeni bir karar alındı. İmam hatip mezunları, eskiden olduğu gibi, ÖSS’de lise mezunu gibi değerlendirilecekler.  Neden bu insanlar Türkiye’de iki başlı eğitim istiyor. Bir yanda laik eğitim, bir yanda din ağırlıklı eğitim. Din ağırlıklı eğitime daha çok önem veriliyor. Yakın bir gelecekte liselerimiz imam hatipleşecek. Amerika’nın istediği Ilımlı İslam Modeli iyice yerleşmiş olacak.

İktidarın demokratik açılımı budur.  Demokrasi diye diye dini açılım yaptılar. Ergenekonculara, darbe öyle olmaz böyle olur, demek istiyorlar. Bu darbeye ses çıkarabilen de kalmadı. Basın susuyor. Basın demokrasimizin, insanlarımızın sürekli baskılandığını dile getirmek istemiyor.

Hülya Avşar iyi ki konuştu.  Avşar kızı sayesinde iktidarda olanları keli bir kez daha görüldü. Ama adamlar pişkin. Halkımız tepkisiz. Sonuçta her zaman iktidarda olanların dediği oluyor. İktidar olanların dediği, Amerika’nın isteği…

Hatırlayalım, kimdi bu iktidardakiler. Erbakan’ın partisinde Amerika’ya hakaret ede ede dolaşıyorlardı. Şimdi Amerika’nın dostu oldular. Amerikan projesine eş başkanlık yaptılar. Şahsi çıkarlarını, iyiliğimizi istemeyenlerin çıkarlarıyla birleştirdiler. Bunları görelim artık.

Hülya Avşar da bunları görsün ve konuşmaya devam etsin. Konuşabilen insanımız azaldı. Yayın organlarımız güçsüz bırakıldı. Büyük medya iktidara çalışıyor.

Oktay Ekşi’nin sözlerini bir kez daha hatırlayalım. Türkiye’de demokratik Açılım değil, faşizan açılım yapıldığını ve bu açılımın son aşamasına gelindiğini unutmayalım.”

Yazan: İsmail Cengiz Cengizhan

ismailcengizcengizhan@gmail.com


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.